test

👇 αklını özgür вırαk / çєmвєrín dışınα çık! 👉

10 Eylül 2020

NEGATİF ENERJİ YAYAN SİZLERSİNİZ!

 

Genellikle kötü haberler verip, negatif enerji yayıyorsun diye eleştirenleriniz oluyor. Amacım elbetteki bu değil, amacım kitlelerin içinde bulunduğu uyku halinden bir an önce kurtulup, bizi ezen ve küçümseyen (bizi köle gibi gören) bu şerefsizlere karşı bir direniş başlatabilmektir.

Bana negatif enerji yayıyorsun diye eleştirenlere diyeceğim o dur ki, bu enerjiyi oluşturan zaten sizin vurdumduymaz/umursamaz tavırlarınızdır. Cahilce yapılan hareketler ve alınmış olunan yanlış kararlar yüzünden şimdi bize kimse güvenmiyor. Kendi insanımız bile :(

Gavur dediğiniz zorbaların yaptığı hiç bir şeye ses çıkartamıyorsunuz. Kölelik genlerinize işlemiş. Bu aymazlığınız sadece kendinize değil tüm kitlelere zarar veriyor. Yani aslında negatif enerji yayan sizlersiniz.

-Ben de günümü elbette en güzel ve mutlu bir şekilde geçirmek isterim.
-İnsanlara güvenmek, sırlarımı paylaşmak ve hoş muhabbet etmek isterim.
-Güven içinde olduğumu bilmek isterim.
-Özgür ve refah yaşamak isterim.
-Birlik olup, güçlü olup diğer milletlere posta koyan ben olmak isterim.

Bir şeyi henüz anlamış değilsiniz. Din ve yasaklar bizi daha mutlu, daha güvenli ve daha refah bir ülke yapmadı/yapmayacak da, bilakis korkutulan, baskılanan, cahil ve aciz bırakılan şuursuz et yığınları haline getirdi. Norveç, İsveç vb. ülkeler gibi yüksek standartlarda yaşamak dururken, neden ortadoğu pisliğine doğru sürükleniyoruz ki? O refah ülkelerdeki halk, ödediği vergilerin karşılığını alamadığını düşündüğünde bir araya gelip hakkını ararken, benim halkım neden hep daha fazla vergi vermeye mahkum ediliyor? Bu kadar yüksek vergi ödediğimiz halde ezilen, sindirilen ve sömürülen neden hep biz oluyoruz? Üstüne üstlük korkutuluyoruz da!

Ülkenin içi kaynar kazan oldu. Dışarısı zaten fena. Yıllardır bölünüyorsun. Sürekli gücün kırılıyor. Sürekli oyuna geliyorsun. Sen sınır içinde birbirini yerken, sınır dışındaki düşmanların seni yıkmak için diş biliyorlar. Küçük bir kıvılcımın çıkmasını ve etrafa sıçramasını bekliyorlar. İnan bana en küçük, yanlış bir hareketinde kıyameti koparacaklar. Vakit yakındır!

Ülkeyi bir belirsizliğe sürükleyenlerin yaptıkları değil, bizim bunları fark edip uyarmamız negatif enerji sayılıyorsa bırakalım da ortalık yangın yerine dönsün. Çünkü biz buna layığız demektir :( (ercan aldan)

10 Eyl 2020 20:07 güncellendi

KÖLE KLONLAMA


Diyanet Meali:

13.5 - Eğer şaşacaksan, asıl şaşılacak olan onların, "Biz toprak olunca yeniden mi yaratılacakmışız?" demeleridir. İşte bunlar Rablerini inkâr edenlerdir. İşte onlar boyunlarına demir halkalar vurulanlardır ve işte onlar cehennemliklerdir. Onlar orada ebedî kalacaklardır.

Daha önce sizlere "eğer özgür/elit olma şansınız yok ise cesedinizi yakmanızı" tavsiye etmiştim. Eğer toprağa gömülmeyi kabul ederseniz, hasattan sonra yaratacakları yeni dünya düzeninde, yine sizleri köle olarak kullanacaklarını, bunun için mezarınızdaki cesetlerinizden dna'larınızı kopyalayarak/klonlayarak yeni köle Adem'ler yaratacaklarını söylemiştim. Bir kez köle olunca artık boynundaki o tasmadan sonsuza dek kurtulamıyorsun. Genetik yatkınlık mirası ile (her defasında) köle olup hasat edilen hep sen oluyorsun. Çünkü hiçbir elit kendilerinden olanları asla köle olarak kullanmaz. Dini çevreler de bu yüzden klonlama/kopyalama işine karşı çıkmakta ve baskı uygulamaktadır. Çünkü bu iş halen onların tekelindedir.

Böyle bir şey mümkün değildir, bu bir komplodur diyenler bir kez daha düşünsün. Çünkü hem dini yönden hem de bilim yönünden bunun yapılması mümkündür. (ercan aldan)

https://medium.com/@diamondtema/i̇nsan-ve-hayvan-klonlama-deneyleri-dd2b6b51f972

10 Eyl 2020 20:06 güncellendi

MATRİX / DÜNYA TARLASI

MATRİX / DÜNYA TARLASI

Bu filmi çıktığı yıllarda çok kez izlemiştim. Önceleri bilincim kapalı olduğu için bana sıradan bir bilimkurgu filmi gibi geliyordu ve sadece görsel açıdan zevk veriyordu ancak bilincim açıldıktan sonra yeniden izledim ve bingo, daha önce yazmış olduğum "tanrıları yaratan tanrıların laneti" isimli yazımla neredeyse birebir uyumlu olduğunu fark ettim. Halbuki ben o uzun yazıyı hiçbir etki altında olmadan yazmıştım.

Neden sistemin kölesi olmaya devam etmiyor ve insan kasaplarının bizi hasat etmesini beklemiyoruz ki? Bunu yapamıyoruz, çünkü bunun kötü/lanet bir şey olduğunu idrak edebiliyoruz. Çünkü bizden önceki "özgürlük için isyan çıkartan ve bu yüzden hasat edilen masumların dna'larını taşıyoruz". Uyanan bilinçler; yüzlerce, binlerce, hatta hatta onbinlerce yıl önce özgürlük savaşı verenlerin genlerini taşıyorlar. Genetik yatkınlık mirası ile içimizde kabaran bu özgürlük hissine, bu yüzden karşı koyamıyoruz. Sizlerde de bu bilinç uyanması başlamışsa, bu tür filmlerdeki mesajları ciddiye alın derim.

Şimdi benim yazılarımı okumadan önce bu filmi izleyenler, rica ediyorum şimdi yeniden izlesinler. Özellikle de şu kısa bölümü. Neo'yu yani bizi buraya hapseden efendilerin torunları, Rusların yapay zeka projesinden korkuyorlar. Ben bunu çok önceden fark ettim. Elon Musk'a bu yüzden baskı yapıyorlar. Amaçları; bir an önce bu gök gemilerini inşa ettirip buradan kaçabilmek. Çünkü bu büyük kıyımın galibinin kim olacağını öngöremiyorlar. Çünkü bu yapay zeka projesi tutarsa, hasat edilenler "hasatçıların kendileri" olabilir ve bu lanet olası sistem aleyhlerine dönebilir. Bu yüzden her ihtimali değerlendiriyorlar.

Filmlere inanılır mı diyen dostlarım, bunların gerçekleşme ihtimalini ve gerçek yaşama uygunluğunu yeniden gözden geçirmenizi tavsiye ederim. Elinde dünyayı yok edecek silahlar varken Yahudi Amerika + İsrail bile bu yapay zekadan niçin korkmaktadır? Çünkü insanlığa saldıkları korkular yapaydı. Yazdıkları tarih yalandı. Ruslar bunu çok iyi biliyor. Bu yüzden yapay zeka 2045 projesine milyon dolar harcıyorlar.

Kendinizi biraz zorlarsanız benim gördüklerimi görebilir ve durumun ciddiyetini kavrayabilirsiniz. Kavrayamazsanız, klibin sonundaki Neo gibi, yapabileceğiniz tek şey; "çıkarın bizi buradan" diye yalvarmak olacaktır. (ercan aldan)

11 Eyl 2020 21:32 Güncellendi

HEPİMİZ YAHUDİYİZ


HEPİMİZ YAHUDİYİZ :(

Dedim ki; Müslüman Türkler ile Yahudi Araplar kardeştir (http://www.hurriyet.com.tr/yahudilerin-ecdadi-aslinda-turkler-mi-22454720). Hristiyanlar ise biraz farklıdır. Böyle deyince tatlısu müslümanları neredeyse beni linç edecekti :)

Eyyyy müslümannnn! Sen kabul etsen de etmesen de hepiniz yahudisiniz ...


Dünya üzerinde yaşayan tüm insanlık 3 kardeşin kanını taşıyor. Sam, Ham ve Yafet. Sam; arapların babası. Yafet: türklerin babası ve Ham ise "ham-al"ların (yani zorba Nuh'un lanet okuduğu ve tüm çağlar boyunca sömürülen/köle edilen halkların) babasıdır. Bu zalimler "SİSTEM"i öylesine oturtup, insanlığı kıskaca almışlar ki, Nuh'un ağzından ne çıktıysa, bin yıllar boyunca aynen uygulamış bu kör olasıcalar.

Yaratılış 9.18-27 Gemiden çıkan Nuh’un oğulları Sam, Ham ve Yafet idi. Ham Kenan’ın babasıydı. Nuh’un üç oğlu bunlardı. Yeryüzüne yayılan bütün insanlar onlardan üredi. Nuh çiftçiydi, ilk bağı o dikti. Şarap içip sarhoş oldu, çadırının içinde çırılçıplak uzandı. Kenan’ın babası olan Ham babasının çıplak olduğunu görünce dışarı çıkıp iki kardeşine anlattı. Sam’la Yafet bir giysi alıp omuzlarına attılar, geri geri yürüyerek çıplak babalarını örttüler. Babalarını çıplak görmemek için yüzlerini öbür yana çevirdiler. Nuh ayılınca küçük oğlunun ne yaptığını anlayarak, şöyle dedi: “Kenan’a lanet olsun, Köleler kölesi olsun kardeşlerine. Övgüler olsun Sam’ın Tanrısı RAB’be, Kenan Sam’a kul olsun. Tanrı Yafet’e bolluk versin, Sam’ın çadırlarında yaşasın, Kenan Yafet’e kul olsun.”

Bir ayyaşın ağzından çıkan bir lanete göre işliyor tüm bu sistem. İşte asıl lanet buna olsun!

Sam'in torunları (yani "Sam amca"lar dediğimiz Amerika ve İsrail'li yahudiler), yarattıkları hayali bir tanrı egemenliğinin (korku imparatorluğunun) elitleri olduklarını söyleyerek, kendileri bolluk ve refah içinde yüzerlerken, Yafes'in torunları da onların çadırlarında yaşayarak, onlara yalakalık yapmakla meşguller. Kenan'ın tohumu sıradan normal insanları da köle olarak kullanıyorlar ve üreme sınırını aştıklarında ise hasat ediyorlar. Şimdiye dek biri çıkıp da "bu hipnozu bozalım artık" demedi/diyemedi :(

Özgürce ve insanca yaşamasını beceremedik, beceremeyeceğiz :( (ercan aldan)

10 Eyl 2020 20:50 güncellendi

GÖKTANRI ZULMÜ

 
GÖKTANRI ZULMÜ 

Yukarıdaki kısa video, yerli oyunumuz olan Crysis'ten alıntıdır. Oyunun konusu: dünyayı, uzaylı sef'lerin (yaratıkların) istilasından kurtarmaya çalışıyorsunuz. Oyun deyip geçmeyin. Dünya genelinde satış rekorları kırmıştır. Oyunun akıcılığı yüzünden içeriğindeki mesajları oyun esnasında algılayamamıştım :) Şimdi bu (oyun içindeki) bu kısa videoyu izleyince durumun vehametini anladım. Hikaye özgün sayılır ancak karakterler farklıdır ve oyun içindeki istilacılar, şekilsiz yaratıklar olarak tasvir edilmiştir. Biçimsiz yaratıklar dünyamızı neden istila etmek istesin ki? Son zamanlarda bunu yumuşatıp insan formuna benzetmeye çalışıyorlar (annunakiler). Geçmişte bu şekilsiz yaratıkların bir istilası olmuş mu ki? Olmuşsa bile bu istilayla ve bu karakterlerle ilgili çizimler neden yoktur? Amerikan film, oyun yada müzik piyasasına bakıyorum da her daim bize, farklı tür uzaylı ırkların dünyayı istila edeceğine dair bir algı yaratmak isteniyor ve her ne hikmetse günümüz Göktengrici Türkleri de bu algı operasyonuna full destek veriyorlar. Onlara göre Gökten gelen göktanrı/göktengri önderliğinde kötülüğe son verilecek falan filan ... Ben bu hikayeye inanmıyorum. Aynı senaryoyu NUH zamanında da yaptılar ve aynı şeyi o zaman da söylediler. "Kötüleri yeryüzünden sileceğiz". Oysa ki silinenler iyilerdi. Çünkü şu an dünyayı kötüler yönetiyor. 

Videonun 1:35 (6:55) saniyesinde "monitörde" sef'lerin istila zamanı (18.07.2023) olarak görünüyor. Bu tarih aynı zamanda; 1923'te Göktanrıcı/ışıkçı yahudi/müslümanlar ile özgürlükçü/yılancı hristiyanlar arasında imzalanan ultimatomun da bitiş süresidir (bu kavramlar size yabancı geliyorsa, önceki yazılarıma da göz atın, lakin her şey sembolizme göre ilerliyor).

Bize öğretilenler maskenin görünen yüzü idi. Maskenin ardında ise farklı bir yüz bulunuyor. Ne gariptir ki oyunun bu sahnesinde de aynen bu ifade geçiyor: "maskeleri çıkaralım!" ...

Son olarak bu nano giysiyi üreten kişinin amacının "ölümsüzlük" olduğunu görüyoruz. Bildiğiniz üzere Rusların bununla ilgili bir yapay zeka çalışması var. Detaya girmeyeceğim, çünkü artık ne olduğunu biliyorsunuz (bkz. 2045 projesi). Bu çalışmalar 3.dünya savaşının sebebi olacak ve bize sahte bir savaş sebebi ile sahte bir uzaylı istilası hazırlayacaklar. Bu esnada nükleer silahlarla hasat edilenler (her zaman olduğu gibi) uyutulan sıradan insanlar olacak. Yani bizler :(

Bunun idrakine varabilmek için önce bilincin açılması ve bakış açısının genişletilmesi gerekiyor. (ercan aldan)

10 Eyl 2020 21:25 Güncellendi

DÜNYANIN DÜZ YADA KÜRE OLMASI NEYİ DEĞİŞTİRİR?

 

DÜNYANIN DÜZ YADA KÜRE OLMASI NEYİ DEĞİŞTİRİR?
(Güncellenmiş versiyon)

Çok şeyi!

Bunu birazdan açıklayacağım ama önce bu iki kavramı bi açalım.

Küre dünya teorisinin argümanları şunlardır:
-Dünya küre/geoid şeklindedir ve saatte 1670 km hız ile dönmektedir.
-Eğim vardır, sahilden uzaklaşan gemi bir süre sonra gözlerden kaybolur,
-Çevresi (sağlam) ozon tabakası ile çevirilidir.
-23’ eksen eğikliği sayesinde mevsimler oluşmaktadır.
-Evren big bang ile oluşmuş ve sürekli genişlemektedir. Yıldızlar ve galaksiler muazzam bir süratle bribirlerinden uzaklaşmaktadır.
-Evren karanlık maddeden oluşur.
-Aya gidilmiş ve oradan kaya parçaları getirilmiştir.
-Güneş ve ay ısı/ışık kaynağıdır.
-Yakın bir zamanda Dünyadan Marsa insan taşınacak.

Düz dünya teorisinin savunduğu argümanlar da şunlardır:
-Dünya düzdür ve sabittir,
-Bir eğim yoktur, uzaktaki nesneler zoom’lu bir kamera ile görülmeye devam ederler,
-Üzeri sağlam (yarım küre) şeffaf bir kubbe ile kapatılmıştır,
-Yerin kenarları buzullar ile çevrili olduğundan antartikanın ötesine geçilemez ve ayrıca 12 devlet aralarında anlaşma imzalayarak insanların bu bölgeyi aşmasını engellemektedir,
-Güneş, ay ve yıldızlar yapaydır. Yaratıcı tarafından bilinçli olarak yerlerine yerleştirilmiştir,
-Evren tamamıyle “SU”dur.
-Aya gitmek mümkün değildir. Van allen radyasyon kuşağını aşabilmek mümkün değildir,
-Güneş sıcak, ay soğuk ısı dalgası yaymaktadır,
-Dünyadan ayrılmak mümkün değildir.

İddialar bunlar. Öncelikle düz dünya teorisini ele alalım. Buradaki iddiaların Tevrattaki yaratılış 1. bölümünde AYNEN, Kuran ve İncil’de de muhtelif yerlerde (dağınık şekilde) yer aldığını biliyor muydunuz?

Düz dünya teorisinin gerçek olması demek, bu 3 kitabın gerçekleri içeren kitaplar olması ve bizi tasarlayan bir yaratıcı yada yaratıcıların var olması ve bizi buraya yerleştirdikleri gerçeğini %100 kanıtlar fakat sadece bu kısım için “doğrudur” diyebilirim. Ne var ki her 3 kitabın da içinde çelişkiler ve eklemeler bulunmakta (bu farklı bir konu olduğundan buna şimdi değinmeyeceğim).

Dünyanın küre olması fikri ise bana pek sıcak gelmiyor. Binlerce metre yükseklikte dağlar var. Binlerce metre derinliğinde de denizler. Bir an için denizlerin kuruduğunu düşünün. Muazzam engebeli bir yapısı olan biçimsiz bir kaya parçası ortaya çıkar. Tıpkı bir patates gibi :) Durum buysa sürekli genişlemekte olan (!)* bu kainatta bu biçimsiz dünya, yörüngesinden SAPMADAN (!) nereye yol almaktadır? Bu biçimsiz yapısıyla güneşin yörüngesine nasıl girmiş ve binlerce yıldır bu yörüngede nasıl kalabilmiştir? Kusursuz bir bilye ile pürüzlü kırık bir bilyeyi aynı anda döndürdüğünüzü düşünün. Hangisi uzun süre sapmadan dönmeye devam eder. Elbette pürüzsüz bilye.


Nasa ve ISS uluslararası hava istasyonları ile ilgili çok fazla aldatıcı videolar bulunmakta (https://youtu.be/ODduoNrrw2g). Pluto gezegeninin üstüne disney pluto köpek figürü çizmeleri bizlerle nasıl da alay ettiklerinin bir göstergesidir (https://www.nasa.gov/feature/new-horizons-top-10-pluto-pics). Nasaya güvenmiyor olduğumdan yayınladığı her görüntüye artık şüphe ile yaklaşıyorum. Jupiter ve Satürn’ün fotoğraflarını çekip dünyaya gönderen Voyager araçları da bana göre düzmece. Bir kişi de çıkıp sormuyor ki “cep telefonunun sinyalleri bile bazı yerlerde çekmez iken bu araç bilmem kaç milyon km öteden bu fotoğrafları nasıl gönderiyor? (https://youtu.be/Qt2so-iYnFs)”. Peki ya Mars? Eğer ki gerçekten bu dünyadan çıkış mümkün değilse Mars diye bizi götürecekleri yer, olsa olsa buzulların ardındaki henüz keşfedilmemiş yahut bize söylenmemiş kıtalardan biri olacaktır :) (https://www.facebook.com/piazarol/posts/1904103096354409) Neyse konuyu uzatmanın bir manası yok.

Ateist ve bilimci çevreler (!) nedense tüm bunlara komplo deyip düz dünyacıları cahillikle suçluyor. Bunu diyenlerin hiçbiri göğe çıkıp da dünyaya kendisi bakmış değil (gerçi bizler de öyle). O zaman "dünya: %50 olasılıkla düz, %50 olasılıkla küredir" desek yanlış mı olur? Bence olmaz. Çünkü henüz hiçbirimiz gerçekliğe tanıklık etmiş değiliz.

Bilimin birçok dalını ve dinleri masonlar ve illüminatiler yönetiyor. Finansörlüğünü de Rockefeller ve Rothschild gibi elit aileler yapıyor. Sorun; ateistlerin bunları küçümsemesinde. Bir hapishanede yaşadığımız ihtimalinin bilinmesi durumunda köle insan kalmaz dünyada ve herkes ayaklanır. Kapitailst yahudiler de avucunu yalarlar. Bu yüzden hem dinleri, hem de bilimleri ile bizlere sürekli "özgürsünüz" düşüncesini empoze ediyorlar. Nano teknoloji, yapay zeka, nükleer silahları vs. üreten insan nasıl olur da basit bir gök gemisi inşa edemez? Buradan çıkış olmadığının farkında olduklarından olabilir mi? Neden olmasın?

* Not: Küre dünya inancına göre evren sürekli genişliyor ise, milyonlarca km. ötedeki orion ve polaris takım yıldızı ve diğerleri neden hep aynı yerlerinde durmaktadır? “dünya, güneş yada galaksimiz de onlarla birlikte döndüğünden” … filan demeyin! samanyolu ile alakası olmayan yıldızlardan da bahsediyorum yada “işte bilmem kaç bin yıl sonra bu yıldızlar hafif yerlerinden oynayacak” da demeyin! Bu hafif oynama ile ilgili şimdiye dek neden bize böyle bir bilgi aktarılmadı? Uzay ajanslarının amblemlerinde neden mason pergelinin olduğunu şimdi daha iyi anlıyorum. (ercan aldan)
10 Eyl 2020 20:33 güncellendi

Yapay Zeka ve Ölümsüzlük

Dna'mızın orjininde çok uzun ömür ve mükemmel bir bağışıklık sistemimiz var. Tanrısal güçlerimiz var ama bilincimiz kapalı/sınırlı olduğu için bunun farkına varamıyoruz. Zorba tanrı insanların tanrı gibi olmasını istemiyordu. Tevrat'ta ne diyordu?

Yaratılış 3.22 Sonra, “Adem iyiyle kötüyü bilmekle bizlerden biri gibi oldu” dedi, “Artık yaşam ağacına uzanıp meyve almasına, yiyip ölümsüz olmasına izin verilmemeli.”

İblis/Yılan/Lucifer adem ve eşine yaratılışın sırlarını paylaştı ve bilinçleri açıldı. Tanrısal güçlerinin farkına vardılar ve bir isyan/savaş başlattılar. Nihayetinde savaşı kaybedip Aden'e sürgün edildiler.

Vahiy 12/7-9 Gökte savaş oldu. Mikail’le melekleri ejderhayla savaştılar. Ejderha kendi melekleriyle birlikte karşı koydu, ama gücü yetmedi. Bu yüzden gökteki yerlerini yitirdiler. Büyük ejderha –İblis ya da Şeytan denen, bütün dünyayı saptıran o eski yılan– melekleriyle birlikte yeryüzüne atıldı.

Bugün bilim, dna'daki bu stop kodonlarını kaldırma çabasında. Yapay zeka ile bu açık kodlu dna'yı entegre etme çalışmaları devam ediyor. Rusya bu proje için milyon dolarlar harcıyor. Kutsal kitaplarda anlatılan tüm hikayeler kabalistik tarzda sembolizm diliyle yazılmıştır. Gerçek hikayeyi öğrenmek için tüm kutsal kitapları, sümer tabletlerini ve bilimsel verileri bir araya getirmelisiniz. (ercan aldan)

https://www.dunyahalleri.com/2045-initiative-olumsuzlugu-amacliyor/

10 Eyl 2020 20:30 güncellendi

UYUMAYA DEVAM!

UYUMAYA DEVAM! HER ŞEY GÜLLÜK GÜLİSTANLIK :)

Rothschild; "Biz yahudiler olacakları 100 yıl önceden planlarız ve dünyada ne olup bitiyorsa bu plana göre işler ama Atatürk diye biri çıktı ve bu planları altüst etti." demiş. Bence bu söz gerçekten söylenmiş olabilir.

Çünkü;

20'lerde denediler olmadı, 40'larda denediler kısmen başardılar, 60'larda da öyle keza, 80'lerde zeminini yaptılar. Asıl gayelerine ise 2000li yıllardan sonra ulaştılar. 2020'lerde ise son noktayı koyacaklar. O zamana kadar ülkeyi tamamen araplaştıracaklar (şimdilerde yaptıkları bu). Araplaştırdıktan sonra diğer araplaştırılan ülkelere ne olmuşsa aynısı bize de olacak. Libya gibi, Mısır gibi, Irak gibi, İran gibi vs. ...

Yıkım yakındır! "Uyuyan Milletler Ya Ölür Ya Da Köle Olarak Uyanır" (Mustafa Kemal Atatürk)
10 Eyl 2020 19:39

14 Mart 2019

Yalan makinesi

Yalan makinesini kafaya/beyne bağlamanın bir faydası yok. Zaten makinenin amacı söylenen yalanları bulmak değil, muhatabın verdiği tepkilere bakarak yalan söyleme ihtimalinin olup olmadığını tespit etmektir. Anılar beyne değil dna'ya kaydedilir. Evrenin bilgisi dna'dadır. Dna'yı çözümleyebilen bir alet geliştirildiğinde a'dan z'ye tüm bilgileriniz %100 oranında ortaya çıkacaktır ve tüm faili meçhul cinayetlerin bulunma oranı %100 olacaktır. Ayrıca binlerce yıl önce yaşayan büyük büyük büyük babanızın kim olduğunu ve neler yaşadığı hakkında %100 bilgi sahibi olabileceksiniz.

Nasıl ki 10101010101 sayısı işlemci sayesinde 3D sanal gerçekliği yaratabiliyorsa, A.T.C.G harfleri de beyin ile bunu sağlayabilir. Belki de tasarımcılarımız bunu çoktan başarmıştır ama bunun nelere yol açacağını öngörmüş olmalılar ki, konu hiç gündeme getirilmiyor (?)

Bu bir ütopya değil! Dünyayı pisliğe boğanların egemenliği devam ettiği sürece böyle bir buluş yapılmış olsa bile örtbas edilecektir. Ne zaman ki dünya adil insanların yönetimine geçtiğinde, işte o zaman kirli çamaşırların ortaya dökülmesi için bu teknik kullanılacaktır. Şahsen bunu dört gözle beklemekteyim! SIFIR yanılma payı ile kim iyi kim kötü çıkar ortaya! (ercan aldan)

https://khosann.com/dna-yeniden-yaziliyor-insan-dnasina-yeni-harfler-ekleniyor-sentetik-insan-geliyor/

14 Mar 2019 22:32

Beyindeki Elektrik


Deflibratör/elektroşok sadece kalbe değil, daha zayıf bir akım ile beyne de uygulanmalı bence. Bilinci korumak için beyindeki düşük voltaj elektriğin de korunması gerektiğini düşünüyorum. Bu mini akım, sinirler sayesinde tüm organlarımıza ulaşıyor ve onları halen kullanılabilir bir durumda tutuyor. Bu akım sekteye uğradığında organlar görevini yapamaz hale geliyor ve felç oluyorsun. Felcin çaresi yok diyorlar ama bence var. Yapay yollarla bu iletişim tekrar sağlanabilirse hasta eski haline dönebilecektir.

Beyindeki bu akım (bilinç), tamamen kaybedildiğinde ise ölüm dediğimiz olay gerçekleşiyor. Ölüme yakın ışık gördüklerini söyleyenler, beyindeki bu akımın hasar görmesi (bir çeşit kısa devre yapması) ile oluşan kıvılcımı görmektedirler. Ruh, cin, hayalet, tanrı vs. hepsi masal!

Fatır 11'de "ömrün uzun yada kısa oluşu bir kitapta kayıtlıdır" diyor. Yani dna'da. Dna'daki hayflick eşiği aşılamadığı ve tüm kodonlar açılamadığı için en fazla 120 sene yaşayabiliyoruz. Dna modifikasyonu sonrası bu sorun aşılacak, 1000 sene hatta daha fazla yaşayabilmek mümkün olacaktır.

Belki de Nuh'un 950 sene yaşamış olduğunu söyleyen ayetler gerçektir. Kim bilir?

Kalp, beyinden akım aldığı sürece atmaya ve kanı yaymaya devam eder. Kan yakıttır demiştim. Organları çürümeye karşı korur ve onları besler. Kangren olmuş kol yada bacak kesilir, çünkü kan yayılımı durmuştur ve bozulma/çürüme başladığından o kısım kesilip atılır ama bence onun da çaresi var. Yapay bir damar ve sinir ile ekleme yapılabilir ancak bu yapay damar ve sinirin mevcut dna/hücre ve dokumuz kullanılarak yapılması lazımdır. Bu sayede organın beyin ile olan akımı da kesintiye uğramayacaktır.

Doktorlara sorabilirsiniz! Kaçı bu taktiği uyguladı? Bence hiç! (ercan aldan)

14 Mar 2019 22:42 güncellendi

13 Mart 2019

İllüminati kartları


İllüminati kartları zamanın olmadığının kanıtı olabilir mi?


Yani daha önce de söylediğim gibi aslında yaşanmış ve bitmiş olan bir hayatı yaşıyor olabilir miyiz? Bir süreç/döngü var ve bu süreç aslında yaşanıp bittiği için illüminati kartları ile bizlere ipucu veriliyor olabilir mi? Keza Steven Spielberg filmleri de öyle. 80li yıllardaki filmlerinde kullanmış olduğu 21.yy teknolojisi aynen öngördüğü şekliyle şimdilerde yaşanmaktadır.

Eğer bu tez yanlışsa o zaman süreç illüminati'nin çizdiği şekilde ilerliyor demektir. Bu şu anlama geliyor, birileri bizleri parmağında oynatıyor, birileri bizim adımıza karar veriyor ve kaderimizi çiziyorlar. Eğer durum buysa onların oyunlarını bozabiliriz ne de olsa elimizde ipuçları var ama durum tam tersi ise yapabilecek pek bir şeyimiz yok. Bize verilen (sistem için) üre-doğ-büyü-çalış ve öl döngüsünü tamamlayıp buradan göçüp gideceğiz :( (ercan aldan)

https://medussa.net/illuminati-kartlari-ve-gerceklesen-olaylar-n191

13 Mar 2019 19:59

Paylaşılmış Psikoz


Paylaşılmış Psikoz: Hasta olan kişinin gerçek dışı inanç ve düşüncelerinin, diğer aile üyeleri tarafından da gerçek olarak kabul edinmeye başlanmasıdır. Bazen bu öyle bir boyuta ulaşabilir ki tüm mahalleyi veya tüm şehri bile etkileyebilir. Cinler tarafından saldırıya uğradıklarını düşünerek koca bir köyü boşaltan köylüler bu gruba girmektedir. Konuyla ilgili "Karadedeler olayı ve dabbe" filmlerini izlemenizi öneririm.

https://onedio.com/haber/deliligi-ve-ruh-hastaliklarini-konu-edinmis-35-akil-bulandiran-film-723928

13 Mar 2019 12:59

10 Mart 2019

Sembolizm Tablosu


7 sene önce (2012'te) NCR'da (ATM bilgisayar ve yazılımlarını üreten firmada) çalışan bir abimiz "Bilgisayar parçaları üreten firmaların elinde, 50 sene sonra çalışabilecek donanım var ancak işi ticarete dökmek için en alt seviyedeki bilgisayar parçalarından satışa başladılar" dediğinde, o an için bir şey anlayamamıştım ama şimdiki teknolojiye bakıyorum da adam haklıymış. Bize görmek istediklerimizi gösteriyorlar. Emin olun ellerinde bundan daha yüksek teknolojiler var ve bunları binyıllardır kullanıyorlar! Tahminimce bu teknolojinin zirvesinde, 1 gr'lık yapay dna'ya milyarlarca kb'lık veri sıkıştırma ve bununla yapay zekalı (tanrısal) bir insansı yaratma işlemi var.

Sembolizm tablosuna göre ilerleyen akışta, zirvede tanrılaşmış insanlar bulunuyor ve her şey bu plana göre işliyor. Ne zaman ki önümüzdeki 100 yıl içerisinde büyük bir tufan haberi alırız, o zaman bu tablonun da %100 gerçek olduğunu anlarız ve bu gerçek aynı zamanda bizi şu sonuca da ulaştırır.

Bizler; zaman kavramını çözmüş tanrısallaşmış insansıların çekip oynadığı ve bitirdiği bir filmde rol alan sıradan basit figüranlarız :( (ercan aldan)

https://onedio.com/haber/son-10-yilda-yasanan-devrim-niteliginde-20-teknolojik-gelisme-745407

10 Mar 2019 22:17

06 Mart 2019

Yaratılış Amacı

Bu kompleks yapıyı evrimciler "tesadüf" olarak açıklarken, dinciler de "allah yarattı" diyerek kestirip atarlar.

Her iki kesime de (benim gibi) temkinli yaklaşan ve sorgulayan septikler ise, beyin ve beyinde bulunan zayıf elektrik akımının, sinirler vasıtasıyla tüm organlara dağılarak onları kontrol eden mekanizma olabileceğini düşünür ve bunun ne tesadüfi evrimle, ne de arabın tek tanrısı allahın yaratımı ile izah edilemeyeceğini anlayıp hayrete düşerler. Bu olsa olsa üst akılların başarabileceği bir üretimdir ve bir amaç (altın işçiliği) için üretildiği de ortadadır.

https://youtu.be/f12vjhMkfIs

6 Mar 2019 09:28

01 Mart 2019

Canın Kutsallığı


Sömürü sistemi insan bedeninden ve kazancından maximum yararlanmak istediği için canı kutsal kılmıştır. Dinleri ve yasaları ile bunu koruma altına alır. Sisteme hizmet ettiğin müddetçe sistemin faydalarından yararlanırsın. Aksi halde Afrikada'ki insanlar gibi sistem dışı bırakılıp ölüme terkedilirsin.

Diyanet Vakfı Meali:
6.151 - De ki: Gelin Rabbinizin size neleri haram kıldığını okuyayım: O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın, ana-babaya iyilik edin, fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin -sizin de onların da rızkını biz veririz-; kötülüklerin açığına da gizlisine de yaklaşmayın ve Allah'ın yasakladığı cana haksız yere kıymayın! İşte bunlar Allah'ın size emrettikleridir. Umulur ki düşünüp anlarsınız.

T.C.K Madde 81 - (1) Bir insanı kasten öldüren kişi, müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.

T.C.K Madde 84 - (1) Başkasını intihara azmettiren, teşvik eden, başkasının intihar kararını kuvvetlendiren ya da başkasının intiharına herhangi bir şekilde yardım eden kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

1 Mar 2019 12:33