İSLAM ŞİDDET DİNİDİR. İŞTE SİZE KANITI!(Hem de kendi kitabı Kuran'dan ayetlerle)
******** (Muhammed Suresi 1-4)
الَّذِينَ كَفَرُوا küfürlerinde bilinçli olarak ısrar edip وَصَدُّوا alıkoyanların عَنْ سَبِيلِ yolundan اللَّهِ Allah’ın أَضَلَّ boşa çıkarmıştır أَعْمَالَهُمْ amellerini (1) وَالَّذِينَ آمَنُوا iman edip وَعَمِلُوا işleyenler الصَّالِحَاتِ salih amel وَآمَنُوا ve iman edenlerin ise بِمَا نُزِّلَ indirilene عَلَى مُحَمَّدٍ Muhammed’e وَهُوَ ki o الْحَقُّ hakkın ta kendisidir مِنْ رَبِّهِمْ Rabblerinden gelen كَفَّرَ örtüp-bağışlar عَنْهُمْ سَيِّئَاتِهِمْ günahlarını وَأَصْلَحَ ve düzeltip-ıslah eder بَالَهُمْ hallerini (2) ذَلِكَ işte böyle بِأَنَّ hiç şüphesiz الَّذِينَ كَفَرُوا küfürlerinde bilinçli olarak ısrar edenler اتَّبَعُوا uymuşlar الْبَاطِلَ batıla وَأَنَّ الَّذِينَ آمَنُوا ve hiç şüphesiz iman edenler اتَّبَعُوا uymuşlardır الْحَقَّ hakka مِنْ رَبِّهِمْ Rablerinden olan كَذَلِكَ işte böyle يَضْرِبُ açıklar اللَّهُ Allah لِلنَّاسِ insanlara أَمْثَالَهُمْ misallerini (3) فَإِذا لَقِيتُمْ öyleyse karşı karşıya geldiğiniz zaman الَّذِينَ كَفَرُوا küfürlerinde bilinçli olarak ısrar edenlerle فَضَرْبَ hemen vurun الرِّقَابِ boyunlarını حَتَّى إِذَا أَثْخَنتُمُوهُمْ sonunda onları iyice bozguna uğratıp zafer kazanınca da فَشُدُّوا artık sımsıkı tutun الْوَثَاقَ bağı فَإِمَّا مَنًّا ya bir lutuf olarak بَعْدُ bundan sonra وَإِمَّا veya فِدَاءً bir fidye حَتَّى öyle ki تَضَعَ bıraksın الْحَرْبُ savaş أَوْزَارَهَا ağırlıklarını ذَلِكَ işte böyle وَلَوْ يَشَاءُ eğer dilemiş olsaydı اللَّهُ Allah لَانتَصَرَ elbette intikam alırdı مِنْهُمْ onlardan وَلَكِنْ ancak لِيَبْلُوَ denemesi içindir بَعْضَكُمْ بِبَعْضٍ sizleri birbirinizle وَالَّذِينَ قُتِلُوا öldürülenlerin ise فِي سَبِيلِ yolunda اللَّهِ Allah فَلَنْ يُضِلَّ kesin olarak boşa çıkarmaz أَعْمَالَهُمْ amellerini (4)
******** (Muhammed Suresi 1-4)
Diyanet Meali:
47.1 - İnkâr edenler ve Allah yolundan alıkoyanlar var ya; işte, Allah onların bütün amellerini boşa çıkarmıştır.
2 - İnanıp salih ameller işleyenlerin ve Muhammed'e indirilene -ki o Rablerinden gelen haktır- inananların ise Allah günahlarını örtmüş ve hâllerini düzeltmiştir.
3 - Bu, inkâr edenlerin batıla uymaları ve inananların Rablerinden gelen gerçeğe uymalarından dolayıdır. İşte Allah, onların örnek teşkil edecek durumlarını insanlara böyle anlatır.
4 - (Savaşta) inkâr edenlerle karşılaştığınız zaman boyunlarını vurun. Nihayet onları çökertip etkisiz hâle getirdiğinizde bağı sıkı bağlayın (sağ kalanlarını esir alın). Artık bundan sonra (esirleri) ya karşılıksız ya da fidye karşılığı salıverin. Savaş sona erinceye kadar hüküm budur. Eğer Allah dileseydi, onlardan öç alırdı. Fakat sizi birbirinizle denemek için böyle yapıyor. Allah yolunda öldürülenlere gelince, Allah onların amellerini asla boşa çıkarmayacaktır.
Eğip bükmenin gereği yok. İslam şiddet dinidir! Bu ayetler kitabın (kendi içindeki) kanıtıdır.
İlk ayetlerde SAVAŞ kelimesi geçmez (parantezle zoraki ekleme yaparlar). Nasıl ki cennette kendilerine hediye olarak verilecek "genç oğlanları/gılmanları; genç hizmetçiler" olarak çevirmişlerse, bu ayetleri de o şekilde kasıtlı olarak yanlış çevirmişler ve meşru müdafaa haline dönüştürmüşlerdir. Oysa ki olay tamamen istila ve işgal ile ilgilidir; "İslamın işgalci ve istilacı yayılım politikası".
Aynı ayette "Kafirler/inkar edenler ve allahın yolundan alıkoyanların amellerini allah boşa çıkarmıştır" deniyor. Yani muhatap onlardır; "Kafirler ve Allah yolundan alıkoyanlar" ... kısacası "İNANMAYANLAR"dır. Hani Kafirun suresinde "lekum dinikum ve liye din - sizin dininiz size, benim dinim bana" şeklinde (güya) inanmama özgürlüğü tanınan kesimlerdir, yani "Savaş açanlar" DEĞİL, "İNANMAYANLAR"dır! Buraya çok dikkat edin, çünkü bu kısmı yanlış anlarsanız; İslam'ın adalet dini olduğu, doğru anlarsanız; İslam'ın istila ve şiddet dini olduğu ortaya çıkacaktır -ki evet doğrusu; İslam şiddet dinidir.
Zaten ikinci ayette, birinci ayetin neden-sonuç ilişkisi verilmiştir. "Allahın, muhammede indirdiğine inanıp salih ameller işlemeye başlarlarsa, rabbleri günahlarını örtecek ve hallerinin düzeltilmesine yardım edecektir" diyor. Yani zaten istesen de kendi iradenle bunu sağlayamıyorsun. Ayetlerin devamında ise "sizi birbirinizle deneriz" diyor. Şu işe bak! Deniyormuş. Kuluna şahdamarından yakın olan Tanrı (!), "kimin inanıp inanmadığı anlaşılsın diye birbirilerinin kellelerini kestirerek deniyormuş". PEH! Hani tüm insanları yaratan o idi ve rahmeti gazabını geçmişti? Bizler deney fareleri miyiz? Yoksa birer kukla mıyız? Sizi deniyoruz da ne demek? Kellemizi aldırttığı yetmiyormuş gibi bir de sizi deniyoruz diyor. Güler misin ağlar mısın?
Neyse aynı ayetin devamında "kafirliklerinde/inkarlarında ısrar edenler batıla uymuştur, yok edilmelidir" diyor. İşte savaşı başlatmanın bahanesi budur; "Batıla uymak!" (Batıl'ı; kendi gerçeklerine uymamak olarak kabul ediyorlar).
Tanrı Kuranda; hem "la ikrahe fiddini - dinde zorlama yoktur" diyor hem de "onlar sözüne inanmıyor diye kendini mi tüketeceksin?" diye telkinde bulunuyor ve buna rağmen batıla uydular diye savaş ve işgal için onlara yardım ediyor (?) Ohhh mis! Ne de güzel bir din :) Çelişkiler yumağı olan bir kitabın, aklî-mantıkî ve vicdanî emirler vermesini de bekleyemezdik zaten.
Zıtlık ilkesine göre ilerleyen tarihte, karşı tarafın batıla uyduğunu düşünerek, allahın indirdiğine inanmıyorlar diye savaş açmanın, kendilerine göre haklı sebepleri oluşmuştur artık. Çünkü onların inandıkları şey mutlak doğru olandır ve onların inandığı şeylere inanmayanlar (onlara göre) batıla uyanlardır. İstila ve savaşma bahanesi işte şimdi hazırdır. Ganimet, cennet ve kadın ödülleri de eklenince savaşmak artık farz olmuştur.
Artık onlar savaşa/istilaya başladığında "kellenizi hemen alabilirler ve/veya (daha varlıklı olanlarınızı) istila bitene kadar esir tutabilirler. İstila bitip harp sona erdiğinde de onlara fidye/rüşvet vermeyi kabul ederseniz sizi bırakabilirler (tabi halâ sağ iseniz). Nasıl olsa işgal tamamlanmış ve artık senin bir hükmün kalmamıştır. İşte İslam'ın yayılma politikası budur "kes, yak, yık, yok et!". Bunun devletler bazında uygulanış şekli ise; böl, parçala, yok et'tir. Bölmek için dini, parçalamak için siyaseti, yok etmek için ise silahlı güçlerini kullanırlar.
İslamiyet teslimiyet dinidir. Şeksiz, şüphesiz ve koşulsuz itaati emreder. İtaat edilmesi istenilen şey (din), akla ve mantığına ters olsa bile reddetme şansın yoktur. Çünkü zaten tüm doğrular (!) onlar için önceden belirlenmiştir. Sana düşen ise "işittik ve itaat ettik - semi'nâ ve eta'nâ" demektir. Demezsen kellen gider.
İşte bu dört ayeti "müslümanların kafir saldırılarına karşı meşru müdaafası olarak gösterirler. Alakası yoktur! Burada anlatılanlar tamamen IŞID'in anladığı ve uyguladığı İslam'ın ta kendisidir. Bu ayetlerin hiçbiri "size savaşanlara karşı siz de savaşın" demiyor. Çünkü bunu diyen ayetler başka ayetlerdir (bkz. 2/190) ve o konu ile bu konu farklıdır. O ayetler meşru müdaafayı anlatıyor amenna ama bu ayetler apaçık bir istilayı anlatıyor. Kim ne derse desin! İslam şiddet dinidir ve eğer TANRI SÖZLERİ (!) söz konusu ise bir yanlış tüm doğruları götürür. Bu böyle biline!
/ercan aldan/
7 Oca 2019 21:09