test

👇 αklını özgür вırαk / çєmвєrín dışınα çık! 👉

26/09/2020

TORAH'DA CİNSELLİK


Kuran'da detayını bulamadığımız ve sadece 3 ayette (4/43, 4/103, 5/6) geçen "yan yatmak, yakınlaşmak" şeklinde çevirilen جُنُوبِ cunub/cenabetlik kavramının detayını Tevrat'ta bulmuş olmak açıkçası beni yine şaşırtmadı.

Levililer 15/16-18
Eğer bir adamdan meni akarsa, bedeninin tümünü yıkayacak ve akşama kadar kirli sayılacaktır. Üzerine meni bulaşan her giysi ya da deri eşya yıkanacak, akşama kadar kirli sayılacaktır. Bir adam kadınla cinsel ilişkide bulunurken menisi akarsa, ikisi de yıkanacak ve akşama kadar kirli sayılacaklardır.

Hoş Tevrat'ta yer alan sünnet olma ve sünnet olmayana kız vermeme geleneğini/töresini aynen yaşattığımız gibi bunu da burada yazıldığı şekilde yaşatmıyor muyuz?

http://ercanaldan.blogspot.com/2022/02/sunnet-bir-yahudi-gelenegidir.html

Dahası Levililer 18 ve sonraki bölümlerinde "kimler kimlerle cinsel ilişkiye girebilir yada giremez?"in detayları mevcut ve inanın bana neredeyse tümü (bugün bile yaşatılan) Türk Töresi (Torah'ı) ile birebir uyumlu!

E hani biz müslüman Türk idik? Hani yahudilerden farklıydık? Hani marjinal olan bizdik? Laf-ı güzaf! (ercan aldan)

https://incil.info/kitap/lev/15
26 Eyl 2020 15:10 güncellendi

21/09/2020

BENZER BİR SURE GETİRİN!


BENZER BİR SURE GETİRİN!

(١٠.٣٨)
اَمْ يَقُولُونَ افْتَرٰیهُ قُلْ فَاْتُوا بِسُورَةٍ مِثْلِهٖ وَادْعُوا مَنِ اسْتَطَعْتُمْ مِنْ دُونِ اللّٰهِ اِنْ كُنْتُمْ صَادِقٖينَ
~ ~ ~

Kuranı Kerim Türkçe okunuş:
10.38 - Em yegûlûnefterâh, gul feé'tû bisûratim mislihî ved'û menistetağtum min dûnillâhi in kuntum sâdigîn.

Diyanet Meali:
10.38 - Yoksa onu (Muhammed kendisi) uydurdu mu diyorlar? De ki: "Eğer doğru söyleyenler iseniz, haydi siz de onun benzeri bir sûre getirin ve Allah'tan başka, çağırabileceğiniz kim varsa onları da yardıma çağırın.

BUYUR GETİRDİK ...

سورة الطيور
"Kuşlar Suresi"

وَالسَّمَاءِ وَمَا بَنٰیهَا
Ves semâi ve mâ benâhâ
Göğe ve onu bina edene andolsun,

خَلَقَ السَّمٰوَاتِ بِغَيْرِ عَمَدٍ تَرَوْنَهَا
Halegas semâvâti biğayri amedin teravnehâ
Gökleri görebildiğiniz bir direk olmaksızın yarattı,

اَوَلَمْ يَرَوْا اِلَى الطَّيْرِ فَوْقَهُمْ صَافَّاتٍ وَيَقْبِضْنَ
Evelem yerav ilettayri fevgahum sâffâtiv ve yagbıdne
Üstlerinde kanat çırparak uçan kuşlara bakmazlar mı?

ءَاَنْتُمْ تَخْلُقُونَهُ اَمْ نَحْنُ الْخَالِقُونَ
Eentum tahlugûnehû em nahnul hâligûne
Siz mi yaratıyorsunuz onları, yoksa biz mi?

اَوَلَمْ يَنْظُرُوا فٖى مَلَكُوتِ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَمَا خَلَقَ اللّٰهُ مِنْ شَیْءٍ
E ve lem yenzurû fî melekûtis semâvâti vel ardı ve mâ halegallâhu min şey'in
Bakmadılar mı göklerin ve yerin melekûtuna, O'nun yarattığı şeylere

وَاِنَّ لَكُمْ فِى الْاَنْعَامِ لَعِبْرَةً
Ve inne lekum fil en'âmi leıbrahe
Hayvanlarda sizin için elbette bir ibret vardır.

Tanrı "ELOHİM/ALLAH" bunları bana az önce vahy etti. Göğü ve kuşları, dünya denen bu tımarhanede biz sıkılmayalım diye kendisinin yarattığını söyledi ve insanların da onlardan ibret alarak; onlar kadar şen, onlar kadar özgür olmalarını istedi!

Ben ikna oldum. de ki; siz de ikna oldunuz mu?

Not: Bu olayın bu kadar abartılacak bir tarafı yok! Bu sureyi bizzat ben kendim oluşturdum. Hem İslam'ın/Kuran'ın dışına çıkmadım hem de başka bir yardımcı da çağırmadım. Emin olun bundan daha güzel metinler var eski arap dili ve edebiyatında. Tek yapmanız gereken bunu Google'da aratmak! (ercan aldan)

21 Eyl 2020 09:41 güncellendi

17/09/2020

COVID'İN NEDENİ ve KESİN TEDAVİSİ


COVID'İN NEDENİ ve KESİN TEDAVİSİ 

Bu hastalık bağışıklığı zayıf olanları götürüyor. Genç yaşlı ölümleri bu yüzden. Canan hoca bu hastalık için bildiğimiz grip gibidir ancak tahribatı giderek artıyor diyor. Kuş gribi oldu domuz gribi, domuz gribi oldu gergedan gribi ... günümüzde dinozor yaşamadığı için bu seferkine COVID deyip geçtiler.

Şaka bir yana virüs aslında aynı virüs ama etkisi giderek artıyor. Nedeni de GDO, Chemtrails ve 5g'nin bağışıklığımızı zayıflatması. Yani evet bu virüs/mikrop elbette bulaşıcıdır. Bizim millet öksürürken yada hapşırırken ağzını örtmediği/örtemediği için maske zorunlu. Yoksa sizi virüsten koruduğu için filan değil. Maske; virüsü kapmayalım diye değil, bulaştırmayalım diye takılıyor bu ülkede.

Kapalı alanlarda durmayın. Yanınızda hapşıran yada öksüren biri olursa o esnada bir müddet o ortamdaki havayı solumayın ve hemen oradan uzaklaşın! Soğuktan korunun. Bol bol limon ve beyaz et ürünleri (balık,tavuk vs.) tüketin ve bol bol temiz hava (çam havası) alın. Protein, c ve d vitamini seviyeniz artarsa bağışıklığınız güçlenir ancak kimyasal ürünlerden kullanmayın. Eğer bu hastalığa yakalandığınızı düşünüyorsanız 1 hafta aç karnına taze eşek sütü tüketin. Bulamıyorsanız ılık taze süte 2-3 diş sarımsak ezerek karıştırıp için. Uzun vadede koruyucu bir kür istiyorsanız her 1lt limon suyuna 20 diş sarımsak ve 2 ince dilim taze (kök) zencefil ekleyip 20 gün beklettikten sonra her gün yarım çay bardağı karışıma su ekleyip için. Hastalığın ilerlediğini düşünüyorsanız (koku ve tat alma kaybı) ve kimyasal ilaç kullanma zorunluluğu oluşmuşsa; katarin forte isimli ilacı, redoxon isimli vitamin takviyesini ve maximus isimli boğaz spreyini kullanabilirsiniz (tabiki doktorunuzun onayından sonra). Başka tedavi aramayın arkadaşlar yok! Bu virüs/pandemi dedikleri zımbırtı gribin gelişmiş bir versiyonudur. Chemtrails ve 5ge ile bağışıklığı zayıflatmalarının bir sonucudur. Belki birçoğunuz farkında değil ama özellikle 2018 sonlarından beri (2019 sonlarından beri değil) bu illetle birlikte yaşıyoruz ve emin olun bu illet her canlıya uğradı. Bağışıklığı güçlü olanlar zatürre yada menenjite çevirmeden geç de olsa bunu bir şekilde atlattılar. Bağışıklığı zayıf olanlar ise hayatlarını kaybettiler.

Benzerlerini geride bıraktığımız yüzyıllarda da yaşadık. İspanyol gribi, rus gribi, çin gribi vs. Bir de veba var ama onun hikayesi biraz farklı. Her bir grip salgınını bir vahşi hayvan ile ilişkilendirmelerini ben komik buluyorum. Misal günümüzde farelerden neden veba bulaşmaz? E çünkü ilacını bulmuşlar, bak sen!

Böyle yapa yapa, üst akıllar dna'mızı boza boza bizleri makaklar seviyesine indirgediler. Tabi bu sayede kendi dna'larını geliştirip onardılar. Onlar level atlayıp süper insan/tanrı seviyesine çıkarken sen ise maymunlar seviyesine düşüyorsun. Ellerinde hasta edici bir bileşen var ve her yüzyılda bir bu bileşeni doğaya salıyorlar yada doğanın böyle bir özelliği var ve bunu çok iyi biliyorlar. Her iki ihtimal de olası. Her seferinde farklı bir isim takıp farklı bir aşı bulduklarını da söylüyorlar. Hepsi düzmece. Yeni dünya sürecine girildi. Ordo ab chao/Kaostan düzen yaratma kuralını uyguluyorlar. Bu süreç 7 senedir. Yarısı gitti. Salgın 2 sene daha sürecek ve milyonlarca daha insan ölecek. Süreç başarısız olursa 3.dünya savaşını çıkartacaklar. Artık checklistlerinde hangi senaryolar varsa (?)

Yukarıda saydıklarımdan en az birini uygulayın ve bu tezgaha gelmeyin. Kırık çıkık dışında doktorlara pek güvenmeyin. 6 ay kadar eczacılık sektöründe çalıştım. İlaç firmalarının eczacılara ve doktorlara verdikleri promosyonları bir görseniz dudağınız uçuklar.

Kocakarı ilaçlarına gülenlere de ben gülüyorum. Köy yerlerinde yaşayanlar ve doktor yüzü görmeyen insanlar 80-90 yaşına kadar nasıl yaşayabiliyor? Bunu hiç sorguladınız mı?

UYANIN!

Dna'larınızı hasara uğratıyorlar hem de kendi isteğinizle! (ercan aldan)

https://www.facebook.com/watch/?v=802442470245851&extid=QlozDQzKHiHikx15

https://drive.google.com/file/d/11ZrMF-bg8CsZDXaABK25kfM1WH__LGx7/view?usp=sharing

17 Eyl 2020 18:00 güncellendi

YARATICI GÜÇ = ELEKTRİK (?)

YARATICI GÜÇ = ELEKTRİK (?)

Önceki yazılarımda vücudumuzda bir tür elektrik akımı taşıdığımızı ve canlılığımızı sağlayanın da bu enerji olduğunu söylemiştim. Sağolsun bir arkadaşım bana bu alttaki videoyu gönderdi. Eğer bu görüntüler doğruysa benim tezim %100 kanıtlanmış oluyor. Bu videoyu izledikten sonra Stanley Miller ile Prof. Harold Urey'in de yahudi mason bilimadamlarından olduğu hususunda şüphe duymaya başladım. Elbetteki elektriğin yaratış bilgisi onlara verilmiş olabilirdi. Bir başkaları bu deney üzerinde yoğunlaşıp yaratılışın sırrına vakıf olamasınlar diye deneyin başarısız olduğunu söylemiş olabilirlerdi.

✍ Alıntı
Diğer deneyler
Bu deney birçok başka deneye esin kaynağı olmuştur. 1963'te Joan Oró, su çözeltisi içinde bulunan hidrojen siyanür (HCN) ve amonyaktan amino asitler üretilebileceğini bulmuştur.[8] Aynı zamanda deneyinde, büyük miktarda nükleotid bazlı adenin ürediğini de görmüştür.[9] Daha sonra gerçekleştirilen deneyler göstermiştir ki, diğer RNA ve DNA bazları da "indirgen atmosfer" ortamında, benzetimli prebiyotik kimyasal tepkimeyle elde edilebilir.[10]

Miller-Urey deneyinin yapıldığı dönemde Yaşamın Kökenine ilişkin benzer elektrik boşalımı deneyleri yapılmıştı. 8 Mart 1953 tarihli The New York Times gazetesinde yayınlanan "Looking Back Two Billion Years" (İki Milyar Yıl Geriye Bakmak) isimli makale, Mayıs 1953'te Miller "Science" dergisinde akademik makalesini yayınlamadan önce, Wollman (William) M. MacNevin'in Ohio State Üniversitesi'ndeki çalışmasını anlatır. MacNevin 100,000 voltluk kıvılcımları metan ve su buharından geçirip "incelemesi çok zor olan" "katı resinler" elde etmekteydi. Aynı makalede MacNevin'in dunyanın ilk dönemlerine ilişkin deneyleri de anlatılmaktaydı. Bu deneylerden elde ettiği sonuçları bilimsel makale olarak yayınlayıp yayınlamadığı bilinmemektedir (wiki).
✍ Alıntı

Bu deneylerin devamı sağlanıp, konu üzerine yoğunlaşıldığında, yaratılışı gerçekleştirenin görünmez arap tanrısı değil bir tür elektrik enerjisi olduğu %100 kanıtlanmış olacaktır.

Bu bağlamda DİN'i bir korku aracı olarak kullanan yahudi masonlar, bu gerçeklerin ortaya çıkmasını engellemek için BİLİM'i de sınırlandırmış olabilirler mi? Bence olabilir. Çünkü kapitalizme hizmet eden bir çok teknolojik buluşa imza atan ar-ge'lerin arkasında Rockefeller ve Rothschild gibi yahudi para baronları var ve para ile her şeyi satın alabiliyorlar.

https://www.facebook.com/ScienceNaturePage/videos/1247764342022488/

17 Eyl 2020 21:51 güncellendi

16/09/2020

666 İNSANIN SİMGESİDİR!


666 İNSANIN SİMGESİDİR!

Yerden Çıkan Canavar

İncil Vahiy
11 Bundan sonra başka bir canavar gördüm. Yerden çıkan bu canavarın kuzu gibi iki boynuzu vardı, ama ejderha gibi ses çıkarıyordu. 12 İlk canavarın bütün yetkisini onun adına kullanıyor, yeryüzünü ve orada yaşayanları ölümcül yarası iyileşen ilk canavara tapmaya zorluyordu. 13 İnsanların gözü önünde, gökten yere ateş yağdıracak kadar büyük belirtiler gerçekleştiriyordu. 14 İlk canavarın adına gerçekleştirmesine izin verilen belirtiler sayesinde, yeryüzünde yaşayanları saptırdı. Onlara kılıçla yaralanan, ama sağ kalan canavarın onuruna bir heykel yapmalarını buyurdu. 15 Canavarın heykeline yaşam soluğu vermesi için kendisine güç verildi. Öyle ki, heykel konuşabilsin ve kendisine tapmayan herkesi öldürebilsin. 16 Küçük büyük, zengin yoksul, özgür köle, herkesin sağ eline ya da alnına bir işaret vurduruyordu. 17 Öyle ki, bu işareti, yani canavarın adını ya da adını simgeleyen sayıyı taşımayan ne bir şey satın alabilsin, ne de satabilsin. 18 Bu konu bilgelik gerektirir. Anlayabilen, canavara ait sayıyı hesaplasın. Çünkü bu sayı insanı simgeler. Sayısı 666’dır.

****************************************

Buradaki kilit kavramlar: yerden çıkan canavar, ejderha ve ateş püskürtmesi, canlanan heykel, insanların işaretlenmesi ve insanı simgeleyen 666 sayısı.

Sizler 666'yı şeytanın simgesi olarak biliyordunuz değil mi? Ben de şeytan denilen şeyin aslında insan olduğunu yılan/ejderha tarafını temsil ettiğini, gök/ışık tanrısına isyan edip yenilerek cennetten sürüldüğünü söylemiştim hatırlarsanız. Yani aslında olağanüstü mistik bir olay yok ortada. Bu dünya tarlasında yaşayanlar Adem - Eşi ve Lilith'in (yılanın) çocuklarıdır. Dolayısı ile hepsi birden lanetlenmiş sayılıyorlar ve bu yüzden işaretlenip ayıklanmaları gerekiyor. Ayıklananlar kurtarılıyor, geri kalanlar ise hasat ediliyorlar.

İşte bu yüzden sistemin başındaki yüce zat diyor ki;

Elmalılı Meali Sadeleştirilmiş 1:
32.13 - Eğer dilemiş olsaydık, herkese hidayetini verirdik; fakat tarafımdan şu söz verildi: «Elbette ve elbette cehennemi bütün cin ve insanlardan dolduracağım!»

Yani ne yaparsanız yapın, ağzınızla kuş tutsanız bile faydası yok. Topyekün gideceğiniz yer istisnasız Cehennemdir. Ben elbette ki bu klasik cehennem olgusuna inanmıyorum ama varsa bile girmemek için de çabalamıyorum, çünkü nasılsa istisnasız herkes oraya girecek diye ferman vermiş gökteki babamız!

Size hep diyorum ya ânı yaşayın diye. Sevin, sevilin, sevişin diye. Bu dünya tarlasında bize kâr kalacak olan sadece güzel an(ı)larımız olacaktır. Ölünce iş bitmiştir. Sonrası sonsuz hiçlik/sonsuz karanlıktır. (ercan aldan)
16 Eyl 2020 19:47 güncellendi

PARMAK UCUNDAN MUCİZE ÇIKARMAK (?)


PARMAK UCUNDAN MUCİZE ÇIKARMAK (?)

Parmak ucu diye çevrilen kelime بَنَانَهُ olup 75/4'te "Bilakis biz O'nun parmak uçlarına varıncaya kadar her tarafını tam tekmil bir surette düzeltmeye ve onu önceki vaziyetine döndürmeye güç yetirir olarak onun kemiklerini bir araya getireceğiz" mealinde kullanılır. Bu tabir, yani parmakların düzeltilmesi, yerleştirilmesi; bedenin tam bir şekilde terkip edilmesinden kinaye (üstü kapalı / mecaz) dir. Aynı kelime 8/12'de geçmekte وَاضْرِبُوا مِنْهُمْ كُلَّ بَنَانٍ ve "vurun bütün parmaklarına" şeklinde çevrilmektedir. bu ayetlere bakarak sadece "PARMAK İZİ"ne vurgu yapıp kuranın bir mucizesiymiş gibi göstermek son derece absürttür. Parmak ucunu bir bütün olarak değerlendirmek gerekmez mi? Parmak ucunda "kemik, tırnak, sinirler ve damarlar" da bulunmakta iken neden ısrarla parmak izine vurgu yapılır ki? İrisler de her insana özel olduğu halde, aynı ayette neden ondan bahsedilmez? Ayet parmak izini kastediyor olsaydı parmak kelimesi أصابع esbae, علامات alameth kelimesi ile birlikte kullanılırdı.

"Biz Kuran'da hiç bir şeyi eksik bırakmadık (6/38)" ayetini haklı çıkarmak için her olaya "bu zaten kuranda vardı" demenizi anlıyorum ama Kur'an gerçekten EKSİK! :)

Buyrun işte kanıtı!

http://ercanaldan.blogspot.com/2022/04/biz-kitapta-hicbir-seyi-eksik.html

(ercan aldan)
16 Eyl 2020 18:02

ATEİZM ve İSLAM YANILGISI

ATEİZM ve İSLAM YANILGISI
(Gerçek her zaman doğru cevaptır)

Ateistlere göre hayat tesadüf/olasılıklarla oluşmuştur. Detaya girmeyeceğim. Yalnız gözden kaçan önemli bir şey var. Her olasılık başka bir olasılığı doğurur. Her başka olasılık da yine başka bir olasılığı ... Bu bir kısır döngü halini alır ve sürer gider. Bu metot bizi gerçeğe götürmez. Gerçek/doğru bir tanedir ve GERÇEK HER ZAMAN DOĞRU CEVAPTIR. Gerçek değişmez ve değiştirilemez ancak büyü/sihir ile bize değişik varyasyonları gösterilir yada yalan ile üstü örtülebilir (örtbas edilebilir). Sonuç itibari ile gerçek/doğru tektir ve orada olduğu gibi keşfedilmeyi bekliyor. 

Gerçek orada bir yerlerde! (The X files)

Ateistler sırf yahudi/arap tanrısı elah/elohim/el-ilah/allah'ı haklı çıkarmamak için hep bu olasılıklara güvenirler ve onlarca tez ortaya sürerler. En komiği de büyük patlamadır (kambriyen). Tüm canlılık bu patlamadan sonra ortaya çıkmıştır. İyi de arkadaş patlayan bu şey nasıl ortaya çıktı? Birdenbire ortaya çıkmaya mı karar verdi? O ana kadar neredeydi? Ne iş yapıyordu vs. gibi sorular sorduğumuzda mantıklı bir cevapları yoktur. Hep bir kısır döngü! Birden bire oluvermiştir işte.

Tıpkı müslümanların savunduğu big bang (büyük patlama) olasılığı gibi. Onlara göre de Allah hiçlikten çıkıp, bu büyük patlamayı gerçekleştirmiş ve hayat bu patlamadan sonra başlamış falan filan. İlginç değil mi? Birbirine zıt iki grup, aynı olmasa da birbirine benzer iki olasılık üzerinden gerçeğe ulaşmaya çalışıyorlar. Peki ulaşabildiler mi? Tabi ki hayır. Çünkü gerçek bu değil!

Hiçlikten var olmaz. Bir şeyin var olabilmesi için var olan başka bir şeyi kullanması gereklidir (canlı yada cansız farketmez). Müslümanlara göre allah kendisi yoktan/hiçten var olmuştur. Bu cevap yanlıştır. Çünkü böyle bir şey ne fiziken ne de mantıken mümkün değildir. Hiçlik durağandır ve sonsuzdur. Onu harekete geçirecek bir etki/tepki olmadığı sürece sonsuzluk içinde tek ve durağan kalmaya devam edecektir. İşte bu sonsuz durağanlık içinde bir etki/tepki oluşmuş olmalı ki allah ortaya çıkmış olsun. Bu durumda onun da bir yaratanı olduğu durumu ortaya çıkar ve o yaratıcının da bir yaratanı olduğu ve o yaratıcının yaratıcısının da bir yaratanı olduğu ... işte bu da başka bir kısır döngüdür ve gerçek cevap bu da değildir?

Peki gerçek nedir?

Gerçek şudur. Bu dünya bir labaratuvardır. Bir tarladır. Bir çemberle kuşatılmıştır. Sonsuz boşluk/hiçlik içinde dönen koskoca bir top değildir. Bu çok mantıksız. Bunun mümkün olabilmesi için dünyanın komple demir ve evrenin/zeminin de komple bir mıknatıs olması gereklidir ki bu döngüyü kim nasıl başlattı o da bir muamma? Tesadüfen mi? Hiç sanmam! Neyse konumuz bu değil. Ben dünyanın bir tarla olduğunu düşünüyorum. Bu tarlayı ve içinde bulunan tüm canlı ve cansızları tasarlayan bir birim (konsey) var. Kuran'da bu; yüce meclis (mele-i ala olarak geçiyor) Bu birimin başında ultra zeki insansı varlıklar var. Kimileri onlara uzaylı diyor. Bu kısmen doğru ama eksik. Dünya tarlasında her ne olup bitiyorsa bunların eliyledir. Tıpkı Westworld dizisinde olduğu gibi (bu arada o seriyi mutlaka izleyin, gerçeğe en yakın cevap o dizidir).

Akıllı bir tasarım var evet ve bunu tasarlayanlar ultra zeki insansılardır. Tıpkı bizler gibi ama bizden daha daha üstün. Sanırım tüm dna kodonları da açık. Bin yıldan fazla yaşayabilenleri var. Arada bir bazen bizlerin arasına girip, normal insanların mucize diye nitelendirdiği şeyleri gerçekleştiriyorlar. Misal körü iyileştirmek yada ölüyü diriltmek vs. gibi. Sıradan insanlar ise buna bir anlam veremeyip onlara tapınmayı seçiyorlar. Böylece ortaya din denilen olgu çıkıyor (Bknz. Kuran Araf 143, Bakara 259, İncil Mika 1/1, Tevrat Hezekiel).

Bu üst akıl insansılar o kadar zekiler ki kendi dna'larını düzenleyebiliyor ve başka canlılara aktarabiliyorlar. Bu sayede aynı kromozom alt yapısına sahip birçok canlı çeşidi yaratabiliyorlar. Köken tek/aynı.

Peki amaç ne?

Elbetteki onlara hizmet! Hem bedenen hem de manen. Bizi bizden çok iyi tanıyorlar. Bizlere yükledikleri komut: Üre, doğ, yaşa (hizmet et) ve öl. Kimse bu sistemin dışına çıkamıyor. Çıkmak isteseler de bir şekilde yok ediliyorlar (Lut kavmi/homosexüellik). Sana çizilen çemberin içinde sana verilen görevi (yaşamı) layıkı ile yerine getirmeni istiyorlar.

Sen yaşamalısın ki onlar seni daha fazla inceleyebilsin. Seni incelesinler ki, senin zayıflıklarını öğrenerek kendileri daha da güçlenebilsin. Sen onların en baz dna'sını taşıyorsun. Eskiden daha güçlü idin ve onlar gibi binlerce yıl yaşayabiliyordun ama onlara karşı bir isyan çıkarınca senin dna'nı kısıtladılar ve seni başka yerlere sürdüler (cennetten kovulma).

Sen çalışmalısın, daha fazla altın elde edebilmek için çalışmalısın ki bu dünyada en geçerli ve hiç değer kaybetmeyen bu süper iletken madenden oluşan materyalleri ile hem kendi varlıklarını hem de dünyadaki gözcülerinin devamlılığını sağlayabilsinler.

Ölmek yasak! Cinsel hazları size ölesiniz diye değil üreyip çoğalasınız diye verdiler. Hayvanlara da öyle. Onlar senin için üreyip çoğalacak sen de sahiplerin için. Tüm dinlerde ölümü (cinayet/intiharı) bu yüzden haram ettiler ama zamanı gelince ve üreyip çoğalma işi kontrolden çıkınca ve de yeterli altın stoklanınca zaten onlar toplu olarak kitleleri imha edecekler. Böyle bir donanıma ve teknolojiye sahipler. 3-5 intihara yada cinayete ses çıkarmazlar, 3-5 eşcinsel evliliğe de ses çıkarmazlar ancak bunlar kitlesel bir harekete dönüşürse emin ol hepsi birden arenaya doluşurlar (İsa zamanında olduğu gibi bkz. İncil Vahiy).

Büyük uyanışlar ve büyük oluşumlardan çok korkuyorlar. Bunları büyümeden engellemek için dünyadaki görevlilerini devreye sokuyorlar (din ve siyaset adamları). Başarılı olamazlar ise bilim insanlarını ve buluşlarını kullanıyorlar. Kitle imha silahları ile o toplumları yok ediyorlar (bkz. kavimlerin helakı).

Evet sizin allah diye taptığınız tanrı da bu sistemin bir parçası. Kimi ona zeus dedi, kimi odin, kimi yahwe, kimi elohim, kimi Jesus, kimi Jupiter kimi de allah. Her birinin ortak noktası yaşamın kaynağı olan elektrik ve manyetizmaya hükmedebiliyor oluşları idi. Bu gücü kullanarak yaratabiliyor, öldürebiliyor ve onarabiliyorlardı. Bunlardan çok sayıda var. Sizi biz yarattık derken çoğul konuşmalarının sebebi de buydu ve işte bu yüzden ilk zamanlarda (ilk insanlar arasında) çok tanrıcılık yaygın idi.

Peki şimdi en can alıcı soruyu soralım mı?

Bizi bunlar yarattıysa onları kim yarattı? Bak bu sorunun cevabını henüz bilmiyoruz. Şimdilik sadece olasılıklar üzerinden ilerleyebiliyoruz. Belki de gerçekte böyle bir senaryo hiç yoktur. Belki de onların yaşam hikayesi çok farklıdır. Belki onlardaki üreme çok farklıdır. Belki de üreme diye bir olguları yoktur. Belki onların yaşamı da farklı bir sistemde farklı yöntemlerle başlatılmıştır vs. Dediğim gibi şimdilik cevabını kimse bilmiyor ve "gerçek" keşfedilmeyi bekliyor. İncil'de söylendiği gibi "gerçeği bildiğimizde özgür olacağız".

Düşünün ve araştırın. Büyük resmin bu olduğunu göreceksiniz ve bana hak vereceksiniz! (ercan aldan)
16 Eyl 2020 12:30 güncellendi

EVRİM BUNU AÇIKLAYABİLİR Mİ?


EVRİM BUNU AÇIKLAYABİLİR Mİ?

Ruh denilen şey bir çeşit elektrik enerjisidir. Canlı cansız herşeyde var olan bu enerji Kirlian tarafından da ispatlanmıştır. Yaşamın kaynağı elektriktir. Ruh = elektrik, tanrı da ona hükmedendir. Bu yüzden odin ve zeusa tanrı denildi. Tesla da öyle idi ama tektanrıcı yahudi istihbaratı bunu kabullenemezdi. Urey miller deneyi de aynı istihbarat tarafından bilinçli olarak sonlandırıldı. Yeni bir şey var etmenin sırrı şu 3 kaynağın bilinçlice kullanımına bağlı. Su, ışık ve elektrik. Bu yüzden kuranda tanrı için "daha sizin bilmediğiniz nice şeyleri yaratır" denilmektedir. Yani şu an bile farklı değişik canlı türleri yaratılmakta ve doğaya salınmaktadır. Her birinin bir yaratılış amacı vardır ve üstleneceği görev dna'sına kodlanmıştır. Hiç biri normal süreçte bu kodun dışına çıkamaz. Dışarıdan zorlayıcı bir müdahale olmadıkça örneğin bir karınca yiyen karıncayı, bir arı kuşu da arıyı bırakıp başka böcekleri yemeyi tercih edemez. Yada bir köpek, köpeği bırakıp da kedi ile çiftleşmeye karar veremez. Çünkü yaşamın amacı devamlılığı sağlamaktır. Bakteriler bitkilere, bitkiler hayvanlara, hayvanlar insanlara, insanlar da üst akıl insansılara (tanrılara) hizmet etmek zorundadır. Üreme içgüdüsü ve hazzı laf olsun diye canlılara verilmedi. Bu husus evrim ile açıklanamaz. Açıklayabilen varsa buyursun! En kısa yoldan niçin östrojen seviyelerinin 30-400 pg/ml, testosteron seviyelerinin de 300 -1,200 ng/dl aralığında olması gerektiğini ve eğer bu seviyelerin altına düşerse nelerin olacağını yada olamayacağını evrim ile açıklamaya çalışsınlar. Evrim bu hassas dengeyi kendi başına nasıl belirleyebilmiştir?

-ki bu hassas denge bozulursa yaşam/canlılık devam edemez! (ercan aldan)

https://onedio.com/haber/bilim-insanlari-2019-yilinda-71-yeni-tur-kesfetti-onlardan-bazilarina-yakindan-bakmak-ister-misiniz-891758

16 Eyl 2020 11:49 güncellendi

14/09/2020

Allah'ın Eli (?)


Diyanet Meali:
38.75 - Allah, "Ey İblis! Ellerimle yarattığıma saygı ile eğilmekten seni ne alıkoydu? Büyüklük mü tasladın, yoksa üstünlerden mi oldun?" dedi.

Bana göre ve daha başka birçok mealci ve tefsirciye göre yed = el demektir. Genel sözlüklerde de öyle. 5/64'te de "el" anlamında kullanılmıştır.

Kendilerini alim sanan bazı bükücülere göre yed = güç demekmiş,

Eğer güç demekse, "güçle ve/veya gücümüzle yarattığıma" ... anlamı çıkar. Yani demek ki insanın yaratılması için tanrı epey bi zahmet çekip güç harcamış, bu doğru mu?

Doğru diyenler şu ayetle çelişir,

Diyanet Meali:
40.57 - Elbette göklerin ve yerin yaratılması, insanların yaratılmasından daha büyük bir şeydir. Fakat insanların çoğu bilmezler.

Demek ki neymiş? Ayette geçen yed = el demekmiş. Yani fiziksel bir el. Yani bunun bükülecek bir tarafı yok! En üstte verdiğim ayete göre Kuran'daki yaratılışta Allah; "ellerimle yarattığıma 
لِمَا خَلَقْتُ بِيَدَیَّ " diyor. Gayet açık ve net! 

Bu hikayenin aslının Mısır tanrılarından olan Khnum'un yaratma hikayesi olma olasılığı yüksektir. Zaten Kuran'ın geneli özellikle Mısır tarihini anlatır. Yani bunun abartılacak ve bükülecek bir tarafı yok! (ercan aldan)

https://dusunvekalk.com/camurdan-yaratilis-uzerine/
14 Eyl 2020 13:13 güncellendi

Allah'ın Baldırı (?)

Sak سُوق seq/suq = bacak/baldır demektir ... Tüm genel sözlüklerde ve çevirilerde bu anlamda kullanılır. Üstteki hadislerin orjinalinde (yekşifu rabbuna an sak-ın) ve Kuran'da da yine bu anlamıyla kullanılır. Şimdi hemen hadisler uydurma filan dediğinizi duyar gibiyim peki ya ayetler?
68/42, 75/29 ve 27/44'de de bacak/ayak/baldır şeklinde kullanılmıştır. Özellikle 27/44'e dikkat edin! Ayette "Belkıs'ın bacaklarından" bahsediliyor. Demek ki neymiş? Allah; bacakları olan fiziksel bir varlıkmış. (ercan aldan)

14 Eyl 2020 12:53 güncellendi

21 Gram Yalanı


Ruh bilinçtir, akımdır, can kaynağıdır. Hayalet türevi uçuşan bir saçmalık değildir. Bilgi ruhta değil dna'da kayıtlıdır. Bu bilgiyi işleyen de beyindir. Beyin görevini yapamazsa bitkiden bir farkın kalmaz. Bilinç gitti mi iş bitmiştir. Ölünce 21 gram eksildiğimiz hususu palavradır.
14 Eyl 2020 12:25 güncellendi

Ses ve titreşim


“Eğer evrenin gizemini anlamak istiyorsanız; enerji, frekans, titreşim yasalarıyla düşünün.” Nikola Tesla.

Belki de evren dediğimiz şey; durgun ve ıssız karanlık bir denizde oluşan ses/titreşimin bir eseridir. Ses ve titreşim; kaostan düzen çıkartabiliyorsa o halde bu kaotik evrende düzenli bir hayatı var eden de bu ses ve titreşimdir diyebilir miyiz?

Kuran'daki "o ol deyince her şey oluverir" ayetinin manası da sanırım bu ve bunu yapan da sanırım bizleriz. Yani insanlar!

Peki ya hiç bir şey aslında yok ise? Bunu bizler var ediyor olabilir miyiz? Doğmadan önce ve öldükten sonra sonsuz karanlığa yani hiçliğe karışıyoruz. Hiçlik bir bakıma yokluk demek değil midir? Ölü yada doğmamış biri için hayat (yani varlık) hiç bir şey ifade etmez ki! Bunu bir düşünün ...
14 Eyl 2020 13:44

Zelandiya (Yeni dünya)


Daha önce dünya yada ekseni yer değiştiriyor olabilir demiştim. Amerika'daki hortum ve kasırgalar artık Avrupa, Afrika ve Asya'yı da vurmaya başladı. Ekvatordaki sıcaklıkların bir benzeri geçtiğimiz sene Rusya'yı vurdu. Şimdi de sıcak çöl Arabistan'ı kutup soğuğunu yaşamaya başlamış.

Eğer Dünyanın şarkülü kaymadıysa, daha önce sözünü ettiğim (bize mars diye yutturulacak olan) yeni kıtayı devreye soktular. 


Bu yüzden güneş ve ayın yayılım/etki alanı genişledi yahut değişti. Yakında çıkar kokusu (?)


14 Eyl 2020 13:40 güncellendi

Transhümanizm (Süper İnsan)


Dna'nda ne kodlanmış ise onu yaşarsın!

Şimdiki yeni dünya düzeninde yapay rahimlerde yaratılan, yapay dna'lı, yapay zekalı insanları kullanabilirler. Tıpkı matrix filmindeki gibi. Yani 4.boyut insanı gibi düşünün. Daha duygusuz, daha zeki, daha acımasız ve daha güçlü ancak sistem için daha itaatkar bir yapıya sahip.

Nüfusu 500 milyona indireceğiz diyerek iyimser bir tablo çiziyor olabilirler. Eğer bu süper insan projesi başarılı olursa, dünyada tek bir insan sağ bırakmayacaklardır. Belki de Nuh tufanı ile 2.boyut ilkel insanları (neandertalleri) temizleyerek bizim gibi 3.boyut insanları (sapiens) yerleştirmişlerdi. Şimdi ise önümüze (ufak bir dna modifikasyonu ile) daha az enerji ile daha fazla hizmet edebilen farklı dna ve yapıya sahip 4.boyut insanları (transhümanist) sahneye çıkarabilirler. Sistemin devamlılığı için, altın işçiliği yapabilen itaatkar kölelerin de olması şarttır. Eskiden beden gücü ile çıkarılıp işlenen altın, yeni dünyada; daha gelişmiş insan ve daha gelişmiş bir teknolojik güç kullanarak çıkartılıp işlenmesi sağlanabilir.

Dünya yetersiz filan değil. Sıradan insanlar köle olarak kullanılırken üst akıllar da seviye atlıyorlar. Bizleri aynı zamanda bir deney faresi olarak kullanıyorlar. Bu döngünün farkında olanlar başka habitatlara kaçmanın planlarını yapıyorlar. Kaçabilenler gerçekten özgür olacak! Kalanlar ise bu kısır döngüyü devam ettirecek :( (ercan aldan)

14 Eyl 2020 13:34 güncellendi

HAC ve KABE (GERÇEKTE) YAHUDİLERİN Mİ ???

HAC ve KABE (GERÇEKTE) YAHUDİLERİN Mİ ??? 🤔

Yahudilerin sabah ibadetinde kullandıkları bu siyah küp
size neresini çağrıştırdı?

Evet, aklınıza ne geldiğini tahmin edebiliyorum.Zira gelmemesi mümkün değil. Fakat, İslam alimleri neden şimdiye dek bunu hiç sorgulamadılar?

Gerçeği söylemek gerekirse çoğunun bundan haberdar olduklarını dahi sanmıyorum.

Bu siyah küpün adi Tefillin.

Kelimenin gerçek etimolojik kökenini yahudiler bile tam olarak bilmiyorlar.

Fakat bu küpün başlarına ya da kollarına takılmasının kendilerine Tevrat tarafından buyrulduğunu iyi biliyorlar.

Peki ya neden?

Bu iki kutucuktan oluşan siyah küp, Yahudilerin Mısır'daki esaretten kurtuluşlarının simge ve anısı olmayı da temsil etmekte.

Bu küpün içerisinde Tevrat'tan dört ayet yer almakta.Bu ayetlerden biri yaratıcının tekliğine, biri buyruklarına uymaya, biri buyruklarını aktarmaya, biri de esaretten kurtulmaya işaret ediyor.

Bu küp, kadim kıbleleri Kabe'ye dönük olan Yahudilerin şükrünü temsil ediyor gibidir. Firavun'dan kurtulan Yahudiler,Hz.İbrahim'in yeniden ortaya çıkardığı Kabe'yi görünce gözyaşı döktüler ve orada ilk gözyaşını da Hacer dökmüştü ve bugün Bekke/Mekke (Beka olarak) kelimesi onlar için Gözyaşı Vadisi'ne de işaret eder. İşte sol kol ve başlarına taktıkları bu küp,Hz. İbrahim'in Kabe ile yükselttiği değerleri ifade ediyor dersek, çok mu yanılmış oluruz?

Yahudiler Tevratı tahrif etmekle bu değerleri ve Kabe'yi unuttular. Ama siyah küpü hala baş tacı ediyorlar. Neye işaret ettiğini bilmeden. (ALINTI)
14 Eyl 2020 13:27

En çok okunan