test

👇 αklını özgür вırαk / çєmвєrín dışınα çık! 👉
Elektrik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Elektrik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

17/09/2020

YARATICI GÜÇ = ELEKTRİK (?)

YARATICI GÜÇ = ELEKTRİK (?)

Önceki yazılarımda vücudumuzda bir tür elektrik akımı taşıdığımızı ve canlılığımızı sağlayanın da bu enerji olduğunu söylemiştim. Sağolsun bir arkadaşım bana bu alttaki videoyu gönderdi. Eğer bu görüntüler doğruysa benim tezim %100 kanıtlanmış oluyor. Bu videoyu izledikten sonra Stanley Miller ile Prof. Harold Urey'in de yahudi mason bilimadamlarından olduğu hususunda şüphe duymaya başladım. Elbetteki elektriğin yaratış bilgisi onlara verilmiş olabilirdi. Bir başkaları bu deney üzerinde yoğunlaşıp yaratılışın sırrına vakıf olamasınlar diye deneyin başarısız olduğunu söylemiş olabilirlerdi.

✍ Alıntı
Diğer deneyler
Bu deney birçok başka deneye esin kaynağı olmuştur. 1963'te Joan Oró, su çözeltisi içinde bulunan hidrojen siyanür (HCN) ve amonyaktan amino asitler üretilebileceğini bulmuştur.[8] Aynı zamanda deneyinde, büyük miktarda nükleotid bazlı adenin ürediğini de görmüştür.[9] Daha sonra gerçekleştirilen deneyler göstermiştir ki, diğer RNA ve DNA bazları da "indirgen atmosfer" ortamında, benzetimli prebiyotik kimyasal tepkimeyle elde edilebilir.[10]

Miller-Urey deneyinin yapıldığı dönemde Yaşamın Kökenine ilişkin benzer elektrik boşalımı deneyleri yapılmıştı. 8 Mart 1953 tarihli The New York Times gazetesinde yayınlanan "Looking Back Two Billion Years" (İki Milyar Yıl Geriye Bakmak) isimli makale, Mayıs 1953'te Miller "Science" dergisinde akademik makalesini yayınlamadan önce, Wollman (William) M. MacNevin'in Ohio State Üniversitesi'ndeki çalışmasını anlatır. MacNevin 100,000 voltluk kıvılcımları metan ve su buharından geçirip "incelemesi çok zor olan" "katı resinler" elde etmekteydi. Aynı makalede MacNevin'in dunyanın ilk dönemlerine ilişkin deneyleri de anlatılmaktaydı. Bu deneylerden elde ettiği sonuçları bilimsel makale olarak yayınlayıp yayınlamadığı bilinmemektedir (wiki).
✍ Alıntı

Bu deneylerin devamı sağlanıp, konu üzerine yoğunlaşıldığında, yaratılışı gerçekleştirenin görünmez arap tanrısı değil bir tür elektrik enerjisi olduğu %100 kanıtlanmış olacaktır.

Bu bağlamda DİN'i bir korku aracı olarak kullanan yahudi masonlar, bu gerçeklerin ortaya çıkmasını engellemek için BİLİM'i de sınırlandırmış olabilirler mi? Bence olabilir. Çünkü kapitalizme hizmet eden bir çok teknolojik buluşa imza atan ar-ge'lerin arkasında Rockefeller ve Rothschild gibi yahudi para baronları var ve para ile her şeyi satın alabiliyorlar.

https://www.facebook.com/ScienceNaturePage/videos/1247764342022488/

17 Eyl 2020 21:51 güncellendi

13/09/2020

NE OLDUĞUNU MU MERAK EDİYORSUN (?)

NE OLDUĞUNU MU MERAK EDİYORSUN (?)

Yeni dünyanın sahiplerine yani sistemin kraliçe/tanrıçasına sunulacak olan altınların işçiliğini yapmak için yaratılmış bir kölesin!

Sisteme hizmet eden din ve siyaset ile gündemi meşgul edip gerçeği insanlardan sürekli gizliyorlar.

Binlerce yıldır süregelen proje budur. Ordu, banka ve siyaset sisteme bağlıdır. Devletler sisteme bağlıdır. Binlerce yıl önce sisteme hizmet etmeyenler, sisteme bağlı silahlı güçlerle hasat edildiler yahut sürülerek ilkel yaşama zorlandılar (bazı toplumların halen ilkel hayat sürüyor olmaları bu yüzdendir).

Bin yıllar geçmesine rağmen değişmeyen tek bir şey var, o da altın işçiliği. Bununla ilgili en eski bilgi Sümer tabletlerinde geçmektedir.

Altın, elitler/üst akıllar için vazgeçilmez bir kaynaktır. Firavunların 3.göz aktivitesi için altın suyu kullandıkları varsayılır. Dünyanın her resetlenişinin ardından ayakta kalabilen yegane anamal altındır. Bankalar çöker, devletler çöker, insanlar silinir ama altın her daim değerli ve baki kalır

Sisteme hizmet eden AKP iktidarı, başa geçer geçmez ilk icraat olarak altın ve mücevherat ile ilgili kanunlarda değişiklik yaptı ve altındaki vergileri sıfırladı (sömürülen diğer birçok ülkede de durum aynıdır). Bundaki amaç tanrıça/kraliçeye altın akışını kolaylaştırmaktır. Bugün itibarı ile 450 ton altınımız bu tanrıçanın elindedir.

Altın işçiliğine dair en eski kaynak Sümerlere aittir. Beden gücü ile işlenen altın Sümer tanrı/tanrıçaları Annunakilere sunulurken, Mısır'da da aynı sistem devam etmiş ve Mısır kral/kraliçelerine sunulmuştur. Günümüzde de bu sistem devam etmekte ancak beden gücünün yerini beyin ve makine gücü almış olup, tüm altınlar (bankalar üzerinden) birleşik krallık yani England/İngiltere kral/kraliçesine sunulmaktadır.

England adı, 5. yüzyılda Saksonlarla birlikte adayı istila eden Cermen halkı Angluslardan (İngilizce: Angle) kaynaklanır. Angleland (Anglus diyarı) olarak kullanılan isim, zamanla günümüzdeki şekline dönüşmüştür. Ülkeyi tanımlamak için Türkçede kullanılan İngiltere sözcüğü ise İtalyancadaki Inghilterra ve Fransızcadaki Angleterre adlandırmalarına dayanmaktadır. Terra; toprak, arazi anlamlarına gelmektedir (wiki).

Angle-land = açı/üçgen topraklar anlamına gelebileceği gibi
Angel-land = meleklerin toprakları anlamına da gelebilir (hoş ikisi de gök/güneş tanrısı inancına çıkıyor.

Bu konuyu absürt bulanlar, benim yaptığım gibi parça parça olan bilgileri birleştirsin. Ortaya malesef böyle bir durum çıkıyor. Ha altın işçiliği başlamadan önce neydik diye soracak olursan, o da aynı Aborjinlerde, kızılderililerde ve mayalarda vs. olduğu gibi ilkel ama doğaya hakim insanlardık diyebilirim. Her biri ayrı kıtalarda yaşamış olmalarına rağmen benzer deri renklerine, vücut yapılarına ve benzer yaşam tarzlarına sahipti. Bu açıdan bakıldığında sümer tabletlerinde söz edilen dna modifikasyonları da gerçek olabilir.

Elektrik, elektromanyetik ve teknolojik bazı aletlerin binlerce yıldır kullanılıyor olduğunu söylemiştim. Bunu ispatlayabilecek somut bir delilim yok ama wiki'den alıntıladığım şu bilgiler üzerinden mantık yürüterek bu madenin neden üst akıllarca önemli olduğunu anlayabilir, size de anlatabilirim.

Elektrik iletkenliği yüksek (gümüş ve bakırdan sonra) ve kolayca kimyasal tepkimeye girmeyen altın en çok elektrik ve elektronik sanayilerde bağlantıların, terminallerin, baskı devrelerinin, transistörlerin ve yarı iletken sistemlerin kaplanmasında kullanılır. Üstüne düşen kızılötesi ışınların yaklaşık yüzde 98’ini yansıtarak geri çevirebilen ince altın levhalar, uzay elbiselerinin başlığındaki göz deliklerinde zararlı ışınlardan korunmayı ve sun’i uyduların yüzeylerinde sıcaklığın denetlenebilmesini sağlar. Büyük büro binalarının pencerelerinde de gene ince levhalar halinde altın kullanılması, yalnız estetik açısından değil, bu yansıtıcı yüzeyin çevreyle ısı alış-verişini büyük ölçüde azaltmasından kaynaklanır. Lal camlara parlak kırmızı rengini veren, camsı kütlenin içinde kolloidal halinde dağılmış olan çok az miktardaki altındır.Ancak insanlar çoğunlukla takı ve süs eşyası içinde kullanır (wiki).

Elektrik, titreşim ve elektromanyetiğin sırlarını çözen, evrenin sırlarını da çözer diyor Tesla. Vücudumuz/beynimiz dahil dünyanın her zerresinde bu elektrik akımı mevcuttur. Dünya ve uzay teknolojisine sağladığı katkıları da düşünürsek, üst akılların neden genetiğimizle oynayarak bizleri köleliğe uygun hale getirmiş olabileceğini anlayabilirim. Hem yoksa ne diye üst aklın hizmetçileri, milyon dolarlar harcayıp üstümüze sabah akşam kimyasal gazlar sıksınlar ki?

Sistemin devletlerindeki, sistemin şirketlerinde çalışarak, maaşlarımızı yine sistemin bankalarından almaya devam ettiğimiz müddetçe, sistem daha fazla altın toplayabilecektir. Bizler ise elimizde kalan kağıt paralarla birlikte yok olur gideriz :( (ercan aldan)
13 Eyl 2020 20:39 güncellendi

11/09/2020

TEK'LİK = HİÇLİK'TİR ve SONSUZ BİR BOŞLUKTUR!

TEK'LİK = HİÇLİK'TİR ve SONSUZ BİR BOŞLUKTUR!

Ölüm=sonsuz bir karanlık, sonsuz bir boşluktur. Ölüm hiçliktir. Ölüm tekliktir ...

Işık=hayattır. Işığı getirene=Lucifer/şeytan/iblis/yılan ... denildi. Bu nasıl olur? Yılan=spermdir. Karanlığı delen yıldızdır (yani ışıktır, elektriktir, akımdır, CAN'dır). Biri çift edendir.

86.2 - Târıkın ne olduğunu sen ne bileceksin?
86.3 - O delen yıldızdır.

Rahim yolu (tarık) ve yumurtalık karanlıktır. Elektrik (ışık) yüklü sperm karanlık rahimde ilerler. Yumurtalığa ulaştığında ise kıvılcım oluşur. Tıpkı şimşeğin, karanlık gökyüzünü deldiği ve ışıdığı gibi. Mikroda ne ise makroda da odur. Hiçliğe ve doğaya can veren işte bu akımdır/ışıktır ...

Yuhanna 1/4-5 Yaşam O’ndaydı ve yaşam insanların ışığıydı. Işık karanlıkta parlar. Karanlık onu alt edemedi.

Sperm "Y" TEKTİR. (+) yüklü elektrik ile kendi başına bir hiçtir.
Yumurta "X" de TEKTİR. (-) yüklü elektrik ile o da kendi başına bir hiçtir.

Tıpkı + - manyetik kutupların birbirini çekmesi gibi, yumurta da spermleri kendine çeker. Ancak TEK bir sperme geçiş izni vardır.

86.4 - Hiçbir nefis yoktur ki, üzerinde koruyucu bulunmasın.

Sperm yumurtaya ulaştığında koruyucu bir katman ile karşılaşır ve bir süre sonra oluşan bir tür elektrik akımı ile o katman parçalanır. Dışarıdaki TEK, içerideki TEK ile bir araya gelir ve bölünme (aslında birleşme) başlar ve öyle de devam eder ... en nihayetinde SEN (BİR = TEK = EGO) OLUŞURSUN!

86.5 - Öyleyse insan neden yaratıldığına bir baksın.
86.6 - Fışkırıp çıkan bir sudan yaratıldı.

Tarık=yol demektir. Yaşama giden karanlık yolda ışığı götüren YILAN'DIR.

Teklik tek başına hiçbir işe yaramaz (bir elin nesi var, iki elin sesi var). Teklik sonsuz bir karanlık, sonsuz bir boşluktur. Teklik yanılgıdır ama siz tekliği seviyorsunuz ve tekliği savunuyorsunuz.

TEK'lik tiranlıktır (EGO) dur. Tek'lik yokluktur/hiçliktir. Sonuç itibariyle sonsuz karanlığınıza geri döneceksiniz. Hiç'ten gelip, hiç'liğe gideceksiniz!

Kuran sembolizm diliyle yazılmıştır diye defalarca kez söyledim. Ne mealle, ne tefsirle Kuran'da anlatılmak istenenleri asla anlayamazsınız. Çünkü hem mealler, hem de tefsirler (çoğunlukla) şahısların kendi düşüncelerini de yansıtır. Kuran'da çok fazla gerçek (teknolojik) ayet var ve ben bunu hiçbir zaman inkar etmedim ama gel gör ki sapık/cahil yahudi kırması arapların kurana ekleme yaptığı vahşet, sapıklık, zorbalık ayetleri de var ve hiç de azımsanacak sayıda değiller.

Kuran'a eklenen bu rezaletliklerin mutlaka ve ivedi bir biçimde ayıklanması lazımdır. Çünkü gerçek ayetlerden öğrenecek çok şeyimiz var.


https://youtu.be/fO4UWj01Gx8


https://youtu.be/KvZHYLHqy-M

Not: Ben yazılarımı oluştururken genelde güncel bilimsel yazı yada videoları kaynak olarak gösteriyorum. Malum eski bilim masonlara yem olmuş. Eğer güncel bilim de masonlara yem olmuşsa, bu demektir ki Kuran'da "1 tane bile bilimsel ayet yoktur". Nitekim kendim mikroskop ve teleskop ile bakmadım. Mantığıma yattıkları için gerçek olabileceklerini düşünüyorum. Vebali onların boynuna.

Ayrıca badem bıyıklı entel müslümanlar hemen "işte bu Kuran'ın mucizesidir" diye boşuna sevinmesin! Yazdıklarım; sizin körü körüne taptığınız yahudi arabın tanrısı (allah) ile ilgili yazılar değildir! Bunlardan size ekmek çıkmaz ;)

11 Eyl 2020 13:15 güncellendi

ATOM VE ELEKTRİK (?)

ATOM VE ELEKTRİK (?)

Birçok kez denedim. Sonuç hep aynı. Bir vantilatörün önünde telefonla konuşurken kesintiler oluşuyordu.

Geçenlerde rastladığım bir haber ilgimi çekmişti. Bu habere göre atom altı yeni bir parçacığın keşfedildiği söylendi.

https://www.ntv.com.tr/teknoloji/yeni-bir-atom-alti-parcacik-kesfedildi,4dOdtJMSNUeRCKK_15AwAA

Daha önce yazdığım bir yazımda "bildiğimiz atomdan bağımlı yada bağımsız, bir tür elektrik akımı taşıyan daha küçük bir zerre daha olmalı" demiştim. İlginçtir ki bu haberde de "yeni bir atom altı parçacığın keşfedildiği" yazılmış. Şimdi bu zaten biliniyordu yada zaten vardı yada gerçekten yeni keşfedilmişti, doğrusu ne bilmiyorum ama ben mikrodan makroya her şeyde bu elektrik/elektromanyetik akımın olduğunu düşünüyorum.

Atom bombası dedikleri şey de zannedersem (gerçekte) eş zamanlı reaksiyona giren bir çeşit akım. Üstte verdiğim videodaki patlama öncesi oluşan elektromanyetik çizgilere (50.sn) dikkat edin!

Peki bu söylediklerimin vantilatör ve gsm sinyali ile ne ilgisi var derseniz, sinyali bize ulaştıran bu yeni keşfedildiği söylenen bu atomaltı parçacığın olması muhtemeldir. Ben atom ve elektriğin bir şekilde birbiriyle ilişkili olduğunu düşünüyorum. Araya giren rüzgar bu akımı kısa bir süreliğine bozuyor. Çünkü akım dağınık geliyor. Çok kapalı havalarda şebekenin gitmesi de bu yüzden olabilir. "E zaten uydu ile araya bulutlar girdiğinden sinyal gidiyor" diyenler olabilir, onlara sözüm, sinyal uydudan filan alınmıyor, baz istasyonlarından alınıyor. Kilometrelerce yukarıdan tek çizgi halinde bize (kesintisiz) sinyal ulaşabilmesi için, sinyal dağıtan bu atomların bir çizgi halinde etkileşime sokulması ve tek tek dağıtılması gerekmektedir ve bildiğim kadarıyla bu teknoloji şuan için yok.

Bizden gizledikleri çok şeyler var. Eğer bu doğruysa ve bu akım azot yada oksijen ile etkileşime sokulabilirse, dakikalar içinde tüm dünyayı silecek bir silah geliştirilebilir. Kimbilir belki de bu silah çoktan keşfedilmiştir ve birilerinin ellerindedir (?)

Diyanet Vakfı Meali:
7.143 - Musa tayin ettiğimiz vakitte (Tûr'a) gelip de Rabbi onunla konuşunca «Rabbim! Bana (kendini) göster; seni göreyim!» dedi. (Rabbi): «Sen beni asla göremezsin. Fakat şu dağa bak, eğer o yerinde durabilirse sen de beni göreceksin!» buyurdu. Rabbi o dağa tecelli edince onu paramparça etti, Musa da baygın düştü. Ayılınca dedi ki: Seni noksan sıfatlardan tenzih ederim, sana tevbe ettim. Ben inananların ilkiyim.

İlk uzun yazımda şunu yazmıştım "biz insanlar gelişmişliğin en üst seviyesine çıktık ve başka evrenlere, başka dünyalara gittik ve üstün silahlar geliştirdik ama içimizdeki hırs, güç ile birleşince bizleri kötü insanlar yaptı ve kendi ırkımızı yok etmenin eşiğinden döndük (nuh tufanı vs. gibi).

Mikrodan makroya her şeyde bu akımın bulunduğunu zannediyorum. Bu akımı tetikleyecek herhangi bir şey bu dünyayı dakikalar içinde silebilir. (ercan aldan)

11 Eyl 2020 14:38 güncellendi

BELEŞ ENERJİ KAYNAĞI = İNSAN (?)

BELEŞ ENERJİ KAYNAĞI = İNSAN (?)

Sümer tabletlerinde biz insanların altın madenlerinde çalıştırılmak için yaratıldığımız yazar. Güya altın tozu bizi yaratanların gezegenlerini onarıyormuş. Bu tez bana biraz saçma geliyor. İnsan yaratacak bir teknolojiye sahip bir ırk, kendilerine elbette başka bir habitat yaratabilirdi (ve elbette bu dünyanın öyle olması ihtimali de var).

Neyse konuyu dağıtmadan, size tahmin ettiğim yaratılış amacımızı söyleyeyim.

Ben önceleri bizi köle olarak kullanmak istedikleri için yarattıklarını düşünüyordum. Bu aslında bir nevi doğru, çünkü bunun yansıması günümüze kadar bu şekilde devam etmiş olup şu an bile birileri köle olarak çalıştırıp bizi sömürüyor olabilir. Biraz daha derin düşününce bu sömürüye kim neden izin vermiştir ve daha da önemlisi bu sistemi kim neden başlatmıştır? şeklinde sorular oluşuyor.

Sanırım birileri bizim taşıdığımız ve ürettiğimiz elektriğin peşinde. Düşük voltajlı da olsa içimizde bir akım taşıyoruz. Bir insan 40w civarında elektrik taşıyor/üretiyormuş, bunu 8 milyar ile çarpsanız 320 milyar watt elektrik eder. Bu enerjinin bir yerde depolanabildiğini düşünün. Bu güçle neler yapılmaz ki? Mesela yeni bir güneş yapılıp ona enerji verilebilir ve sonsuza dek dünyayı aydınlatması sağlanabilir. Evet kafanızda bir soru işareti oluştu değil mi? Ya gerçekten Tesla'nın kablosuz elektrik modelinde olduğu gibi güneş, ay ve yıldızların ışığını biz besliyorsak? Ya kainattaki sistem bu döngü üzerine kurulu ise? Ya bizim dünyamız gibi binlerce başka dünyalar var ve bu şekilde çalışıyorlar ise? Sahiplerimizin elindeki gücü varın siz tahmin edin!

Bir dönem Tv'lerde ağzına ampul koyup yakan insanların haberlerini hatırlamışsınızdır. Demek ki gerçekmiş. Sahiplerimiz bizi hasada gelmeden önce şu kablosuz elektrik konusunu tümüyle (acilen) çözmemiz lazım. Belki bu döngüyü kırmamıza yarayacak bir ipucu elde edebiliriz. Sonumuz Tesla gibi bir otel odasında ölmek olabilir ama en azından büyük bir bilmecenin cevabını da bulmuş oluruz.

Eldeki dinsel ve bilimsel veriler "bir amaç için" yaratılmış olabileceğimizi (kısmen) doğruluyor ancak dindar kesimin iddia ettiği gibi sonsuz merhameti olan tanrı bizi sevip okşamak için yaratmış olamaz. Öyle olsaydı aramızda olur bize bunu belli ederdi. Bu dinsel masallardan kurtulup bağımsız bir bakış açısı ile şu Matrix serisini yeniden izlemek gerekir diye düşünüyorum.

/ercan aldan/

http://www.elektrikport.com/universite/insan-vucudunda-elektrik-uretimi-1-bolum/12014

11 Eyl 2020 10:40 güncellendi

09/01/2019

SÜLFÜR, ELEKTRİK ve CEVİZ (?)

SÜLFÜR, ELEKTRİK ve CEVİZ (?)

(Alıntı)

Volkanik gazlar

Aktif olan volkanlardan alınan gaz örnekleri, bütün volkanik gazların %50-80 nin su buharı olduğunu göstermiştir. Daha az oranda karbondioksit, azot, sülfür gazları, özellikle kükürtdioksit ve hidrojen sülfür ve çok az oranda karbonmonoksit, hidrojen ve klor volkandan atılan gazları oluşturmaktadır. (Alıntı)

Ben kimyager değilim ama bu görüntüden şu sonuçları çıkarabiliyorum. Hatalısın diyenler hatamı düzeltsin lütfen.

Deniz suyu tuzludur. Tuzlu su iletkenliği artırır. İçeriğinde sülfür bulunan lavlar ile deniz suyunun birleşmesi sonucunda videodaki şimşek görüntüleri oluşuyor. Daha önceden de dediğim gibi sanırım oksijen (-) kutup, deniz suyu ile etkileşime giren sülfür (+) kutup yaratıyorsa, bu; şimşeklerin nasıl oluştuğunu açıklamaz mı?

Peki sülfür için tetikleyici desek yanlış mı olur? Akülerin içindeki sülfür, iletkenliği arttırıp içindeki elektrik akımını koruyor.

Sanırım dünya genelindeki volkanların eş zamanlı faaliyete geçmesi sonucunda, fırtınalı/yağmurlu/dolulu havalarda artış yaşanıyor (tıpkı şu anda yaşanıyor olduğu gibi). Bu da dünyanın her yerine neden ceviz ve patates büyüklüğünde dolu yağmasını ve kasırgaların neden artmış olduğunu açıklıyor. Birilerinin bu yanardağları kontrol edebildiğini düşünsenize (ki ben düşünüyorum).

Peki sülfürün elektrikle bir şekilde ilgisi olduğu doğruysa, bol miktarda sülfür salgılayan cevizi bolca tüketmemiz, vücüdumuzdaki ve beynimizdeki elektrik akımını da tetikler/etkiler mi? Yani onu geliştirir mi? Ne dersiniz? Bence mümkündür. Zaten şekli de beyne benziyor :)

Bu arada üşenmeyip cevizin anavatanını araştırdım ve karşıma "orta asya ve anadolu" çıktı. Doğrusu şaşırmadım. Eski atalarımızın neden bu kadar zeki ve doğaya hakim olabildiklerini şimdi daha iyi anlıyorum. (ercan aldan)

9 Oca 2019 18:58

YAŞAMIN SIRRI = ELEKTRİK Mİ?

 

YAŞAMIN SIRRI = ELEKTRİK Mİ?


Beni önceden takip edenler hatırlayacaktır. Aylar öncesinden dünya, güneş ve ay'ın bir çeşit tesla bobini mantığıyla çalışan bir sistem olabileceğini, bu sayede enerjilerini daim kılabildiklerini, bu sistemin zayıf da olsa bir çeşit elektrik akımı yaydığını, özellikle ay'ın bu enerji ile aydınlandığını ve bu akımın havada nötr (zararsız) olarak bulunduğunu, yağmurlu günlerde su ile temas ettiğinde ise (aynı bildiğimiz elektirikteki kısa devrede olduğu gibi) yıldırımlar oluşturduğunu söylemiştim. Tabi bunlar benim için basit tezlerdi. Benzer açıklamaları Tesla'nın da yapmış olduğunu görünce açıkçası şaşırmadım değil. Neyse!

Daha önce çözemediğim şu Mısır hiyereglofinin sırrını da Tesla'nın bu açıklaması ile birleştirince buldum sanki (!)

Mısırlılar'ın elektrik ile tanışık olduklarına dair birçok yazılar yazıldı ve belgesel filmler çekildi. Buna en büyük kanıt olarak Dendera lambası gösteriliyor. Bu büyük ihtimalle kablosuz elektrikle çalışan bir lambaydı. Bu iddiayı destekleyen başka bir örnek var mıydı derseniz bence şu aşağıdaki Keops çizimi örnek olabilir. Şöyle ki; sağ üstteki Ay'ın ışığı Keops'un üzerine düşüyor ve sağdaki meşaleleri de aydınlatıyor. Sağ üsttekini güneş zannedebilirsiniz ancak çemberin altında yılan başı görünüyor. Bu ay anlamına gelirdi ve eski Mısır'da kadın için kullanılırdı. Eğer bu çizimde mecazi anlatım kullanılmamışsa, yani kadının bilgeliği/aydınlığı her yere ulaşır/aydınlatır anlamında kullanılmamışsa, Mısır'da %100 kablosuz elektrik kullanılıyordu demektir. Bu da dünyanın ve içindeki canlı cansız her şeyin gerçekten elektrikle kaplı olduğunu, elektrikle yaratıldığını ispatlar.


Bu tez doğru ise hayali tanrının uşakları tarafından örtbas edilecek ve bu sırrın ortaya çıkmasını da engelleyeceklerdir. Nitekim böyle de olmuştur. Urey-Miller deneyi sakin adımlarla ilerlerken, birden yeterli ödenek yok denilerek deneyler sonlandırılmıştır. Belki de sonuç benim düşündüğüm gibi çıkmış, gerçek yaratıcının aslında elektrik olduğunu keşfetmişlerdir. Zaten deneylerin ortasında bunu başardıklarını ama istedikleri sonuca ulaşamadıkları için deneye son verdiklerini söylemişlerdir. Peki deneyleri sonlandırmalarının gerçek nedeni bu muydu? İstediklerini bulamamışlar mıydı yada gerçekten yeterli ödenekleri yok muydu? Yoksa her zamanki gibi Tanrının uşakları tarafından mı susturulmuşlardı?

Kimileri ise bu bilim adamlarının hile yaptıklarını ve bunu kendilerinin de itiraf ettiklerini, bu yüzden deneyi sonlandırdıklarını iddia ettiler. Hile yapmış olsun yada olmasın, deneyde elektrik enerjisi kullanarak bir organizma oluşmuş mu, oluşmamış mı ben ona bakarım ve evet bir organizma oluşmuş. Sırf bu aşamaya gelmiş olmaları bile elektriğin yaratıcı bir güç olduğunu ispatlamaya yeter aslında.

Gerçek; şimdilik bir sır ama önünde sonunda ortaya çıkacaktır. (ercan aldan)

https://tr.wikipedia.org/wiki/Miller-Urey_Deneyi

9 Oca 2019 19:29

08/01/2019

Elektrik evrensel bir kelimedir

Elektrik evrensel bir kelimedir. Hemen hemen tüm dillerde aynı yapı kullanılır. farsçada الکتریکی şeklinde yazılır. kök harflere indirgediğimizde "trky" harfleri çıkar ki belki de türk ve türkiye kelimesi buradan gelmiştir. Zaten türklerin gök tengri inancı ile bu kavram örtüşmektedir. Belki de yaratış ve yaratılışın sırrı bu elektrikti?

Ayrıca "EL" en büyük tanrıdır. m-el-ek kavramının da elektrikle ilgisi olabileceğini düşünüyorum. Bakış açısını değiştirdiğimizde çok ilginç bulgular ortaya çıkıyor. Kuranda "ruh/allah" diye bilinen o görünmez gücün de elektriğin ta kendisi olduğunu düşünüyorum yada ona hükmedebilen bir üst akıl. Son zamanlardaki bulgular bu tezimi kanıtlar nitelikte. Zira Zeus inancı da böyle doğmuş olabilir. Durum buysa tarih gerçekten tekerrürden ibaret. (ercan aldan)

8 Oca 2019 21:21

07/01/2019

Kainat maddeyi/canlılığı Nasıl Yaratir?

Kainatta arabin hayalinde yarattigi bir Allah yada Rab yoktur.Elektromanyetik ve otede radyasyonlar girdabi icinde Gorunur ve Görunmez ISIK Evren vardir. Kendini gorunmez zeki hafıza barındiran (bilinc=ruh) isiktan maddeye indirgeyerek yaratir , madde elektrik tir , yani ışıktir ,kara delik radyasyonlarin dan olusur ,sizde ve herkeste olan dusunce bilinc enerjiden kendini surekli maddeye bedenlere manyetik yapisarak var eder..Goklerde niye elektrik olan simsekler yildirimlar var sanirsin ?..Kainatin en zayif en dusuk manyetik , en kucuk isik frekansinda goruntusu Elektriktir ! Elektrigin ust frekanslari Ölumsuz isiktir...Sizin hep var olan bilinc enerjiniz dir! (alıntı)

Ref :Beyond The Light Barrier

**********************************

Enteresan. Bu yazıyı okuyunca, yazarı tanımadığım ve yazılarını daha önce okumadığım halde, geçenlerde yazmış olduğum bir yazının (matrix, elektrik ve tanrı) bu düşünceyle paralellik içerdiğini görmek beni şaşırttı. Sanırım bilinçler açıldıkça mutlak gerçekliğe doğru yol alacağız. Bunu hissediyorum. Sonuçta herkes aynı gerçeklikte buluşacak ve birleşecek gibi sanki ...

7 Oca 2019 19:43

MISIR'IN ELEKTRİK TANRISI (?)

MISIR'IN ELEKTRİK TANRISI (?)

İnanması zor gelebilir ama Mısır zannettiğiniz gibi ilkel değildi. Bizzat ileri teknolojinin kullanıldığı bir medeniyet idi. Çöllerin altında neler yattığını henüz bilmiyoruz. Sular altındaki Heracleion'un ise önceki azameti hakkında az da olsa bilgimiz var (https://www.ntv.com.tr/galeri/sanat/yuzyillardir-kayip-sehir-heracleionin-sirri-cozuluyor,GsWoFEf3VUSxdOUSX4Us_A). Mısır'ın, Sümerlerin devamı olduğu açık. Çünkü her iki medeniyette de köle-efendi sistemi var.

Zamanla tüm dini karakterlerin aslında Mısır medeniyetine ait olduğu ortaya çıkacak (-ki çıkmaya da başladı zaten: https://odatv.com/musa-aslinda-bir-firavun-muydu-1412151200.html). Akhneton'dan öncekiler sadece güneşi yaratıcı güç zannederlerken, bu kralımız/tanrımız biraz daha akılcı düşünüp, su güneş ve havanın kendi başına bir hayat yaratamayacağını keşfederek elektrik enerjisini ortaya çıkarmıştır. Yani "O", zamanının Tesla'sıydı diyebiliriz (https://youtu.be/rCJRsCjPaAc). Nitekim piramit içlerinde bununla ilgili çizimler bulunmuştu (http://www.gizemligercekler.com/eski-misirda-elektrik-kullanimi/). Ne var ki bu enerjiye/elektriğe bir isim vermemiş ve tanrı/ruh olarak bilinegelmiştir.

Belki de İbrahim Akheneton'un ta kendisiydi. Mısır rahipleri ile Firavunların arasının pek iyi olmadığını biliyoruz. Rahipler çok tanrılı dinlerden, tek tanrılı dine geçişi benimsemeyerek bir isyan (iç ayaklanma) çıkartmış olabilir. İşte ne olduysa bundan sonra olmadı mı zaten? Kabalacı ve mistikçilerin gazıyla dini mücadeleler tavan yaptı ve Mısır çöküş sürecine girdi ...

Büyük Piramit'teki Gantenbrink kapısının ardındakiler halka açılırsa ve şu Dendera Işığı'nın hangi firavun zamanında yapıldığı netleştirilirse, tezim %100 doğrulanacaktır.

Belki de elektrik kötü emeller için kullanılmaya başlanınca global çapta bir kaos yaşandı. Daha önce de söylemiştim "elektriğe hakim olan dünyaya hakim olur". Kutsal kitapların tümünde tanrı için ortak bir kavram kullanılır; "ışık/ışığı getiren". Yani elektriktir. Eskiden ziftli meşaleler ve zeytinyağlı lambalar kullanılırdı. Sonradan gazlı lambalar kullanılmaya başlandı. Ne zaman ki elektiriği kapitalizmin hizmetine soktular, artık bu gizli gücü gizlemenin de bir anlamı kalmadı. Hoş zaten "başka bir peygamber gelmeyecek" demeleri de belki bu yüzdendi. İnsanların artık bu gizemli gücün peşine düşmemelerini ve dikkatlerini başka taraflara yönlendirmelerini sağlamak için söylenmiş bir söz olabilirdi. Hikaye bu şekilde incelenince, kalıplar yerine oturuyor sanki.

Kur'an Nur suresi 35.ayette Tanrı (yani elektrik) için ilginç bir şekilde yağ lambasından bahsederken ayetin sonunda başka bir ışıktan daha bahseder (misal verir). "Nur'un alâ nur = Işık üstüne ışıktır" der. Yani önceki ışıktan daha kuvvetli bir ışık. Yani elektrikli lamba/bir çeşit ampul. (Kuran'ın Mısır Medeniyetini anlatıyor olduğundan daha önce bahsetmiştim).

Tüm kutsal kitapların aynı çağlarda, Mısır medeniyeti zamanında ve aynı coğrafyada ortaya çıkması bir tesadüf değildir. Tarih bize kasıtlı olarak farklı aktarıldı. Şimdi sabırla gerçek bilgilerin ortaya çıkmasını beklemekteyim (-ki çıkmaya başladı zaten :) (ercan aldan)

https://youtu.be/QYzb_wR1thQ
7 Oca 2019 19:52

BİRİ "HAYATIN SIRRINI" ÇÖZMÜŞ SONUNDA ...


BİRİ "HAYATIN SIRRINI" ÇÖZMÜŞ SONUNDA ...

Şekle göre Ay= İsis'tir, Meryem'dir, dişidir, anadır, materyalist ve somutçudur.
Güneş= Ra'dır, (sümer'deki baş tanrı olan) babadır, maneviyatçıdır, ruhçu ve soyutçudur.

EL= Bu iki ışığın ortaya çıkardığı enerji ile tüm canlılığı yaratan gücün adıdır (El= ilah, tanrı, allah, zeus vs. diye çağırdığın o görünmeyen enerji/elektrik/elektromanyetik).

Baştan beri anlatmak istediğim şey işte buydu.

Ruh, cin, peri, hayalet, melek, şeytan, uzaylı ... aklınıza gelebilecek tüm görünmez varlıkları icat eden biz "ADAM"lardık (gerçekte hiçbiri yoklar). Kadınları esir etmek, dışlamak, baskılamak, sömürmek ve onun üstüne egemen olmak için bu korku ve hayal dünyasını yarattık ve korkutmayı başardık da. İsyan eden ve özgürlük isteyen hep kadın oldu (halen de öyle). Bin yıllardır süregelen savaşların sebepleri de işte buydu. Anaerkil toplumlar ile ataerkil toplumlar arasındaki efendi-kölelik (egemenlik) mücadelesi ...

Kadın adamdan değil, adam kadından olmuştu (babasız doğum). Hikayenin aslı buydu ama her kavimde farklı isimle anıldılar. Bu yüzden tanrıların hepsi dişil karakterliydi. Kadın zeki idi, erkek ise güçlü. ADAM (Adem=ışık oğlu) kadının kendisine secde/itaat etmesini istedi. Kadın buna karşı çıktı ve isyan etti. İlk savaş o zaman yaşandı (bkz. vahiy/12/7-9 cennetteki savaş ve cennetten kovulma). Güç zekaya üstün geldi ve kadınları (yılanı/ejderhayı) yenerek dengeyi bozdular. Işığı savunan zorbalar kitaplarında; (kuran, tevrat) "cennette adamı kandıran kadındı/yılandı (bkz. 20/115-121, 2/34-36)" onu nerede bulursanız bulun, hemen başını ezin (bkz. yaratılış 3/12-24)" diye emretmeleri ve kadına nefret duymaları bu yüzdendir ...

25 yıldır edindiğim ve bir araya getiremediğim tüm bilgiler ve bir türlü tamamlayamadığım puzzle, şu tek kare resim ile artık birebir yerine oturdu sayılır.

Resim ve açıklamaya rağmen bir şey anlayamadıysanız;

1. Yazı içindeki kaynak ayetleri de okuyun. Yine de anlayamazsanız "bu yazıyı bir yere kaydedin" ve
2. Beyninizi/bilincinizi yormaya başlayın. Yerleşik inançlardan kurtulup duru bir zihinle, Kuran+İncil+Tevrat ve Sümer Tabletlerini okuduktan sonra bu yazıyı yeniden okuduğunuzda ne demek istediğimi anlayacaksınız.

/ercan aldan/
7 Oca 2019 19:36

06/01/2019

ELEKTRİĞİN YARATMA GÜCÜ (?)

 
ELEKTRİĞİN YARATMA GÜCÜ (?)

Tanrı; gücün/enerjinin kendisi (sanırım elektrik) ve aynı zamanda bu enerjiyi yöneten sistem yada kişinin de adı. Şimdiye kadar edindiğim izlenim bu!

Miller-Urey Deneyi ile sanırım bunu göstermeye çalıştılar ve belki de başardılar. Aynen maymun-insan deneyini yapan Rus İvankov'u ışıkçı ajanlar (din adına) nasıl engellediler ise bu bilimadamlarını da o şekilde susturdular ve bizlere de "yeterli ödenek olmadığı için deney sonlandırıldı" dediler.

Şimdi sıra 2045 projesini yöneten Rus Dimitri'de. Yapay zeka konusunda ışıkçı tayfasının endişesi şu günlerde tavan yaptı ve en ufak bir kıvılcımın çıkmasını bekliyorlar. Bu yüzden 2023 ultimatomunun bitmesini beklemeyebilirler.

Eski insanlar şimşeğe boşuna tanrı/zeus demediler (daha eskiler de güneşe tanrı demişlerdi). Su, ışık, toprak ve hava ... bu dört elementi kullanarak, canlılık yaratılabilir mi? Belki ama gözden kaçan bir şey var. İlk yaratılışın nasıl olduğunu hiçbirimiz bilmiyoruz.

1 ay kadar güneşte beklettiğimiz su dolu cam fanus içinde minik minik canlılar belirmeye başlar. Belki bu canlılar suyun içindeki mevcut bakterilerden türediler, belki de zaten suyun içinde bulunan yaşam tohumları idi (yani bu yaşam tohumları zannettiğimizden daha da küçüktü). İşte bu oluşumu sağlayan bu görünmez enerji "elektrik" olabilir miydi? Neden olmasın!

Bir an için güneşin yapay bir ışık kaynağı olduğunu ve sonradan yapıldığını hayal edin. Denizler ve evren karanlıktır. Sonsuz bir su olduğunu hayal edin. Karanlık ve soğuk. Canlılığa dair biz iz yok yada var ama henüz onu yaşatacak bir güç/enerji yok (-ki kutsal kitaplar bunu söyler) ve işte ışık ve elektrik enerjisi ile tüm bu ölü karanlık hayat buluyor ve yaşam başlıyor.

Karanlık denizlerde dahi elektirik yüklü balıklara rastlamak mümkündür. Bizler bile bazen biriyle tokalaşırken her ikimize de elektrik çarpar. Elektrik ilk yaratmayı sağlayan enerji miydi? Miller-Urey deneyinde birşey mi atlandı yada farkedilemedi mi?

Gözlerimizle ve mikroskoplarla göremediğimiz bir enerji var canlılarda (ruhçular sevinmesin onu kastetmiyorum :)). Bu yüzden onu bilim ile bulamayıp, spiritüel/mistik masallarla anlamaya çalışmışız. Asıl sormamız gereken; bu enerji nasıl oluştu? Yada kim (ler) - neden oluşturdu?

Yani aslında hep yanlış metodu kullanmış olabilir miyiz? Yaratılışımızı biyoloji ile değil de fizikle mi çözmeye çalışmalıyız? Ruslar bu yüzden mi yapay zeka teknolojisine yatırım yapıyor? (ercan aldan)

6 Oca 2019 19:24

03/01/2019

Elektrik, Matrix ve Tanrı (?)

ELEKTRİK, MATRİX ve TANRI (?)

Mistisizm sayesinde din, bilimi geçmiştir. Bunu kabul edelim. Dünyanın yarısından fazlası görmediği hayali/ruhani bir tanrıya inanıyor. Peki gerçekten böyle hayali bir tanrı var mıdır? Elbette ki yoktur. Dünyaya baktığımızda yeryüzünde bulunan tüm canlı ve cansızların bir cisimden/maddeden ibaret olduğunu görüyoruz. Herşeyin maddeden ibaret olduğu bir dünyada ruhaniyata inanmak ahmaklıktır. Diyeceksiniz ki ruh/tanrı/allah yoksa bunları kim yarattı? Evrende hiç bir şey kendiliğinden oluşmaz. Hiçbir atom durduk yere tepkime gösterip "ben taş olacağım, su olacağım, ot olacağım yada ne bileyim bir insan olacağım" demez. İlla ki ikinci bir etkinin olması şarttır. Örneğin sperm ve yumurta tek başlarına hiç bir şeydir. Vardırlar ama tek başına bir hiçtirler. Sonsuz boşlukta durağan atom yığınlarından başka bir şey değildirler. Bir araya geldiklerinde yeni bir şey oluştururlar. Kumun bile oluşması için iklimin kayayı parçalamış olması lazımdır.

Mikroda herşey aynı atomlardan oluşmuş olabilir, asıl soru bunun böyle olmasını sağlayan nedir yada kimdir? Ruhanilerin inandığı tek tanrı olmadığı kesindir. Çünkü bu konular fizik konularıdır, metafizik konular değildir ve fizik deneyimlenebilir/tecrübelenebilir bir bilim dalıdır. Hiç bir şey kendiliğinden oluşamayacağı gibi hayali bir el tarafından da oluşması mümkün değildir. Oluşmuşsa bile dünya tarihinde 3000 adet tanrı vardır. Bu kompleks düzenin hangisi tarafından yapılmış olduğu bilinmemektedir.

Evrimciler; "tüm bu çeşitlilik kambriyen patlaması sayesinde oluştu" derken, metafizik gruplar "bing bang kuramına" daha sıcak bakmaktadırlar. Bana sorarsanız ikisi de değildir. Bir şeyin oluşması için başka bir şey ile etkileşime girmesi gerekmektedir. Hiç bir şey hiçlikten var olamaz, "hiç bir şey yok iken allah vardı" sözü de yanlıştır, çünkü hiçliğin içinde bir tanrı olamaz. Hiçlik/sonsuzluk içindeki tek bir cins atom bile, bir etkileşim olmadıkça sonsuza dek durağan kalacaktır. Bu durağanlığı bozup tüm bu varlığın oluşmasına neyin sebep olabileceğine birazdan değineceğim.

Hayat; mevcut var olan şeylerin evrim ve gelişim ile hal ve şekil değiştirmelerinden ibarettir. Bu etkileşim sayesinde kaos ortamı oluşur. Bu kaos sayesinde de yeni canlı ve cansız varlıklar oluşabilir. Ana kural ikinci bir etkinin var olmasıdır. Evren küçücük bir atomun parçalanması ile oluştu diyebilmemiz için onu etkileyen bir şeyin de var olmuş olması lazım ki, işte burada mistikler ruhani bir tanrıyı devreye sokarlar. Aslına bakarsanız benim keşfetmeye çalıştığım tanrı da bu tanıma biraz uymaktadır. Yani elektrik. Bana sorarsanız evrende sonsuz bir elektrik enerjisi var idi ve onu tepkimeye sokacak başka bir etki bir şekilde oluştu ve durağan haldeki atomları tepkimeye sokarak bu kompleks yapıları oluşturdu. Yada tam tersi, durağan atomları tepkimeye sokan elektiriğin kendisi idi. Şu an için o atomun ve o enerjinin nereden geldiğini yada nasıl oluştuğunu kimse bilmiyor.

Az önce homonculus ile ilgili bir video izledim. Yorumlarda biri demiş ki "bir canlı oluşurken onu elektrik akımına maruz bırakırsanız, canlı farklı bir forma girebilir" demiş. Bu yorumu okuyunca aklıma "Fly ve Street Fighter" filmleri geldi. Her ikisinde de bir insan kapsüle giriyor ve sürekli elektriğe maruz kalıyordu. Sonuçta birinden Sinek-insan melezi bir yaratık çıkarken, ötekinde elektrik saçan adam - blanka oluşuyordu. Bunlar elbette ki bir film. Gerçeklik payı tartışılır ama bunları görmezden de gelemeyiz çünkü vücudumuzda az da olsa bir elektrik akımı vardır. Nasıl ki otomobil sıvı benzin yakıtı kullanarak araçtaki elektiriği devreye sokup onu çalıştırıyor ve çalışır vaziyette tutuyorsa, biz canlılarda da bunu sağlayan sıvı "kan" olabilir. İçtiğimiz su yada soluduğumuz gazlar ve (içimizde) göremediğimiz elektrik enerjisinin tepkimesiyle oluştuğunu düşündüğüm "kan (yani yakıta)" dönüşmektedir ve bu kan bizi çalışır vaziyette tutmaktadır. İlkel manada düşünürsek bile su; tüm canlıların vazgeçilmez kaynağıdır. Peki durum buysa, aynı akü gibi benzer bir aparatla insanı sürekli diri/çalışır tutabilir miyiz? Elbette. Bunun nasıl olabileceğini önceki yazılarımda açıklamıştım.

Nikola Tesla "insanlardaki nefreti, elektrik enerjisine dönüştürebilseydim, dünyayı aydınlatırdım" derken, taşıdığımız elektriğin zayıf olduğunu ama bunu güçlendirecek bir etkiye maruz kaldığımızda belki herşeyin daha farklı olacağını anlatmak istemiş olabilir. Nitekim kendisine yıldırım isabet etmiş olan insanlar; "sanki başka bir boyuta geçtiklerini" açıklayarak hayatlarının değiştiğini söylemişlerdir.

Bir labaratuvarım olmadığı için elektrik enerjisinin canlı gelişimine etki edip etmediğini şuan için bilmiyorum. Ediyor yada etmiyor diyenlere de pek güvenesim gelmiyor, malum dünyanın başında mistisizm denilen hayalci bir bela şebekesi var ama sanki etkiliyor olabileceğine inanıyorum, çünkü bir elektrik taşıyor olduğumu kendim de gözlemleyebiliyorum ve bu sadece bende yok. Herkeste var!

Tüm bunlar gerçek ise bunu yapanın arabın tanrısı olduğunu söyleyemezsiniz. Çünkü bu ondan da öte, olağanüstü bir mühendislik çalışmasının ürünü olduğunu gösterir. Matrix serisi bu durumda biraz daha gerçekçi gibi görünüyor. (ercan aldan)
3 Oca 2019 20:19

11/12/2018

ELEKTRİK ve ELEKTROMANYETİK


BU İNANILMAZ !!!

Şimdiye dek yazdığım yazıların hem özetini hem de kanıtlarını (%95 oranında) sunan bir video olmuş. Gerçekler bir bir günyüzüne çıkıyor. Gerçek bilim, Mason biliminden ayrılıyor. Bunları görmek sevindirici. Yaratış ve yaratılışın sırrının ELEKTRİK ve ELEKTROMANYETİK'te olduğunu birçok defa söyledim. Bu videoyu yayalım -ki insanlık, dogmalardan kurtulup, gerçeklere odaklansın.

11 Ara 2018 19:43 güncellendi

En çok okunan