test

👇 αklını özgür вırαk / çєmвєrín dışınα çık! 👉
Yaratılışın Sırrı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Yaratılışın Sırrı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

17/09/2020

YARATICI GÜÇ = ELEKTRİK (?)

YARATICI GÜÇ = ELEKTRİK (?)

Önceki yazılarımda vücudumuzda bir tür elektrik akımı taşıdığımızı ve canlılığımızı sağlayanın da bu enerji olduğunu söylemiştim. Sağolsun bir arkadaşım bana bu alttaki videoyu gönderdi. Eğer bu görüntüler doğruysa benim tezim %100 kanıtlanmış oluyor. Bu videoyu izledikten sonra Stanley Miller ile Prof. Harold Urey'in de yahudi mason bilimadamlarından olduğu hususunda şüphe duymaya başladım. Elbetteki elektriğin yaratış bilgisi onlara verilmiş olabilirdi. Bir başkaları bu deney üzerinde yoğunlaşıp yaratılışın sırrına vakıf olamasınlar diye deneyin başarısız olduğunu söylemiş olabilirlerdi.

✍ Alıntı
Diğer deneyler
Bu deney birçok başka deneye esin kaynağı olmuştur. 1963'te Joan Oró, su çözeltisi içinde bulunan hidrojen siyanür (HCN) ve amonyaktan amino asitler üretilebileceğini bulmuştur.[8] Aynı zamanda deneyinde, büyük miktarda nükleotid bazlı adenin ürediğini de görmüştür.[9] Daha sonra gerçekleştirilen deneyler göstermiştir ki, diğer RNA ve DNA bazları da "indirgen atmosfer" ortamında, benzetimli prebiyotik kimyasal tepkimeyle elde edilebilir.[10]

Miller-Urey deneyinin yapıldığı dönemde Yaşamın Kökenine ilişkin benzer elektrik boşalımı deneyleri yapılmıştı. 8 Mart 1953 tarihli The New York Times gazetesinde yayınlanan "Looking Back Two Billion Years" (İki Milyar Yıl Geriye Bakmak) isimli makale, Mayıs 1953'te Miller "Science" dergisinde akademik makalesini yayınlamadan önce, Wollman (William) M. MacNevin'in Ohio State Üniversitesi'ndeki çalışmasını anlatır. MacNevin 100,000 voltluk kıvılcımları metan ve su buharından geçirip "incelemesi çok zor olan" "katı resinler" elde etmekteydi. Aynı makalede MacNevin'in dunyanın ilk dönemlerine ilişkin deneyleri de anlatılmaktaydı. Bu deneylerden elde ettiği sonuçları bilimsel makale olarak yayınlayıp yayınlamadığı bilinmemektedir (wiki).
✍ Alıntı

Bu deneylerin devamı sağlanıp, konu üzerine yoğunlaşıldığında, yaratılışı gerçekleştirenin görünmez arap tanrısı değil bir tür elektrik enerjisi olduğu %100 kanıtlanmış olacaktır.

Bu bağlamda DİN'i bir korku aracı olarak kullanan yahudi masonlar, bu gerçeklerin ortaya çıkmasını engellemek için BİLİM'i de sınırlandırmış olabilirler mi? Bence olabilir. Çünkü kapitalizme hizmet eden bir çok teknolojik buluşa imza atan ar-ge'lerin arkasında Rockefeller ve Rothschild gibi yahudi para baronları var ve para ile her şeyi satın alabiliyorlar.

https://www.facebook.com/ScienceNaturePage/videos/1247764342022488/

17 Eyl 2020 21:51 güncellendi

11/09/2020

TEK'LİK = HİÇLİK'TİR ve SONSUZ BİR BOŞLUKTUR!

TEK'LİK = HİÇLİK'TİR ve SONSUZ BİR BOŞLUKTUR!

Ölüm=sonsuz bir karanlık, sonsuz bir boşluktur. Ölüm hiçliktir. Ölüm tekliktir ...

Işık=hayattır. Işığı getirene=Lucifer/şeytan/iblis/yılan ... denildi. Bu nasıl olur? Yılan=spermdir. Karanlığı delen yıldızdır (yani ışıktır, elektriktir, akımdır, CAN'dır). Biri çift edendir.

86.2 - Târıkın ne olduğunu sen ne bileceksin?
86.3 - O delen yıldızdır.

Rahim yolu (tarık) ve yumurtalık karanlıktır. Elektrik (ışık) yüklü sperm karanlık rahimde ilerler. Yumurtalığa ulaştığında ise kıvılcım oluşur. Tıpkı şimşeğin, karanlık gökyüzünü deldiği ve ışıdığı gibi. Mikroda ne ise makroda da odur. Hiçliğe ve doğaya can veren işte bu akımdır/ışıktır ...

Yuhanna 1/4-5 Yaşam O’ndaydı ve yaşam insanların ışığıydı. Işık karanlıkta parlar. Karanlık onu alt edemedi.

Sperm "Y" TEKTİR. (+) yüklü elektrik ile kendi başına bir hiçtir.
Yumurta "X" de TEKTİR. (-) yüklü elektrik ile o da kendi başına bir hiçtir.

Tıpkı + - manyetik kutupların birbirini çekmesi gibi, yumurta da spermleri kendine çeker. Ancak TEK bir sperme geçiş izni vardır.

86.4 - Hiçbir nefis yoktur ki, üzerinde koruyucu bulunmasın.

Sperm yumurtaya ulaştığında koruyucu bir katman ile karşılaşır ve bir süre sonra oluşan bir tür elektrik akımı ile o katman parçalanır. Dışarıdaki TEK, içerideki TEK ile bir araya gelir ve bölünme (aslında birleşme) başlar ve öyle de devam eder ... en nihayetinde SEN (BİR = TEK = EGO) OLUŞURSUN!

86.5 - Öyleyse insan neden yaratıldığına bir baksın.
86.6 - Fışkırıp çıkan bir sudan yaratıldı.

Tarık=yol demektir. Yaşama giden karanlık yolda ışığı götüren YILAN'DIR.

Teklik tek başına hiçbir işe yaramaz (bir elin nesi var, iki elin sesi var). Teklik sonsuz bir karanlık, sonsuz bir boşluktur. Teklik yanılgıdır ama siz tekliği seviyorsunuz ve tekliği savunuyorsunuz.

TEK'lik tiranlıktır (EGO) dur. Tek'lik yokluktur/hiçliktir. Sonuç itibariyle sonsuz karanlığınıza geri döneceksiniz. Hiç'ten gelip, hiç'liğe gideceksiniz!

Kuran sembolizm diliyle yazılmıştır diye defalarca kez söyledim. Ne mealle, ne tefsirle Kuran'da anlatılmak istenenleri asla anlayamazsınız. Çünkü hem mealler, hem de tefsirler (çoğunlukla) şahısların kendi düşüncelerini de yansıtır. Kuran'da çok fazla gerçek (teknolojik) ayet var ve ben bunu hiçbir zaman inkar etmedim ama gel gör ki sapık/cahil yahudi kırması arapların kurana ekleme yaptığı vahşet, sapıklık, zorbalık ayetleri de var ve hiç de azımsanacak sayıda değiller.

Kuran'a eklenen bu rezaletliklerin mutlaka ve ivedi bir biçimde ayıklanması lazımdır. Çünkü gerçek ayetlerden öğrenecek çok şeyimiz var.


https://youtu.be/fO4UWj01Gx8


https://youtu.be/KvZHYLHqy-M

Not: Ben yazılarımı oluştururken genelde güncel bilimsel yazı yada videoları kaynak olarak gösteriyorum. Malum eski bilim masonlara yem olmuş. Eğer güncel bilim de masonlara yem olmuşsa, bu demektir ki Kuran'da "1 tane bile bilimsel ayet yoktur". Nitekim kendim mikroskop ve teleskop ile bakmadım. Mantığıma yattıkları için gerçek olabileceklerini düşünüyorum. Vebali onların boynuna.

Ayrıca badem bıyıklı entel müslümanlar hemen "işte bu Kuran'ın mucizesidir" diye boşuna sevinmesin! Yazdıklarım; sizin körü körüne taptığınız yahudi arabın tanrısı (allah) ile ilgili yazılar değildir! Bunlardan size ekmek çıkmaz ;)

11 Eyl 2020 13:15 güncellendi

İNSAN MAYMUN MELEZİ (MAYMİNS) (?)


İNSAN MAYMUN MELEZİ (MAYMİNS) (?)

Kromozom Sayısı 64 olan at ile, Kromozom Sayısı 62 olan eşek çiftleştirilirse 63 kromozomlu kısır bir katır dünyaya gelir ancak ne var ki bilimsel açıdan bu katırın normal doğum yapması mümkün değildir. 63 tek sayı olduğu için ikiye bölünemez. Kromozom da ikiye bölünemediği için üreme hücresine dönüşemez ve neticede katırların sıpası olmaz fakat kayıtlara geçmiş 60 adet kısır katır doğumu gerçekleşmiş ve Vatikan bunu kayıtları altına almıştır. Bu olay Vatikan için neden önem arz etmiştir? Gizli bir şeylerin ortaya çıkmasından mı endişelenmiştir?

Üstün ırk Annunakiler (?), gerçekten bizleri altın madenlerinde çalıştırmak için, yeryüzünde gelişmemiş bir memeli dişi hayvana (maymun vb.) kendi genlerini transfer etmiş olabilirler mi? İnsanda 22 çifti somatik (otozom), 1 çifti de cinsiyet kromozomu (eşeysel) olmak üzere 23 çift yani 46 kromozom vardır. Cinsiyet kromozomları X ve Y ile adlandırılırlar. Erkekte XY kromozomları, kadında ise XX kromozomları bulunur. Erkek yada kadın kendi başlarına üreme yapamaz. Bu kromozom farkının sebebi bu transfer olabilir miydi? Çünkü böyle bir sentez olmamış olsaydı, doğan tüm insanlar aynı genetik koda sahip olur, tüm insanlar birbirinin klonu olurdu.

Katır örneğinde olduğu gibi erkek ve kadında kendi başlarına 23 (yani tek sayılı) kromozom olduğundan üreme mümkün değildir yada zordur yada doğal sonuçlar oluşturmaz.

19.yy’da Stalin’in direktifiyle Ivanov’un yaptığı bir deneyde, 46 koromozomlu insan ile 48 kromozomlu maymun çiftleştirilmiş fakat her nedense elitler tarafından bu deney engellenmiş ve her zaman yaptıkları gibi “sonuç başarısız oldu” diyerek olayı örtbas etmişlerdir. Peki ya Ruslar başardıysa?

Down Sendromu ilk kez İngiliz hekim John Langdon Down tarafından 1866'da sistematik bir şekilde sınıflandırılmış ve sendrom olarak tanılanmıştır (tarihe dikkat!).

Down sendromu dediğimiz genetik farklılığının, bu sentezin yada üstte verdiğim örnekteki sentezin sebebi olabileceğini düşünüyorum. Çünkü ortada genetik bir hatanın olduğu aşikar ve bunu bilim de kabul ediyor.

Down sendromlu çocukların fazladan bir 21. Kromozomu vardır. Down sendromlu çiftlerde 47 (yani tek sayılı) kromozom bulunur. Bilimsel açıdan üremeleri mümkün değildir ancak ne var ki şu ana kadar sadece 2 down sendromlu erkeğin baba oldukları kaydedilmiştir.

Eğer bu deneyler gerçekleşmiş ve aynı katır gibi “(47 kromozomlu) farklı kısır melez bir tür” ortaya çıkarılmış ise elitlerin bunu neden örtbas etmek istemelerini şimdi daha iyi anlayabiliyorum.

Eğer buna engel olmasalardı;
1. Tek tanrı yaratılış yalanları (ve tüm dinler) çöpe gidecekti,
2. Ayrıca bu kısır tür normal doğum yapamayacağından kendilerine sömürecek (aklını kullanabilen) insan yığınları bulamayacaklardı. Vatikan ve mason ajanları işlerini gerçekten çok iyi yapmışlar.

Bu arada 1.dünya savaşının neden bu zamanlarda yapılmış olduğunu düşündüm de (???) acaba bu da sıradan bir tesadüf müydü?

Not: Yazım kesinlik arzetmediği gibi kimseyi yerme amacı da gütmez. Amaç; okuyucuları sorgulamaya itmektir. 19-20 yy aralığında bir şeylerin döndüğü kesin –ki dünya bu tarihlerde birbirine girdi. Alman-İngiliz ve Rus’ların arasında, halen devam eden bir sürtüşme var. Bu sürtüşmenin sebebi siyasi çekişmeler olamaz, çünkü zaten siyaseti bu devletler ellerinde tutuyorlar. (ercan aldan)

https://www.webtekno.com/100-yil-once-insan-ve-sempanze-melezi-bir-canli-gelistirildi-h40209.html

11 Eyl 2020 14:17 güncellendi

08/01/2019

Elektrik evrensel bir kelimedir

Elektrik evrensel bir kelimedir. Hemen hemen tüm dillerde aynı yapı kullanılır. farsçada الکتریکی şeklinde yazılır. kök harflere indirgediğimizde "trky" harfleri çıkar ki belki de türk ve türkiye kelimesi buradan gelmiştir. Zaten türklerin gök tengri inancı ile bu kavram örtüşmektedir. Belki de yaratış ve yaratılışın sırrı bu elektrikti?

Ayrıca "EL" en büyük tanrıdır. m-el-ek kavramının da elektrikle ilgisi olabileceğini düşünüyorum. Bakış açısını değiştirdiğimizde çok ilginç bulgular ortaya çıkıyor. Kuranda "ruh/allah" diye bilinen o görünmez gücün de elektriğin ta kendisi olduğunu düşünüyorum yada ona hükmedebilen bir üst akıl. Son zamanlardaki bulgular bu tezimi kanıtlar nitelikte. Zira Zeus inancı da böyle doğmuş olabilir. Durum buysa tarih gerçekten tekerrürden ibaret. (ercan aldan)

8 Oca 2019 21:21

07/01/2019

Hayat Enerjisinin Fotoğrafları / Kirlian

Hayat Enerjisinin Fotoğrafları / Kirlian

Ukrayna'nın Krasnodar kentinde bir araştırma laboratuarında, Semyon Kirlian adında bir Sovyet mühendisi, bozulan elektroterapi makinasını tamir etmeye çalışıyordu. Dalgınlıkla elini elektrotlardan birine yaklaştırdığında, aniden boşalan elektrik kıvılcımı ile parlayan bir ışık gördü. Heyecanını yendikten sonra bu alışılmamış olayı bir daha tekrarladı. Ama bu sefer, eliyle kıvılcımın arasına ışığa duyarlı bir film koymuştu.

Hemen filmi banyo etti ve şaşırtıcı bir sonuçla karşılaştı. Parmak uçlarının kağıt üzerindeki görüntüsü, ışıyan sütunlar gibi bir iz bırakıyordu. Üstelik, her izin değişik bir yayılım görüntüsü vardı. 1939 yılında bir rastlantı sonucu Kirlian'ın fotoğrafını çekmeyi başardığı bu garip ışımanın izleri, yıllarca bilim adamlarının tartışmasına yol açtı.

Kısa zamanda Kirlian tarafından geliştirilen ve bir yüksek voltaj dinamosu ile metal bir levhadan ibaret olan bu fotoğraf makinesi, laboratuarlarda defalarca denendi. Dinamo ile metal levhada oluşturulan yüksek frekanslı elektro-manyetik alan içine sokulan her cisim, kendine has bir ışıma ile fotoğraf filmini etkiliyordu. Fakat bu fotoğraflarda görülen garip izlerin kaynağı hakkında kesin bir yargıya varılamadı. Kimine göre, bu ışıma izleri "ruh"un varlığına bir kanıt sayıldı.

Ancak, sadece el ve ayak izlerinde değil, yaprak veya madeni eşyalarda da benzeri sonuçlar ortaya çıkmaktaydı. Bu durumda, mesela bir madeni paranın "ruhu" olamayacağına göre, daha akla yakın varsayımlara gerek duyuldu. Alma Ata Üniversitesi'nden Dr. Victor İnyushin, yıllar süren yorucu bir araştırma sonucunda, bu izlerin "biyolojik plazma" olduğuna karar verdi. Ama, yine de tam olarak nereden kaynaklandığı belli değildi. (alıntı)

https://www.webtekno.com/kirlian-fotografciligi-h51917.html

********************************
Millet kafayı ruhla bozmuş :) Gün gelecek, elektriğin özü anlaşıldığında yaşamın da özü anlaşılacaktır ...

7 Oca 2019 19:52

BİRİ "HAYATIN SIRRINI" ÇÖZMÜŞ SONUNDA ...


BİRİ "HAYATIN SIRRINI" ÇÖZMÜŞ SONUNDA ...

Şekle göre Ay= İsis'tir, Meryem'dir, dişidir, anadır, materyalist ve somutçudur.
Güneş= Ra'dır, (sümer'deki baş tanrı olan) babadır, maneviyatçıdır, ruhçu ve soyutçudur.

EL= Bu iki ışığın ortaya çıkardığı enerji ile tüm canlılığı yaratan gücün adıdır (El= ilah, tanrı, allah, zeus vs. diye çağırdığın o görünmeyen enerji/elektrik/elektromanyetik).

Baştan beri anlatmak istediğim şey işte buydu.

Ruh, cin, peri, hayalet, melek, şeytan, uzaylı ... aklınıza gelebilecek tüm görünmez varlıkları icat eden biz "ADAM"lardık (gerçekte hiçbiri yoklar). Kadınları esir etmek, dışlamak, baskılamak, sömürmek ve onun üstüne egemen olmak için bu korku ve hayal dünyasını yarattık ve korkutmayı başardık da. İsyan eden ve özgürlük isteyen hep kadın oldu (halen de öyle). Bin yıllardır süregelen savaşların sebepleri de işte buydu. Anaerkil toplumlar ile ataerkil toplumlar arasındaki efendi-kölelik (egemenlik) mücadelesi ...

Kadın adamdan değil, adam kadından olmuştu (babasız doğum). Hikayenin aslı buydu ama her kavimde farklı isimle anıldılar. Bu yüzden tanrıların hepsi dişil karakterliydi. Kadın zeki idi, erkek ise güçlü. ADAM (Adem=ışık oğlu) kadının kendisine secde/itaat etmesini istedi. Kadın buna karşı çıktı ve isyan etti. İlk savaş o zaman yaşandı (bkz. vahiy/12/7-9 cennetteki savaş ve cennetten kovulma). Güç zekaya üstün geldi ve kadınları (yılanı/ejderhayı) yenerek dengeyi bozdular. Işığı savunan zorbalar kitaplarında; (kuran, tevrat) "cennette adamı kandıran kadındı/yılandı (bkz. 20/115-121, 2/34-36)" onu nerede bulursanız bulun, hemen başını ezin (bkz. yaratılış 3/12-24)" diye emretmeleri ve kadına nefret duymaları bu yüzdendir ...

25 yıldır edindiğim ve bir araya getiremediğim tüm bilgiler ve bir türlü tamamlayamadığım puzzle, şu tek kare resim ile artık birebir yerine oturdu sayılır.

Resim ve açıklamaya rağmen bir şey anlayamadıysanız;

1. Yazı içindeki kaynak ayetleri de okuyun. Yine de anlayamazsanız "bu yazıyı bir yere kaydedin" ve
2. Beyninizi/bilincinizi yormaya başlayın. Yerleşik inançlardan kurtulup duru bir zihinle, Kuran+İncil+Tevrat ve Sümer Tabletlerini okuduktan sonra bu yazıyı yeniden okuduğunuzda ne demek istediğimi anlayacaksınız.

/ercan aldan/
7 Oca 2019 19:36

06/01/2019

KABALİZM, MİSTİSİZM VE SEMBOLİZM










KABALİZM, MİSTİSİZM VE SEMBOLİZM.
(Dünyanın başına bela olmuş 3 akım)

Dedik ki; Kabalizm, Sembolizm ve Mistisizm gerçek hikayeleri örtbas etmek için icat edilmiş öğretilerdir ve dünya tarihinde olan biten her şey biz insanlardan ibarettir. Geniş açıdan, İster dini (kutsal kitaplar ve sümer tab.) isterse bilimsel açıdan bakın, hepsinin ucu "BİZ"e çıkar. Bu resimlerle de bunun kanıtını göreceksiniz.

Fotoğraflarda (alttan üste) sırasıyla;

-Allah/tanrı (-ki bildiğimiz insan figürü)
Elleriyle insanın yaratılması resmedilmiş. Bir elinden ışık, bir elinden su çıkıyor (diğer resimlerden birinde de dünyanın üzerine ateş ve su döküyorlar). Su ve ışık/güneş zaten canlılığın oluşmasını sağlayan 2 önemli etmendir.

-Tanrı sembolü (kartal başı),
Yahudi Amerika'nın parasındaki simge. Tacın üstündeki 33 sayısı masonluktaki en üst rütbedir. Bu rütbeye sahip olan kişi, piramidin en üstündeki kral/kord/tanrı/allah dediğiniz o kişidir. Tesadüfe bak ki O'da görünmez, gizlidir :) Dünyayı masonların/illümanitilerin yönettiğini söyleyince kahkaha atanlar ... yanaşın bakayım. Sizler bu örgütler için "yakın tarihte kuruldular" diyordunuz değil mi? 

-Adem,
Bu 3 hayalci görüşe göre dünya insan için yaratılmıştır. İnsan kutsal bir varlıktır. Madem öyle bu kutsal varlık neden ölümlüdür?

-Yunus,
Balığın karnından kurtulan peygamber diye yutturdukları kişi. Muhtemelen balık adam/usta dalgıcın biriydi. Benzer figürlere Sümer çizimlerinde de rastlıyoruz. Günümüzde balıkadam kıyafeti ile denize dalmış olan biri zamanda geriye gidip, o çağın insanlarına görünseydi, eminim aynı sahneler yaşanacaktı.

-Ana tanrıça İsis ve Meryem,
"Verdiğim meyve güneştir". Olaya gerçek anlamları ile bakacak olursak kadının elbette ki koskoca güneşi doğuracak hali yok. Öyleyse güneşten kasıt nedir? İsa yani Horus'mudur? (yani bir insan mıdır?). İsa'nın güneş olduğunu bir sonraki resimden anlayabiliriz. İsis = Meryem, İsa = Güneş ise demek ki ortada dolaşan ruhani yada ulvi varlıklar yok. Kadın ve erkeğe yüklenen abartılı kabalistik ve mistik anlatımlar var.

-Dünyamız,
Düz dünyacıları sevindirecek bir çizim olabilir bu :) Şaka bir yana bizim RA'nın her şeyi gören gözü dediğimiz bu göz, Kartal/şahinin gözü müydü? Çünkü gerçekten bu gözler yüzlerce metre yukarıdan her şeyi görürler. Dediğim gibi kabalizmin ve sembolizmin işi abartmaktır. Mısır çizimlerinde tanrı figürlerinin başlarının kartal/şahin başı olması sizce de ilginç değil mi?

-Atlantis,
Var mıydı yok muydu? tartışmaları halen devam etmekte. Suyun altına gömülen onca kavimlerin keşfine bakılırsa böyle bir uygarlık yoktu demek saçmalık olur ancak burada aklıma gelen bir soru var; madem bu kadar ileri bir medeniyetti, resimdeki uçan gök cisimleri nereye kayboldu? Tüm medeniyet birden çökmüş ise bu gök cisimlerinin havada kurtulmuş olması gerekmiyor muydu ve bu ileri medeniyetin sömürgesindeki/yönetimindeki halklar, bu medeniyetlerle ilgili verileri neden koruyamadılar yada bir yerlere neden resmetmediler?

-Kabalanın gücü.
Her zaman şunu derim; "gerçeğe kendiniz tanıklık etmedikçe, onu gerçek olarak kabul etmeyin!" Çünkü başımızda kabalizm gibi büyük bir bela var. Etkileri güncel hayata da yansımıştır. Dinler tarihini anlayabilmek için; kabalizm, sembolizm ve mistisizmi çok iyi anlamak gerekmektedir. Dinlerin bu kadar karmaşık olmasının ve Adem'den öncesinin bilgilerinin bulunmayışının nedeni bu 3 akımın insanlara empoze edilmesi yüzündendir. Gerçek hikayenin elbette bunlar olmadığına inanıyorum. Bu 3 akım, insanın değerli bir varlık olduğunu din kitaplarıyla halka empoze etmeye çalıştı. İnsana değerli bir varlık olduğuna inandırmak ve köle olduğu gerçeğini örtbas etmek için.

Dinler yüzünden kötülerin, iyiler üzerinde egemen olduğunu idrak edemediniz ve herşeyin allahtan geldiğine inanıp sabrettiniz. Oysa ki başınıza her ne geliyorsa bunların elinden gelmekteydi. Yoksa madem değerliydik neden ölüyoruz ve neden acı çekiyoruz? E işte sınav filan ... Yapmayın! Bilinci açık olan insanlar artık bu masallara kanmamaktadır.

Dünya tarihine yön vermiş bu 3 akımın öğretilerinden sıyrılıp gerçek bilgiye ulaşmak ancak ve ancak TARAFSIZ BİLİM ile mümkün olacaktır. Bunu da sağlayacak olan bizleriz. Daha çok okumalı daha çok deney yapmalıyız. Din, bilim ve siyaset bu kabalacı istilacılardan ne zaman temizlenirse, gerçekleri öğreneceksiniz ve o gerçekler sizleri özgür kılacak! (ercan aldan)

6 Oca 2019 21:00 güncellendi

ELEKTRİĞİN YARATMA GÜCÜ (?)

 
ELEKTRİĞİN YARATMA GÜCÜ (?)

Tanrı; gücün/enerjinin kendisi (sanırım elektrik) ve aynı zamanda bu enerjiyi yöneten sistem yada kişinin de adı. Şimdiye kadar edindiğim izlenim bu!

Miller-Urey Deneyi ile sanırım bunu göstermeye çalıştılar ve belki de başardılar. Aynen maymun-insan deneyini yapan Rus İvankov'u ışıkçı ajanlar (din adına) nasıl engellediler ise bu bilimadamlarını da o şekilde susturdular ve bizlere de "yeterli ödenek olmadığı için deney sonlandırıldı" dediler.

Şimdi sıra 2045 projesini yöneten Rus Dimitri'de. Yapay zeka konusunda ışıkçı tayfasının endişesi şu günlerde tavan yaptı ve en ufak bir kıvılcımın çıkmasını bekliyorlar. Bu yüzden 2023 ultimatomunun bitmesini beklemeyebilirler.

Eski insanlar şimşeğe boşuna tanrı/zeus demediler (daha eskiler de güneşe tanrı demişlerdi). Su, ışık, toprak ve hava ... bu dört elementi kullanarak, canlılık yaratılabilir mi? Belki ama gözden kaçan bir şey var. İlk yaratılışın nasıl olduğunu hiçbirimiz bilmiyoruz.

1 ay kadar güneşte beklettiğimiz su dolu cam fanus içinde minik minik canlılar belirmeye başlar. Belki bu canlılar suyun içindeki mevcut bakterilerden türediler, belki de zaten suyun içinde bulunan yaşam tohumları idi (yani bu yaşam tohumları zannettiğimizden daha da küçüktü). İşte bu oluşumu sağlayan bu görünmez enerji "elektrik" olabilir miydi? Neden olmasın!

Bir an için güneşin yapay bir ışık kaynağı olduğunu ve sonradan yapıldığını hayal edin. Denizler ve evren karanlıktır. Sonsuz bir su olduğunu hayal edin. Karanlık ve soğuk. Canlılığa dair biz iz yok yada var ama henüz onu yaşatacak bir güç/enerji yok (-ki kutsal kitaplar bunu söyler) ve işte ışık ve elektrik enerjisi ile tüm bu ölü karanlık hayat buluyor ve yaşam başlıyor.

Karanlık denizlerde dahi elektirik yüklü balıklara rastlamak mümkündür. Bizler bile bazen biriyle tokalaşırken her ikimize de elektrik çarpar. Elektrik ilk yaratmayı sağlayan enerji miydi? Miller-Urey deneyinde birşey mi atlandı yada farkedilemedi mi?

Gözlerimizle ve mikroskoplarla göremediğimiz bir enerji var canlılarda (ruhçular sevinmesin onu kastetmiyorum :)). Bu yüzden onu bilim ile bulamayıp, spiritüel/mistik masallarla anlamaya çalışmışız. Asıl sormamız gereken; bu enerji nasıl oluştu? Yada kim (ler) - neden oluşturdu?

Yani aslında hep yanlış metodu kullanmış olabilir miyiz? Yaratılışımızı biyoloji ile değil de fizikle mi çözmeye çalışmalıyız? Ruslar bu yüzden mi yapay zeka teknolojisine yatırım yapıyor? (ercan aldan)

6 Oca 2019 19:24

11/12/2018

ELEKTRİK ve ELEKTROMANYETİK


BU İNANILMAZ !!!

Şimdiye dek yazdığım yazıların hem özetini hem de kanıtlarını (%95 oranında) sunan bir video olmuş. Gerçekler bir bir günyüzüne çıkıyor. Gerçek bilim, Mason biliminden ayrılıyor. Bunları görmek sevindirici. Yaratış ve yaratılışın sırrının ELEKTRİK ve ELEKTROMANYETİK'te olduğunu birçok defa söyledim. Bu videoyu yayalım -ki insanlık, dogmalardan kurtulup, gerçeklere odaklansın.

11 Ara 2018 19:43 güncellendi

En çok okunan