test

👇 αklını özgür вırαk / çєmвєrín dışınα çık! 👉
Klonlama etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Klonlama etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

13/09/2020

KORKU BİLİNCİ KÖRELTİR!


KORKU BİLİNCİ KÖRELTİR!

Reenkarnasyon dediğiniz şey ruhun farklı bir bedende yeniden hayat bulması değil, sizin dna'nızdaki bilgilerin/dataların sizden sonraki nesillerden birinde işlenmeye başlamasıdır. Bunu sağlayan beyindir. Beyin bir işlemcidir. Dna ise bir harddisk. Bu yüzden kişinin "ben önceki hayatımda aslında şuydum, buydum diyerek, o hayatla ile ilgili isabetli şeyler söylemesi bu yüzdendir.

Dna'larımızda tüm önemli bilgiler kodlanmış ve arşivlenmiş bir şekilde babamızdan bize, bizden de çocuklarımıza geçmektedir. %100'üne erişim, günümüz teknolojisi ile mümkün değil, çünkü stop kodonu yüzünden 64 kodonun 42'sine erişilemiyor :(

Aktif 22 kodondaki verilerin tamamına erişim ise; bilinç ve farkındalık sayesinde mümkün oluyor. Sistemin sahipleri sıradan insanları sömürmek ve bunun devamlılığını sağlayabilmek için genetik biliminde uzman olan ülkeleri (Çin, Rusya, Kore vs.) sürekli baskı altında tutarak ve gerekirse onlara savaş açarak bilinç açılmasının önüne geçmek istiyorlar. Altta linkini verdiğim videoda genetik çalışmaları yürüten doktora uygulanan yaptırımlara dikkatinizi çekerim.

https://evrimagaci.org/epigenetik-sayesinde-anilarin-gelecek-nesillere-aktarilma-mekanizmasi-4302

Daha önceki yazılarımda da söylediğim gibi elimizde var olan ama sıradan insanlardan saklanan bir genetik bilimi var. Sisteme bağlı olan dini çevreler bu tür çalışmalara hemen "etik değil" gerekçesi ile yine sisteme bağlı olan siyasilere baskı yaptırarak yasaklatıyorlar. Bu kısma dikkat edin! Geçmişte yapılan insan maymun sentezi deneyleri ve klonlama işlemleri de aynı gerekçeler ile sonlandırılmıştır.

Korku; bilinci köreltir. Bilincinizin açılmasını sağlayacak ilk işlem "cesur olmak" ve "düşünmeye başlamak"tır. Ne kadar çok düşünürseniz yani beyninizi ne kadar çok yorarsanız (aşırıya kaçmamak şartıyla), dna'nızdaki bilgiler de o oranda açılıyorlar (dejavu'lar da işte bu dönemde yaşanıyor). Bunun günlük hayata yansımalarını ülkeler bazında da görebilirsiniz.

Düşünemeyen, akledemeyen bir toplumu sömürmek çok kolaydır ancak düşünebilen ve akledebilen bir toplumu sömürmek çok zordur. Düşünebilenler cesur olmadığından, düşünemiyenler tarafından yönetiliyorlar. Ülkemiz dahil, birçok toplumdaki mevcut durum maalesef bu :( (ercan aldan)

13 Eyl 2020 20:27 güncellendi

03/01/2019

Mumyalama: DNA Klonlaması için miydi?

MUMYALAMA: DNA KLONLAMASI İÇİN MİYDİ?

"Firavunlar ruhun ölümsüz olduğuna inandıkları için cesetlerini mumyalattığı" iddia edilir ama bu pek inandırıcı değildir. Ölüp gitmiş işte! Bunu deneyimleyebildiğiniz halde neden halâ ruhun ölümsüz olduğunu iddia ediyorsunuz? Ruh ölümsüz filan değildir. Ruh=bilinçtir. Farklı bir elektriksel/manyetik bir enerjidir. Bilinç bedeni terk edince iş bitmiştir. Bilinci ayakta tutmak ölümü erteleyebilir (bunun nasıl olacağını anlatmıştım). 

Amaç bir bakıma ölümsüzlük evet ama nasıl?

Mısırlılar Sümerlerden anatomi bilgilerini aldılar. Sümerlerde tanrılar olarak görülen gelişmiş ırklar (büyük ihtimalle Babylon/Babil'liler), yaratma konusunda önemli bilgilere sahip idiler. Çünkü ilk babasız doğum hikayesini Babil'de görüyoruz. Sümer tabletlerinin yaratılış ile ilgili kısımlarını okuduğumuzda dna bilgisine ne kadar hakim olduklarını görüyoruz. Konuyu dağıtmadan bununla ilgili bir örnek vereceğim. İlk olarak Babil'de gördüğümüz babasız doğum hikayesi; "Semiramis oğlu Tamuz" > Sümer’de Ninmu oğlu Enki > Mısır’da İsis oğlu Horus > Roma’da Meryem oğlu İsa …” olarak anılmış. Bana sorarsanız ortada böyle yaşanmış önemli bir olay var ama farklı kültürlerde farklı kahramanlarla anlatılmış.

Konumuz; Mısır'lıların uygulamış olduğu mumyalama tekniği ile babasız doğum arasındaki ilişkiydi. Günümüz teknolojisi ile ölen bir kişiden dna örneği alınarak, labaratuvar ortamında sperm ile birleştirilip ana rahmine yerleştirilerek yada tamamen tümünü yapay olarak oluşturup, ölen kişinin klonunu tekrar dünyaya getirebiliyoruz. 21yy. teknolojisi ile bu mümkün ancak dini çevrelerin baskısı ile bu maalesef uygulanamıyor. Bununla ilgili Rahim-Womb filmini izlemenizi tavsiye ederim.

Firavunların mumyalanmasının amacı vücudun eriyip gitmesini önlemek idi. Böylelikle gelecekte bir gün kendi dna'larını taşıyan klonlarının yeniden dünyaya getirilebileceğini düşünüyorlardı. Çünkü toprağa gömülen bir cesedin önce etleri/kasları erir ve yıllar sonra da kemikler toprağa karışır gider. Birkaç yüzyıl sonra tamamen toprak olup, kaybolup gidersiniz.

Dünyada klonlama tekniği yasaklandı. Medyada bir ara haberleri çıkmıştı. Her zaman olduğu gibi CIA ve Vatikan bu çalışmalara engel oldu ama sizler de elitlerden biri olabilirseniz, ölümünüzden sonra kendi dna'nızı klonlatarak birebir kopyanızın tekrar bu dünyaya gelmesini sağlayabilirsiniz. Ölümsüzlüğü sağlamanın başka bir yolu da budur. Her ne kadar sonraki versiyonlarınız (genetik yatkınlık mirası yoluyla) sizin yaşadığınız hayatın neredeyse aynısını yaşayacak olsa da zaman ve çevre değişikliği nedeniyle adaptasyon zorluğu çekecektir. Denemeye değer mi, bence değer.

Ruhun ölümsüz olduğuna inanan biçarelerin ise, maddesel bir dünyadan sonra manevi bir hayat arzulamaları gerçekten bir trajedidir. Bunların yaptığı boşa kürek sallamaktır!

Size şu kadarını söyleyeyim; Bu bilgiler ve daha fazlası bin yıllardan beridir elitlerce biliniyordu. İnsanoğlunun elinde daha nice kadim bilgiler var ama sisteme itaatkar köle lazım olduğundan bu bilgiler gizli tutuluyor. Çünkü bilinci açık insanları sömürmek kolay değildir. Dünyayı kontrol eden ve "TANRININ İŞİNE KARIŞMA!" diyen din simsarları tarafından uygulanan inanılmaz bir baskı ve hipnoz var. Doğal olarak bunlardan bihabersiniz. Size biçilen görev "sistem için doğ, çalış, öl" dür.

Asıl tanrının kendimiz olduğunu bir gün anlayacağız ...

bi uyanabilsek !!! (ercan aldan)
3 Oca 2019 19:57

En çok okunan