test

👇 αklını özgür вırαk / çєmвєrín dışınα çık! 👉
Şamanlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Şamanlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12/09/2020

ATATÜRK DİNDAR MIYDI, YOKSA SİSTEME BAŞKALDIRAN BİR ASİ MİYDİ?


ATATÜRK DİNDAR MIYDI, YOKSA SİSTEME BAŞKALDIRAN BİR ASİ MİYDİ?

Atatürk'ün dindar biri olduğunu iddia edenler Balıkesir hutbesini (!) delil olarak gösterirler.

7 Şubat 1923 Zağnos Paşa Cami
Ey millet! Allah birdir, şanı büyüktür. Allah'ın selâmeti, sevgi ve iyiliği üzerinize olsun. Peygamberimiz Efendimiz Hazretleri, Cenâb-ı Hak tarafından insanlara dinî hakikatleri tebliğe memur edilmiş ve resul olmuştur. Temel nizamı, hepimizin bildiği Kur'ân-ı Azimüşşan'daki açık ve kesin hükümlerdir ... (şeklinde devam etmektedir ...)

Her ne kadar bu, Cuma namazı yada Bayram namazında okunmuş bir hutbe olmasa da evet Atatürk gençlik yıllarında dindar biri idi, ta ki Kuran'ın Türkçe'ye çevrilmeye başlandığı 1928'li yıllara kadar.

Sözlerinden, hal ve hareketlerinden, 1924 yılında Diyanet'i kurma talimatı vermesinden vs. ... O'nun gençlik yıllarında, sünni inancına sahip ve sistemden habersiz sıradan bir müslüman olduğu anlaşılıyor. Daha önce de yazdığım üzere sünni müslümanların uyguladığı dini ritüeller ile yahudilerin uyguluyor oldukları dini ritüellerin aynı olduğunu delilleri ile vermiştim. Çünkü Osmanlı'nın yaşadığı ve yaşattığı din gerçekte kapitalist Yahudilerin dini idi (aşağıdaki Barbaros paşanın sancağındaki İsrail/siyon/davut yıldızına dikkat edin)


Yahudilerin kendi ırklarını köle olarak kullanmadıklarını daha önce söylemiştim. İstila ettikleri milletleri zamanla köleleştirirler ve oralara kapitalizmi yerleştirirler. Kapitalizmi anlamak için Sümerlere kadar gitmek gerekiyor. İlk köle kavramı o çağlarda ortaya çıkıyor. Kapitalizmde esas; sistemin başındaki kral/kraliçeyi ve onun görevlendirdiği memurları zengin etmektir. Bu sistemde halk sürekli fakirdir. Sistemin başındakiler zengin ve aynı zamanda güçlüdürler de. Bu çemberin dışına çıkanların ise hemen kellesini kestirirler.

Bu söylediklerimi gözünüzde canlandırın. Ne demek istediğimi anlayacaksınız.

Şeriat (yani yahudi) dini, sistemin başındaki kapitalist şer üçlüsünün, sıradan dünya insanlarının köle olarak kalmalarını sürdürmek ve çemberin içinde tutabilmek için maaşlı din ve siyaset adamlarını kullanırlar. Bunlarla halkı çember içinde tutmayı başaramazlarsa, ellerinde ezelden beridir var olan; nükleer/biyolojik/genetik ve iklim silahlarını kullanırlar. Sıradan insanlar bu silahların etkilerine mucize gözüyle bakarlar ve korkarlar. Böylece çemberin dışına çıkamazlar. Beyinleri baskılanır, korkak ve itaatkar nesiller yetişir. Tıpkı cam tavam sendromundaki pireler, öğrenilmiş çaresizlik sendromundaki fil ve haşlanmış kurbağa sendromundaki kurbağalar gibi zamanla mücadele etmeyi bırakır ve sistem karşısında teslimiyeti seçerler. İşte bunun halklar üzerinde uygulanan ismi de İslamiyet'tir. İslamiyet=teslimiyettir.

Tıp, fizik, kimya, biyoloji vs. bilim dalları onlara aittir. Perde gerisindeki labaratuvarlarında geliştirilen bu silahların finansörlüğünü sistem piramidinin tepesindeki zenginler yapar. Sisteme isyan edip başkaldıran her kişi yada toplum, bu silahlarla hasat edilirler.

Sistemi öğrendiyseniz konuya geri dönebilirim.

Osmanlı'nın; Kuran'a uygun yaşayan müslüman Türkler olduğunu zanneden zavallı güruh, tam 6 asır boyunca Osmanlı'nın neden köleliği kaldırmadığını düşünsün. Kaldırmadı çünkü sisteme bağlı çalıştı. Çünkü Osmanlı kapitalistti. Sultan ve efradı zengin ama sıradan halk fakirdi ve Osman'lı, Türklükle hiçbir alakası olmayan bir yahudi devletiydi.

İşte Atatürk de aynı bu şekilde düşünmüş olmalı ki, Türk'ün ecdadını araştırmaya başlamış ve asıl Türk'lerin (türük/yörüklerin) soylarının daha eskiye dayandığını görmüştür.

Ey ağalar beyler, Toroslara çıkın bir bakın. Nerede kara bir Yörük çadırı görürseniz, dumanı da tütüyorsa dünyada hiç bir güç bizi asla yenemez (M.Kemal Atatürk)

Aynı, doğa ile iç içe özgür yaşayan şaman, kızılderili, aborjinler gibi Türklerin de özgür (göçebe) yaşadıklarını keşfederek bu kapitalist sisteme başkaldırmıştır ve işte ne olduysa bu tarihlerden sonra olmuştur. Ölümüne yakın zamanlarda Yahudi mason localarını kapatarak, sistemin uşaklığını yapan din ve siyaset adamlarının hedefi haline gelmiş ve yine sistemin finanse ettiği yahudi bir doktor (Mim Kemal Öke) tarafından bir çeşit zehir ile yavaş yavaş öldürülmüştür (https://mrasar.wordpress.com/2015/10/04/ataturku-biz-oldurduk/).

Evet arkadaşlar sizlere gösterdikleri puzzle'ın tamamlanmış hali budur. Tamamlanmamış parçalar üzerinden ilerleyerek Atatürk'ü anlamanız mümkün değildir.

Atatürk ne zaman ki Kuran'ı kendi dilinde detaylı olarak incelemeye başlıyor, o zaman uyanmaya başlıyor ve bu uyanış diğer milletlere de sıçrıyor ve dünya genelinde bir isyan dalgası başlıyor. 


Bilhassa Koministler ve Sosyalistler bu akıma sahip çıkarak 2.dünya savaşını körüklüyor ve kapitalistleri zor durumda bırakıyorlar. Sistem büyük darbe alınca da 100 senelik bir ateşkes anlaşması imzalıyorlar ama emin olun durmayacaklar.

Sistem şimdi daha güçlü. 1940'lı yıllarda başlattıkları ülkeye sızma görevinde sona yaklaştılar. 1980'lerde tüm dünyada trend olmayı başardılar. Günümüz Türkiyesi'nin, Atatürk'ün özgür Türkiyesi ile hiçbir alâkası yok. 100 özgür senemizin sonuna geldik. Süre 2023'te bitiyor. Bu yüzden özgürlüklerimiz son sürat baskılanıyor, gasp ediliyor. Yahudi araplar ülkeye sokularak, Türkler asimile edilmeye çalışılıyor. 2023'e kadar sistem bizi tekrar çemberin içine tıkmak zorunda, bunu başaramazlarsa ellerindeki silahları kullanacaklar.

Arkadaşlar lütfen uyanıp şu büyük resmi görmeye başlayın artık! 2023'e kadar bizlerden tarafımızı seçmemizi isteyecekler. Ayıklanma süreci başladı. Ya özgürlükleri gasp eden bu zorba sistemin tarafına geçip, altın çağda yine onları patron edecek ve köle olarak sömürülmeye devam edeceğiz yada özgürlük ve tam bağımsızlık için halkların tarafına geçip neslimize daha yaşanılabilir bir dünya bırakacağız. Tıpkı aborjinler (orijin insanlar), kızılderililer ve eski Türkler gibi ... ilkel ama özgür! (ercan aldan).
12 Eyl 2020 22:49 güncellendi

03/01/2019

KURAN ve TEVRAT Kabala kitabı mıdır?


KURAN ve TEVRAT KABALA KİTABI MI?

Kuran'ı Tek ALLAH'ın gönderdiğine inananlar bu videoyu dikkatli izlesin! Kur'an ve Tevrat'ın kabala kitabı olabileceğine dair önemli bilgiler içeriyor. Eğer şimdiye dek Tevrat ve Kuran'ı (orjinalinden) dikkatlice okuyup anlamışsanız bu video ile bir bağlantı kurmanız zor olmayacaktır. Tevrat ve Kuran'ı yazanların neden sembolizmi kullandıklarının cevaplarını da bu videoda bulmuş olacaksınız.

Bazı ipuçları:

0:01 Tevrat ve Kuran'daki Azrail-Razail ilişkisi ve ölüm meleği kavramının çıkış sebebi.

1:53, 2:22 Tevrat ve Kuran'ın yazılma mantığı,

3:06 Herşeyi gören göz RA رَاٰهُ (Bkz. 81/23).

3:15 İllüminati: aydınlık/ışık kelimesinin karşılığı olan "nehar نَّهَارَ" kelimesinin Kuran'da (birçok ayette) "gündüz/aydınlık/ışık" anlamında kullanılması (bkz. 3/27, 14/33 ...)

4:33 Allah, Alah (elah) kelimesinin kökeni.

5:00 Merc-abba; Mrc=Mearic: yükselme, çıkma, yüksek vb. anlamında kullanılan sözcüktür. abba: baba ise sümer tabletleri ve İncil'de kullanılan "baba" kelimesi ile aynı kelimedir. Kelimeleri birleştirdiğimizde oluşan kavram "Gökteki baba" dır. Aynen İsa'nın söylemiş olduğu gibi (Bkz. Galatyalılar 4/6, Markos 35/14, Mezm. 22/1. Sümer tabletlerinde de baş tanrı: "baba"dır).

6:35 Dinler; şamanizm ve onların silahı olan dmt'nin ürünleridir.

7:41 Haçlı seferlerinin gerçek nedeni.

8:05 Büyücülerin kralı Süleyman'dı. Dolayısıyle Kabalacı büyücülerin de ustaları O idi.

SONUÇ: Herşeyi gören RA'nın GÖZ'ü, burada bir bakışla öldüren GÖZ'e dönüşmüş. Bu yüzden ona RA'nın (tanrının) gözü denmiş olabilir mi? Acaba gerçek eski bilgiler kasıtlı olarak insanlardan gizlenip, bizlere sadece illüzyonlar mı gösterildi/öğretildi? Kuran ve Tevrat'ta bu tür mecazi örneklemeler çok fazla. Tevrat ve Kuran kabalacıların bir eseri ise -ki öyle görünüyor, tapınakçıların ve onların eseri olan İncil'in birçok kısmının da bu iki kitaba neden ters düştüğünü bu video ile anlamış bulunuyoruz.

Bu öylesine güçlü bir hipnoz ve illüzyon ki, milyarlarca insanı dine bağlayıp şuursuzlaştırmışlar, hayali tanrılar, cennet ve cehennemler yaratarak insanların gözlerini büyülemiş ve zaaflarını kullanmışlardır. Dünyayı kontrol altında tutan, son derece zeki bir topluluktan söz ediyoruz. Mücadele elbette ki kolay olmayacak. Kabuğunu kırmayı düşünmediğin müddetçe üzgünüm ama senin için yapılabilecek bir şey yok. Nesiller boyu bu sistemin kölesi olmaya devam edeceksin.

Vakit; aldığın nefesi bile sorgulama vaktidir 
(ercan aldan).
3 Oca 2019 19:50

Ayahuska (DMT)

Ayahuska (DMT)

Ayahuasca, şamanlar tarafından, ayinlerde kullanılan bir bitki çayıdır. LSD’nin daha etkili versiyonu olarak adlandırabileceğimiz DMT maddesini içeren kargı kamışı bitkisiyle MAOI inhibitörü içeren üzerlik tohumu karıştırılarak elde edilir. Yapımı ve kullanımı hiçbir yasal sorun teşkil etmemektedir. Fazla doz ölümcül derecede zehirlidir. Herhangi bir bağımlılığı yoktur. Kullandıktan sonra olduğunuz yere yatar, gözlerinizi kapatır ve halisünasyonlar görmeye başlarsınız. 15-20 dakikalık bu halüsinasyon süreci size saatler sürüyormuş gibi gelir. Öncelikle korkularınızla yüzleşirsiniz. Cehennemi yaşarsınız. Ölümü yaşarsınız. Ölmeden ölürsünüz. Sonrasında ise huzur başlar, yeniden doğarsınız. Cennettesinizdir. Dünyanın en mutlu insanısınızdır, her şeyden arınmış, ölümü yaşamış ve yeniden doğmuşsunuzdur.

Kargı kamışı, ney yapımında kullanılmaktadır. Mevlana’nın kargı kamışıyla fazlasıyla haşır neşir olduğu bilinmektedir. Yazdığı bazı eserlerde kargı kamışından söz eder. Ölmeden önce ölümü tatmayı ve vahdete ulaşmayı anlatır. Mevlana’nın DMT içeren kargı kamışı kullanmış olması çok yüksek bir ihtimaldir.

Aynı şekilde, Musa’nın tanrıdan on emiri aldığı rivayet edilen mağarada da DMT maddesi içeren bitkilerin varlığı tespit edilmiştir.

Tamamen DMT halüsinasyonlarından oluşan Enter The Void filmi ve bir kızılderili kabilesinde geçen, ayahuasca kullanımını ve halüsinasyonlarını anlatan Blueberry filmi bahsi geçen “kafanın” en iyi anlatıldığı filmlerdir.

Ayahuasca çayının yapımı için kullanılabilecek bir çok bitki vardır ve bir çoğu Türkiye’de yetişmektedir. Nasıl yapıldığını ve nasıl kullanılacağını internette araştırarak bulabilirsiniz. Deneyip denememek size kalmış. Şimdiden afiyet olsun.

Burak İlhan - Yasal Bir Uyuşturucu: Ayahuasca Çayı

https://youtu.be/XGG6GGI5NzA

************************************
Ana fikir; Yeryüzünde ki bütün dinlerin ya çıkış noktası olmuş ya da tam odağında var olup, oluşumuna yön vermiş bir maddedir Di–Methyl-Tryptamine.

Yukarıdaki alıntı yazı ve videoda anlatılanlara bakılırsa, söylenenler kutsal kitaplardaki örneklere çok benziyor. Ben henüz bu deneyimi yaşamadım, bazı riskleri varmış. İyice araştırmadan denemeyi de düşünmüyorum. Sizlerin de iyice araştırmadan denemesini tavsiye etmiyorum. Benim ilgimi çeken asıl konu; karışımın etkileri ile dini hikayelerde anlatılanların benzerlik göstermesidir. Kutsal sanılan 3 kitapta da bu deneyimlere benzer örnekler var. Herşeyi gören göz olarak kabul edilen "RA'nın gözü" de sanırım bu şekilde ortaya çıkmış. Kutsal kitaplarda (!) ve özellikle Kuran'da bu mecazi görü ile tanımlanan ayetler var. Birkaçını buraya yazıyorum (önceki yazılarımda da bunlardan bahsetmiştim).

Daniel 7.13 “Gece görümlerimde insanoğluna benzer birinin göğün bulutlarıyla geldiğini gördüm. Eskiden beri var Olan’ın yanına doğru ilerledi, O’nun önüne getirildi.

Vahiy 10.1 Sonra gökten inen güçlü başka bir melek gördüm. Buluta sarınmıştı, başının üzerinde gökkuşağı vardı. Yüzü güneşe, ayakları ateşten sütunlara benziyordu.

Vahiy 14.14 Sonra beyaz bir bulut gördüm. Bulutun üzerinde “insanoğluna benzer biri” oturuyordu. Başında altın bir taç, elinde keskin bir orak vardı.

2.210 - Onlar, bulut gölgeleri içinde Allah'ın ve meleklerin kendilerine gelmesini ve işin bitirilmesini mi bekliyorlar? Hâlbuki bütün işler Allah'a döndürülür.

8.43 - Hatırla ki, Allah, uykunda sana onları az gösterdi. Eğer onları sana çok gösterseydi, elbette çekinecek ve bu iş hakkında münakaşaya girişecektiniz. Fakat Allah (sizi bundan) kurtardı. Şüphesiz O, kalplerin özünü bilir.

Videodaki birden fazla kişi, deneyimlerini anlatmış. Bir yada iki kişi söylese yalan olduğunu düşünebilirsiniz ama 5 ayrı kişinin benzer etkilere maruz kaldığını görmek, konunun gerçekliğini göstermekte ve bizlere; dini inançların neden hep aynı coğrafyada yoğun olarak yaşandığını ve peygamberliğin de neden hep babadan oğula geçmiş olduğunu çok iyi izah etmektedir.

Genele baktığımızda da zaten dinler, sürekli gerçekdışı olguları kullanır. Bilimi ve gerçekliği sevmez. Spritüalizm, mistisizm ve tasavvufun neden eski zamanlarda revaçta olduğu şimdi daha iyi anlaşılıyor. Ruh, maneviyat, melek, cin, cennet, cehennem ... aklınıza gelen ne kadar mistik öğe varsa sanırım hepsi bu etkiler üzerine inşa edilmiş. Çözüm bulamadığımız yada o an için anlamlandıramadığımız bu olayların neden hayali varlıklara dayandırılmış olduğunu şimdi daha iyi anlıyorum. "Gerçek dünyada kendimize bir hayal dünyası yaratmışız" (ercan aldan).
3 Oca 2019 19:50

En çok okunan