test

👇 αklını özgür вırαk / çєmвєrín dışınα çık! 👉
Elektromanyetik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Elektromanyetik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

13/09/2020

NE OLDUĞUNU MU MERAK EDİYORSUN (?)

NE OLDUĞUNU MU MERAK EDİYORSUN (?)

Yeni dünyanın sahiplerine yani sistemin kraliçe/tanrıçasına sunulacak olan altınların işçiliğini yapmak için yaratılmış bir kölesin!

Sisteme hizmet eden din ve siyaset ile gündemi meşgul edip gerçeği insanlardan sürekli gizliyorlar.

Binlerce yıldır süregelen proje budur. Ordu, banka ve siyaset sisteme bağlıdır. Devletler sisteme bağlıdır. Binlerce yıl önce sisteme hizmet etmeyenler, sisteme bağlı silahlı güçlerle hasat edildiler yahut sürülerek ilkel yaşama zorlandılar (bazı toplumların halen ilkel hayat sürüyor olmaları bu yüzdendir).

Bin yıllar geçmesine rağmen değişmeyen tek bir şey var, o da altın işçiliği. Bununla ilgili en eski bilgi Sümer tabletlerinde geçmektedir.

Altın, elitler/üst akıllar için vazgeçilmez bir kaynaktır. Firavunların 3.göz aktivitesi için altın suyu kullandıkları varsayılır. Dünyanın her resetlenişinin ardından ayakta kalabilen yegane anamal altındır. Bankalar çöker, devletler çöker, insanlar silinir ama altın her daim değerli ve baki kalır

Sisteme hizmet eden AKP iktidarı, başa geçer geçmez ilk icraat olarak altın ve mücevherat ile ilgili kanunlarda değişiklik yaptı ve altındaki vergileri sıfırladı (sömürülen diğer birçok ülkede de durum aynıdır). Bundaki amaç tanrıça/kraliçeye altın akışını kolaylaştırmaktır. Bugün itibarı ile 450 ton altınımız bu tanrıçanın elindedir.

Altın işçiliğine dair en eski kaynak Sümerlere aittir. Beden gücü ile işlenen altın Sümer tanrı/tanrıçaları Annunakilere sunulurken, Mısır'da da aynı sistem devam etmiş ve Mısır kral/kraliçelerine sunulmuştur. Günümüzde de bu sistem devam etmekte ancak beden gücünün yerini beyin ve makine gücü almış olup, tüm altınlar (bankalar üzerinden) birleşik krallık yani England/İngiltere kral/kraliçesine sunulmaktadır.

England adı, 5. yüzyılda Saksonlarla birlikte adayı istila eden Cermen halkı Angluslardan (İngilizce: Angle) kaynaklanır. Angleland (Anglus diyarı) olarak kullanılan isim, zamanla günümüzdeki şekline dönüşmüştür. Ülkeyi tanımlamak için Türkçede kullanılan İngiltere sözcüğü ise İtalyancadaki Inghilterra ve Fransızcadaki Angleterre adlandırmalarına dayanmaktadır. Terra; toprak, arazi anlamlarına gelmektedir (wiki).

Angle-land = açı/üçgen topraklar anlamına gelebileceği gibi
Angel-land = meleklerin toprakları anlamına da gelebilir (hoş ikisi de gök/güneş tanrısı inancına çıkıyor.

Bu konuyu absürt bulanlar, benim yaptığım gibi parça parça olan bilgileri birleştirsin. Ortaya malesef böyle bir durum çıkıyor. Ha altın işçiliği başlamadan önce neydik diye soracak olursan, o da aynı Aborjinlerde, kızılderililerde ve mayalarda vs. olduğu gibi ilkel ama doğaya hakim insanlardık diyebilirim. Her biri ayrı kıtalarda yaşamış olmalarına rağmen benzer deri renklerine, vücut yapılarına ve benzer yaşam tarzlarına sahipti. Bu açıdan bakıldığında sümer tabletlerinde söz edilen dna modifikasyonları da gerçek olabilir.

Elektrik, elektromanyetik ve teknolojik bazı aletlerin binlerce yıldır kullanılıyor olduğunu söylemiştim. Bunu ispatlayabilecek somut bir delilim yok ama wiki'den alıntıladığım şu bilgiler üzerinden mantık yürüterek bu madenin neden üst akıllarca önemli olduğunu anlayabilir, size de anlatabilirim.

Elektrik iletkenliği yüksek (gümüş ve bakırdan sonra) ve kolayca kimyasal tepkimeye girmeyen altın en çok elektrik ve elektronik sanayilerde bağlantıların, terminallerin, baskı devrelerinin, transistörlerin ve yarı iletken sistemlerin kaplanmasında kullanılır. Üstüne düşen kızılötesi ışınların yaklaşık yüzde 98’ini yansıtarak geri çevirebilen ince altın levhalar, uzay elbiselerinin başlığındaki göz deliklerinde zararlı ışınlardan korunmayı ve sun’i uyduların yüzeylerinde sıcaklığın denetlenebilmesini sağlar. Büyük büro binalarının pencerelerinde de gene ince levhalar halinde altın kullanılması, yalnız estetik açısından değil, bu yansıtıcı yüzeyin çevreyle ısı alış-verişini büyük ölçüde azaltmasından kaynaklanır. Lal camlara parlak kırmızı rengini veren, camsı kütlenin içinde kolloidal halinde dağılmış olan çok az miktardaki altındır.Ancak insanlar çoğunlukla takı ve süs eşyası içinde kullanır (wiki).

Elektrik, titreşim ve elektromanyetiğin sırlarını çözen, evrenin sırlarını da çözer diyor Tesla. Vücudumuz/beynimiz dahil dünyanın her zerresinde bu elektrik akımı mevcuttur. Dünya ve uzay teknolojisine sağladığı katkıları da düşünürsek, üst akılların neden genetiğimizle oynayarak bizleri köleliğe uygun hale getirmiş olabileceğini anlayabilirim. Hem yoksa ne diye üst aklın hizmetçileri, milyon dolarlar harcayıp üstümüze sabah akşam kimyasal gazlar sıksınlar ki?

Sistemin devletlerindeki, sistemin şirketlerinde çalışarak, maaşlarımızı yine sistemin bankalarından almaya devam ettiğimiz müddetçe, sistem daha fazla altın toplayabilecektir. Bizler ise elimizde kalan kağıt paralarla birlikte yok olur gideriz :( (ercan aldan)
13 Eyl 2020 20:39 güncellendi

11/09/2020

ATOM VE ELEKTRİK (?)

ATOM VE ELEKTRİK (?)

Birçok kez denedim. Sonuç hep aynı. Bir vantilatörün önünde telefonla konuşurken kesintiler oluşuyordu.

Geçenlerde rastladığım bir haber ilgimi çekmişti. Bu habere göre atom altı yeni bir parçacığın keşfedildiği söylendi.

https://www.ntv.com.tr/teknoloji/yeni-bir-atom-alti-parcacik-kesfedildi,4dOdtJMSNUeRCKK_15AwAA

Daha önce yazdığım bir yazımda "bildiğimiz atomdan bağımlı yada bağımsız, bir tür elektrik akımı taşıyan daha küçük bir zerre daha olmalı" demiştim. İlginçtir ki bu haberde de "yeni bir atom altı parçacığın keşfedildiği" yazılmış. Şimdi bu zaten biliniyordu yada zaten vardı yada gerçekten yeni keşfedilmişti, doğrusu ne bilmiyorum ama ben mikrodan makroya her şeyde bu elektrik/elektromanyetik akımın olduğunu düşünüyorum.

Atom bombası dedikleri şey de zannedersem (gerçekte) eş zamanlı reaksiyona giren bir çeşit akım. Üstte verdiğim videodaki patlama öncesi oluşan elektromanyetik çizgilere (50.sn) dikkat edin!

Peki bu söylediklerimin vantilatör ve gsm sinyali ile ne ilgisi var derseniz, sinyali bize ulaştıran bu yeni keşfedildiği söylenen bu atomaltı parçacığın olması muhtemeldir. Ben atom ve elektriğin bir şekilde birbiriyle ilişkili olduğunu düşünüyorum. Araya giren rüzgar bu akımı kısa bir süreliğine bozuyor. Çünkü akım dağınık geliyor. Çok kapalı havalarda şebekenin gitmesi de bu yüzden olabilir. "E zaten uydu ile araya bulutlar girdiğinden sinyal gidiyor" diyenler olabilir, onlara sözüm, sinyal uydudan filan alınmıyor, baz istasyonlarından alınıyor. Kilometrelerce yukarıdan tek çizgi halinde bize (kesintisiz) sinyal ulaşabilmesi için, sinyal dağıtan bu atomların bir çizgi halinde etkileşime sokulması ve tek tek dağıtılması gerekmektedir ve bildiğim kadarıyla bu teknoloji şuan için yok.

Bizden gizledikleri çok şeyler var. Eğer bu doğruysa ve bu akım azot yada oksijen ile etkileşime sokulabilirse, dakikalar içinde tüm dünyayı silecek bir silah geliştirilebilir. Kimbilir belki de bu silah çoktan keşfedilmiştir ve birilerinin ellerindedir (?)

Diyanet Vakfı Meali:
7.143 - Musa tayin ettiğimiz vakitte (Tûr'a) gelip de Rabbi onunla konuşunca «Rabbim! Bana (kendini) göster; seni göreyim!» dedi. (Rabbi): «Sen beni asla göremezsin. Fakat şu dağa bak, eğer o yerinde durabilirse sen de beni göreceksin!» buyurdu. Rabbi o dağa tecelli edince onu paramparça etti, Musa da baygın düştü. Ayılınca dedi ki: Seni noksan sıfatlardan tenzih ederim, sana tevbe ettim. Ben inananların ilkiyim.

İlk uzun yazımda şunu yazmıştım "biz insanlar gelişmişliğin en üst seviyesine çıktık ve başka evrenlere, başka dünyalara gittik ve üstün silahlar geliştirdik ama içimizdeki hırs, güç ile birleşince bizleri kötü insanlar yaptı ve kendi ırkımızı yok etmenin eşiğinden döndük (nuh tufanı vs. gibi).

Mikrodan makroya her şeyde bu akımın bulunduğunu zannediyorum. Bu akımı tetikleyecek herhangi bir şey bu dünyayı dakikalar içinde silebilir. (ercan aldan)

11 Eyl 2020 14:38 güncellendi

TESLA ve 2.DÜNYA SAVAŞI (?)


TESLA ve 2.DÜNYA SAVAŞI (?)

2.dünya savaşının asıl nedenini sanırım buldum. Eğer bu video doğruysa, ufo olayını ilk ortaya atan ve geliştiren Tesla ise, Hitler Tesla'nın projelerini çalmış olabilir. Hoş, savaşın sonunda da Hitlerden çalıyorlar.

Tesla'nın belki de tüm projeleri "bedava enerji" üzerine idi. Bu elbette kapitalist baronların işine gelmeyecekti. Çünkü eğer ufo patenti alınabilseydi ve seri üretime geçilebilseydi (5.güç, azınlık raporu, geleceğe dönüş vb. filmlerinde olduğu gibi) dünya genelinde kişi bazlı/kontrolsüz bir hava trafiği oluşacak ama herhangi bir enerjiye ihtiyaç duyulmayacaktı. Dünyada enerji sağlayan mevcut "akaryakıt" ağı yahudi baronların elinde. Onların bankalarından çektiğimiz faizli paralar ile, onların ürettiği araçlardan satın alıyor ve yine onların akaryakıtını kullanıyoruz. Üstelik onların yaptırdığı yolları kullandığımız için de en yüksek MTV'yi yine biz ödüyoruz. Bu açıdan bakarsak kapitalizmin bize sağladığı tek yarar, bizi A şehrinden B şehrine taşıması gibi görünüyor. Neyse!

Hava trafiğinde seyahat edilen ve de üstelik doğadaki mevcut elektromanyetik alanı kullanarak bedava seyahat yaptıracak bir aracı elbette elit kesim istemezdi. Siz zannetmeyin ulaşabildiğimiz en son teknoloji "bugatti veyron"dur. Geleceğe dönüş filmlerindeki gibi hem karada hem de havada giden araçları çoktan icat etmişlerdi ama işte işin içinde çıkar olmayınca, hiçbirine patent vermediler.

https://youtu.be/n-CMTzLLtZ0

Şimdi bir goyim çıkıp "e uçaklar var ya" diyebilir. Ben de derim ki bu meseleyi iyi düşün! Normal yolcu uçaklarını geçtim, özel uçağın bile olsa onların yakıtlarına, rotalarına ve havalimanlarına mecbursun. Ki böylece kendi market ürünlerini "duty free yada avm"leri yoluyla sana satabilsinler.

Gördüğün gibi günlük hayatta ihtiyacını giderdiğin her ne varsa, hepsinde A'dan Z'ye onların kapital sistemine bağlısın. Adamlar sistemi öylesine oturtmuş ve modern köleliği öylesine standardize etmişler ki, siz siz olun, yarın bir gün, "ben hem karada, hem de havada (bedava enerji ile) giden bir araç icat ettim" demeyin. Yoksa sonunuz Prof. Dr. Engin Arık ve ekibi gibi olur. (ercan aldan)

11 Eyl 2020 14:39 güncellendi

ÖMÜR DEDİĞİN BİR GÜN (MÜDÜR?)


ÖMÜR DEDİĞİN BİR GÜN (MÜDÜR?)

Analog (pilli ve kinetik enerjili) saatlerin içinde elektromanyetik bir sargı bulunur. Buradaki sihirli kelime; "elektromanyetik". Bu enerjinin (saat/zaman aracılığı ile) bizi sürekli ileri taşıdığını düşünürüz. Peki ya aslında bu düşünce yanlışsa? Yani aslında böyle bir durum yoksa ve olan biten her şey "şimdi" den ibaret ise?

23.112 - Dedi ki: "Sene adedince yeryüzünde ne kadar kaldınız?"
23.113 - Dediler ki: "Bir gün ya da bir günün birazı kadar kaldık, sayanlara sor."
23.114 - Dedi ki: "Yalnızca az (bir zaman) kaldınız, gerçekten bir bilseydiniz,"
23.115 - Sizi, boş yere yarattığımızı ve bize döndürülmeyeceğinizi mi sandınız?

Geçmiş ve gelecek bizim beyinlerimizde oluşturduğumuz bir algı olabilir mi? Klişeleşmiş bir deyim olan "hayat 1 gündür, o da bu gün"dür sözü acaba gerçek midir?

Yani aslında ilerleyen bir şey yok. Her şey yerli yerinde ve her şey durağan.

10 dakikalık çekimi tamamlanmış bir film düşünün. Bu filmi 50 kez sonrasında (yani 500 dakika sonra) bile izleseniz, aynı figuran - aynı sahneyi - aynı dakikada oynuyor olacaktır.

Büyüme, yaşlanma ve ölüm, bizim beynimizde yarattığımız algılar ise (bununla ilgili daha önce bir video eklemiştim, şimdi tekrar ekliyorum) 


O halde bu durum, donmuş balıkların aylar hatta yıllar sonra nasıl tekrar canlanabildiklerini de açıklamış olmaz mı?

https://youtu.be/JeP_6eUCFOo

Tüm bu parçalar bir araya geldiğinde insan ister istemez şunu düşünüyor. Eğer ilerleyen bir zaman kavramı yoksa, herkes bozuk bir plak gibi aynı ânı tekrar tekrar mı yaşayıp duruyor yada belki de bu an çoktan yaşandı ve bitti bile (?)


Belki de bu yüzden hiç kimse ölümsüzlüğü bulamıyor. Zaman dediğimiz şey manyetizma ise, bizler de o manyetizmadan etkilenen parçalar olabilir miyiz? Neden olmasın?

Elektrik ve elektromanyetiğin sırları daha derin bir biçimde incelediğinde enteresan şeyler ortaya çıkacak gibi (?) (ercan aldan)
11 Eyl 2020 14:39 güncellendi

07/01/2019

Kainat maddeyi/canlılığı Nasıl Yaratir?

Kainatta arabin hayalinde yarattigi bir Allah yada Rab yoktur.Elektromanyetik ve otede radyasyonlar girdabi icinde Gorunur ve Görunmez ISIK Evren vardir. Kendini gorunmez zeki hafıza barındiran (bilinc=ruh) isiktan maddeye indirgeyerek yaratir , madde elektrik tir , yani ışıktir ,kara delik radyasyonlarin dan olusur ,sizde ve herkeste olan dusunce bilinc enerjiden kendini surekli maddeye bedenlere manyetik yapisarak var eder..Goklerde niye elektrik olan simsekler yildirimlar var sanirsin ?..Kainatin en zayif en dusuk manyetik , en kucuk isik frekansinda goruntusu Elektriktir ! Elektrigin ust frekanslari Ölumsuz isiktir...Sizin hep var olan bilinc enerjiniz dir! (alıntı)

Ref :Beyond The Light Barrier

**********************************

Enteresan. Bu yazıyı okuyunca, yazarı tanımadığım ve yazılarını daha önce okumadığım halde, geçenlerde yazmış olduğum bir yazının (matrix, elektrik ve tanrı) bu düşünceyle paralellik içerdiğini görmek beni şaşırttı. Sanırım bilinçler açıldıkça mutlak gerçekliğe doğru yol alacağız. Bunu hissediyorum. Sonuçta herkes aynı gerçeklikte buluşacak ve birleşecek gibi sanki ...

7 Oca 2019 19:43

MISIR'IN ELEKTRİK TANRISI (?)

MISIR'IN ELEKTRİK TANRISI (?)

İnanması zor gelebilir ama Mısır zannettiğiniz gibi ilkel değildi. Bizzat ileri teknolojinin kullanıldığı bir medeniyet idi. Çöllerin altında neler yattığını henüz bilmiyoruz. Sular altındaki Heracleion'un ise önceki azameti hakkında az da olsa bilgimiz var (https://www.ntv.com.tr/galeri/sanat/yuzyillardir-kayip-sehir-heracleionin-sirri-cozuluyor,GsWoFEf3VUSxdOUSX4Us_A). Mısır'ın, Sümerlerin devamı olduğu açık. Çünkü her iki medeniyette de köle-efendi sistemi var.

Zamanla tüm dini karakterlerin aslında Mısır medeniyetine ait olduğu ortaya çıkacak (-ki çıkmaya da başladı zaten: https://odatv.com/musa-aslinda-bir-firavun-muydu-1412151200.html). Akhneton'dan öncekiler sadece güneşi yaratıcı güç zannederlerken, bu kralımız/tanrımız biraz daha akılcı düşünüp, su güneş ve havanın kendi başına bir hayat yaratamayacağını keşfederek elektrik enerjisini ortaya çıkarmıştır. Yani "O", zamanının Tesla'sıydı diyebiliriz (https://youtu.be/rCJRsCjPaAc). Nitekim piramit içlerinde bununla ilgili çizimler bulunmuştu (http://www.gizemligercekler.com/eski-misirda-elektrik-kullanimi/). Ne var ki bu enerjiye/elektriğe bir isim vermemiş ve tanrı/ruh olarak bilinegelmiştir.

Belki de İbrahim Akheneton'un ta kendisiydi. Mısır rahipleri ile Firavunların arasının pek iyi olmadığını biliyoruz. Rahipler çok tanrılı dinlerden, tek tanrılı dine geçişi benimsemeyerek bir isyan (iç ayaklanma) çıkartmış olabilir. İşte ne olduysa bundan sonra olmadı mı zaten? Kabalacı ve mistikçilerin gazıyla dini mücadeleler tavan yaptı ve Mısır çöküş sürecine girdi ...

Büyük Piramit'teki Gantenbrink kapısının ardındakiler halka açılırsa ve şu Dendera Işığı'nın hangi firavun zamanında yapıldığı netleştirilirse, tezim %100 doğrulanacaktır.

Belki de elektrik kötü emeller için kullanılmaya başlanınca global çapta bir kaos yaşandı. Daha önce de söylemiştim "elektriğe hakim olan dünyaya hakim olur". Kutsal kitapların tümünde tanrı için ortak bir kavram kullanılır; "ışık/ışığı getiren". Yani elektriktir. Eskiden ziftli meşaleler ve zeytinyağlı lambalar kullanılırdı. Sonradan gazlı lambalar kullanılmaya başlandı. Ne zaman ki elektiriği kapitalizmin hizmetine soktular, artık bu gizli gücü gizlemenin de bir anlamı kalmadı. Hoş zaten "başka bir peygamber gelmeyecek" demeleri de belki bu yüzdendi. İnsanların artık bu gizemli gücün peşine düşmemelerini ve dikkatlerini başka taraflara yönlendirmelerini sağlamak için söylenmiş bir söz olabilirdi. Hikaye bu şekilde incelenince, kalıplar yerine oturuyor sanki.

Kur'an Nur suresi 35.ayette Tanrı (yani elektrik) için ilginç bir şekilde yağ lambasından bahsederken ayetin sonunda başka bir ışıktan daha bahseder (misal verir). "Nur'un alâ nur = Işık üstüne ışıktır" der. Yani önceki ışıktan daha kuvvetli bir ışık. Yani elektrikli lamba/bir çeşit ampul. (Kuran'ın Mısır Medeniyetini anlatıyor olduğundan daha önce bahsetmiştim).

Tüm kutsal kitapların aynı çağlarda, Mısır medeniyeti zamanında ve aynı coğrafyada ortaya çıkması bir tesadüf değildir. Tarih bize kasıtlı olarak farklı aktarıldı. Şimdi sabırla gerçek bilgilerin ortaya çıkmasını beklemekteyim (-ki çıkmaya başladı zaten :) (ercan aldan)

https://youtu.be/QYzb_wR1thQ
7 Oca 2019 19:52

RUH = ELEKTRİK/ELEKTROMANYETİK

RUH = ELEKTRİK

Ruh = Elektriktir. İçimizde dolaşan enerjidir. Damarlarımızda dolaşan gerilimdir. Beynimizdeki o kıvılcımdır. Şahdamarlarımızdan yakın olandır. Her canlının içinde bulunan ve onu yaşatan sonsuz enerjidir -ki işte sen buna ruh/allah diyorsun, ben ise enerji/bilinç. Bizi ve beynimizi diri tutan bu bilinçtir. Bu bilinç kaybolursa arabın tanrısına değil bir defibrilatöre ihtiyacın vardır -ki şansa bak o da elektriktir :)

Binlerce yıl önceki, teknolojiden yoksun bırakılmış sıradan insanlar ne bilsinler elektriği? Halk şimşeği zeus/tanrı zannetmiş. Oysa bilmiyorlardı ki elektriğe hakim olan dünyaya hakim olur. Bu enerjiden bihaber olan insanlar ise onu kutsal saymışlar. Aynen İsa'yı saydıkları gibi. Çünkü o zamanın insanları bilmiyordu ki İsa/Horus'un bir tür elektroşok cihazı kullandığını (https://youtu.be/rCJRsCjPaAc). Kullanmasaydı başka türlü nasıl diriltecekti bir ölüyü? Sıradan insanlar için cevap hazırdı: Bu bir MUCİZE! Oysa benim gibi septikler için ise hep bir soru işareti vardır. NASIL? Çünkü bu ve buna benzer cihazlar, kendilerini gök tanrısının seçilmişleri zanneden o elitlerin her daim elindeydi ve gizliydi (https://youtu.be/QYzb_wR1thQ). Ta ki tabletler bulununcaya ve Tunguska'daki o patlama oluncaya kadar.

Bu enerji/güç 18-19 yy'da deşifre oldu ve tüm dünyaya yayıldı. Elektriğin yaratma gücünün olup olmadığını Miller-Urey deneyi ile ispatlamaya çalıştılar ve başardılar da ancak her ne hikmetse yeterli ödenek yok diyerek projeyi iptal ettiler (nedense hep öyle olur :)).

https://tr.wikipedia.org/wiki/Miller-Urey_Deneyi

Elektriğin yaratma gücünü bilen başımızdaki elitler, insanları sömürmek için kullandıkları korku dinlerine bir zarar gelmesin diye ne kadar bilimsel deney varsa hepsini baskı ile susturmuşlardır. Cia, Mi6, Kgb, Mit ... hepsini bu tür deneylere engel olmak ve insanların içindeki bu gücün farkına varmalarını önlemek için kullanmışlardır. Çoğunlukla başarmışlardır da :(

http://www.bilim-teknoloji.com/elektrik-uretebilen-canlilar/

/ercan aldan/
7 Oca 2019 19:46

BİRİ "HAYATIN SIRRINI" ÇÖZMÜŞ SONUNDA ...


BİRİ "HAYATIN SIRRINI" ÇÖZMÜŞ SONUNDA ...

Şekle göre Ay= İsis'tir, Meryem'dir, dişidir, anadır, materyalist ve somutçudur.
Güneş= Ra'dır, (sümer'deki baş tanrı olan) babadır, maneviyatçıdır, ruhçu ve soyutçudur.

EL= Bu iki ışığın ortaya çıkardığı enerji ile tüm canlılığı yaratan gücün adıdır (El= ilah, tanrı, allah, zeus vs. diye çağırdığın o görünmeyen enerji/elektrik/elektromanyetik).

Baştan beri anlatmak istediğim şey işte buydu.

Ruh, cin, peri, hayalet, melek, şeytan, uzaylı ... aklınıza gelebilecek tüm görünmez varlıkları icat eden biz "ADAM"lardık (gerçekte hiçbiri yoklar). Kadınları esir etmek, dışlamak, baskılamak, sömürmek ve onun üstüne egemen olmak için bu korku ve hayal dünyasını yarattık ve korkutmayı başardık da. İsyan eden ve özgürlük isteyen hep kadın oldu (halen de öyle). Bin yıllardır süregelen savaşların sebepleri de işte buydu. Anaerkil toplumlar ile ataerkil toplumlar arasındaki efendi-kölelik (egemenlik) mücadelesi ...

Kadın adamdan değil, adam kadından olmuştu (babasız doğum). Hikayenin aslı buydu ama her kavimde farklı isimle anıldılar. Bu yüzden tanrıların hepsi dişil karakterliydi. Kadın zeki idi, erkek ise güçlü. ADAM (Adem=ışık oğlu) kadının kendisine secde/itaat etmesini istedi. Kadın buna karşı çıktı ve isyan etti. İlk savaş o zaman yaşandı (bkz. vahiy/12/7-9 cennetteki savaş ve cennetten kovulma). Güç zekaya üstün geldi ve kadınları (yılanı/ejderhayı) yenerek dengeyi bozdular. Işığı savunan zorbalar kitaplarında; (kuran, tevrat) "cennette adamı kandıran kadındı/yılandı (bkz. 20/115-121, 2/34-36)" onu nerede bulursanız bulun, hemen başını ezin (bkz. yaratılış 3/12-24)" diye emretmeleri ve kadına nefret duymaları bu yüzdendir ...

25 yıldır edindiğim ve bir araya getiremediğim tüm bilgiler ve bir türlü tamamlayamadığım puzzle, şu tek kare resim ile artık birebir yerine oturdu sayılır.

Resim ve açıklamaya rağmen bir şey anlayamadıysanız;

1. Yazı içindeki kaynak ayetleri de okuyun. Yine de anlayamazsanız "bu yazıyı bir yere kaydedin" ve
2. Beyninizi/bilincinizi yormaya başlayın. Yerleşik inançlardan kurtulup duru bir zihinle, Kuran+İncil+Tevrat ve Sümer Tabletlerini okuduktan sonra bu yazıyı yeniden okuduğunuzda ne demek istediğimi anlayacaksınız.

/ercan aldan/
7 Oca 2019 19:36

03/01/2019

Elektrik, Matrix ve Tanrı (?)

ELEKTRİK, MATRİX ve TANRI (?)

Mistisizm sayesinde din, bilimi geçmiştir. Bunu kabul edelim. Dünyanın yarısından fazlası görmediği hayali/ruhani bir tanrıya inanıyor. Peki gerçekten böyle hayali bir tanrı var mıdır? Elbette ki yoktur. Dünyaya baktığımızda yeryüzünde bulunan tüm canlı ve cansızların bir cisimden/maddeden ibaret olduğunu görüyoruz. Herşeyin maddeden ibaret olduğu bir dünyada ruhaniyata inanmak ahmaklıktır. Diyeceksiniz ki ruh/tanrı/allah yoksa bunları kim yarattı? Evrende hiç bir şey kendiliğinden oluşmaz. Hiçbir atom durduk yere tepkime gösterip "ben taş olacağım, su olacağım, ot olacağım yada ne bileyim bir insan olacağım" demez. İlla ki ikinci bir etkinin olması şarttır. Örneğin sperm ve yumurta tek başlarına hiç bir şeydir. Vardırlar ama tek başına bir hiçtirler. Sonsuz boşlukta durağan atom yığınlarından başka bir şey değildirler. Bir araya geldiklerinde yeni bir şey oluştururlar. Kumun bile oluşması için iklimin kayayı parçalamış olması lazımdır.

Mikroda herşey aynı atomlardan oluşmuş olabilir, asıl soru bunun böyle olmasını sağlayan nedir yada kimdir? Ruhanilerin inandığı tek tanrı olmadığı kesindir. Çünkü bu konular fizik konularıdır, metafizik konular değildir ve fizik deneyimlenebilir/tecrübelenebilir bir bilim dalıdır. Hiç bir şey kendiliğinden oluşamayacağı gibi hayali bir el tarafından da oluşması mümkün değildir. Oluşmuşsa bile dünya tarihinde 3000 adet tanrı vardır. Bu kompleks düzenin hangisi tarafından yapılmış olduğu bilinmemektedir.

Evrimciler; "tüm bu çeşitlilik kambriyen patlaması sayesinde oluştu" derken, metafizik gruplar "bing bang kuramına" daha sıcak bakmaktadırlar. Bana sorarsanız ikisi de değildir. Bir şeyin oluşması için başka bir şey ile etkileşime girmesi gerekmektedir. Hiç bir şey hiçlikten var olamaz, "hiç bir şey yok iken allah vardı" sözü de yanlıştır, çünkü hiçliğin içinde bir tanrı olamaz. Hiçlik/sonsuzluk içindeki tek bir cins atom bile, bir etkileşim olmadıkça sonsuza dek durağan kalacaktır. Bu durağanlığı bozup tüm bu varlığın oluşmasına neyin sebep olabileceğine birazdan değineceğim.

Hayat; mevcut var olan şeylerin evrim ve gelişim ile hal ve şekil değiştirmelerinden ibarettir. Bu etkileşim sayesinde kaos ortamı oluşur. Bu kaos sayesinde de yeni canlı ve cansız varlıklar oluşabilir. Ana kural ikinci bir etkinin var olmasıdır. Evren küçücük bir atomun parçalanması ile oluştu diyebilmemiz için onu etkileyen bir şeyin de var olmuş olması lazım ki, işte burada mistikler ruhani bir tanrıyı devreye sokarlar. Aslına bakarsanız benim keşfetmeye çalıştığım tanrı da bu tanıma biraz uymaktadır. Yani elektrik. Bana sorarsanız evrende sonsuz bir elektrik enerjisi var idi ve onu tepkimeye sokacak başka bir etki bir şekilde oluştu ve durağan haldeki atomları tepkimeye sokarak bu kompleks yapıları oluşturdu. Yada tam tersi, durağan atomları tepkimeye sokan elektiriğin kendisi idi. Şu an için o atomun ve o enerjinin nereden geldiğini yada nasıl oluştuğunu kimse bilmiyor.

Az önce homonculus ile ilgili bir video izledim. Yorumlarda biri demiş ki "bir canlı oluşurken onu elektrik akımına maruz bırakırsanız, canlı farklı bir forma girebilir" demiş. Bu yorumu okuyunca aklıma "Fly ve Street Fighter" filmleri geldi. Her ikisinde de bir insan kapsüle giriyor ve sürekli elektriğe maruz kalıyordu. Sonuçta birinden Sinek-insan melezi bir yaratık çıkarken, ötekinde elektrik saçan adam - blanka oluşuyordu. Bunlar elbette ki bir film. Gerçeklik payı tartışılır ama bunları görmezden de gelemeyiz çünkü vücudumuzda az da olsa bir elektrik akımı vardır. Nasıl ki otomobil sıvı benzin yakıtı kullanarak araçtaki elektiriği devreye sokup onu çalıştırıyor ve çalışır vaziyette tutuyorsa, biz canlılarda da bunu sağlayan sıvı "kan" olabilir. İçtiğimiz su yada soluduğumuz gazlar ve (içimizde) göremediğimiz elektrik enerjisinin tepkimesiyle oluştuğunu düşündüğüm "kan (yani yakıta)" dönüşmektedir ve bu kan bizi çalışır vaziyette tutmaktadır. İlkel manada düşünürsek bile su; tüm canlıların vazgeçilmez kaynağıdır. Peki durum buysa, aynı akü gibi benzer bir aparatla insanı sürekli diri/çalışır tutabilir miyiz? Elbette. Bunun nasıl olabileceğini önceki yazılarımda açıklamıştım.

Nikola Tesla "insanlardaki nefreti, elektrik enerjisine dönüştürebilseydim, dünyayı aydınlatırdım" derken, taşıdığımız elektriğin zayıf olduğunu ama bunu güçlendirecek bir etkiye maruz kaldığımızda belki herşeyin daha farklı olacağını anlatmak istemiş olabilir. Nitekim kendisine yıldırım isabet etmiş olan insanlar; "sanki başka bir boyuta geçtiklerini" açıklayarak hayatlarının değiştiğini söylemişlerdir.

Bir labaratuvarım olmadığı için elektrik enerjisinin canlı gelişimine etki edip etmediğini şuan için bilmiyorum. Ediyor yada etmiyor diyenlere de pek güvenesim gelmiyor, malum dünyanın başında mistisizm denilen hayalci bir bela şebekesi var ama sanki etkiliyor olabileceğine inanıyorum, çünkü bir elektrik taşıyor olduğumu kendim de gözlemleyebiliyorum ve bu sadece bende yok. Herkeste var!

Tüm bunlar gerçek ise bunu yapanın arabın tanrısı olduğunu söyleyemezsiniz. Çünkü bu ondan da öte, olağanüstü bir mühendislik çalışmasının ürünü olduğunu gösterir. Matrix serisi bu durumda biraz daha gerçekçi gibi görünüyor. (ercan aldan)
3 Oca 2019 20:19

11/12/2018

ELEKTRİK ve ELEKTROMANYETİK


BU İNANILMAZ !!!

Şimdiye dek yazdığım yazıların hem özetini hem de kanıtlarını (%95 oranında) sunan bir video olmuş. Gerçekler bir bir günyüzüne çıkıyor. Gerçek bilim, Mason biliminden ayrılıyor. Bunları görmek sevindirici. Yaratış ve yaratılışın sırrının ELEKTRİK ve ELEKTROMANYETİK'te olduğunu birçok defa söyledim. Bu videoyu yayalım -ki insanlık, dogmalardan kurtulup, gerçeklere odaklansın.

11 Ara 2018 19:43 güncellendi

En çok okunan