test

👇 αklını özgür вırαk / çєmвєrín dışınα çık! 👉
Goyim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Goyim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

11/09/2020

MELE-İ ALÂ (YÜCE KONSEY) HABERLERİ (?)

MELE-İ ALÂ (YÜCE KONSEY) HABERLERİ (?)

(Ben sadece bir uyarıcıyım!)

Önceki yazımda Muhammed'in özel bir isim olmadığını, bir vasıf/sıfat olduğunu ve "hamd edilen/övülen, övgü sahibi vb." anlamlarına geldiğini, Mele-i Alâ (yüce konseyin) hasat/yıkım kararlarını insanlığa aktardığı/uyardığı için övgüye layık olduğundan bahsetmiştim. Konuyu biraz daha açmam gerekirse;

Dünya üzerinde ezelden beridir süregelen savaşların efendiler/elitler ile köleler/sıradan insanlar arasında olduğunu söylemiştim. Birçok kez kendi aralarında yendiler ve yenildiler.

Efendiler (Rab'ler); kendilerini seçilmiş olarak gören yahudi elitlerin(!) yarattığı hayali gök tanrılarıdır. Bu tanrılarının/Krallarının/Lordlarının gökte (Sirius ~ Orion'da) olduğunu iddia ederler ve bunu bir koz/ayrıcalık olarak kullanıp, kendileri gibi ari ırk'a sahip olmayan diğer insanları tıpkı bir hayvan 
(goyim) gibi görürler. Onlara göre ari ırk yahudi olmayan insanlar; ya köle olmalıdır, yada öldürülmelidirler (bkz. Talmud - Baba Batra 114b, Jebamot 61a, Keribot 6b ve 7a, Avodak Zara 26b, Tosefoth). İşte günümüze kadar süren film budur. Günümüzde de halen perde arkasında karar alıp veren, dünyayı yöneten bir yüce konsey (mele-i alâ), bu yüce konseyin desteklediği elitler ve bunların kapital sömürü düzenine hizmet eden bizim gibi köle dünya halkları vardır. Onların kapital sömürü siteminde asgari ücretle modern köleler olarak yaşadığınız sürece onlar için bir tehlike arz etmezsiniz. 

Neyse konuyu dağıtmayalım!

Az çok sistemi anladıysanız şimdi ne demek istediğimi de anlayacaksınızdır.

Bu yüce konseyde alınan kararlar gizlidir. Hangi ülke köle edilecek/sömürülecek? Hangi halk hasat edilip yerine başka bir halk getirilecek? Hangi halkın başına hangi işbirlikçiler geçirilecek? ... vb gibi son derece önemli konular bu yüce meclis tarafından belirlenir.

Yüce konsey bu kararları genelde 100'er yıllık planlar halinde alırlar. İçinde bulunduğumuz yüzyılda alınan kararlar; M.Ö 585'teki Babil'in ve 1923'teki Atatürk Türkiyesi'nin intikamlarının alınması ve Büyük İsrail İmparatorluğunun tekrar kurulmasıdır. Karar 1800-1900 yılları arasında görüşüldü ve 1923 itibariyle de süreç başladı. 2023'e kadar bu süreç her ne pahasına olursa olsun tamamlanacak ve Büyük İsrail İmparatorluğu kurularak, yeni dünya düzeninin lider halklarından birisi olacaktır. Bu halkın ve bu sisteme hizmet edecek olan diğer halkların inşası için gerekli temizlikler (h.a.a.r.p ile) çoktan başladı bile.

https://youtu.be/Zvhx0coFxfU

Yüzyıllar boyunca yağmura hasret yaşayan bu (yozlaşmış) çöl ülkelerinin selle temizlenmesi ne kadar da manidar değil mi? Masum halk ise bu felaketlerin halen allahın bir gazabı olduğunu düşünüyor. Yahu sen zaten allaha teslimiyeti seçmemiş miydin? Öyleyse allah teslim olanı neden telef ediyor? Bunu bile idrak edemiyor musun?

Neyse! Bırakalım da şaşkınlıkları içinde bocalamaya devam etsinler !!!

23.54 - Bir süreye kadar onları, (daldıkları) gafletleri içinde bırak.

Vadedilmiş topraklara kadar sürecek olan genişleme 2018 itibariyle neredeyse tamamlanmış durumdadır. Son iki hedef kalmıştır. İran ve Türkiye! 2023'e kadar bu iki halktan da vadedilmiş topraklar alınacaktır, direniş olursa yüce konseyin hasat kararları uygulanacaktır. Bu, bin yıllardır böyle olmuştu, yine böyle olacaktır.

Çünkü bu onların değişmez kanunlarıdır.

33.62 - Allah'ın önceden geçenler hakkındaki kanunu budur. Allah'ın kanununda asla bir değişiklik bulamazsın.

6.6 - Onlardan önce nice nesilleri helâk ettiğimizi görmediler mi? Yeryüzünde size vermediğimiz imkân ve iktidarı onlara vermiştik. Onlara bol bol yağmur yağdırmıştık. Topraklarından nehirler akıttık. Sonra da günahları sebebiyle onları helâk ettik ve arkalarından başka bir nesil var ettik.

2023'e kadar yozlaşmış topluluklar temizlenecek ve yerine yeni dünya düzenine (altın çağa) uygun yeni toplumlar yaratılacaktır (halk edilecektir).

Sıradan köle insanlar, bu yüce konseyde hangi kararların alınmış olduğunu bilemez/öğrenemezler.

37.8 - Onlar, yüce topluluğu (mele-i alâ) dinleyemezler. Kovulmaları için her taraftan taşa tutulurlar.

Muhammed denilen yani "hamd edilen, övülen, övgü sahibi" ve Kuran'ı tebliğ eden o şahıs (yani büyük ihtimalle İSA) yüce konseyin almış olduğu (İncil vahiy kısmında sözü edilen - İsa zamanındaki) son hasat kararını, yüce konseydeki bir elçi aracılığı ile öğrenmiş olması muhtemeldir (bkz. 53/1-18)

Daha önce Mesih'in=silen, isa'nın=asa sahibi, Mu-hammed'in de=övgü sahibi/övülen demek olduğunu söylemiştim. Böyle bir şahıs vardı ama adı özel isim olarak kullanılan Muhammed değildi. Bu şahıs; dünyanın başına bela olan bu (yahudilerin patronları) yüce konsey mele-i alâ'nın kıyamet/hasat kararlarını senin benim gibi masum halka aktardığı/uyardığı için yahudiler tarafından sevilmemiş ama özgürlük isteyen köle toplumlar (nasraniler/yardımcılar) tarafından sevilmiş ve övülmüştür. Sizce bu bir tesadüf müdür?

38.69 - "Aralarında tartıştıkları sırada, yüce topluluğa (ileri gelen melekler topluluğuna) dair benim hiçbir bilgim yoktu."

38.70 - "Bana ancak, benim sadece bir uyarıcı olduğum vahyediliyor."

Görüldüğü üzere o sadece bir uyarıcı idi! Yüce konsey'in bazı haberleri (ilk zamanlar) nebiler/peygamberler tarafından taşınıyordu. Nebi/peygamber=haberci demektir. Sonraları bu görev, Yüce konsey için çalışan meleklere (yani melik'e hizmet eden elçilere verildi.)

Ne diyor o övülen?

92.14 - Sizi alevler saçan ateşe karşı uyardım!

Yani "yüce konseyin elinde bulunan kitle imha silahlarına (nükleer silahlara) karşı uyardım ama siz bunları alaya aldınız/inanmadınız" diyor (https://youtu.be/Cxss9qWaMuo). Evet aynen hep böyle olmuştur. Hasadına karar verilen her toplum için bir uyarıcı belirlenmiş ancak hiçbirinin sözüne itibar edilmemiş ve alaya alınmışlardır.

21.41 - Yemin olsun, senden önceki elçilerle de alay edilmiştir. Sonunda, onlarla eğlenenleri, alay konusu yaptıkları şey kuşatıverdi.

17.16 - Biz bir memleketi helâk etmek istediğimizde, onun refah içinde yaşayan şımarık elebaşlarına emrederiz de onlar orada kötülük işlerler. Böylece o memleket hakkındaki hükmümüz gerçekleşir de oranın altını üstüne getiririz.

Buraya kadar yazdığım tüm ayetler gerçekleşti/gerçekleşiyor.

Biri sizi zorbalığa, zulme, ahlaksızlığa ve vicdansızlığa karşı uyarıyorsa o kişi de elçidir, uyarandır. Misal ben de şimdi bir uyarıcıyım. Beklenen o hasat başınıza geldikten sonra (sağ kalanlarınız) beni muhammed olarak anacaktır. Olay bu!

/ercan aldan/
11 Eyl 2020 11:43 güncellendi

08/01/2019

FİLMİN SONU HÜSRAN

FİLMİN SONU HÜSRAN :(

incil der ki;

(hasat gününden önce)

İnsanların üzerine gökten tanesi yaklaşık kırk kilo ağırlığında iri dolu yağdı. Dolu belası öyle korkunçtu ki, insanlar bu yüzden Tanrı’ya küfrettiler. Vahiy 16.21

ve kuran der ki:

Diyanet Meali:
2.155 - Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla, bir de mallar, canlar ve ürünlerden eksilterek deneriz. Sabredenleri müjdele.

Kırk kilo olmasalar da dünyanın her yerini ceviz ve patates büyüklüğündeki dolular mahvediyor. Bu "normal olmayan" hava/basınç dalgası belli bir rotada ilerleyerek her yeni günde farklı bir kente zararlık veriyor. Ağaçların çiçeklerini ve tohumlarını döküyor. Belki 7 sene belki de daha kısa sürecek kıtlıklar kapıda.

Chemtrails ile havaya sıktıkları alimünyum, baryum vs. gazların canlılara verdiği yan etkilerinden bahsetmiyorum bile. Denizlerimizdeki, göllerimizdeki ve karamızdaki bilinçli saldırıları daha önce yazmıştım. Bunlardaki amaç planlanan hasat gününe kadar insanları güçsüz duruma düşürmek, olası bir direnişi önlemek ve hasadı kolaylaştırmaktır. Kendi koyunları (goyimleri) ile birlikte bizleri de (zorla) armageddon/mahşer yerine sürükleyecekler. Bunlar hep yazılıdır ve yazılan ne ise o olacaktır. İşte bu, bizim bu dünyadaki son sahnemiz olacaktır.

Bazıları iyilik ve kötülüğün halâ yahudi arabın allahından geldiğine inanmaya, bazıları da bunlar hep komplo deyip bıyık altından sırıtmaya devam ededursun, yüce konsey (mele-i alâ) hasat kararını çoktan verdi bile ... (ercan aldan)

8 Oca 2019 22:17

En çok okunan