test

👇 αklını özgür вırαk / çєmвєrín dışınα çık! 👉
Kavimlerin helakı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kavimlerin helakı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

16/09/2020

ATEİZM ve İSLAM YANILGISI

ATEİZM ve İSLAM YANILGISI
(Gerçek her zaman doğru cevaptır)

Ateistlere göre hayat tesadüf/olasılıklarla oluşmuştur. Detaya girmeyeceğim. Yalnız gözden kaçan önemli bir şey var. Her olasılık başka bir olasılığı doğurur. Her başka olasılık da yine başka bir olasılığı ... Bu bir kısır döngü halini alır ve sürer gider. Bu metot bizi gerçeğe götürmez. Gerçek/doğru bir tanedir ve GERÇEK HER ZAMAN DOĞRU CEVAPTIR. Gerçek değişmez ve değiştirilemez ancak büyü/sihir ile bize değişik varyasyonları gösterilir yada yalan ile üstü örtülebilir (örtbas edilebilir). Sonuç itibari ile gerçek/doğru tektir ve orada olduğu gibi keşfedilmeyi bekliyor. 

Gerçek orada bir yerlerde! (The X files)

Ateistler sırf yahudi/arap tanrısı elah/elohim/el-ilah/allah'ı haklı çıkarmamak için hep bu olasılıklara güvenirler ve onlarca tez ortaya sürerler. En komiği de büyük patlamadır (kambriyen). Tüm canlılık bu patlamadan sonra ortaya çıkmıştır. İyi de arkadaş patlayan bu şey nasıl ortaya çıktı? Birdenbire ortaya çıkmaya mı karar verdi? O ana kadar neredeydi? Ne iş yapıyordu vs. gibi sorular sorduğumuzda mantıklı bir cevapları yoktur. Hep bir kısır döngü! Birden bire oluvermiştir işte.

Tıpkı müslümanların savunduğu big bang (büyük patlama) olasılığı gibi. Onlara göre de Allah hiçlikten çıkıp, bu büyük patlamayı gerçekleştirmiş ve hayat bu patlamadan sonra başlamış falan filan. İlginç değil mi? Birbirine zıt iki grup, aynı olmasa da birbirine benzer iki olasılık üzerinden gerçeğe ulaşmaya çalışıyorlar. Peki ulaşabildiler mi? Tabi ki hayır. Çünkü gerçek bu değil!

Hiçlikten var olmaz. Bir şeyin var olabilmesi için var olan başka bir şeyi kullanması gereklidir (canlı yada cansız farketmez). Müslümanlara göre allah kendisi yoktan/hiçten var olmuştur. Bu cevap yanlıştır. Çünkü böyle bir şey ne fiziken ne de mantıken mümkün değildir. Hiçlik durağandır ve sonsuzdur. Onu harekete geçirecek bir etki/tepki olmadığı sürece sonsuzluk içinde tek ve durağan kalmaya devam edecektir. İşte bu sonsuz durağanlık içinde bir etki/tepki oluşmuş olmalı ki allah ortaya çıkmış olsun. Bu durumda onun da bir yaratanı olduğu durumu ortaya çıkar ve o yaratıcının da bir yaratanı olduğu ve o yaratıcının yaratıcısının da bir yaratanı olduğu ... işte bu da başka bir kısır döngüdür ve gerçek cevap bu da değildir?

Peki gerçek nedir?

Gerçek şudur. Bu dünya bir labaratuvardır. Bir tarladır. Bir çemberle kuşatılmıştır. Sonsuz boşluk/hiçlik içinde dönen koskoca bir top değildir. Bu çok mantıksız. Bunun mümkün olabilmesi için dünyanın komple demir ve evrenin/zeminin de komple bir mıknatıs olması gereklidir ki bu döngüyü kim nasıl başlattı o da bir muamma? Tesadüfen mi? Hiç sanmam! Neyse konumuz bu değil. Ben dünyanın bir tarla olduğunu düşünüyorum. Bu tarlayı ve içinde bulunan tüm canlı ve cansızları tasarlayan bir birim (konsey) var. Kuran'da bu; yüce meclis (mele-i ala olarak geçiyor) Bu birimin başında ultra zeki insansı varlıklar var. Kimileri onlara uzaylı diyor. Bu kısmen doğru ama eksik. Dünya tarlasında her ne olup bitiyorsa bunların eliyledir. Tıpkı Westworld dizisinde olduğu gibi (bu arada o seriyi mutlaka izleyin, gerçeğe en yakın cevap o dizidir).

Akıllı bir tasarım var evet ve bunu tasarlayanlar ultra zeki insansılardır. Tıpkı bizler gibi ama bizden daha daha üstün. Sanırım tüm dna kodonları da açık. Bin yıldan fazla yaşayabilenleri var. Arada bir bazen bizlerin arasına girip, normal insanların mucize diye nitelendirdiği şeyleri gerçekleştiriyorlar. Misal körü iyileştirmek yada ölüyü diriltmek vs. gibi. Sıradan insanlar ise buna bir anlam veremeyip onlara tapınmayı seçiyorlar. Böylece ortaya din denilen olgu çıkıyor (Bknz. Kuran Araf 143, Bakara 259, İncil Mika 1/1, Tevrat Hezekiel).

Bu üst akıl insansılar o kadar zekiler ki kendi dna'larını düzenleyebiliyor ve başka canlılara aktarabiliyorlar. Bu sayede aynı kromozom alt yapısına sahip birçok canlı çeşidi yaratabiliyorlar. Köken tek/aynı.

Peki amaç ne?

Elbetteki onlara hizmet! Hem bedenen hem de manen. Bizi bizden çok iyi tanıyorlar. Bizlere yükledikleri komut: Üre, doğ, yaşa (hizmet et) ve öl. Kimse bu sistemin dışına çıkamıyor. Çıkmak isteseler de bir şekilde yok ediliyorlar (Lut kavmi/homosexüellik). Sana çizilen çemberin içinde sana verilen görevi (yaşamı) layıkı ile yerine getirmeni istiyorlar.

Sen yaşamalısın ki onlar seni daha fazla inceleyebilsin. Seni incelesinler ki, senin zayıflıklarını öğrenerek kendileri daha da güçlenebilsin. Sen onların en baz dna'sını taşıyorsun. Eskiden daha güçlü idin ve onlar gibi binlerce yıl yaşayabiliyordun ama onlara karşı bir isyan çıkarınca senin dna'nı kısıtladılar ve seni başka yerlere sürdüler (cennetten kovulma).

Sen çalışmalısın, daha fazla altın elde edebilmek için çalışmalısın ki bu dünyada en geçerli ve hiç değer kaybetmeyen bu süper iletken madenden oluşan materyalleri ile hem kendi varlıklarını hem de dünyadaki gözcülerinin devamlılığını sağlayabilsinler.

Ölmek yasak! Cinsel hazları size ölesiniz diye değil üreyip çoğalasınız diye verdiler. Hayvanlara da öyle. Onlar senin için üreyip çoğalacak sen de sahiplerin için. Tüm dinlerde ölümü (cinayet/intiharı) bu yüzden haram ettiler ama zamanı gelince ve üreyip çoğalma işi kontrolden çıkınca ve de yeterli altın stoklanınca zaten onlar toplu olarak kitleleri imha edecekler. Böyle bir donanıma ve teknolojiye sahipler. 3-5 intihara yada cinayete ses çıkarmazlar, 3-5 eşcinsel evliliğe de ses çıkarmazlar ancak bunlar kitlesel bir harekete dönüşürse emin ol hepsi birden arenaya doluşurlar (İsa zamanında olduğu gibi bkz. İncil Vahiy).

Büyük uyanışlar ve büyük oluşumlardan çok korkuyorlar. Bunları büyümeden engellemek için dünyadaki görevlilerini devreye sokuyorlar (din ve siyaset adamları). Başarılı olamazlar ise bilim insanlarını ve buluşlarını kullanıyorlar. Kitle imha silahları ile o toplumları yok ediyorlar (bkz. kavimlerin helakı).

Evet sizin allah diye taptığınız tanrı da bu sistemin bir parçası. Kimi ona zeus dedi, kimi odin, kimi yahwe, kimi elohim, kimi Jesus, kimi Jupiter kimi de allah. Her birinin ortak noktası yaşamın kaynağı olan elektrik ve manyetizmaya hükmedebiliyor oluşları idi. Bu gücü kullanarak yaratabiliyor, öldürebiliyor ve onarabiliyorlardı. Bunlardan çok sayıda var. Sizi biz yarattık derken çoğul konuşmalarının sebebi de buydu ve işte bu yüzden ilk zamanlarda (ilk insanlar arasında) çok tanrıcılık yaygın idi.

Peki şimdi en can alıcı soruyu soralım mı?

Bizi bunlar yarattıysa onları kim yarattı? Bak bu sorunun cevabını henüz bilmiyoruz. Şimdilik sadece olasılıklar üzerinden ilerleyebiliyoruz. Belki de gerçekte böyle bir senaryo hiç yoktur. Belki de onların yaşam hikayesi çok farklıdır. Belki onlardaki üreme çok farklıdır. Belki de üreme diye bir olguları yoktur. Belki onların yaşamı da farklı bir sistemde farklı yöntemlerle başlatılmıştır vs. Dediğim gibi şimdilik cevabını kimse bilmiyor ve "gerçek" keşfedilmeyi bekliyor. İncil'de söylendiği gibi "gerçeği bildiğimizde özgür olacağız".

Düşünün ve araştırın. Büyük resmin bu olduğunu göreceksiniz ve bana hak vereceksiniz! (ercan aldan)
16 Eyl 2020 12:30 güncellendi

12/09/2020

DELİCİ BİR IŞIN (?)


DELİCİ BİR IŞIN (?)

Her zaman düşünmüşümdür, saatte bilmem kaç bin km hızla uçabilen bir jet nasıl olur da bu şekilde nokta atışı yapabilir diye? Demek ki jet filan değilmiş. Aylar önce yazdığım mele-i âla (yüce konsey) yazımda sözünü ettiğim şihab/delici ateş/ışın/lazer (bkz. saffat 8-10) demek ki buymuş ve gerçekmiş.

Lanet olsun!

Bu silah binlerce yıldır ellerindeydi ve cahil/ilkel bırakılıp sömürülen masum toplulukları helak etmek için bu silahları kullandılar ve bunları Mısır'daki Abydos tapınağının duvarlarına kazıdılar.

Demek ki kuranda tam olarak çevrilemeyen "racefe" kelimesi de aynen tahmin ettiğim gibi bir tür elektromanyetik bir silah yani haarp imiş (-ki bununla deprem ve artçı yaratıyorlar, Naziat 1-7 ayetlerini orjinalinden okuyun, sanki haarp gemilerini tarif ediyor). Masum halklar da bunları olağanüstü, mucizevi olaylar olarak görüp korktu ve sustu ve perde gerisinde gizli kararlar alarak bu lanet olası silahları kullananları tanrı/allah olarak bildiler.

Lanet olası sistem, tüm yıkımlarını hayali bir tanrıya yükleyerek gizliliklerini on binlerce yıl korudular (-ta ki 19.yy başlarında "TESLA ortaya çıkıp sırrı deşifre edinceye" kadar).

Lanet olsun!!! Binlerce kez lanet olsun! Benim, bu kovulmuş şeytanların tımarhanesinde ne işim var?

Şu kısacık video sayesinde gözlerim tamamen açıldı ve sanırım yine haklı çıktım :(

/ercan aldan/
12 Eyl 2020 23:08 güncellendi

11/09/2020

KURAN'DAKİ "RACEFE" TEKNOLOJİK BİR SİLAH MIYDI?

 

KURAN'DAKİ "RACEFE" TEKNOLOJİK BİR SİLAH MIYDI?
(1 deve için hasat edilen kavim)

Önceki yazılarımda eski Mısır'da elektrik ve/veya bir tür kablosuz elektiriğin kullanılmış olabileceğini, Kuran ve İncil'deki tanrı/ruh tasvirinin bir çeşit enerji/elektrik olabileceğini, vücudumuzda (bilhassa beynimizde) elektrik akımı taşıdığımızı, bundan ayrı doğada bulunan diğer her şeyde bile bir tür elektrik akımının bulunduğunu söylemiş ve kaynaklarını da vermiştim. Eğer doğayı yaratan bir güç varsa bile emin olun "O", elektrikle ilgili bir şeydir (belki de bu yüzden onu görünmez tanrı/ruh olarak bildik). En küçük yapıdan en büyük yapıya kadar, canlı cansız her şeyde bir elektrik akımı var. Belki de atomları hareketli kılan şey bu görünmez enerjidir. Ruh diye bildiğiniz bilinç, daimi elektriksel uyarılarla uzun süre uyanık tutulabilirse, bu sizi uzun ömürlü ve hatta ölümsüz yapabilir (bunu anlatmıştım). Bu dünya tarlası üzerinde bulunan tüm canlı ve cansız varlıkları kuşatan enerji sanırım bu elektrik enerjisidir/atomlarıdır.

Eski kavimlerde elektrik, elitler (tanrısallaşmış insanlar) tarafından biliniyor ve kullanılıyordu (bunu da anlatmıştım). Kavimlerin helakına ve peygamberlerin mucizlerine detaylı baktığımızda ve kuranı orjinalinden incelediğimizde, sıradan insanların o çağlarda bunları anlayamadığını ancak son 100 yılda bu sırrın (Tesla tarafından) deşifre edilerek (Cia, Mossad trafından çalınarak) kapitalizmin hizmetine sunulmuş olduğunu görüyoruz.

Şimdi buna Kuran'dan bir örnek vererek (belki de ilk kez duyacağınız) bir tezimi aktaracağım size ... Ad, Semud ve Medyen kavmi bir tür "titreşimli şok dalgası yayan bir enerji ile" yok edilmişlerdir. Yani yıldırım gibi ses çıkaran ve insanları bir anda hareketsiz/etkisiz bırakan bir şok dalgası. Ki bu tanıma en uygun gelen karşılık "nükleer/atom bombaları" olmaktadır (yada bize karşı kullandıkları isim bu). Peki bu nasıl olur, eski kavimler ilkeldi (?) dediğinizi duyar gibiyim. Evet ilkeldi ama sadece sıradan insanlar ilkeldi. Bu enerjiyi kullanabilen elit/zorba kitle (-ki siz on(lar)a tanrı(lar) diyorsunuz) tarafından ilkel bırakılmışlardı. Şimdi gelin söz konusu bu durumu, ayetlerle izah etmeye çalışalım!

Diyanet Meali:
7.73 - Semûd kavmine de kardeşleri Salih'i Peygamber olarak gönderdik. Dedi ki: "Ey kavmim! Allah'a kulluk edin. Sizin için O'ndan başka bir ilâh yoktur. Gerçekten size Rabbinizden (benim peygamber olduğumu gösterecek) açık bir delil geldi. İşte size bir mucize olarak Allah'ın şu devesi.. Bırakın onu da Allah'ın mülkünde yesin, içsin. Sakın ona bir kötülük etmeyin. Yoksa sizi elem dolu bir azap yakalar."

Diyanet Meali:
29.36 - Medyen'e de kardeşleri Şu'ayb'ı peygamber olarak gönderdik. Şu'ayb, "Ey kavmim! Allah'a kulluk edin. Ahiret gününe ümit besleyin ve yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın" dedi.

29.37 - Kavmi, onu yalanladı. Bunun üzerine kendilerini o malum sarsıntı yakaladı da yurtlarında diz üstü çökekaldılar.

29.38 - Âd ve Semûd kavimlerini de helâk ettik. Bu, onların (harap olmuş) yurtlarından size besbelli olmuştur. Şeytan, onlara işlerini süslemiş ve onları doğru yoldan alıkoymuştur. Hâlbuki onlar gözü açık kimselerdi.

Buradaki ayetlerde 3 kavmin de aynı yöntemle helak edildiğini görüyoruz. "Bir tür sarsıntı ve ses/sayha" ile ancak bu sarsıntı deprem sarsıntısı gibi değil; titreme, titreşme/dalgalanma şeklindeki sarsıntıdır. Sarsıntı olarak çevrilen kelime "racefe رَجَفَ" dir. "Racefe رَجْفَةٌ = Sarsıntı, şiddetli karışıklık, özellikle bir deprem veya şiddetli bir deprem veya gökten gelen şiddetli bir ses; bir kavmin üzerine çöken her tür gazap" anlamlarına gelmektedir. Örneğin " racefer-rad رَجَفَ الرَّعْدُ = yıldırım gürüldedi, "rafecefer-kulub رَجَفَ الْقَلْبُ = kalp heyecanlandı", "racefet yedehu رَجَفَتْ يَدُهُ = eli/kolu titredi" vs. gibi bir nevi görünmeden titreşen ve ses çıkartan bir enerji/sarsıntıdır.

Yani bir nevi ses dalgası gibi düşünün. Altta verdiğim video örneklerinde atom bombasının (!) sesleri ve etkileri gösterilmektedir (öncesinde oluşan yıldırım şeklindeki dalgalanmalara dikkat edin!). Bu görüntüler, ayetlerde yapılan tanımlara da uymaktadır. "bir ses, sarsıntı onları yakalayıverdi ve dizleri üstünde çökekaldılar" ... (belki de de bu; depremi tetikleyen bir sarsıntı yaratmaya yarayan öncül bir silahtı).

https://youtu.be/TOlqQNj2et8
https://youtu.be/Mn7PeI2UyEM

Belki de 17 ağustos depremi öncesinde görülen ışık parlamaları (https://youtu.be/vi0MzTz6D-0) buna bir örnek olabilir. Eski Rus lideri Medvedev'in sözlerini ve elitlerin ellerindeki kıyamet silahlarını kapsamlı olarak analiz etmek gerekir. 


Evet gördüğünüz gibi bu tür silahların eskiden kullanılmış olduğu kuvvetli bir ihtimal. Ben kuranın %100 doğru olduğuna inanmasam da içinde ilginç mesajların olduğuna inanıyor ve kabul ediyorum. Çünkü günümüzde de gözlemleyebildiğimiz kanıtları var. Ha bu demek değildir ki bu tür ayetleri görünce inancım artıyor, bilakis daha dibe vuruyor. Çünkü bu gücü elinde bulunduran tanrı/allah (rolünü oynayan elitler) sırf bir deveyi kesti diye koskoca bir halkı bu silahlarla yok ediyorlar. Hem dinde zorlama yoktur diyeceksiniz, hem de inanmıyorlar yada bazı ufak hatalar işliyorlar diye bir toplumu yok edeceksiniz. Bu ne yaman bir çelişkidir?

Diyanet Meali:
29.40 - Bunların her birini kendi günahları yüzünden yakaladık. Onlardan taş yağmuruna tuttuklarımız var. Onlardan o korkunç sesin yakaladığı kimseler var. Onlardan yerin dibine geçirdiklerimiz var. Onlardan suda boğduklarımız var. Allah, onlara zulmediyor değildi, fakat onlar kendilerine zulmediyorlardı.

Şu işe bak! Yok etmekten hoşlanan sadist bir sistem/konsey ve bu sisteme korku ile tapınan aciz ve korkutulmuş bir toplum (yani bizler). Neden bunu kendimize layık görüp teslimiyeti seçiyoruz? Neden bu yüce konseyi (mele-i alâ) bulup onları bozguna uğratmıyoruz? Birkaç sene içinde bu silahlardan birini üstümüzde kullanırlarsa şaşırmayın. Çünkü ultimatom 2023'te bitiyor. 3.dünya savaşının bu tarihte başlayacağına dair birçok kanıtı önceki yazılarımda sunmuştum ...

Ekleme (bir varsayım): Ben elitlerin ellerinde bulunan ve ezelden beri kullandıkları bu ve buna benzer silahların olduğunu düşünüyorum. Bu teknolojinin etkileri sıradan insanlar tarafından mucize olarak bilinmiş. Örneğin defilibrator (ölüyü diriltme), amyant (yanmayan elbise), şua (delici ışın/lazer) vs.

Fil suresinde "bihicâratim min siccîl بِحِجَارَةٍ مِنْ سِجّٖيلٍ" sürekli taşlar" fırlatan "tayran ebabil طَيْرًا اَبَابٖيلَ "den bahsedilir. Tayran, tayyar = kanatlı uçan/uçak demektir ve Babil'in devamı olan Mısır'ın Abydos tapınağının duvarında bu uçak çizimlerine rastlanmıştır (http://www.webtekno.com/icinde-ufo-ve-helikopter-tasvirlerinin-bulunduguna-inanilan-gizemli-yer-abydos-tapinaklari-h28948.html). Güncel sözlüklerde "tâir = ufo" demektir. (https://www.almaany.com/tr/dict/ar-tr/طائر/) "Ebabil = Babil ile ilgili olan demektir". Kabaca tercüme edecek olursak "sürekli taşlar/bombalar fırlatan babil uçakları" anlamı çıkacaktır -ki bunun delilini de zaten çağımızda görebilmekteyiz.

Ayrıca bu iddiayı destekleyen benzer ifadeler; hem sümer tabletleri, hem kuran, hem de incil'de yer almaktadır. Bununla ilgili yazmış olduğum yazılarımı incelemenizi öneririm.

Kavimlerin helak hikayelerinin yeniden analiz edilmesi gerekmektedir (fazla zamanım olmadığı için ben, şimdilik bu kadarını inceleyebildim). Helâkına karar verilen toplumlardan bu silahlar gizlenmiş olabilir. Eğer bu doğru ise bu gizleme işini kabalistler (Kuran'a yanlış anlamlar vererek) çok iyi başarmış görünüyor.

Sanırım mealler ile bizleri uyuttular ve hasada hazır kurban haline getirdiler :( (ercan aldan)

11 Eyl 2020 10:20 güncellendi

03/01/2019

KIYAMET PLANI Kusursuz işliyor!

KIYAMET PLANI KUSURSUZ İŞLİYOR!

Herşey bir plana göre işliyor. Sizin ne istediğiniz kimsenin umrunda değil. Piramidin tepesindekiler çoktan amaçlarına ulaştılar bile. Yeni hasata ve yeni hayata hazırlar.

21.104 Yazılı kâğıt tomarlarının dürülmesi gibi göğü düreceğimiz günü düşün. Başlangıçta ilk yaratmayı nasıl yaptıysak, -üzerimize aldığımız bir vaad olarak- onu yine yapacağız. Biz bunu muhakkak yapacağız.

Birkaç yıldır (chemtrails ve zombi seneryoları ile) dünya nüfusunu 500 milyona indirme konusunu tartışıyorlar. Bunlar nabız yoklama, tepki ve ilgi ölçme mekanizmalarıdır. Emin olun kendi elitlerinden başka tek bir kişiyi bile sağ bırakmayacaklar. Çünkü daha önce bırakmadılar (ad, semud, medyen, lut vs.). 6000 yıllık sümer tabletlerinde bahsedilen dehşet silahları (yada benzerleri) ile istedikleri yerleri yerle bir edebiliyorlar (http://www.internethaber.com/haarp-projesi-nedir-deprem-yapan-kiyamet-cihazi-foto-galerisi-1752501.htm). Mersin'deki kazıyı bir gizeme bürüdüler, yine de (çizelgede görüldüğü gibi) "bir kayıp kitap bulundu" demeleri manidar. Hürriyet gazetesinde 50 yıl öncesinden haber verdikleri kehanetleri(!) birbir gerçekleştiriyorlar. (http://www.gecmisgazete.com/haber/50-yil-sonraki-dunya-). Özellikle de bizim dua ile yağdıramadığımız yağmuru onlar makine ile yağdırıyor (https://youtu.be/k8E-1D5Qc3U). Çünkü tüm bunlar kehanet filan değildi, zaten ellerinde bulunan ve binyıllardır kullandıkları teknolojiler idi. Devasa güneş panellerinde test aşamasına geçildi. Sırada tufan var. Kıyamet sandığı (nuhun gemisi) inşa edildi (https://youtu.be/NvDTa0LxBiY). Elon Musk'a talimat verdiler, yeni dünyaya elitleri taşıyacak (sümer tabletlerindeki gibi) gök gemilerini bir an önce hazırla! (https://youtu.be/1sJlFzUQVmY) Testler tamamlanınca gemiler hazır olacak ve insanlık, onlar borularını öttürdüğünde ve istila başladığında sadece bakakalacak. Tıpkı bin yıllar öncesinde olan sahnelerin aynısını yaşayacaksınız. Bunlar tesadüf değil. Onların değişmez kanunu/sünnetidir bu (https://youtu.be/JXCI8vJlV8w).

33.62 Daha önce gelip geçenler hakkında da Allah'ın (O'nun) kanunu böyledir. Allah'ın (O'nun) kanununda asla değişme bulamazsın.

Uyduruk dinleri ile sizleri böldüler, gücünüzü kırdılar. Gerçek dünyada hayali tanrılar, ruhlar, cinler, cennetler ve cehennemler yaratıp sizi bu gerçek dünyadan soyutladılar. Sizi, doğruyu ve yanlışı sorgulayamayacak robotlar haline getirdiler. Allah diye taptıklarınızın Allah olmadığını (sizleri korku dinleri ile nasıl uyutup korkuttuklarını) anlayacaksınız ama iş işten geçmiş olacak. Uyanacaksınız ama çok geç olacak. Genetik miras sayesinde sonraki hayatta benim gibi birileri uyanıp neslinizi uyaracak (tıpkı öncekilerin yaptığı gibi) ama sözüne itibar edilene kadar iş işten geçmiş olacak (bu hep böyle olmuştu/böyle olacak).

O hayali tanrınız daha önce de olduğu gibi size yine yardım etmeyecek. Çünkü böyle bir tanrı yok, hiç olmadı. Çünkü bu kıyametleri yapanlar "o hayali tanrıları yaratanlardı". İnsanlığı o tanrılara taptıran, din/kitap/siyaset ile beyinlerini uyuşturup tek çatı altında toplayarak, kendilerine köle yaptıran, zorba insan kasaplarıydı. Allah diye onların sistemine/ölümlü tanrılarına taptınız. O'nun güneşini ve ışığını yaşatmaya çalışanlar (gizli yahudi örgütleri), filmin çekimlerini tamamlamak ve filmi sahneye koymak üzereler ancak bunların filminde hiçbir zaman iyiler kazanmamıştır ve dünya döndükçe de kazanamayacaklardır. Çünkü GÜÇ hâla onların ellerinde. Sizler ve çocuklarınız maalesef "seçilmişler" değilsiniz. Sizler ekinsiniz. Onlar başaklarını alıp oraklarını hazırladılar ve elitlerini çoktan seçtiler bile.

Vahiy 7/4 Mühürlenmiş olanların sayısını işittim. İsrailoğulları’nın bütün oymaklarından 144 000 kişi mühürlenmişti.

Vahiy 14/14-16 Sonra beyaz bir bulut gördüm. Bulutun üzerinde “insanoğluna benzer biri” oturuyordu. Başında altın bir taç, elinde keskin bir orak vardı. Tapınaktan çıkan başka bir melek bulutun üzerinde oturana yüksek sesle bağırdı: “Orağını uzat ve biç! Biçme saati geldi. Çünkü yerin ekini olgunlaşmış bulunuyor.” Bulutun üzerinde oturan, orağını yerin üzerine salladı, yerin ekini biçildi.

Asrın kurtarılmaya layık olanları : "piramidin içinden bakan gözlerin sahipleri yani sizin uğruna saç baş yolduğunuz idolleriniz ve onları yaratan patronları (zenginler) ile bu sisteme hizmet eden zeki din ve bilim adamlarıdır". TANRILARINI/SİSTEMLERİNİ PARALARININ üzerine bile kazıdılar. Sizler, (mağara yada kayalara kazınanları göremediğiniz gibi) gözlerinizin önünde duran sembolleri bile görmek istemediniz. Oysa ki onların şifreleri hep bunun gibi sembollerdi. Sizler; "Bunlar hep komplo" diyerek alay ettiniz ve de egonuzu tatmin ettiniz. Yeni hayatta, yeni beyinleri bu tanrılar ile uyutacaklar ve yine bu tanrılar ile hasat yapacaklar. Enkarne olan bedenleriniz yüzünden her hasatta hasat edilen, yine sizler olacaksınız.

Yılan spiralini gösterdi (https://youtu.be/Ra7FMnpWMhY). Sizi uyardı (http://www.everythingselectric.com/forum/index.php?topic=418.0). İşaretleri gördünüz ve benim uyarımı da aldınız ama boşverrrrin! "Bunlar hep komplo" ... (ercan aldan)
3 Oca 2019 19:47

12/12/2018

Hologram İşaretler


Blue Beam ile oluşturulan bu tür görüntüler, Kutsal kitaplarda sözü edilen kavimlerin hasat öncesi gördükleri görüntülerle benzerlik taşır. Özellikle İncil Vahiy bölümü adeta bu görüntüyü teyit eder. Buda bize gösteriyor ki, bu teknolojiye sahip olan kesim; hem tanrı rolünü oynayan hem de hasatları yapan kesimdir. Yani Mele-i Ala = Yüce Konsey. Yani üst akıl grubu.

En çok okunan