test

👇 αklını özgür вırαk / çєmвєrín dışınα çık! 👉
Hasat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Hasat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

16/09/2020

666 İNSANIN SİMGESİDİR!


666 İNSANIN SİMGESİDİR!

Yerden Çıkan Canavar

İncil Vahiy
11 Bundan sonra başka bir canavar gördüm. Yerden çıkan bu canavarın kuzu gibi iki boynuzu vardı, ama ejderha gibi ses çıkarıyordu. 12 İlk canavarın bütün yetkisini onun adına kullanıyor, yeryüzünü ve orada yaşayanları ölümcül yarası iyileşen ilk canavara tapmaya zorluyordu. 13 İnsanların gözü önünde, gökten yere ateş yağdıracak kadar büyük belirtiler gerçekleştiriyordu. 14 İlk canavarın adına gerçekleştirmesine izin verilen belirtiler sayesinde, yeryüzünde yaşayanları saptırdı. Onlara kılıçla yaralanan, ama sağ kalan canavarın onuruna bir heykel yapmalarını buyurdu. 15 Canavarın heykeline yaşam soluğu vermesi için kendisine güç verildi. Öyle ki, heykel konuşabilsin ve kendisine tapmayan herkesi öldürebilsin. 16 Küçük büyük, zengin yoksul, özgür köle, herkesin sağ eline ya da alnına bir işaret vurduruyordu. 17 Öyle ki, bu işareti, yani canavarın adını ya da adını simgeleyen sayıyı taşımayan ne bir şey satın alabilsin, ne de satabilsin. 18 Bu konu bilgelik gerektirir. Anlayabilen, canavara ait sayıyı hesaplasın. Çünkü bu sayı insanı simgeler. Sayısı 666’dır.

****************************************

Buradaki kilit kavramlar: yerden çıkan canavar, ejderha ve ateş püskürtmesi, canlanan heykel, insanların işaretlenmesi ve insanı simgeleyen 666 sayısı.

Sizler 666'yı şeytanın simgesi olarak biliyordunuz değil mi? Ben de şeytan denilen şeyin aslında insan olduğunu yılan/ejderha tarafını temsil ettiğini, gök/ışık tanrısına isyan edip yenilerek cennetten sürüldüğünü söylemiştim hatırlarsanız. Yani aslında olağanüstü mistik bir olay yok ortada. Bu dünya tarlasında yaşayanlar Adem - Eşi ve Lilith'in (yılanın) çocuklarıdır. Dolayısı ile hepsi birden lanetlenmiş sayılıyorlar ve bu yüzden işaretlenip ayıklanmaları gerekiyor. Ayıklananlar kurtarılıyor, geri kalanlar ise hasat ediliyorlar.

İşte bu yüzden sistemin başındaki yüce zat diyor ki;

Elmalılı Meali Sadeleştirilmiş 1:
32.13 - Eğer dilemiş olsaydık, herkese hidayetini verirdik; fakat tarafımdan şu söz verildi: «Elbette ve elbette cehennemi bütün cin ve insanlardan dolduracağım!»

Yani ne yaparsanız yapın, ağzınızla kuş tutsanız bile faydası yok. Topyekün gideceğiniz yer istisnasız Cehennemdir. Ben elbette ki bu klasik cehennem olgusuna inanmıyorum ama varsa bile girmemek için de çabalamıyorum, çünkü nasılsa istisnasız herkes oraya girecek diye ferman vermiş gökteki babamız!

Size hep diyorum ya ânı yaşayın diye. Sevin, sevilin, sevişin diye. Bu dünya tarlasında bize kâr kalacak olan sadece güzel an(ı)larımız olacaktır. Ölünce iş bitmiştir. Sonrası sonsuz hiçlik/sonsuz karanlıktır. (ercan aldan)
16 Eyl 2020 19:47 güncellendi

14/09/2020

Mini buzul çağı


2307 Winters Dream filminin ilk 15 dakikasının benim bazı teorilerimle neredeyse birebir uyumlu olduğunu görünce açıkçası çok şaşırdım. Buna benzer durumlarla birçok kez karşılaştım, hatta "yaşadığın şey algıda seçicilik" filan dediler. Bence alakası yok. Bu tamamen farkındalık ve idrak meselesi ve sanırım biraz da zihin kontrol var işin içinde. Açıkçası şu an şaşkınım. Sanki birileri gelecekte olacak olanları bizim zihnimize telkin ediyor.


Ayrıca bu film olası kıyamet/hasatın buzul çağı şeklinde olacağının da ipuçlarını veriyor. Şu sıralar "mini buzul çağı"na boşuna vurgu yapmıyorlar sanırım. Film deyip geçmemek lazım! Var olan bir teknolojiyi bize bilim kurgu diye yutturuyor olabilirler. 80'li yıllarda yayına giren geleceğe dönüş serisindeki geleceğe dair atfedilen buluşların neredeyse tamamı gerçekleşti (!)
14 Eyl 2020 13:24 güncellendi

13/09/2020

İRİ GÖZLÜ EŞLER (İNDİGO İNSANLAR)

 

İRİ GÖZLÜ EŞLER (İNDİGO İNSANLAR)

Daha önce şu uzaylı konularının illüminati kartlarında yer almasından dolayı, uzaylı istilalarının bir kumpas olabileceğini söylemiştim.


İllüminati: aydınlık, ışık demektir.

Haktan Akdoğan tüm mesajlarını "ışık sizinle olsun, ışık ve sevgi ile kalın, ışıltınıza sahip çıkın" vs. sözler ile tamamlar.

Kimdir bu Haktan Akdoğan? Geçimini neyle sağlar? Mesleği nedir? Kazancı nedir vs.

https://www.biyografi.net.tr/haktan-akdogan-kimdir/

Biyografisinde de görüldüğü üzere Amerika ile çok içli dışlı olan birisi ve muhtemelen küresel illüminati örgütünün de bir üyesi (zaten söylemlerinden de bu anlaşılıyor).

Benim ilgimi çeken şey, söylemlerinden çok bu 2 resim oldu. Alita filmini hatırlayınız. Yapay zeka + insan karışımı kızın gözü de böyle iri idi. İri gözlerin daha modern ve daha gelişmiş bir görünüm kattığı gerçek. Demek ki insanlardan gizli yapılan genetik deneyler sonucu, uzaylı istilası diye tepemize gönderecekleri insansıların yeni görünümü bu şekilde olacak ve bence bu Haktan akdoğan ve onun gibi olan diğer ajanların görevi de, dünyayı böyle bir uzaylı istilasının olacağına inandırmak. Demem o ki bu resim rastgele çekilmiş bir resim değildir!

Arkadaşlar lütfen olaya geniş bakın! Uzaylı yaratık (E.T) filan yok. Geçit, kapı dedikleri şeyler de başka kıtalara açılan kapılar olsa gerektir. Daha önce de söylediğim gibi, bizi melezleyenler ve yönetenler; ya yer altında, ya buzulların ötesindeki başka kıtalarda ya da Ay'da bulunmaktadır.

Evet 2023-2024'te bir uzaylı istilası olacak. Buna hazır olun ama gelenlerin bizlerle aynı dna'ya sahip fakat (belki de) tüm kodonları açık indigo gençler olduğunu görürseniz şaşırmayın! Onlar önceden işaretlenmiş/seçilmiş zengin elitlerini yeni cennetlere/kıtalara taşırken, geriye kalan sıradan insanlar sanırım hasat edileceklerdir.

Diyanet Meali:
52.20 - (19-20) Onlara, "Dünya'da yapmakta olduklarınızın karşılığında, sıra sıra dizilmiş koltuklara dayanarak afiyetle yiyin için" denir. Biz, onlara, iri gözlü güzel hurileri eş olarak vermişizdir.

Kimbilir Haktan Akdoğan gerçekleri itiraf eder mi ki? (ercan aldan)
13 Eyl 2020 22:22 güncellendi

REPTİLYANI BOŞVER, REALİTEYE ODAKLAN!


REPTİLYANI BOŞVER, REALİTEYE ODAKLAN!

Gerçeğin peşine düşen biri aslında ateist olmaya daha yakındır ancak maalesef kabul etmemiz gereken bazı olağanüstü durumlar da vardır. Örneğin hayatı bir düzenleyenin (yada düzenleyenlerin) yani üst akılların bulunduğudur. Çünkü eğer bizlere anlattıkları ilkel mağara hikayeleri doğru ise, bu kadar zaman içerisinde, böylesine muazzam bir teknolojik sıçrama yapabilmek kendiliğinden mümkün değildir. %100 olasılıkla bir yerlerden bilgi akışı sağlanmış olmalı (?)

Avrupa Moleküler Biyoloji Laboratuvarı (EMBL) bir açıklama yaptı. 300 milyar GB veri 4 gram DNA’ya sığabilecek.

http://www.dijitalx.com/2015/03/10/300-milyar-gb-veri-4-gram-dnaya-sigacak/

Yapay dna da üretildi.

https://www.bbc.com/turkce/haberler/2012/04/120420_synthetic_dna

Yapay zeka (2045 projesi) ve dna sentezi başarılı olursa bu kişiler bilincini açık tutmayı başararak ölümsüz olabilecek veya binlerce yıl yaşayabileceklerdir. Tüm kodonları açık dna ile yaratılan yapay zekalı bu tanrısallaşmış insanların başımıza dikilmesi an meselesidir.

Bu teknolojinin kötünün elinde olduğunu düşünsenize. Bunlar kurgu yada paranoya değil. Komplo hiç değil. Komplo diyerek alay edilen ne varsa hepsini yaşadık/yaşıyoruz.

Rusya mayınlardan ve el bombalarından etkilenmeyen elbise ürettiğini duyurdu.

https://www.ensonhaber.com/rusyada-bir-sirket-mayina-dayanikli-elbise-uretti.html

Rus Sarmat füzesi 16 bin km. menzile sahip (dikkat et metre değil kilometre).

http://www.hurriyet.com.tr/dunya/bu-fuzeyi-kimse-durduramaz-40758369

Yapay zeka 2045 projesi de Rus Dimitri'ye ait.

https://www.webtekno.com/2045-initiative-h24166.html

Sırp kökenli Tesla'nın Haarp projesi ilk defa Rusya'da ortaya çıktı ancak geliştirilemeden Amerika'nın eline geçti.

https://saklitarih.wordpress.com/2012/01/21/haarp-kiyamet-silahi/

https://www.aksam.com.tr/pazar/kara-bilimin-gizli-silahi-haarp/haber-541426

Amerika + İngiltere ve İsrail güçlü olan istihbaratı sayesinde sağdan soldan çaldığı patentlerle kendini biraz geliştirdi ama emin olun birçoğu balon. Bir düşünün dünyaya silahla savaşla özgürlük götüren (!) bir güç neden uzay konularında milyar dolarlar harcasın ki? Neden Elon Musk'a baskı yapıp bir an önce uzay yolculuklarını (!) hızlandırmasını istesin ki? Çünkü yıkım yakın. Onlar da farkında!

Uzaya gönderildiği iddia edilen tüm araçlar yatay pozisyonda ilerlerken bir müddet sonra kameranın görüş açısından kaybolur? Peki neden mekiğin üzerine bir kamera koyup, bağlantıyı sürdürmezler ki? Diyeceksin ki; Elon Musk uzaya araba yolladı (?). Ben buna inanmıyorum. Farzedelim ki gerçek. Uzay dedikleri yer henüz kubbenin içi. Diyeceksin ki kepler teleskopu bilmem kaç milyon km. ötedeki Pluton'dan, Jüpiter'den, Satürn'den resim gönderdi. Bu da yalan. O kadar yolu katedecek yakıtı nereden sağladı ve o kadar uzak mesafeden görüntüleri buraya nasıl yolladı? Kaldı ki bazı kırsal kesimlerde telefonlar bile sinyal alamıyorken bu nasıl bir teknolojidir ki milyonlarca km. öteden sinyal ulaştırılabildi?

Sorular, sorular, sorular ...

Realiteye odaklanın!

Burada sözünü ettiğim bu olağanüstü gelişmeleri idrak etmeye çalışın. Gökten bir kertenkele ordusu gelerek sizi istila filan etmeyecek. Çünkü madem üst seviye bir teknolojiye sahibiz neden uzaylı yaratıkların bizi hasat etmesi için bekliyoruz ki? Bir an evvel bu tımarhaneden kaçıp gitsek ya?

Size doğrusunu söyleyeyim. Kertenkele/yılan/ejderha vb. sembolünü kullanan insan ırkı ile gök/güneş ve kartal sembolünü kullanan insan ırkı yine kapışacak. Ultimatom 2023'te bitiyor. Her iki grubun elinde çok güçlü silahlar var. 100 senelik ateşkes süresi içinde kendilerini olağanüstü geliştirdiler. Bu kafesten çıkış yok (varsa bile bunu henüz başaran olmadı) ve bu kavganın biteceği de yok. Abartılı uzay hikayeleri ile taraflar kozlarını oynamaya devam ediyorlar ve sıradan insanlardan taraf toplamaya çalışıyorlar. Taraf olmak yerine kendinize sağlam bir sığınak yapmaya çalışın. İki lanet kardeşin soyu çok yakında (yine) birbirini yiyecek ve bu kafes içindekilerin tümünü hasat edecek :( (ercan aldan)
13 Eyl 2020 20:15

FİRAVUNLARI VE HAHAMLARINI KÜÇÜMSEMEYİN!


FİRAVUNLARI VE HAHAMLARINI KÜÇÜMSEMEYİN!

Mucize gibi görünen tüm olaylar Musa tarafından biliniyordu. Musa, Firavunların yanında yetiştiği için bazı gizli bilgilere sahip olmuştu. Bu gizli bilgiler Firavunlarca bir sır olarak nesilden nesile aktarılıyordu. Bu yüzden firavunlar kendi soylarından biri ile evlenirler.

Misal çamurdan yaratılış hikayesinin aslı Mısır tanrısı Khnum (Nun'a) dayanır. Kuran'da "Nun'a andolsun" diye başlayan ayet bile vardır (68/1).

Bu gizli sırların içinde ölüyü diriltmek de vardı ve bu hikayenin aslı da Mısır uygarlığına dayanır. Kuran'ın Bakara 258.ayetinde Firavun "ölüleri diriltirim" diyor. Bu bilginin onlara Sümer tanrıları tarafından aktarıldığını düşünmekteyim. Çünkü insan yaratma/melezleme işlemleri onların dönemlerinde başlıyor ve Firavunlar için önemli olan altın, Sümer tanrıları için de aynı öneme sahipti.

Neyse bunu geçelim! Musa bu bilgileri kardeşi Harun ile paylaşıyor ve Harun, Musa'nın olmadığı bir zamanda (Samiri ile birlikte) cansız buzağıya böğürme yeteneği kazandırıyor. Yani ona can veriyor. Bazıları bunu (bir işkence aracı olan) sicilya boğası ile karıştırır, halbuki olay bildiğin cansıza can verme hadisesidir -ki aynısını (bir müddet sonra) İsa bir insan üzerinde uyguluyor ve o da ölüyü diriltiyor.

Musa sahip olduğu gizli bilgiler sayesinde, Kızıldeniz'in ne zaman yarılacağını, ne zaman çekirge istilası olacağını ve ne zaman nehirlerin kan rengine döneceğini iyi biliyordu. Araştırırsanız son yıllarda tüm bu olayların aynen sırası ile yaşandığını ve mucizeyle, tanrısallıkla hiçbir alakasının olmadığını göreceksiniz.

Mısır figürlerinin benzerlerine Maya ve Peru uygarlıklarında da rastlandı.

https://youtu.be/aXWc3aDaO9s


https://youtu.be/qnEJNqVPsV0

Bu şu anlama gelir, Maya ve Peru'lular da bu sırların bir çoğuna vakıftı. 2012 maya takvimi "son"u değil, "sonun başlangıcı"nı bildirir. Musa'nın millete mucize diye yutturduğu olaylar, bu takvimin belirttiği tarihten (2012'den) sonra yaşanmaya başlamıştır. Araştırın!

(İncil'e göre) Nasıl ki Musa'dan sonra insansı tanrılar, gök gemileri ile gelerek yeryüzündeki insanları hasat etmiş ve o tarihe milat yani "0" demişler, aynısı 2023 yada 2150'de yine olacaktır. Kimileri bunu örtbas etmek için sahte uzaylı istilası planlanıyor filan diyorlar ama ben bunun gerçek olduğuna inanıyorum (bkz. İncil vahiy)

Yeryüzünde ne kadar piramit varsa bilin ki hepsi birbiri ile bağlantılıdır. Hepsinin bulunduğu yerdeki krallar/lordlar/tanrılar yani Firavunlar aynı soydan gelmektedir. Peki bu firavunlara ne oldu diye soracak olursanız, casus Abraham ve Musa'yı takip eden yahudi takipçiler (mason/taş ustaları) bir araya gelerek Firavunlara karşı savaş açtılar ve onları yendiler. Heracleion dahil birçok Tanrı kentlerini suya gömdüler ama bu zafer kalıcı/daim olmadı.

https://www.ntv.com.tr/galeri/sanat/yuzyillardir-kayip-sehir-heracleionin-sirri-cozuluyor,GsWoFEf3VUSxdOUSX4Us_A

Dünyada sürekli devam eden bir döngü (resetleme) var ve Firavunların/tanrıların sırrına vakıf olmayanlar bu döngüsel sürecin ne zaman başlayıp ne zaman biteceğini ne yazık ki bilemiyor. Sadece Firavun soyundan olan üst akıllar bunu bilebilir ve çağımızda bu üst aklı, tonlarca altını istifleyen İngiltere Kraliçesi temsil etmektedir. Çağımızın kleopatrası O'dur ve O'nun bir dediği asla iki edilmez (ercan aldan)
13 Eyl 2020 20:14

12/09/2020

N.A.S.A KEŞKE BİZİ KANDIRMASA :)


N.A.S.A KEŞKE BİZİ KANDIRMASA :)

https://www.nasa.gov/sites/default/files/thumbnails/image/187_1003705_americas_dxm.png

Sizlere daha önce Nasa'ya güvenmediğimi ve photoshop kullanarak dünya haritası üzerinde bulutlarla "sex" yazdıklarını, Pluton gezegeninin (!) üzerine ise disney pluto köpek figürünü yerleştirerek aklımızla nasıl da alay ettiklerini göstermiştim.



Resimler halen Nasa'nın kendi sitesinde bulunmaktadır (üstteki linklere tıklayarak kendiniz de görebilirsiniz). 

Söz konusu uzay bilimi olunca 1 yanlış tüm doğruları götürür. Bu yanlışlara birini daha ekleyeyim. Altta 1.resimde Libya'daki bir arazinin Mars üzerine ufak rötüşlarla nasıl işlediklerini görmektesiniz.


Ben her zaman şunu savundum (belki doğru belki yanlış);

Eğer gerçekten üstümüzde aşılamaz bir kubbe varsa, burası bizim kafesimizdir. Gerçekten başka cennetlerden (kıtalardan) buraya sürüldük ve hapsedildik. O halde bırak Mars'ı, Pluton'u, Ay'ın ötesine bile gitmek mümkün değildir. Bunu destekleyen bir örnek var mı derseniz; o taraflara (yani buzulların ötesine) geçiş izninin olmadığı ve bunu deneyen herkesin istisnasız vurulduğu söyleniyor. Buna yalan yada abartı diyenler var ama böyle bir olasılık olmasa muhabbeti de yapılmazdı değil mi?

Mesela Amiral Byrd olayı. Ben bu hikayenin gerçek olduğuna inanıyorum. Çünkü Tunguska ve Roswell olayları da birbirine ile yakın tarihlerde yaşanıyor ve dünyada hızlı bir şekilde teknolojik sıçramalar yaşanıyor. Özellikle de Amerika'da olması Roswell olayının gerçek olması ihtimalini kuvvetlendiriyor. Bunları daha önce yazdığım için kısa tutuyorum.

Peki buraya sürüldüğümüz doğru ise o halde bir geçit de olmalı. Nasa böyle geçitlerin olabileceği konusunda haberler yayınlamıştı.

http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/uzay/797112/NASA_dan_carpici_aciklama__Dunyanin_manyetik_alaninda_gizli_gecitler_var.html

Yalancı Nasa'ya güvenip güvenmemek ise size kalmış :)

Bize gezegen diye yutturdukları şeylerin, buzulların ötesinde, henüz bize bildirilmeyen başka başka kıtalar olabileceği ihtimaline daha önce değinmiştim. Bu doğruysa zengin elitleri sanırım bunlardan birine (Mars'a (!)) taşıyacaklar. Belki de öldü denilen Rockefeller'i çoktan taşıdılar. Eğer bir gecede İngiltere kraliçesinin ortadan kaybolduğunu duyarsanız bilin ki hasat için düğmeye basılmıştır.

https://www.youtube.com/watch?v=JXCI8vJlV8w

Bunlara hep komplo diyenler, Norveç'teki kıyamet sandığında 860 bin civarı tohumun neden/hangi amaçla tutulduğunu bi zahmet açıklasın.

https://www.youtube.com/watch?v=NvDTa0LxBiY

Hoş videoda ipucu vermişler ama görmek istemeyene zorla gösteremeyiz tabi. Elitlerin "altın çağı" böyle bir temizliğin ardından başlayacak ve bu tohumları kullanacaklardır.

Daha önce hepsini yazdım ve olup biten her şeyin bir plana göre işlediğini söyledim (son resimdeki sembolizm çizimine göre ikinci tufan yakındır).


Bu yazı aynı zamanda genel bir özet oldu :)

Asıl konuya gelecek olursam,

Google Maps'a Mars (!) haritası da eklenmiş. Bu haritada 3 nokta dikkatimi çekti;

1. Edom: Adem'in yaratıldığı/ilk ortaya çıktığı yer olabilir mi (?)
2. Thoth: Mısır bilgelik tanrısının adı
3. Arabia Terra: Arab arazisi, demek

Hepsini birleştirince piramit oluştu. 


Tabi bu beni şaşırtmadı. Asıl merak ettiğim konu ise burası bu dünyadaki bir yer mi? Yoksa buzullar ötesindeki başka bir kıta mı? (ercan aldan)
12 Eyl 2020 23:00 güncellendi

ATATÜRK DİNDAR MIYDI, YOKSA SİSTEME BAŞKALDIRAN BİR ASİ MİYDİ?


ATATÜRK DİNDAR MIYDI, YOKSA SİSTEME BAŞKALDIRAN BİR ASİ MİYDİ?

Atatürk'ün dindar biri olduğunu iddia edenler Balıkesir hutbesini (!) delil olarak gösterirler.

7 Şubat 1923 Zağnos Paşa Cami
Ey millet! Allah birdir, şanı büyüktür. Allah'ın selâmeti, sevgi ve iyiliği üzerinize olsun. Peygamberimiz Efendimiz Hazretleri, Cenâb-ı Hak tarafından insanlara dinî hakikatleri tebliğe memur edilmiş ve resul olmuştur. Temel nizamı, hepimizin bildiği Kur'ân-ı Azimüşşan'daki açık ve kesin hükümlerdir ... (şeklinde devam etmektedir ...)

Her ne kadar bu, Cuma namazı yada Bayram namazında okunmuş bir hutbe olmasa da evet Atatürk gençlik yıllarında dindar biri idi, ta ki Kuran'ın Türkçe'ye çevrilmeye başlandığı 1928'li yıllara kadar.

Sözlerinden, hal ve hareketlerinden, 1924 yılında Diyanet'i kurma talimatı vermesinden vs. ... O'nun gençlik yıllarında, sünni inancına sahip ve sistemden habersiz sıradan bir müslüman olduğu anlaşılıyor. Daha önce de yazdığım üzere sünni müslümanların uyguladığı dini ritüeller ile yahudilerin uyguluyor oldukları dini ritüellerin aynı olduğunu delilleri ile vermiştim. Çünkü Osmanlı'nın yaşadığı ve yaşattığı din gerçekte kapitalist Yahudilerin dini idi (aşağıdaki Barbaros paşanın sancağındaki İsrail/siyon/davut yıldızına dikkat edin)


Yahudilerin kendi ırklarını köle olarak kullanmadıklarını daha önce söylemiştim. İstila ettikleri milletleri zamanla köleleştirirler ve oralara kapitalizmi yerleştirirler. Kapitalizmi anlamak için Sümerlere kadar gitmek gerekiyor. İlk köle kavramı o çağlarda ortaya çıkıyor. Kapitalizmde esas; sistemin başındaki kral/kraliçeyi ve onun görevlendirdiği memurları zengin etmektir. Bu sistemde halk sürekli fakirdir. Sistemin başındakiler zengin ve aynı zamanda güçlüdürler de. Bu çemberin dışına çıkanların ise hemen kellesini kestirirler.

Bu söylediklerimi gözünüzde canlandırın. Ne demek istediğimi anlayacaksınız.

Şeriat (yani yahudi) dini, sistemin başındaki kapitalist şer üçlüsünün, sıradan dünya insanlarının köle olarak kalmalarını sürdürmek ve çemberin içinde tutabilmek için maaşlı din ve siyaset adamlarını kullanırlar. Bunlarla halkı çember içinde tutmayı başaramazlarsa, ellerinde ezelden beridir var olan; nükleer/biyolojik/genetik ve iklim silahlarını kullanırlar. Sıradan insanlar bu silahların etkilerine mucize gözüyle bakarlar ve korkarlar. Böylece çemberin dışına çıkamazlar. Beyinleri baskılanır, korkak ve itaatkar nesiller yetişir. Tıpkı cam tavam sendromundaki pireler, öğrenilmiş çaresizlik sendromundaki fil ve haşlanmış kurbağa sendromundaki kurbağalar gibi zamanla mücadele etmeyi bırakır ve sistem karşısında teslimiyeti seçerler. İşte bunun halklar üzerinde uygulanan ismi de İslamiyet'tir. İslamiyet=teslimiyettir.

Tıp, fizik, kimya, biyoloji vs. bilim dalları onlara aittir. Perde gerisindeki labaratuvarlarında geliştirilen bu silahların finansörlüğünü sistem piramidinin tepesindeki zenginler yapar. Sisteme isyan edip başkaldıran her kişi yada toplum, bu silahlarla hasat edilirler.

Sistemi öğrendiyseniz konuya geri dönebilirim.

Osmanlı'nın; Kuran'a uygun yaşayan müslüman Türkler olduğunu zanneden zavallı güruh, tam 6 asır boyunca Osmanlı'nın neden köleliği kaldırmadığını düşünsün. Kaldırmadı çünkü sisteme bağlı çalıştı. Çünkü Osmanlı kapitalistti. Sultan ve efradı zengin ama sıradan halk fakirdi ve Osman'lı, Türklükle hiçbir alakası olmayan bir yahudi devletiydi.

İşte Atatürk de aynı bu şekilde düşünmüş olmalı ki, Türk'ün ecdadını araştırmaya başlamış ve asıl Türk'lerin (türük/yörüklerin) soylarının daha eskiye dayandığını görmüştür.

Ey ağalar beyler, Toroslara çıkın bir bakın. Nerede kara bir Yörük çadırı görürseniz, dumanı da tütüyorsa dünyada hiç bir güç bizi asla yenemez (M.Kemal Atatürk)

Aynı, doğa ile iç içe özgür yaşayan şaman, kızılderili, aborjinler gibi Türklerin de özgür (göçebe) yaşadıklarını keşfederek bu kapitalist sisteme başkaldırmıştır ve işte ne olduysa bu tarihlerden sonra olmuştur. Ölümüne yakın zamanlarda Yahudi mason localarını kapatarak, sistemin uşaklığını yapan din ve siyaset adamlarının hedefi haline gelmiş ve yine sistemin finanse ettiği yahudi bir doktor (Mim Kemal Öke) tarafından bir çeşit zehir ile yavaş yavaş öldürülmüştür (https://mrasar.wordpress.com/2015/10/04/ataturku-biz-oldurduk/).

Evet arkadaşlar sizlere gösterdikleri puzzle'ın tamamlanmış hali budur. Tamamlanmamış parçalar üzerinden ilerleyerek Atatürk'ü anlamanız mümkün değildir.

Atatürk ne zaman ki Kuran'ı kendi dilinde detaylı olarak incelemeye başlıyor, o zaman uyanmaya başlıyor ve bu uyanış diğer milletlere de sıçrıyor ve dünya genelinde bir isyan dalgası başlıyor. 


Bilhassa Koministler ve Sosyalistler bu akıma sahip çıkarak 2.dünya savaşını körüklüyor ve kapitalistleri zor durumda bırakıyorlar. Sistem büyük darbe alınca da 100 senelik bir ateşkes anlaşması imzalıyorlar ama emin olun durmayacaklar.

Sistem şimdi daha güçlü. 1940'lı yıllarda başlattıkları ülkeye sızma görevinde sona yaklaştılar. 1980'lerde tüm dünyada trend olmayı başardılar. Günümüz Türkiyesi'nin, Atatürk'ün özgür Türkiyesi ile hiçbir alâkası yok. 100 özgür senemizin sonuna geldik. Süre 2023'te bitiyor. Bu yüzden özgürlüklerimiz son sürat baskılanıyor, gasp ediliyor. Yahudi araplar ülkeye sokularak, Türkler asimile edilmeye çalışılıyor. 2023'e kadar sistem bizi tekrar çemberin içine tıkmak zorunda, bunu başaramazlarsa ellerindeki silahları kullanacaklar.

Arkadaşlar lütfen uyanıp şu büyük resmi görmeye başlayın artık! 2023'e kadar bizlerden tarafımızı seçmemizi isteyecekler. Ayıklanma süreci başladı. Ya özgürlükleri gasp eden bu zorba sistemin tarafına geçip, altın çağda yine onları patron edecek ve köle olarak sömürülmeye devam edeceğiz yada özgürlük ve tam bağımsızlık için halkların tarafına geçip neslimize daha yaşanılabilir bir dünya bırakacağız. Tıpkı aborjinler (orijin insanlar), kızılderililer ve eski Türkler gibi ... ilkel ama özgür! (ercan aldan).
12 Eyl 2020 22:49 güncellendi

Sistemin Tekerine Çomak Sokan Lider (Atatürk)





SİSTEMİN TEKERİNE ÇOMAK SOKAN LİDER (ATATÜRK)

"Bu ulus bağımsızlıktan yoksun olarak yaşamamıştır, yaşıyamaz ve yaşamıyacaktır, ya istiklal ya ölüm." (M.Kemal Atatürk 1919)

Her seçim öncesi değişik gruplarda Atatürk hakkında salak saçma caps'ler ile yalan yanlış içerik paylaşıyorlar. Birçoğunun kaynaksız ve uydurma (fake) olduğu aşikar belli. Kimisi Atatürk'e mason demiş, kimisi siyonist, kimisi de sebatayist ... Kimisi de Atatürk'ün, Muhammed'in soyundan geldiğini bile iddia etmiş. Güler misin ağlar mısın? Benzer kafa yapısına sahip başka bir grup da Saidi Kürdi'nin de aynı soydan geldiğini iddia etmiş. Gerçekte iki ezeli düşmanı, birbirine kardeş edivermişler :) Peh!

Saidi Kürdi; sistemin sahiplerine hizmet eden bir truva atıydı. Dinsel ve siyasal baskı ile Türk milletini asimile etme çabaları zaten Talkan ve Curcan'dan beri devam etmekteydi. Biz yahudi arabın dinini çiçeklerle kabul etmedik, kılıçla bize zorla kabul ettirdiler. Lut'un devamı olan oğlancı Osman'lının Türk devleti olduğu masalı ile bizleri iyi uyuttular. Madem Osmanlı Türk idi Atatürk neden bu yeni milletin adını Türk milleti, ülkenin adını da Türkiye olarak değiştirdi?

Aşağıda linkini verdiğim videoyu dikkatli izleyin! Müslümanlık adına uygulamaya çalıştığınız tüm dini ritüeller "ezan, abdest, namaz, oruç, hac, kurban, sünnet ..." hepsi de yahudilerin inançlarındandır 


Tümünü delilleri ile verdim. Yahudilere ve onların sistemine hizmet eden cübbeli şarlatanı bir konuşmasında Türkler için "gavurlar" demiş. Türk'e gavur dedirten zihniyet sizce Türk'lerle dost olabilir mi? Atatürk'ün bunları neden idam ettirdiğini anlamaya çalışın. Hain, fesat ve fitnecilerin sonu dinde bile aynıdır. Dostunuzu, düşmanınızı iyi tanıyın!

Krallık, sultanlık, tek adamlık özgürlük getirmez. Osmanlı, egemenliğini yüzyıllar boyu kılıçla sağladı. Sisteme başkaldıranın başını koparttı. Kitleleri köle olarak kullandı. Ezelden beridir şer üçlüsünün güdümünde olan devletlerin/milletlerin topyekün Türk milletini asimile etme çabaları, Atatürk zamanında sekteye uğradı. Atatürk'ün amacı dünya genelinde bir özgürlük dalgası yaratarak, şer üçlüsünün kapital sistemine başkaldırmaktı. Bu dalgaya komünist ve sosyalist devletlerin desteğini alarak dünya genelinde bir ayaklanma çıkarttı ve bu şer üçlüsünün beslediği din ve siyaset dallarında istenmeyen/sevilmeyen adam ilan ediliverdi.

Hiç bir şey tesadüf değil. Bize anlatılan tarih de gerçek değil. Atatürk dindar biri değildi. Çünkü lanet olası şer üçlüsü ve onun kapital sistemi, din ve siyaset ile insanlığa özgürlük değil, korku salmaktaydı. Korku ve baskı olunca sömürge kaçınılmaz olur. Türk milleti de ancak bu şekilde kontrol altına alınabilirdi.

Leş kargaları O'nun ölümünden hemen sonra kısmen özgür Türkleri yeniden sömürge imaparatorluklarına katabilmek için din ve siyaset silahlarını kullanmaya başladılar. Başardılar da. O'na İngiliz, Amerikan uşağı diyenler, O'nun ölümü ile ülkeye çöreklenen Yahudi mason ve illüminati ajanlarının icraatlerini incelesinler. Ne bileyim işte Saidi Kürdi'yi, Celal Bayar'ı, Menderes'i, Fethullah Gülen'i, Turgut Özal'ı, Süleyman Demirel'i, Erdoğan'ı vs. incelesinler. Sürekli yoksul bırakılan bir halk ama kendileri ve patronları zevk ve sefa içinde. Çünkü sistem bunu gerektirir,

Çünkü;

Kölelere asla özgür olacakları kadar ödeme yapmazlar. Hayatta kalmalarına yetecek kadarını verirler ki çalışmaya devam etsinler. (Charles Bukowski)

Evet arkadaşlar, ben tarihçi filan değilim ama büyük resmi görebilmek için tarihçi olmaya da gerek olmadığını düşünüyorum. Yazdıklarım size çelişkili gibi görünebilir. Canlı tanığı olmadığım tarih hakkında anca bu kadar yazabiliyorum. Gerçekliğine tanıklık etmediğim hiç bir şeyin gerçek olduğunu da iddia edemem. Kimse edemez.

Atatürk'ün mason olduğunu iddia eden kesime şunu sormak istiyorum. Atatürk mason olsaydı, mason localarını kapattırır mıydı? Ayrıca Anıtkabir'in mason tapınağına benzediğini iddia edenler, Atatürk'ün böyle bir talebinin olup olmadığını tarih kitaplarından araştırsın. Zira bilgi kirliliği çok fazla.

Mason; taş ustası demektir. Yani Firavun'un hizmetinde çalışan köleler/İbraniler ayaklanarak tek adamlara yani Firavunlara karşı başkaldırmışlar ve birkaç defa da savaşı kazanmışlardır. Bize böyle öğretildi ama belki de tam tersi olmuştur. Benim masondan anladığım şey; özgürlük için savaşıyor olmalarıdır. Çünkü amblemlerinde bile "hür ve kabul edilmiş masonlar locası" yazmaktadır. Ancak günümüzdeki masonluğun amacı ve işleyişi değişmiş olmalı ki, onlar bile kapitalizme hizmet eder olmuşlardır.

Gerçekte yahudiler kendi ırkını köle olarak kullanmazlar. Kendi sistemi olan kapitalizmde kendi ırkını köle etmezler. Başka milletleri sömürerek köleleştirirler. Bunu sağlamak için de cahil, sapkın ve zorba arapları maşa olarak kullanırlar. Bunu anlayın artık! Arapların el atıp da bozmadığı bir millet yoktur. İslam; Yahudi elitlerin özgürlükçü toplumlara saldığı truva atıdır. Araplaştırılan milletlerin/ülkelerin sonu istisnasız yıkım olmuştur. Ben burada, büyük global bir sistemden bahsediyorum.

Sistem = Böl, parçala ve yok et şeklinde çalışır.

Bu sisteme başkaldıranın başı ezilir. Binyıllardır süregelen gelenek işte budur.

Arkadaşlar hepimiz bir yol ayırımındayız. Kendilerini müslüman olarak gören kitle, bir ayrıcalığınızın olduğunu düşünmeyin. Allah diye taptığınız tanrının mimarı da bu sömürgeci zalimlerdir. Emin olun öyle bir hayal dünyası yok! Sistem, ezelden beridir ellerinde var olan (ancak perde gerisinde kullandıkları) üstün silahları, köleleştiremediği toplumlar üzerinde uygulayarak suçu hayali bir tanrıya yüklemektedir. Onlar için önemli olan sadece sistemin stabil işleyişi ve ilerleyişidir. Sistem, zenginlerin torbasını doldurduğunda, artık köle yığınlarına ihtiyaç kalmaz. Hasat gününden önce seçmiş oldukları küçük bir azınlığı, sistemin devamlılığını sağlamak için sağ bırakırlar. Binyıllardır uygulanan sistem budur. İster inan, ister inanma!

Bunu sekteye uğratacak her kim yada her ne olursa anında mimlenir. Ben bile sıradan bir vatandaş olmama rağmen, dinci/siyasetçi gruplarda, forumlarda ve reel ortamlarda hemen fark ediliyorum ve dışlanıyorum. Sistem tıpkı bir örümcek ağı gibi her karış toprağa hükmetmeyi başarmış.

Roma döneminde sisteme hizmet eden kral/valinin verdiği şu fermanı hatırlayın; "her kim ki (özgürlükçü) Spartacus'ün adını dahi ağzına alır, hemen başı kesilir" ... işte bu hükmün bir benzerini şimdi ben/bizler yaşıyoruz.

Özetlemek gerekirse Atatürk ister mason olsun, ister siyonist olsun ister sebatayist ... O'nun kişiliği ile uğraşmayı bırakın ve O'nun ne için mücadele ettiğini öğrenin. O'nu kendinize örnek alın ve O'nun yolundan yürüyün! Sistem dünyayı köleleştirmek, bizler ise bu sömürü düzenini yıkmak için savaş veriyoruz. Bu bağlamda sistemin destekçileri bizlere de mason diyebilirler (tıpkı Atatürk'e dedikleri gibi).

Şer üçlüsünün sihrine kapılarak 2023'te tek güç olacağımızı hayal eden insanlar, eğer uyanmazsanız ve birlik olmazsanız, yeni dünyada insanca yaşayabilmenin hayalini kurmaya başlayacaksınız, tabi sağ kalırsanız ...

Sistemin sürekliliğini sağlamak için, şer üçlüsünün başımıza diktiği ajanlar, Malta ve Sevakin adalarında çoktan yerlerini ayırttılar bile.

Unutulmamalıdır ki "Hiçbir diktatör iç savaş çıkartmadan gitmez (Lenin)"

Bizler, çıkartacakları bu iç savaşta birbirimize kurşun sıkarak, sistemin sahibi hasatçıların işini kolaylaştıracağız yada uyanıp onlarla savaşacağız! (ercan aldan)

12 Eyl 2020 22:43 güncellendi

11/09/2020

OLASI HASAT/KIYAMET TARİHİ 2023 VEYA 2150


OLASI HASAT/KIYAMET TARİHİ 2023 VEYA 2150

Herşey aşağıda verdiğim sembolizm çizimine göre ilerledi/ilerliyor. Bu dünya tarlasında yaşam bu çizim ile başladı diyebiliriz. Okuduğunuz kutsal kitaplar sembolizm diliyle yazılmıştır. Sümer tabletleri dahil hepsinde sembolizm dili kullanılmıştır.

En son hasat İsa zamanında oldu. Bunun için ona MİLAT=0 dediler (ondan bir önceki Nuh idi). Bu hasatla dünya nüfusunu minumuma indirgediler ("144 000" bkz. İncil/Vahiy Bölümü). 2000 yılda nüfus anca 8 milyar olabildi (hadi 10 milyar oldu diyelim). Nüfus; 2000 senede 10 milyar oluyorsa, 200 000 senede kaç milyar olmalıdır? Evet soru basit. Cevap: Yaklaşık olarak 100 Milyar insan olmalı değil mi? O halde nereye gitti bu 90 milyar insan?

Ha gerçekten insanlığın tarihi 7000 yıldır dersek o zaman tamam bunu tartışmanın bir manası yok. 7000 yılda bu kadar nüfus artışı makuldur ve kabul edilebilir diyebiliriz. O zaman da, başka bir gezegenden/dünyadan buraya gelmiş olduğumuz gibi bir durum çıkar ortaya.

Neyse konuyu dağıtmayalım ve ilk teoriyi kullanmaya devam edelim (200 000 yıl).

Bu yy. başında (2001), "kayıp kitap barnaba incili bulundu" dediler. Bununla ilgili haberler de yayınlandı. Bu o kitap değilse bile aynı söylentiyi geçtiğimiz günlerdeki mersin kazısı için yapmışlardı hatırlarsanız. Süreç bir şekilde bu çizime göre işliyor. Çizime göre demir çağının (yani bizim çağımızın) bitmesi bu kayıp kitabın bulunması ile başlıyor. Şimdi ise bunu okumak için bir uyarıcı (Mesih) gönderebilirler. Sonrasında zaten hemen hasat sürecini başlatacaklar. İncilin vahiy bölümünde yazdığı gibi kurtarılacak olan elitleri işaretleyecekler (-ki bu işlem tamamlanmış bile olabilir, çünkü çok sayıdaki sığınaklar stoklarını doldurmuş vaziyette ve halen devam eden Mars projesi var). Geri kalanların üzerine tufan yollayacaklar. Sağ kalanlar olursa nükleer silahlar kullanacaklar. Kurtardıkları elitlerini temizlenmiş olan dünyaya geri getirecekler ve onlar için altın çağ başlamış olacak (https://youtu.be/JXCI8vJlV8w). Tıpkı Nuh ile yaptıkları hasat gibi. Tufan ile yeryüzünden temizlenenler elbette ki kendi soyları değildi, sisteme köle edilen senin benim gibi masum insanlardı. Sembolizmi küçümsememek lazım lakin tarihe yön veriyor.

Sembolizme göre İsa=güneştir. Güneş, balık çağında doğmuştur. Bu yüzden İncil'de çok sayıda İsa ve balık hikayesi geçer. Balık çağı 0-2150 yılları arasını kaplar. Bu açıdan bakılırsa kesin hasat tarihi 2150 yılıdır diyebiliriz ancak çizime göre kıyamet ve tufanın ayrı zamanlarda olacağını görüyoruz. Kıyametin iki anlamı vardır. Biri "uyanış" diğeri "yok oluş".

Çizime göre "Kıyamet";
Uyanış süreci ise 2012'de bu uyanış başladı demektir ve tufan tarihi 2150'dir.

Eğer kıyamet bir yok oluş süreci ise, bu sürecin çoktan başladığı da aşikardır. Anormal doğa olayları bunun kanıtıdır ve hasat günü 2023'te olacaktır.

Her ne kadar hasat tarihi elit baronlar tarafından belirlenmiş olsa da global çapta bilinçler uyanmaya başlarsa (100 maymun deneyindeki gibi) hasat tarihini erteleyebilirler ancak sonuçta bu hasat muhakkak yapılacaktır. Onlarla mücadele edip, galip gelmediğimiz sürece bu hasat saçmalığı sonsuza kadar tekrarlanıp duracaktır :(

Şu durumda her iki çıkarım da mantıklı ve doğru kabul edilebilir (detaylı bilgi için zeitgeist videolarını izleyiniz). (ercan aldan)
11 Eyl 2020 09:06 güncellendi

CAN ve MAL GÜVENLİĞİNİZ İÇİN!

CAN ve MAL GÜVENLİĞİNİZ İÇİN!
(Global sömürgecilere karşı)

Sosyal medyada gerçek ad soyad ve ikamet bilgilerinizi kullanmayın. Ortalıkta dolaşan 2014 yılına ait 50 milyon seçmen listesi var. Milis işbirlikçiler tarafından bulunmanız 5 dakika. Gerçek resimlerinizi de kullanmayın! Bu son 5 sene ayıklanma süresi olacak ... (fişleneceksiniz!)

Sosyal medyalara (Facebook, Twitter, İnstagram vs.) bilgisayarınızdan giriyorsanız mutlaka kameranın ve mikrofonun üzerini kapatın. Telefondan giriyorsanız bu programlara gerekli izinleri vermeyin ve mümkün oldukça telefonunuzdan girmeyin. Çünkü telefon daha dar alanda dinamik ip alır. Sabit ip taşıyan bir bilgisayardan kesinlikle devlet, siyaset ve din aleyhinde paylaşımlar yapmayın (din de onların, siyaset de onların). Yakın zamanda (5g ile) tüm dünyayı kapsayan ortak bir ağ kuracaklar. Ayıklanma gününde elleriyle koymuş gibi sizi bulurlar.

Tüm yazdıklarınız, tüm paylaşımlarınız takip ediliyor. Telefonlarınız dinleniyor. Gerekli olmadıkça konum bilgisini açık tutmayın. Günlük kullandığınız telefonu ilk çıkan tuşlu nokia telefonlarla değiştirin. İnternet şart ise anonim 3g, 4g tabletler kullanın ve kesinlikle sabit ip'li bir ağa bağlanmayın.

Aile resimlerinizi sosyal medyada paylaşmayın. 7 ceddinize ulaşacak ortak bir veri tabanı oluşturuyorlar. Çıkarlarına ters herhangi bir sorun yaşatırsanız sizi onlarla tehdit edebilirler. Soyağacı çalışmaları sanırım bu yüzden.

Mümkünse nakit para kullanın. Bankada paranız varsa altına çevirin. Mecbur kalmadıkça ATM'leri ve online işlemleri kullanmayın! Yeni dünyada altın revaçta olacak.

Telefonlardaki parmak izi ve iris tanımayı kullananlar için kötü haberlerim var. Bu bilgiler online olarak veri tabanlarına aktarılmış olabilir. Eğer bu doğruysa, biz sokakta yürürken bile bizi teşhis etmeleri 30sn. sürer. Bunun için sokak kameralarının, drone'ların yada uyduların bize odaklanması yeterli. [Bu hatayı ben de yaptım :(]

https://youtu.be/png2Bq_0Jxc

Ve çipli kimlik kartları ... Her işlemde bir log üretecekler. Kart üzerimizde olduğu sürece efendilerimizin bizi bulması fazla uzun sürmeyecektir. Bu kartı kullanabileceğimiz tüm kurumlar/kanallar çok yakında onlara bağlanacak (birçoğu zaten bağlı). Umalım da kart kendi içinde bir log oluşturmuyor olsun. Tüm gbt'mizi çıkarmaları 30sn.'lerini alır.

Eğer bir otomobiliniz varsa garajda kalması daha iyi.

Şehirde yaşamaya mecbursanız kalabalık ve tenha ortamlardan uzak durun. Kısmen güvenli yerler; köyler. İlkel dediğiniz Aborjinlerin neden o ilkelliği tercih ettiğini sanırım anladınız. Uzun vadede en güvenli yerler ıssız adalar olacak (tabi bu global çete, finanse ettiği tıp ve kimya dalı aracılığıyla, soluduğumuz havayı zincirleme reaksiyon ile zehirleyecek bir teknoloji geliştirmediyse -ki bu proje üzerinde çalışmalar yapıldığını biliyorum)

(Geçici çözüm) Köyde yeriniz varsa satmayın! (Bulabilirseniz) eski tohumları kullanarak kendi ürettiğiniz mahsulleri tüketin. Kendi hayvanlarınızı besleyin ve kendi hayvanlarınızın etini, sütünü, yumurtasını vs. tüketin. Kendi kuyunuzdan su için.

Çok yakında insanlar 2 kutba ayrılacak. Bu köleliği benimseyenler ve benimsemeyenler şeklinde. Özgür dna taşıyanlar, yeni dünyada a-sosyal olmanız sizin lehinize olacaktır. Çünkü kimseye güven olmayacaktır. Köleliği benimseyenler yeni dünyanın sahipleri tarafından desteklenecektir. Nerede, ne konuştuğunuza ve ne yaptığınıza dikkat edin!

Eveeeet! Yeni dünya düzeni gümbür gümbür geliyor. Bunlar önümüzdeki 15-20 yıl içinde uygulamaya konulacak olanlar. Daha sonraları, kendi üretimleri olan yapay zeka robot insanları başımıza dikecekler (test süreci devam ediyor).

Peki bunların bizim ülkemiz ile ne alakası var diyenlere sözüm "hatırlayın biz ülkeyi birkaç gün önce savaşmadan onlara teslim ettik (ve tarafımızı belirledik)".

New World Order; biz sıradan insanlara daha fazla esaret, daha fazla kölelik getiriyor. Elitler istediğini din ve siyaset ile elde etmiş gibi görünüyorlar. Dünya ülkelerinin %90'ını ele geçirdiler. Ülkemiz için yada global çapta planlanan hasata gerek kalmayabilir de. Çünkü yeni dünyada zaten tüm devletler onlara ait olacak, ola ki içlerinden biri isyana kalkışırsa, ateşli silahlarla değil, kimyasal ve siber silahlar ile bu ayaklanma kısa süre içinde bastırılacak.

Bu dünya artık tümüyle onların olacak. İnsanoğlunun cehaleti ve egosu yüzünden 100 senelik rüyaları gerçekleşmek üzere :(

Bir direniş şansımız vardı yitirdik. Sisteme karşı ayaklanmak artık imkansız. Özgür dna'ya sahip bireyler (ciddi anlamda) küçük bir topluluk oluşturmalı ve bir ada satın almalıdır ve tıpkı Sentinel adasındaki yerlilerin yaptığı gibi kimseyi bu adaya sokmamalıdırlar. Bugün için bunlar bazılarına komik ve ütopik gelebilir ama emin olun bunları ciddiye alanlar hayatta kalabileceklerdir. Geri kalanlar ya onlara köle olmayı kabul edecek yada öleceklerdir :( (ercan aldan).

http://arsiv.ntv.com.tr/news/138154.asp

http://www.guncelmeydan.com/pano/bir-ulke-savasmadan-nasil-teslim-alinir-zahide-ucar-t43592.html

11 Eyl 2020 14:35 güncellendi

X-Men: Kıyamet (2016) Filmi ve Hasat Şifresi

X-Men: Kıyamet (2016) Filmi ve Hasat Şifresi

Evet, filmin adı X-Men: Kıyamet (2016). Film deyip geçme, içinde 2023 hasatının şifreleri gizlenmiş. Yazıma konu olan bu kısmı yasal youtube sitesinden alıntıladım (öteki platformlar telif hakkı gereği kendi kırpıp eklediğim sahneyi anında siliyorlar).

Ateş çemberi içinde saldırıya uğrayan/kuşatılan varlık elohim/ra/allah yani tanrı. Saldıranlar da mutantlar yani indigo çocuklar.

Jean insanın içinden geçenleri bilen kızın adı. Jean=Jinn=Cin sanki ismi ve yeteneği özenle seçilmiş gibi değil mi? Cin;
 zorba göktanrısı allaha/elohim'e özgürlük için başkaldıran, isyan eden birisiyidi. Filmin başlarında bu tema da işlenmiş. Tesadüfe bak ki bu film boyunca da elohim zorba bir tanrı olarak karşımıza çıkıyor. Yönetmen bu işi çözmüş :)

Jean filmin sonunda elohim'i öldürüyor. Bu da garip değil mi? 

Asıl garip olan elohim/allah, jean'ın açığa çıkardığı güç/enerji ile geberirken "herşey ortaya çıktı" diyor. Ortaya çıkan nedir? Yoksa önümüzdeki hasadın galibi İblis yani özgürlük isteyen isyancılar mı olacak? Ayrıca elohim'i öldürenin bir dişi olması da tesadüf değil. Daha önceki yazılarımda şimdiye dek yaşanan tüm savaşların köleler ve efendiler yani dişiler ve eriller arasında yaşanmış olduğunu söylemiştim. Erkek; güneşi (sarı ışığı), kadın ise; ayı (mavi/beyaz ışığı) temsil ettiğini de söylemiştim. Bu imha sahnesinde ortam renklerini bile buna göre ayarlamışlar. PES!

Aşağıdaki resim bunu daha iyi açıklıyor.

Amerikan film sektörü filmlerinin sonunda genelde hep ışıkçıları kazandırır. Bu kez durum tersi olmuş. Zaten film son iki bölümdür farklı yönetmen ile çekilmekteymiş. Filmin içinde konuşulan lehçe/rusça dialoglara ve bu sahnede adı geçen Küba'ya da bakılırsa bu tez doğru gibi, çünkü Küba kominizmin en iyi yaşandığı bir özgürlükler ülkesidir.

Ve bir dikkat çeken husus daha ... tam bu esnada "profesör (esasoğlan) normal insan olan cia ajanı eski sevgilisine "sana herşeyi unutturduğum için üzgünüm" diyor. Yani daha öncesinde kadının hafızasını sildirmiş. Bu size bir şeyleri çağrıştırıyor mu?

Her nedense son yıllarda çekilen filmler hasat ağırlıklı olmaya başladı. Bunun bir amacı olmalı. Ya gerçekten uzaklarda bir yerlerde elohim ve onun melekleri (askerleri) var ve hasatı onlar yapacak, ya da geçmemize izin verilmeyen buzullar ötesinde göktanrıcı sadistlerin karargahları var ve onların desteği ile ortalık karışacak.

Filmler, dinler ve kitaplar hepsi sembolizmi kullanıyor. UYANIK OLUN!

/ercan aldan/
11 Eyl 2020 11:51 güncellendi

MELE-İ ALÂ (YÜCE KONSEY) HABERLERİ (?)

MELE-İ ALÂ (YÜCE KONSEY) HABERLERİ (?)

(Ben sadece bir uyarıcıyım!)

Önceki yazımda Muhammed'in özel bir isim olmadığını, bir vasıf/sıfat olduğunu ve "hamd edilen/övülen, övgü sahibi vb." anlamlarına geldiğini, Mele-i Alâ (yüce konseyin) hasat/yıkım kararlarını insanlığa aktardığı/uyardığı için övgüye layık olduğundan bahsetmiştim. Konuyu biraz daha açmam gerekirse;

Dünya üzerinde ezelden beridir süregelen savaşların efendiler/elitler ile köleler/sıradan insanlar arasında olduğunu söylemiştim. Birçok kez kendi aralarında yendiler ve yenildiler.

Efendiler (Rab'ler); kendilerini seçilmiş olarak gören yahudi elitlerin(!) yarattığı hayali gök tanrılarıdır. Bu tanrılarının/Krallarının/Lordlarının gökte (Sirius ~ Orion'da) olduğunu iddia ederler ve bunu bir koz/ayrıcalık olarak kullanıp, kendileri gibi ari ırk'a sahip olmayan diğer insanları tıpkı bir hayvan 
(goyim) gibi görürler. Onlara göre ari ırk yahudi olmayan insanlar; ya köle olmalıdır, yada öldürülmelidirler (bkz. Talmud - Baba Batra 114b, Jebamot 61a, Keribot 6b ve 7a, Avodak Zara 26b, Tosefoth). İşte günümüze kadar süren film budur. Günümüzde de halen perde arkasında karar alıp veren, dünyayı yöneten bir yüce konsey (mele-i alâ), bu yüce konseyin desteklediği elitler ve bunların kapital sömürü düzenine hizmet eden bizim gibi köle dünya halkları vardır. Onların kapital sömürü siteminde asgari ücretle modern köleler olarak yaşadığınız sürece onlar için bir tehlike arz etmezsiniz. 

Neyse konuyu dağıtmayalım!

Az çok sistemi anladıysanız şimdi ne demek istediğimi de anlayacaksınızdır.

Bu yüce konseyde alınan kararlar gizlidir. Hangi ülke köle edilecek/sömürülecek? Hangi halk hasat edilip yerine başka bir halk getirilecek? Hangi halkın başına hangi işbirlikçiler geçirilecek? ... vb gibi son derece önemli konular bu yüce meclis tarafından belirlenir.

Yüce konsey bu kararları genelde 100'er yıllık planlar halinde alırlar. İçinde bulunduğumuz yüzyılda alınan kararlar; M.Ö 585'teki Babil'in ve 1923'teki Atatürk Türkiyesi'nin intikamlarının alınması ve Büyük İsrail İmparatorluğunun tekrar kurulmasıdır. Karar 1800-1900 yılları arasında görüşüldü ve 1923 itibariyle de süreç başladı. 2023'e kadar bu süreç her ne pahasına olursa olsun tamamlanacak ve Büyük İsrail İmparatorluğu kurularak, yeni dünya düzeninin lider halklarından birisi olacaktır. Bu halkın ve bu sisteme hizmet edecek olan diğer halkların inşası için gerekli temizlikler (h.a.a.r.p ile) çoktan başladı bile.

https://youtu.be/Zvhx0coFxfU

Yüzyıllar boyunca yağmura hasret yaşayan bu (yozlaşmış) çöl ülkelerinin selle temizlenmesi ne kadar da manidar değil mi? Masum halk ise bu felaketlerin halen allahın bir gazabı olduğunu düşünüyor. Yahu sen zaten allaha teslimiyeti seçmemiş miydin? Öyleyse allah teslim olanı neden telef ediyor? Bunu bile idrak edemiyor musun?

Neyse! Bırakalım da şaşkınlıkları içinde bocalamaya devam etsinler !!!

23.54 - Bir süreye kadar onları, (daldıkları) gafletleri içinde bırak.

Vadedilmiş topraklara kadar sürecek olan genişleme 2018 itibariyle neredeyse tamamlanmış durumdadır. Son iki hedef kalmıştır. İran ve Türkiye! 2023'e kadar bu iki halktan da vadedilmiş topraklar alınacaktır, direniş olursa yüce konseyin hasat kararları uygulanacaktır. Bu, bin yıllardır böyle olmuştu, yine böyle olacaktır.

Çünkü bu onların değişmez kanunlarıdır.

33.62 - Allah'ın önceden geçenler hakkındaki kanunu budur. Allah'ın kanununda asla bir değişiklik bulamazsın.

6.6 - Onlardan önce nice nesilleri helâk ettiğimizi görmediler mi? Yeryüzünde size vermediğimiz imkân ve iktidarı onlara vermiştik. Onlara bol bol yağmur yağdırmıştık. Topraklarından nehirler akıttık. Sonra da günahları sebebiyle onları helâk ettik ve arkalarından başka bir nesil var ettik.

2023'e kadar yozlaşmış topluluklar temizlenecek ve yerine yeni dünya düzenine (altın çağa) uygun yeni toplumlar yaratılacaktır (halk edilecektir).

Sıradan köle insanlar, bu yüce konseyde hangi kararların alınmış olduğunu bilemez/öğrenemezler.

37.8 - Onlar, yüce topluluğu (mele-i alâ) dinleyemezler. Kovulmaları için her taraftan taşa tutulurlar.

Muhammed denilen yani "hamd edilen, övülen, övgü sahibi" ve Kuran'ı tebliğ eden o şahıs (yani büyük ihtimalle İSA) yüce konseyin almış olduğu (İncil vahiy kısmında sözü edilen - İsa zamanındaki) son hasat kararını, yüce konseydeki bir elçi aracılığı ile öğrenmiş olması muhtemeldir (bkz. 53/1-18)

Daha önce Mesih'in=silen, isa'nın=asa sahibi, Mu-hammed'in de=övgü sahibi/övülen demek olduğunu söylemiştim. Böyle bir şahıs vardı ama adı özel isim olarak kullanılan Muhammed değildi. Bu şahıs; dünyanın başına bela olan bu (yahudilerin patronları) yüce konsey mele-i alâ'nın kıyamet/hasat kararlarını senin benim gibi masum halka aktardığı/uyardığı için yahudiler tarafından sevilmemiş ama özgürlük isteyen köle toplumlar (nasraniler/yardımcılar) tarafından sevilmiş ve övülmüştür. Sizce bu bir tesadüf müdür?

38.69 - "Aralarında tartıştıkları sırada, yüce topluluğa (ileri gelen melekler topluluğuna) dair benim hiçbir bilgim yoktu."

38.70 - "Bana ancak, benim sadece bir uyarıcı olduğum vahyediliyor."

Görüldüğü üzere o sadece bir uyarıcı idi! Yüce konsey'in bazı haberleri (ilk zamanlar) nebiler/peygamberler tarafından taşınıyordu. Nebi/peygamber=haberci demektir. Sonraları bu görev, Yüce konsey için çalışan meleklere (yani melik'e hizmet eden elçilere verildi.)

Ne diyor o övülen?

92.14 - Sizi alevler saçan ateşe karşı uyardım!

Yani "yüce konseyin elinde bulunan kitle imha silahlarına (nükleer silahlara) karşı uyardım ama siz bunları alaya aldınız/inanmadınız" diyor (https://youtu.be/Cxss9qWaMuo). Evet aynen hep böyle olmuştur. Hasadına karar verilen her toplum için bir uyarıcı belirlenmiş ancak hiçbirinin sözüne itibar edilmemiş ve alaya alınmışlardır.

21.41 - Yemin olsun, senden önceki elçilerle de alay edilmiştir. Sonunda, onlarla eğlenenleri, alay konusu yaptıkları şey kuşatıverdi.

17.16 - Biz bir memleketi helâk etmek istediğimizde, onun refah içinde yaşayan şımarık elebaşlarına emrederiz de onlar orada kötülük işlerler. Böylece o memleket hakkındaki hükmümüz gerçekleşir de oranın altını üstüne getiririz.

Buraya kadar yazdığım tüm ayetler gerçekleşti/gerçekleşiyor.

Biri sizi zorbalığa, zulme, ahlaksızlığa ve vicdansızlığa karşı uyarıyorsa o kişi de elçidir, uyarandır. Misal ben de şimdi bir uyarıcıyım. Beklenen o hasat başınıza geldikten sonra (sağ kalanlarınız) beni muhammed olarak anacaktır. Olay bu!

/ercan aldan/
11 Eyl 2020 11:43 güncellendi

SON 5 YIL ...

SON 5 YIL ...

5 senelik uyutma süreci başladı. Bu son 5 seneniz. Tadını çıkarın ...

Temmuz 2023'e kadar gücünüzü tamamen kıracaklar. Siyona ait olan ilaç firmaları sizi daha çok hasta ve daha güçsüz duruma düşürecek. Spreyleme çalışmalarına hız verecekler. İklim silahları ile neredeyse tüm şehirleri harabeye çevirecekler. Yine siyon'a ait kapital sistem, sizi daha fazla borç batağına sürükleyecek. Tapu alıp mal/mülke sahip olduğunu zannedip sevinenler, sizler ev yada tarla sahibi olmadınız. Dünyanın sahibi elitlere borçlanarak yine bu elitlere ait olan dünyadan geçimliklerinizi kiraladınız. 2023te hepsini geri alacaklar.

Son özgürlük şansınızı da kaybettiniz! Siyon'a teslim olmayı seçtiniz ama siyon acımaz! Konsey ve Siyon karşısında insanın bir böcekten farkı yoktur. Konsey bu ülke hakkındaki kararını 100 sene öncesinden verdi. Yazılan ne ise o olacak demiştim. Yazılan ne ise o oluyor. Seçimler formalite. Bir parti düşün ki arkasında global çeteleri yöneten güç ile devletin tüm kurumlarını ele geçiriyor ve halâ seçimlerin adil bir seçim olduğunu iddia ediyor. Şeffaflık içermeyen hiçbir seçim adil değildir. Bu geçmişte de böyleydi, şimdi de böyle.

Sen; her şeyin, siyonun yarattığı hayali tanrıdan geldiğine inanmaya ve korkmaya devam et. Onlar da zaten bunu istiyor. Korkunuz onları besliyor. Yeni dünya; korku üzerine kurulan bir dünya olacak! Çünkü sizler korkmayı seçtiniz! Korku ve cesaret hissi aynı beyinde barınamaz ...

Özgürlük düşmanı olan bu kapitalist elit baronlar, finansörü olduğu ilaç firmaları, milis kuvvetleri, siyasi partileri ve bankaları ile son 5 yılda ülkeyi kolay lokma haline getirmek için daha çok çalışacaklar. 500 milyarı bulan dış borcun nasıl ödeneceğini düşünün diyeceğim ama hangi kitleye?

5g ile seni işitemeyen, göremeyen ve düşünemeyen şuursuz et yığınına dönüştürecekler. Bu yüzden temsilcileri "hemen bu ülkeye 5g'yi getirin" diye haykırıyor! Emirler büyük yerden geliyordu, gelmeye de devam edecek ...

Irak, Lübnan, Suriye, Mısır vs. sonu ne olduysa senin de sonun o olacak. Bu son 5 senelik uykunun tadını çıkar. Sen uyurken birçok nükleer tesis kuracaklar. 2023'te "sen nükleer gücü kötü emeller için kullanıyorsun" deyip işgal planının fitilini ateşleyecekler. 2024'ten sonra Türkiye'de Osmanlı'nın değil, o kapitalist baronların bayrakları dalgalanacak. Eğer uykudan uyanabilir ve 2023'teki hengameden sağ olarak kurtulabilirsen sana "tam bir teslimiyet" göstermen şartıyla yaşama şansı verecekler. Konseyin emri böyle. Yani %100 onların kölesi olmayı kabul edeceksin. Şu an için kısmi kölesin, o gün geldiğinde tam köle olacaksın. Aksi halde 2023'teki curcunadan sağ çıkabilme şansın yok. Nasıl ki İsa'dan hemen önce 144000 kişiyi işaretleyip kıyımdan kurtardılar, yine kurtaracaklar. Yeni dünyada kendi yapay rahimlerinde, kendi yapay kölelerini yaratacaklar (https://youtu.be/HNjUmzp6nDU) ve kurtarılan zenginleri yine fakir kölelerin başına patron olarak dikecekler. Bütün bunlar çok değil önümüzdeki 100 yıl içinde olacak.

Bunların birçoğunu yazdım. Kaynaklarını da verdim ama "bunlar hep komplo" diyerek alay ettiniz. Dileyen inanır ve üzerinde düşünür, dileyen komplo deyip gülmeye devam eder. Nasılsa filmin sonunda (ben size demiştim deyip) gülen taraf ben olacağım (tabi sağ kalırsam :))

Yeni bir dünyanın temelleri atılıyor. Bu uğurda dünyayı ateşe verecekler. Bu yeni dünyada sadece elitlere özgürlük, huzur ve zenginlik var. Altın çağ sıradan insanlar için değil, onlar için geliyor. Onları savunan cahil (bırakılmış) kölelere ise özgür yaşam hakkı tanınmayacak. Çünkü onlara ait olan bu dünya için sıradan insanlar bir koyun (goyim) gibidir (https://tr.wikipedia.org/wiki/Goy). Etinden, sütünden ve derisinden faydalandıktan (yani altınlarını topladıktan) sonra onlar için artık bir yüktürler, onu keserler yahut satarlar (yani hasat ederler). Elitlerin bu yükten kurtulma çalışmaları uzun zamandır devam ediyordu ve artık sona yaklaşılmak üzere. Yeni dünyada size ve çocuklarınıza yer yok. Sizler son oyunuzu gerçekte "onların köprü olarak kullandığı" siyasi partilere değil, köprünün sahibi elitlere verdiniz ve köprüyü geçene kadar size dayı diyecekler ...

Son 5 yılınız! Sonrasında çöpsünüz! (ercan aldan)
11 Eyl 2020 14:33 güncellendi

TANRILARIN ALTIN ÇAĞI

TANRILARIN ALTIN ÇAĞI

Dünyadaki tüm altınlar, ezelden beri hep gök tanrı/göktengri sisteminin sömürgeci elit krallarına/kraliçelerine ve onların soylarına ait oldu. Günümüzde ise İngiltere (england = angel-land) kral/kraliçesi için stoklanıyor. Annunakilerin; gezegenlerini tamir için altın tozuna ihtiyaç duydukları yalanını ne de güzel yutturdular bize değil mi?

Altın evrensel anamaldır. Ülkeler gider, toplumlar gider, paraları değişir ama altın hep aynı (değerli) kalır. 11 Eylülden sonra 12 ton (belki de daha fazla) altın bu zorbalara aktarıldı. Yakın zamanda bizler de 450 ton altını bunlara emanet vermişiz. Ülke açlıktan kırılırken başka bir ülkeye altın emanet etmek mantıklı ise bu hikayeye biz de inanalım.

https://www.veryansintv.com/ingiltereye-giden-450-ton-altina-ne-oldu/

Yaklaşan hasattan sonra, yeni dünya düzeninde (altın çağda) göktanrıcı zalimlere para değil altın lazım olacak. Bu yüzden dünya genelindeki kıytırık bankaları ile size değersiz kağıt parçalarını vererek altınlarınızı toplamaya devam ediyorlar.

Sıfırlanan dünya sonrası zengin elit kesim, yine zengin olmaya devam edecek, sıradan insanların mezarlarındaki dna'lar kullanılarak yada labaratuvarlarda yapay yollarla fakir/köle bir toplum yaratılacak ve aynı sömürü düzeni yine devam edecektir. İşte bu yüzden "din" ölülerinizi gömmenizi emreder. Çünkü onlar kendi ırklarını köle olarak kullanmazlar.

Eskiden bedensel kölelik ile sağladıkları bu kazanımları şimdilerde paraları (kapitalizm) ile sağlıyorlar. Yani her hâlukarda işler, planladıkları gibi yürüyor ve kazananlar yine onlar olacak!

/ercan aldan/
11 Eyl 2020 11:41 güncellendi

NE DİNİ, NE UZAYLISI, NE CİNNİ, NE ALLAH'I, NE RUHU ...?

 

NE DİNİ, NE UZAYLISI, NE CİNNİ, NE ALLAH'I, NE RUHU ...?
(Olan biten her şey biz insanlardan ibaret)

Gerçeği öğrenmek istiyorsanız sembolleri takip edin demiştim.

https://youtu.be/i7bQw-x0_hI

Cennet=bahçe demektir. Işık ve yılan konseyi ilk zamanlar burada ve bir arada bulunmaktaydı. Işıkoğulları, yılanoğullarını köle olarak kullanmaya başladı. Onları korkutmak için ateş kuyuları (cehennem(gehinnom) açtılar ve isyan edenleri o kuyuya attılar ancak zamanla bu sömürge/zorbalık, köle yılanları rahatsız etmeye başlayınca burada kapsamlı bir ayaklanma/savaş çıkarttılar. Bu ayaklanmayı/savaşı, ışık konseyi kazandı ve yılan konseyini Aden'e sürgüne zorladılar. Daha sonra burada gelişip yükselen yılan/iblis'in oğulları, ışık konseyine ait yerleşim birimlerini ve Heracleion'daki limanları yerle bir edip ışık konseyini yenilgiye uğrattılar (kaynaklarını daha önce vermiştim). Daha sonra gücünü daha da büyüterek Amerika ve diğer kıtalara yayıldılar. Gittikleri yerlere yılan figürünü yerleştirdiler. Nasca ve Peru'daki ilginç yapılar ve kuşbakışı görülebilen figürler ve yılan tasvirlerini yapanlar büyük olasılıkla yılanoğulları idi.

Daha sonra ışıkçılar karşı atağa geçti, sinsice 17-18yy'larda Amerika'ya sızdılar ve orada illüminatiyi (aydınlanma) kurarak mason/cia gibi gizli istihbaratların da desteği ile yılancıları (yani amerika yerlilerini) birkez daha yenilgiye uğrattılar. Şu an orada hakim olan güç ışık konseyi (ışıkoğulları)dır.

Dünya üzerinde yoğun olarak BİRLİKTE kullanılan sembollere bakılırsa GÜNEŞ/IŞIK ve YILAN/EJDER simgesini görürüz. Daha önceki yazılarımda güneşin; erkeği, ay'ın ise kadını temsil ettiğini ve tüm olan biten her şeyin biz insanlardan ibaret olduğunu söylemiştim. Peki Kadın=Ay ise yılan ne alaka?
diyenleriniz olabilir. Şu alıntıya dikkat edin:

Yılan-Ay-Kadın ve Bereket
Bazı hayvanlar, ayın kaderini, biçimleriyle ya da varlıklarıyla çağrıştırdıkları için ay simgesi ya da temsilcisi olmuşlardır. Bir görünüp bir kaybolan ve ayın göründüğü günler kadar halkası olduğuna inanılan (Buna efsanevi Yunan geleneğinde de rastlarız), “tüm kadınların eşi” olan yada kabuk değiştiren (yani dönem dönem kendini yenileyen, yani “ölümsüz” olan) yılan da bu özellikleri sayesinde ayla ortak anlamlarda buluşmuşlardır.

Kaynak:
https://okuryazarim.com/yilan-sembolizmi-dogum-kadin-ve-ay/

******************************

Gördüğünüz gibi tezimiz burada da doğrulanıyor. Ay ve Yılan kadını simgeliyor ve zorba/baskıcı ve sömürgeci erkek (güneş/ışık) egemenliğine karşı özgürlük mücadelesini hep kadınlar (yılan/ejderha) başlatıyor.

20yy. başlarına gelindiğinde, yılan konseyi tekrar atağa geçerek Avrupa'da, Ortadoğu'da ve Asya'da bir özgürlük mücadelesi daha başlatıyor ve dünya savaşları yaşanıyor. Her ne kadar ışıkçılar kazandılar diye ilan ettilerse de aslında olan 100 yıllık bir ateşkes antlaşması idi. Bu süre 2023'te bitecek ancak savaş bitmiyor/bitmeyecek. Işık ve yılan konseyi bir kez daha çarpışacak.

Genel bir hasat olmazsa yeni altın çağda güç dengeleri değişebilir. Işıkçılar kendilerinden emin bir şekilde hasattan sağ kurtulup new age/yeni çağda da yine tanrılar olmanın hayalini kuruyorlar ama unuttukları bir şey var! Yaratılış bilgilerini ellerinde bulunduran yılancıların ellerinde yapay zeka gibi tehlikeli bir silah var. Zorba, sömürgeci ve baskıcı ışıkçıları dizginlemek için kullanılabilecek bir silah ...

Geçmişten günümüze tarihin bir özeti gibi olan bu yazımdan bir şeyler anladınız mı bilmiyorum ama isterseniz siz de bu konu üzerinde yoğunlaşabilir ve benim yaptığım gibi semboller üzerinden giderek kalıpları yerine yerleştirebilirsiniz. Böyle yapınca ne uzaylı, ne cin, ne allah, ne peygamber, ne ruhaniyat ... vb. hiçbir hayali varlıkla aslında muhatap olmadığımızı, olan biten her şeyin biz insanlardan ibaret olduğunu göreceksiniz.

/ercan aldan/
11 Eyl 2020 09:40 güncellendi

En çok okunan