test

👇 αklını özgür вırαk / çєmвєrín dışınα çık! 👉
genetik yatkınlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
genetik yatkınlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

03/01/2019

Mumyalama: DNA Klonlaması için miydi?

MUMYALAMA: DNA KLONLAMASI İÇİN MİYDİ?

"Firavunlar ruhun ölümsüz olduğuna inandıkları için cesetlerini mumyalattığı" iddia edilir ama bu pek inandırıcı değildir. Ölüp gitmiş işte! Bunu deneyimleyebildiğiniz halde neden halâ ruhun ölümsüz olduğunu iddia ediyorsunuz? Ruh ölümsüz filan değildir. Ruh=bilinçtir. Farklı bir elektriksel/manyetik bir enerjidir. Bilinç bedeni terk edince iş bitmiştir. Bilinci ayakta tutmak ölümü erteleyebilir (bunun nasıl olacağını anlatmıştım). 

Amaç bir bakıma ölümsüzlük evet ama nasıl?

Mısırlılar Sümerlerden anatomi bilgilerini aldılar. Sümerlerde tanrılar olarak görülen gelişmiş ırklar (büyük ihtimalle Babylon/Babil'liler), yaratma konusunda önemli bilgilere sahip idiler. Çünkü ilk babasız doğum hikayesini Babil'de görüyoruz. Sümer tabletlerinin yaratılış ile ilgili kısımlarını okuduğumuzda dna bilgisine ne kadar hakim olduklarını görüyoruz. Konuyu dağıtmadan bununla ilgili bir örnek vereceğim. İlk olarak Babil'de gördüğümüz babasız doğum hikayesi; "Semiramis oğlu Tamuz" > Sümer’de Ninmu oğlu Enki > Mısır’da İsis oğlu Horus > Roma’da Meryem oğlu İsa …” olarak anılmış. Bana sorarsanız ortada böyle yaşanmış önemli bir olay var ama farklı kültürlerde farklı kahramanlarla anlatılmış.

Konumuz; Mısır'lıların uygulamış olduğu mumyalama tekniği ile babasız doğum arasındaki ilişkiydi. Günümüz teknolojisi ile ölen bir kişiden dna örneği alınarak, labaratuvar ortamında sperm ile birleştirilip ana rahmine yerleştirilerek yada tamamen tümünü yapay olarak oluşturup, ölen kişinin klonunu tekrar dünyaya getirebiliyoruz. 21yy. teknolojisi ile bu mümkün ancak dini çevrelerin baskısı ile bu maalesef uygulanamıyor. Bununla ilgili Rahim-Womb filmini izlemenizi tavsiye ederim.

Firavunların mumyalanmasının amacı vücudun eriyip gitmesini önlemek idi. Böylelikle gelecekte bir gün kendi dna'larını taşıyan klonlarının yeniden dünyaya getirilebileceğini düşünüyorlardı. Çünkü toprağa gömülen bir cesedin önce etleri/kasları erir ve yıllar sonra da kemikler toprağa karışır gider. Birkaç yüzyıl sonra tamamen toprak olup, kaybolup gidersiniz.

Dünyada klonlama tekniği yasaklandı. Medyada bir ara haberleri çıkmıştı. Her zaman olduğu gibi CIA ve Vatikan bu çalışmalara engel oldu ama sizler de elitlerden biri olabilirseniz, ölümünüzden sonra kendi dna'nızı klonlatarak birebir kopyanızın tekrar bu dünyaya gelmesini sağlayabilirsiniz. Ölümsüzlüğü sağlamanın başka bir yolu da budur. Her ne kadar sonraki versiyonlarınız (genetik yatkınlık mirası yoluyla) sizin yaşadığınız hayatın neredeyse aynısını yaşayacak olsa da zaman ve çevre değişikliği nedeniyle adaptasyon zorluğu çekecektir. Denemeye değer mi, bence değer.

Ruhun ölümsüz olduğuna inanan biçarelerin ise, maddesel bir dünyadan sonra manevi bir hayat arzulamaları gerçekten bir trajedidir. Bunların yaptığı boşa kürek sallamaktır!

Size şu kadarını söyleyeyim; Bu bilgiler ve daha fazlası bin yıllardan beridir elitlerce biliniyordu. İnsanoğlunun elinde daha nice kadim bilgiler var ama sisteme itaatkar köle lazım olduğundan bu bilgiler gizli tutuluyor. Çünkü bilinci açık insanları sömürmek kolay değildir. Dünyayı kontrol eden ve "TANRININ İŞİNE KARIŞMA!" diyen din simsarları tarafından uygulanan inanılmaz bir baskı ve hipnoz var. Doğal olarak bunlardan bihabersiniz. Size biçilen görev "sistem için doğ, çalış, öl" dür.

Asıl tanrının kendimiz olduğunu bir gün anlayacağız ...

bi uyanabilsek !!! (ercan aldan)
3 Oca 2019 19:57

Bilinci açık tutarak ÖLÜMSÜZ olabilir miyiz (?)


BİLİNCİ AÇIK TUTARAK ÖLÜMSÜZ OLABİLİR MİYİZ (?)

"Epifiz bezi, uyku-uyanma modülasyon kalıpları, mevsimsel fonksiyonları etkileyen seratoninin türevi olan melatonin hormonu üretir."

Yaşam ve ölüm süresini belirleyen dna'larımızdır. Geçmişte dna'ya müdahale olduğunu Sümer tabletleri ve Tevrat'tan öğrenmekteyiz. Bilimsel açıdan ise, günümüz bilimadamları 64 kodona sahip dna'mızın 20'sini aktif olarak kullanmamızı sağlayan stop kodonlarını açarak ondaki kısıtları kaldırmayı ve bu sayede ömrü uzatmayı, hatta ölümsüz olmayı amaçlamaktadırlar.

Yaşamın uzun olması ve ölümün geciktirilmesi; bilincin tamamen kaybolmasını önlemekle de mümkündür. Bunun nasıl olacağını birazdan anlatacağım. Nitekim bilim dünyası da yapay zeka ile bilinci açık/uyanık tutmanın yollarını arıyor (bkz. 2045 projesi). Çünkü bu imkansız değil. Nitekim orijinimizde ömür: 1000 yıl civarıdır. Tarihte bunun örnekleri var (bkz Kuran 29/14, Sümer tab.). Daha hızlı sürede, daha fazla sistem kölesi yaratmak amacı güden "tanrı(lar) ve elitleri" dna'larımıza stop kodonu eklediler ve ömrümüzü kısıtladılar (bkz. Yaratılış 6/3). Piramidin en üstünde bulunan bu TANRI(lar) ve ELİTLERİ yeterince zenginliğe ulaştığında (yeterince altın istiflediğinde), bu dünya tarlasında "yeni hasatlar ve yeni hayatlar" için artık hazırdırlar (bunu önceki yazılarımda açıklamıştım).

Peki bizler neler yapabiliriz?

Öncelikle bu hipnozdan uyanmalı, bilincimizi açmalı ve kapalı (mühürlü) dna'larımızı onarmanın bir yolunu bulmalıyız. Boş muhabbetler ile bunu başarmamız mümkün değil. Bu köle-efendi sistemini lehimize çeviremediğiniz sürece biz ve bizden sonraki nesillerimiz de hep bu hasatçıların sistemine köle olarak doğacaktır. İnsan dna'sını orijinine döndüremediğimiz sürece dünya var oldukça bunların kölesi olmaya mahkumuz. Çünkü genetik yatkınlık mirası ile bizden sonraki her insan aynı kısıtlı dna'yı taşıyor olacaktır.

Hasat süreci başladı. Benden uyarması. Ölmek yada ölümü beklemek çözüm değil. İntihar çözüm değil. Tek çare mücadeledir. Safını belirle. Seni köle olarak kullanan gök tanrıcıların işaretlerini hep görmektesin (ışık, güneş, yıldız, piramit, kartal vb.). Uyanık ol ve neye niçin inandığını sorgula!

UNUTMA! YIKIM; HEP GÖKTEN (GÖKTEKİNDEN) GELMİŞTİR!

Size bir ipucu: Hasata kadar bunu geliştirebilirseniz belki bir umut olabilir. "Bilinci ayakta tutacak yada onu geri döndürebilecek elektriksel takviye ve yapay melatonini vücüda enjekte ederek ölümü geciktirilebilir ve/veya ölüyü diriltebilirsiniz!" Tıpkı İsa'nın yaptığı gibi ... (ercan aldan)

En çok okunan