test

👇 αklını özgür вırαk / çєmвєrín dışınα çık! 👉
Antik Mısır etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Antik Mısır etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

09/01/2019

YAŞAMIN SIRRI = ELEKTRİK Mİ?

 

YAŞAMIN SIRRI = ELEKTRİK Mİ?


Beni önceden takip edenler hatırlayacaktır. Aylar öncesinden dünya, güneş ve ay'ın bir çeşit tesla bobini mantığıyla çalışan bir sistem olabileceğini, bu sayede enerjilerini daim kılabildiklerini, bu sistemin zayıf da olsa bir çeşit elektrik akımı yaydığını, özellikle ay'ın bu enerji ile aydınlandığını ve bu akımın havada nötr (zararsız) olarak bulunduğunu, yağmurlu günlerde su ile temas ettiğinde ise (aynı bildiğimiz elektirikteki kısa devrede olduğu gibi) yıldırımlar oluşturduğunu söylemiştim. Tabi bunlar benim için basit tezlerdi. Benzer açıklamaları Tesla'nın da yapmış olduğunu görünce açıkçası şaşırmadım değil. Neyse!

Daha önce çözemediğim şu Mısır hiyereglofinin sırrını da Tesla'nın bu açıklaması ile birleştirince buldum sanki (!)

Mısırlılar'ın elektrik ile tanışık olduklarına dair birçok yazılar yazıldı ve belgesel filmler çekildi. Buna en büyük kanıt olarak Dendera lambası gösteriliyor. Bu büyük ihtimalle kablosuz elektrikle çalışan bir lambaydı. Bu iddiayı destekleyen başka bir örnek var mıydı derseniz bence şu aşağıdaki Keops çizimi örnek olabilir. Şöyle ki; sağ üstteki Ay'ın ışığı Keops'un üzerine düşüyor ve sağdaki meşaleleri de aydınlatıyor. Sağ üsttekini güneş zannedebilirsiniz ancak çemberin altında yılan başı görünüyor. Bu ay anlamına gelirdi ve eski Mısır'da kadın için kullanılırdı. Eğer bu çizimde mecazi anlatım kullanılmamışsa, yani kadının bilgeliği/aydınlığı her yere ulaşır/aydınlatır anlamında kullanılmamışsa, Mısır'da %100 kablosuz elektrik kullanılıyordu demektir. Bu da dünyanın ve içindeki canlı cansız her şeyin gerçekten elektrikle kaplı olduğunu, elektrikle yaratıldığını ispatlar.


Bu tez doğru ise hayali tanrının uşakları tarafından örtbas edilecek ve bu sırrın ortaya çıkmasını da engelleyeceklerdir. Nitekim böyle de olmuştur. Urey-Miller deneyi sakin adımlarla ilerlerken, birden yeterli ödenek yok denilerek deneyler sonlandırılmıştır. Belki de sonuç benim düşündüğüm gibi çıkmış, gerçek yaratıcının aslında elektrik olduğunu keşfetmişlerdir. Zaten deneylerin ortasında bunu başardıklarını ama istedikleri sonuca ulaşamadıkları için deneye son verdiklerini söylemişlerdir. Peki deneyleri sonlandırmalarının gerçek nedeni bu muydu? İstediklerini bulamamışlar mıydı yada gerçekten yeterli ödenekleri yok muydu? Yoksa her zamanki gibi Tanrının uşakları tarafından mı susturulmuşlardı?

Kimileri ise bu bilim adamlarının hile yaptıklarını ve bunu kendilerinin de itiraf ettiklerini, bu yüzden deneyi sonlandırdıklarını iddia ettiler. Hile yapmış olsun yada olmasın, deneyde elektrik enerjisi kullanarak bir organizma oluşmuş mu, oluşmamış mı ben ona bakarım ve evet bir organizma oluşmuş. Sırf bu aşamaya gelmiş olmaları bile elektriğin yaratıcı bir güç olduğunu ispatlamaya yeter aslında.

Gerçek; şimdilik bir sır ama önünde sonunda ortaya çıkacaktır. (ercan aldan)

https://tr.wikipedia.org/wiki/Miller-Urey_Deneyi

9 Oca 2019 19:29

08/01/2019

GENETİK MÜHENDİSİ REPTİL(LER)

GENETİK MÜHENDİSİ REPTİL(LER)
(İblis=İsis=Meryem)

Reptil=yılan/ejderha=iblis bir sembol yani genetik mühendisi İsis'in sembolüdür (kafasında yılan taşır). İsis Seth'in öldürdüğü kocasının cesedinden (dna'larından) klonlayıp oğlu Horus'u (İsa'yı) doğurur (babasız doğum). İsis=Meryem aynı kişidir. Köle olan İbrahim'in halkı bu bilgileri Mısır'dan çalıyor ve yılan (yani âsa olarak) Musa'nın eline geçiyor. Musa'yı büyüten de bir mısır kraliçesidir. Genetik bilgiler önce Musa'ya sonra da Samiri'ye geçiyor. Samiri Musa'nın yokluğunu fırsat bilip dana cesedine bilinç veriyor ve dana böğürmeye başlıyor. Bazı kişiler bu dananın metalden oluşan işkence aracı olduğunu iddia ederler. Kur'an 20.88'de "Derken onlara bir buzağı böğürmesi olan bir ceset çıkardı." deniyor. Doğru çeviri de, hikayenin aslı da budur. Mealciler ayette geçen "cesed" kelimesine "heykel" anlamını vermişler. Bu manada kullanılırsa antik yunanda işkence için kullanılan pirinç boğa (sicilya boğası) çıkar karşımıza. Oysa ki bu farklı bir konudur. Daha sonra bu genetik bilgiler İsa'ya geçiyor. İsa da bu bilgilerle ölüyü diriltiyor. Bilinci tekrar uyandırıyor.

Mısır sandığımız gibi çölün ortasındaki basit, cahil bir medeniyet değil. Firavunlar bu nedenle cesetlerini sağlam tutmak/mumyalatmak istiyorlar. Mısır düşündüğümüzden daha ileri seviyede bilgilere sahip. Sümerlerin Annunakiler diye isimlendirdiği kavmin devamıydılar. Çünkü aynı hikaye yani "köle çalıştırma" firavunlar zamanında da karşımıza çıkıyor. Çok üstün olmalarına rağmen isyancı köleler örgütlenip Kuran'da ve İncil'de "Cennet'te çıkan ayaklanma/savaş olarak okuduğumuz, Cennet'ten kovulma hikayesi yaşanıyor. Cennet=bahçe demektir. Bu bahçe Babil bahçeleridir. Tüm mezopotamya firavunların elindedir. İncil vahiy bölümünde, İsa önderliğinde Firavunlara savaş açıyorlar ve savaşı kazanıp tüm imparatorluğu Heracleion'da suya gömüyorlar (tüm bunların kaynaklarını daha önce vermiştim).

Öldükten sonra dirilmek hayal değil, bir gerçektir ama formülü şu an için gizli. İngilizlerin yada Rusların elinde olması muhtemel. Zaten bu günlerde ölümden sonra dirilme ve ölümsüzlük muhabbetleri tavan yapmıştır ve bunlar bir tesadüf değildir.

/ercan aldan/
8 Oca 2019 21:57

En çok okunan