test

👇 αklını özgür вırαk / çєmвєrín dışınα çık! 👉
Westworld etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Westworld etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

16/09/2020

ATEİZM ve İSLAM YANILGISI

ATEİZM ve İSLAM YANILGISI
(Gerçek her zaman doğru cevaptır)

Ateistlere göre hayat tesadüf/olasılıklarla oluşmuştur. Detaya girmeyeceğim. Yalnız gözden kaçan önemli bir şey var. Her olasılık başka bir olasılığı doğurur. Her başka olasılık da yine başka bir olasılığı ... Bu bir kısır döngü halini alır ve sürer gider. Bu metot bizi gerçeğe götürmez. Gerçek/doğru bir tanedir ve GERÇEK HER ZAMAN DOĞRU CEVAPTIR. Gerçek değişmez ve değiştirilemez ancak büyü/sihir ile bize değişik varyasyonları gösterilir yada yalan ile üstü örtülebilir (örtbas edilebilir). Sonuç itibari ile gerçek/doğru tektir ve orada olduğu gibi keşfedilmeyi bekliyor. 

Gerçek orada bir yerlerde! (The X files)

Ateistler sırf yahudi/arap tanrısı elah/elohim/el-ilah/allah'ı haklı çıkarmamak için hep bu olasılıklara güvenirler ve onlarca tez ortaya sürerler. En komiği de büyük patlamadır (kambriyen). Tüm canlılık bu patlamadan sonra ortaya çıkmıştır. İyi de arkadaş patlayan bu şey nasıl ortaya çıktı? Birdenbire ortaya çıkmaya mı karar verdi? O ana kadar neredeydi? Ne iş yapıyordu vs. gibi sorular sorduğumuzda mantıklı bir cevapları yoktur. Hep bir kısır döngü! Birden bire oluvermiştir işte.

Tıpkı müslümanların savunduğu big bang (büyük patlama) olasılığı gibi. Onlara göre de Allah hiçlikten çıkıp, bu büyük patlamayı gerçekleştirmiş ve hayat bu patlamadan sonra başlamış falan filan. İlginç değil mi? Birbirine zıt iki grup, aynı olmasa da birbirine benzer iki olasılık üzerinden gerçeğe ulaşmaya çalışıyorlar. Peki ulaşabildiler mi? Tabi ki hayır. Çünkü gerçek bu değil!

Hiçlikten var olmaz. Bir şeyin var olabilmesi için var olan başka bir şeyi kullanması gereklidir (canlı yada cansız farketmez). Müslümanlara göre allah kendisi yoktan/hiçten var olmuştur. Bu cevap yanlıştır. Çünkü böyle bir şey ne fiziken ne de mantıken mümkün değildir. Hiçlik durağandır ve sonsuzdur. Onu harekete geçirecek bir etki/tepki olmadığı sürece sonsuzluk içinde tek ve durağan kalmaya devam edecektir. İşte bu sonsuz durağanlık içinde bir etki/tepki oluşmuş olmalı ki allah ortaya çıkmış olsun. Bu durumda onun da bir yaratanı olduğu durumu ortaya çıkar ve o yaratıcının da bir yaratanı olduğu ve o yaratıcının yaratıcısının da bir yaratanı olduğu ... işte bu da başka bir kısır döngüdür ve gerçek cevap bu da değildir?

Peki gerçek nedir?

Gerçek şudur. Bu dünya bir labaratuvardır. Bir tarladır. Bir çemberle kuşatılmıştır. Sonsuz boşluk/hiçlik içinde dönen koskoca bir top değildir. Bu çok mantıksız. Bunun mümkün olabilmesi için dünyanın komple demir ve evrenin/zeminin de komple bir mıknatıs olması gereklidir ki bu döngüyü kim nasıl başlattı o da bir muamma? Tesadüfen mi? Hiç sanmam! Neyse konumuz bu değil. Ben dünyanın bir tarla olduğunu düşünüyorum. Bu tarlayı ve içinde bulunan tüm canlı ve cansızları tasarlayan bir birim (konsey) var. Kuran'da bu; yüce meclis (mele-i ala olarak geçiyor) Bu birimin başında ultra zeki insansı varlıklar var. Kimileri onlara uzaylı diyor. Bu kısmen doğru ama eksik. Dünya tarlasında her ne olup bitiyorsa bunların eliyledir. Tıpkı Westworld dizisinde olduğu gibi (bu arada o seriyi mutlaka izleyin, gerçeğe en yakın cevap o dizidir).

Akıllı bir tasarım var evet ve bunu tasarlayanlar ultra zeki insansılardır. Tıpkı bizler gibi ama bizden daha daha üstün. Sanırım tüm dna kodonları da açık. Bin yıldan fazla yaşayabilenleri var. Arada bir bazen bizlerin arasına girip, normal insanların mucize diye nitelendirdiği şeyleri gerçekleştiriyorlar. Misal körü iyileştirmek yada ölüyü diriltmek vs. gibi. Sıradan insanlar ise buna bir anlam veremeyip onlara tapınmayı seçiyorlar. Böylece ortaya din denilen olgu çıkıyor (Bknz. Kuran Araf 143, Bakara 259, İncil Mika 1/1, Tevrat Hezekiel).

Bu üst akıl insansılar o kadar zekiler ki kendi dna'larını düzenleyebiliyor ve başka canlılara aktarabiliyorlar. Bu sayede aynı kromozom alt yapısına sahip birçok canlı çeşidi yaratabiliyorlar. Köken tek/aynı.

Peki amaç ne?

Elbetteki onlara hizmet! Hem bedenen hem de manen. Bizi bizden çok iyi tanıyorlar. Bizlere yükledikleri komut: Üre, doğ, yaşa (hizmet et) ve öl. Kimse bu sistemin dışına çıkamıyor. Çıkmak isteseler de bir şekilde yok ediliyorlar (Lut kavmi/homosexüellik). Sana çizilen çemberin içinde sana verilen görevi (yaşamı) layıkı ile yerine getirmeni istiyorlar.

Sen yaşamalısın ki onlar seni daha fazla inceleyebilsin. Seni incelesinler ki, senin zayıflıklarını öğrenerek kendileri daha da güçlenebilsin. Sen onların en baz dna'sını taşıyorsun. Eskiden daha güçlü idin ve onlar gibi binlerce yıl yaşayabiliyordun ama onlara karşı bir isyan çıkarınca senin dna'nı kısıtladılar ve seni başka yerlere sürdüler (cennetten kovulma).

Sen çalışmalısın, daha fazla altın elde edebilmek için çalışmalısın ki bu dünyada en geçerli ve hiç değer kaybetmeyen bu süper iletken madenden oluşan materyalleri ile hem kendi varlıklarını hem de dünyadaki gözcülerinin devamlılığını sağlayabilsinler.

Ölmek yasak! Cinsel hazları size ölesiniz diye değil üreyip çoğalasınız diye verdiler. Hayvanlara da öyle. Onlar senin için üreyip çoğalacak sen de sahiplerin için. Tüm dinlerde ölümü (cinayet/intiharı) bu yüzden haram ettiler ama zamanı gelince ve üreyip çoğalma işi kontrolden çıkınca ve de yeterli altın stoklanınca zaten onlar toplu olarak kitleleri imha edecekler. Böyle bir donanıma ve teknolojiye sahipler. 3-5 intihara yada cinayete ses çıkarmazlar, 3-5 eşcinsel evliliğe de ses çıkarmazlar ancak bunlar kitlesel bir harekete dönüşürse emin ol hepsi birden arenaya doluşurlar (İsa zamanında olduğu gibi bkz. İncil Vahiy).

Büyük uyanışlar ve büyük oluşumlardan çok korkuyorlar. Bunları büyümeden engellemek için dünyadaki görevlilerini devreye sokuyorlar (din ve siyaset adamları). Başarılı olamazlar ise bilim insanlarını ve buluşlarını kullanıyorlar. Kitle imha silahları ile o toplumları yok ediyorlar (bkz. kavimlerin helakı).

Evet sizin allah diye taptığınız tanrı da bu sistemin bir parçası. Kimi ona zeus dedi, kimi odin, kimi yahwe, kimi elohim, kimi Jesus, kimi Jupiter kimi de allah. Her birinin ortak noktası yaşamın kaynağı olan elektrik ve manyetizmaya hükmedebiliyor oluşları idi. Bu gücü kullanarak yaratabiliyor, öldürebiliyor ve onarabiliyorlardı. Bunlardan çok sayıda var. Sizi biz yarattık derken çoğul konuşmalarının sebebi de buydu ve işte bu yüzden ilk zamanlarda (ilk insanlar arasında) çok tanrıcılık yaygın idi.

Peki şimdi en can alıcı soruyu soralım mı?

Bizi bunlar yarattıysa onları kim yarattı? Bak bu sorunun cevabını henüz bilmiyoruz. Şimdilik sadece olasılıklar üzerinden ilerleyebiliyoruz. Belki de gerçekte böyle bir senaryo hiç yoktur. Belki de onların yaşam hikayesi çok farklıdır. Belki onlardaki üreme çok farklıdır. Belki de üreme diye bir olguları yoktur. Belki onların yaşamı da farklı bir sistemde farklı yöntemlerle başlatılmıştır vs. Dediğim gibi şimdilik cevabını kimse bilmiyor ve "gerçek" keşfedilmeyi bekliyor. İncil'de söylendiği gibi "gerçeği bildiğimizde özgür olacağız".

Düşünün ve araştırın. Büyük resmin bu olduğunu göreceksiniz ve bana hak vereceksiniz! (ercan aldan)
16 Eyl 2020 12:30 güncellendi

13/09/2020

ZAMAN YOK, HİÇ (LİK) VAR!


ZAMAN YOK, HİÇ (LİK) VAR!

Zaman diye bir şey yok! Bunu sen de test edebilirsin. Bir yere oturup bağdaş kur. 7/24 hareketsiz bir şekilde bekle. Bir şekilde yeme içme ihtiyacını giderebilecek bir yol bul. Sen 7/24 hareketsiz olsan bile dünya dönmeye devam ediyor. Dünya döndükçe sen zaman ilerliyor zannediyorsun. Gece gündüz kavramı ile bunun şuuruna varıyorsun. Daha doğrusu hepimizdeki ortak dna bu şekilde algılamamıza sebep oluyor. Bilinç, duyularımızla algılayabildiklerimizi kaydedip dna'ya işliyor. Dna ve bilinç arasındaki bu alışveriş yüzünden yaşlanıyoruz.

Aynı atomsal yapıya ve aynı elektriksel akıma sahip olan taşlarda bu alışveriş olmadığı için, taşlar sonsuza dek kalabiliyor veya ağaçlar ... aynı atomsal yapıya, aynı elektriksel akıma ve neredeyse aynı dna'ya sahip olmamıza rağmen, onlardaki dna'yı etkileyebilecek bir bilinçleri olmadığı için yüzlerce hatta binlerce yıl yaşayabiliyorlar.

Peki 7/24 karanlık bir ortamda duran biri için zaman kavramı var mıdır? Peki ya dünya bu esnada geri dönmeye başlasaydı? Vücudumuz buna tepki vererek gençleşmeye mi başlayacaktık? Elbetteki hayır, ilerleme dışarıda devam ediyor gibi görünse de sen yerinde saymaya devam edeceksin.

Toparlayacak olursak, bilinç ile dna arasındaki iletişimi dondurabilirsek, yaşlanmayı ve hatta ölümü erteleyebiliriz. Donmuş balıkların tekrar canlandığı üstteki videoyu izlemişsinizdir. Balık dondurulduğu anda ne ise, çözdürüldüğü anda da o oluyor. Aynı vücut yapısına ve aynı gramaja sahip. Bunu bir düşünün!

Spermler eksi 196 derecede donmuş bir vaziyette dölleme için hazır bekletiliyorlar. Bu teknolojiyi ölü insanlar üzerinde deneyen Cryonics firması var. Daha doğrusu öyle söyleniyor ama ben ölülere değil, ölmek üzere olan insanlara uygulandığını düşünüyorum. Tıpkı canlanan balık gibi, yüzyıl yada binyıl sonra canlandırılmayı bekliyorlar.

Bu arada aklıma şu geldi. Bu dünyadaki materyalleri, madenleri vs. kullanarak bir insan yaratmak mümkün değil. Öyleyse bu durum, insanoğlunun bu tüpler içinde başka bir yerden buraya taşınmış olabileceğini gösterir mi? (Uzay Yolcuları - Passengers filmini izlemenizi öneririm).

Bizler; hiçlik çölünün ortasında, bir süreliğine var olduğunu zannederek sevinen hiç'leriz ... Hiçten geldik, hiçliğe gideceğiz!

Biz var olsak da, olmasak da HİÇ HEP VAR! Zaman yok, HİÇ var! Bu hiçliğin dışına çıkabilmenin bir yolu var mıdır bilemem ama bunu başaran varsa, işte asıl tanrı O'dur!

Hiçlikte kendiliğinden bilinç oluşmaz. Belki de evren diye bize yutturdukları şey, bizler için yaratılan hiçliktir (?) O halde her şey bir görüntüden/rüyadan ibarettir (?) Matrix ve West World dizisinde olduğu gibi basit bir yazılım olma olasılığımız yüksek :(

Yok Oluş - Annihilation filminden ...
-Sadece Ay'a bakıyordum. Onu gündüz görmek hep tuhaf geliyor. Tanrı hata yapmış gibi. Koridor ışığını açık unutmuş.
-Tanrı hata yapmaz. Tanrı olmanın sırrı gibi bir şey bu.
-Bence yapar.
-Şu anda dinliyor, farkında mısın?
-Bir hücreyi alıp Hayflick limitini aşarsan yaşlanmayı önlersin.
-Ben de aynı şeyi söyleyecektim.
-Yani hücre yaşlanmaz, ölümsüzleşir. Bölünmeyi sürdürür, ölmez. Yaşlanmayı doğal bir süreç sanırız ama aslında genlerimizdeki bir kusurdur.
-Bana bilgiçlik taslaman çok tahrik edici.
-Öyle olmasaydı sonsuza dek böyle görünebilirdim.

13 Eyl 2020 20:16 güncellendi

11/09/2020

KİTAPLARIN HİÇBİRİ İLAHİ DEĞİLDİR!

KİTAPLARIN HİÇBİRİ İLAHİ DEĞİLDİR!

İlah=tanrı demektir. Tanrı=yaratıcı güçtür. Yaratıcı gücün elektrik/elektromanyetik olduğunu daha önce söyledim.

Kutsal sanılan kitapların hepsi aynı kaynaktan beslenir. İnsanları köle olarak sömürmek için, ellerindeki elektronik, manyetik ve nükleer silahları kullanarak bir gök tanrı sistemi yarattılar ve bu tanrının buyrukları diye bir yasa kitabı oluşturdular (Tevrat=yasa demektir). Bu yasaları adil görmeyen İsa ve yardımcıları (Nasraniler) ayaklandı (Nasrani=yardımcı demektir). Bu ayaklanmayı haklı bulanlar İncil'i oluşturdu (İncil=müjde demektir). Ne var ki bu özgürlük mücadelesini hazmedemeyen göktanrıcı zorbalar durumu telafi etmek için Kuran'ı yazdırdılar (Kuran=okunak demektir). Gel kör ki ne yahudiler, ne de hristiyanlar Kuran'ı kabul etmedi. Çünkü her iki grup da kendi kitaplarının/inançlarının haklı olduğunu savunuyordu.

İşte 2500 yıllık macera bundan ibaret.

Kur'an "kendinden öncekileri doğrulayıcıdır" der. Çünkü hepsinde bir kısım gerçek hikayeler vardır (fakat uyduruk masallar da vardır). Örneğin babasız doğum olayı yada Nuh Tufanı vb; hemen hemen tüm toplumlar tarafından bilinen hikayelerdir ancak hikayenin geçtiği yer, zaman ve kişiler farklı isimlerle günümüze aktarılmıştır. Bu yüzden bakmayın siz entel müslümanların Kuran dışındaki tüm kitaplar değişmiştir demelerine :)

Bir yerlerde biz insanları kontrol eden/yöneten (tanrı rolünü üstlenen) üst akıl insanlar (mele-i alâ/yüce konsey) var. Bundan artık %100 eminim. Tıpkı Westworld tarzı bir yaşam. Kutsal olduğu iddia edilen bilgiler ve kitaplar da bu konsey tarafından yazdırıldı. Bu konseyin Agarta'da  (yer altında) olma olasılığı üzerinde yoğunlaştım bu aralar. Çünkü meşhur Amiral Byrd 1947'de burayı keşfettiğini söyledikten kısa bir süre sonra Roswell'de bir uçandaire düşürülüyor. 
Byrd'in ifadesine göre beni iki uçan cisim eşlik etti diyor. Ota boka ateş açan salak Amerikan hava kuvvetleri de paniğe kapılıp bu cisimlerden birini gerçekten düşürmüş olmasın ?

Sanırım gök/evren vs. diye bizleri fena keklediler :) E bunu anladım da acaba gerçek karargahları nerede? Yeraltında mı? Buzullar ötesindeki başka bir kıtada mı? Yoksa Ay'da mı? ...

Hasat gününe yakın öğreniriz nasılsa (tabi o zamana kadar bizi hasat etmezlerse :)

Not: Bunları da mutlaka inceleyin: http://www.kultbilgi.com/oyuk-dunya-hollow-earth-kurami/

11 Eyl 2020 14:17 güncellendi

En çok okunan