test

👇 αklını özgür вırαk / çєmвєrín dışınα çık! 👉
Kapitalizm etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kapitalizm etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12/09/2020

ORİJİNAL İNSANLAR (?)


ORİJİNAL İNSANLAR (?)

Onbinlerce hatta yüzbinlerce yıl önceki ilk atalarımız "İYİ"lerdendi. İyi insanlardı. Geliştiler, güçlendiler ve evrene dağılıp başka başka dünyaları/habitatları yarattılar. Bu dünyayı da öyle keza ancak nüfus artınca ve bu dünya dar gelmeye başlayınca insanların azaltılması gerekti ve böylece "KÖTÜ"lük ortaya çıkmış oldu. Kötüler zamanla iyilerden çaldıkları üstün bilgileri ve güçleri, kötü emeller için kullanmaya başladılar. İşte sömürü düzeni ve kapitalizm böyle ortaya çıktı. Yani aslında bizim ilk versiyonlarımız kötü filan değillerdi.

Bu benim geçen sene ortaya attığım bir tez/teori idi ve bu tez üzerinde biraz daha kafa yorunca ilginç bulgulara ulaştım ve bir nevi kendi tezimi doğruladım diyebilirim.

Şöyle ki; Aborjinleri inceleyenler bilirler, normal insanlar gibi değillerdir. Telepati yoluyla iletişim kurabilirler, doğaya hakimdirler, tedavi yöntemleri ve yaşayış biçimleri tamamen doğaya uygundur. Bu yüzden ayakkabı giymeyi bile reddettikleri söylenir.

Ab-orgin'in kelime anlamı İngilizce'de ab=den,dan ve origin=orjinal yani "orjinalden/orjinalinden" anlamına gelmektedir. Genel anlamı ise "yerli" demektir. Yani dünyanın (yerin) yerlisi. Yani "orijinal insan".

Onları inceleyenler dna'larının bile farklı olduğunu söylüyorlar.

http://beyinsizler.net/bilim-insanlari-aborjinlerin-bilinmeyen-bir-dna-turune-sahip-oldugunu-acikladi/

Vücutlarının üzerinde bulunan yay şeklindeki simge ile onbinlerce kilometre ötedeki Göbeklitepe'de, 12 bin yıllık kazıda görülen simge aynıdır. Şundan eminim ki 120 bin yıl öncesine ait başka bir yapılar dahi bulunsa, onlarda da benzer simgelerin bulunacağından eminim.

http://www.milliyet.com.tr/gobeklitepe-de-avustralya-aborjinleri-ne-ait-sembollere-rastlandi-molatik-9122/

Çünkü ilk insanların burada ortaya çıkmış olması büyük olasıdır. Zamanla diğer kıtalara da yayılmışlar. Çünkü her kıtada koyu tenlilere rastlamak mümkündür ancak ne var ki 14-15.yy'dan sonra Beyazlar, koyu tenlilerin bulunduğu kıtaları işgal edip ele geçirerek, bu koyu tenlileri ya asimile etmiş yada köle olarak kullanmaya başlamışlardır.

https://www.sozcu.com.tr/2017/teknoloji/dna-analizi-aborjin-avustralilarinin-kitaya-nasil-geldiklerine-dair-gizemi-aydinlatti-1726665/

Burada aklıma gelen ikinci bir teori daha var. Beyaz tenli, sarı saçlı ve mavi gözlü kötü insanlar yakın çağlarda (14-15.yy) dünyamıza gelerek, belki de onbinlerce yıldır bu dünyada bulunan eski halkları işgal etmiş olabilirler mi? Bence olabilir. Amerika kıtasındaki maya, peru ve kızılderililer, Afrika'lılar, Araplar, Asyalılar (hindular ve eski türkler), Nepal'lier vs. hepsi de koyu tenliydiler ve her biri doğa ile iç içe yaşayan insanlardı.

İlginç bir şekilde bu insanların neredeyse hepsi yılan ve ejderhayı kutsal kabul ediyorlardı. Bu bir tesadüf olamaz. Kutsal kitaplarda kovulan şeytanın sembolü de yılan idi. Demek ki bu koyu tenli insanlar İblis'in soyundandılar ve beyaz tenli göktanrılar tarafından buraya tıkıldılar. Bu doğru olabilir mi?

Özetleyecek olursam, 100 binlerce yıl önce dünyaya gelen "İYİ" insanlar; koyu tenli (siyah/kahverengi gözlü ve siyah saçlı) insanlardı ama yakın çağlarda gelenler ise beyaz tenli, mavi gözlü ve sarı saçlı "KÖTÜ" insanlardı ve koyu tenli insanları işgal ederek onları köle olarak kullandı. Bu kısım biraz da Black Panter filminin senaryosuna benziyor sanki (?) Bu arada filmi izlemenizi tavsiye ederim.

https://youtu.be/xjDjIWPwcPU

Bir de işin Sümer tabletlerine uygun olarak yorumlanması var tabi. Buna göre sarı saçlı, mavi gözlü ve beyaz tenli ırk gökten gelmiş olan göktanrılardır. Kendi ırklarından biri ile dişi bir maymunu çiftleştirip, siyah/kahverengi gözlü/saçlı, sert kıllı ve koyu tenli melez bir ırk yaratmış ve bu ırkı gerçekten de köle olarak kullanmışlardır.

Hangisi doğrudur bilemiyoruz ama dikkat edelim bin yıllardır konuşulan bir insan - maymun muhabbeti var. Yakın zamanda maymun insan sentezi melez insanlar üretildiği ancak dini çevrelerin baskısı ile bu projelerden vazgeçildiği ile ilgili yazıları daha önce paylaşmıştım.

https://www.webtekno.com/100-yil-once-insan-ve-sempanze-melezi-bir-canli-gelistirildi-h40209.html

Bana sorarsanız her iki teorinin de gerçeklik payları bulunuyor ve bana göre her ikisi de mantıklı (ercan aldan)

12 Eyl 2020 22:50 güncellendi

ATATÜRK DİNDAR MIYDI, YOKSA SİSTEME BAŞKALDIRAN BİR ASİ MİYDİ?


ATATÜRK DİNDAR MIYDI, YOKSA SİSTEME BAŞKALDIRAN BİR ASİ MİYDİ?

Atatürk'ün dindar biri olduğunu iddia edenler Balıkesir hutbesini (!) delil olarak gösterirler.

7 Şubat 1923 Zağnos Paşa Cami
Ey millet! Allah birdir, şanı büyüktür. Allah'ın selâmeti, sevgi ve iyiliği üzerinize olsun. Peygamberimiz Efendimiz Hazretleri, Cenâb-ı Hak tarafından insanlara dinî hakikatleri tebliğe memur edilmiş ve resul olmuştur. Temel nizamı, hepimizin bildiği Kur'ân-ı Azimüşşan'daki açık ve kesin hükümlerdir ... (şeklinde devam etmektedir ...)

Her ne kadar bu, Cuma namazı yada Bayram namazında okunmuş bir hutbe olmasa da evet Atatürk gençlik yıllarında dindar biri idi, ta ki Kuran'ın Türkçe'ye çevrilmeye başlandığı 1928'li yıllara kadar.

Sözlerinden, hal ve hareketlerinden, 1924 yılında Diyanet'i kurma talimatı vermesinden vs. ... O'nun gençlik yıllarında, sünni inancına sahip ve sistemden habersiz sıradan bir müslüman olduğu anlaşılıyor. Daha önce de yazdığım üzere sünni müslümanların uyguladığı dini ritüeller ile yahudilerin uyguluyor oldukları dini ritüellerin aynı olduğunu delilleri ile vermiştim. Çünkü Osmanlı'nın yaşadığı ve yaşattığı din gerçekte kapitalist Yahudilerin dini idi (aşağıdaki Barbaros paşanın sancağındaki İsrail/siyon/davut yıldızına dikkat edin)


Yahudilerin kendi ırklarını köle olarak kullanmadıklarını daha önce söylemiştim. İstila ettikleri milletleri zamanla köleleştirirler ve oralara kapitalizmi yerleştirirler. Kapitalizmi anlamak için Sümerlere kadar gitmek gerekiyor. İlk köle kavramı o çağlarda ortaya çıkıyor. Kapitalizmde esas; sistemin başındaki kral/kraliçeyi ve onun görevlendirdiği memurları zengin etmektir. Bu sistemde halk sürekli fakirdir. Sistemin başındakiler zengin ve aynı zamanda güçlüdürler de. Bu çemberin dışına çıkanların ise hemen kellesini kestirirler.

Bu söylediklerimi gözünüzde canlandırın. Ne demek istediğimi anlayacaksınız.

Şeriat (yani yahudi) dini, sistemin başındaki kapitalist şer üçlüsünün, sıradan dünya insanlarının köle olarak kalmalarını sürdürmek ve çemberin içinde tutabilmek için maaşlı din ve siyaset adamlarını kullanırlar. Bunlarla halkı çember içinde tutmayı başaramazlarsa, ellerinde ezelden beridir var olan; nükleer/biyolojik/genetik ve iklim silahlarını kullanırlar. Sıradan insanlar bu silahların etkilerine mucize gözüyle bakarlar ve korkarlar. Böylece çemberin dışına çıkamazlar. Beyinleri baskılanır, korkak ve itaatkar nesiller yetişir. Tıpkı cam tavam sendromundaki pireler, öğrenilmiş çaresizlik sendromundaki fil ve haşlanmış kurbağa sendromundaki kurbağalar gibi zamanla mücadele etmeyi bırakır ve sistem karşısında teslimiyeti seçerler. İşte bunun halklar üzerinde uygulanan ismi de İslamiyet'tir. İslamiyet=teslimiyettir.

Tıp, fizik, kimya, biyoloji vs. bilim dalları onlara aittir. Perde gerisindeki labaratuvarlarında geliştirilen bu silahların finansörlüğünü sistem piramidinin tepesindeki zenginler yapar. Sisteme isyan edip başkaldıran her kişi yada toplum, bu silahlarla hasat edilirler.

Sistemi öğrendiyseniz konuya geri dönebilirim.

Osmanlı'nın; Kuran'a uygun yaşayan müslüman Türkler olduğunu zanneden zavallı güruh, tam 6 asır boyunca Osmanlı'nın neden köleliği kaldırmadığını düşünsün. Kaldırmadı çünkü sisteme bağlı çalıştı. Çünkü Osmanlı kapitalistti. Sultan ve efradı zengin ama sıradan halk fakirdi ve Osman'lı, Türklükle hiçbir alakası olmayan bir yahudi devletiydi.

İşte Atatürk de aynı bu şekilde düşünmüş olmalı ki, Türk'ün ecdadını araştırmaya başlamış ve asıl Türk'lerin (türük/yörüklerin) soylarının daha eskiye dayandığını görmüştür.

Ey ağalar beyler, Toroslara çıkın bir bakın. Nerede kara bir Yörük çadırı görürseniz, dumanı da tütüyorsa dünyada hiç bir güç bizi asla yenemez (M.Kemal Atatürk)

Aynı, doğa ile iç içe özgür yaşayan şaman, kızılderili, aborjinler gibi Türklerin de özgür (göçebe) yaşadıklarını keşfederek bu kapitalist sisteme başkaldırmıştır ve işte ne olduysa bu tarihlerden sonra olmuştur. Ölümüne yakın zamanlarda Yahudi mason localarını kapatarak, sistemin uşaklığını yapan din ve siyaset adamlarının hedefi haline gelmiş ve yine sistemin finanse ettiği yahudi bir doktor (Mim Kemal Öke) tarafından bir çeşit zehir ile yavaş yavaş öldürülmüştür (https://mrasar.wordpress.com/2015/10/04/ataturku-biz-oldurduk/).

Evet arkadaşlar sizlere gösterdikleri puzzle'ın tamamlanmış hali budur. Tamamlanmamış parçalar üzerinden ilerleyerek Atatürk'ü anlamanız mümkün değildir.

Atatürk ne zaman ki Kuran'ı kendi dilinde detaylı olarak incelemeye başlıyor, o zaman uyanmaya başlıyor ve bu uyanış diğer milletlere de sıçrıyor ve dünya genelinde bir isyan dalgası başlıyor. 


Bilhassa Koministler ve Sosyalistler bu akıma sahip çıkarak 2.dünya savaşını körüklüyor ve kapitalistleri zor durumda bırakıyorlar. Sistem büyük darbe alınca da 100 senelik bir ateşkes anlaşması imzalıyorlar ama emin olun durmayacaklar.

Sistem şimdi daha güçlü. 1940'lı yıllarda başlattıkları ülkeye sızma görevinde sona yaklaştılar. 1980'lerde tüm dünyada trend olmayı başardılar. Günümüz Türkiyesi'nin, Atatürk'ün özgür Türkiyesi ile hiçbir alâkası yok. 100 özgür senemizin sonuna geldik. Süre 2023'te bitiyor. Bu yüzden özgürlüklerimiz son sürat baskılanıyor, gasp ediliyor. Yahudi araplar ülkeye sokularak, Türkler asimile edilmeye çalışılıyor. 2023'e kadar sistem bizi tekrar çemberin içine tıkmak zorunda, bunu başaramazlarsa ellerindeki silahları kullanacaklar.

Arkadaşlar lütfen uyanıp şu büyük resmi görmeye başlayın artık! 2023'e kadar bizlerden tarafımızı seçmemizi isteyecekler. Ayıklanma süreci başladı. Ya özgürlükleri gasp eden bu zorba sistemin tarafına geçip, altın çağda yine onları patron edecek ve köle olarak sömürülmeye devam edeceğiz yada özgürlük ve tam bağımsızlık için halkların tarafına geçip neslimize daha yaşanılabilir bir dünya bırakacağız. Tıpkı aborjinler (orijin insanlar), kızılderililer ve eski Türkler gibi ... ilkel ama özgür! (ercan aldan).
12 Eyl 2020 22:49 güncellendi

11/09/2020

SON 5 YIL ...

SON 5 YIL ...

5 senelik uyutma süreci başladı. Bu son 5 seneniz. Tadını çıkarın ...

Temmuz 2023'e kadar gücünüzü tamamen kıracaklar. Siyona ait olan ilaç firmaları sizi daha çok hasta ve daha güçsüz duruma düşürecek. Spreyleme çalışmalarına hız verecekler. İklim silahları ile neredeyse tüm şehirleri harabeye çevirecekler. Yine siyon'a ait kapital sistem, sizi daha fazla borç batağına sürükleyecek. Tapu alıp mal/mülke sahip olduğunu zannedip sevinenler, sizler ev yada tarla sahibi olmadınız. Dünyanın sahibi elitlere borçlanarak yine bu elitlere ait olan dünyadan geçimliklerinizi kiraladınız. 2023te hepsini geri alacaklar.

Son özgürlük şansınızı da kaybettiniz! Siyon'a teslim olmayı seçtiniz ama siyon acımaz! Konsey ve Siyon karşısında insanın bir böcekten farkı yoktur. Konsey bu ülke hakkındaki kararını 100 sene öncesinden verdi. Yazılan ne ise o olacak demiştim. Yazılan ne ise o oluyor. Seçimler formalite. Bir parti düşün ki arkasında global çeteleri yöneten güç ile devletin tüm kurumlarını ele geçiriyor ve halâ seçimlerin adil bir seçim olduğunu iddia ediyor. Şeffaflık içermeyen hiçbir seçim adil değildir. Bu geçmişte de böyleydi, şimdi de böyle.

Sen; her şeyin, siyonun yarattığı hayali tanrıdan geldiğine inanmaya ve korkmaya devam et. Onlar da zaten bunu istiyor. Korkunuz onları besliyor. Yeni dünya; korku üzerine kurulan bir dünya olacak! Çünkü sizler korkmayı seçtiniz! Korku ve cesaret hissi aynı beyinde barınamaz ...

Özgürlük düşmanı olan bu kapitalist elit baronlar, finansörü olduğu ilaç firmaları, milis kuvvetleri, siyasi partileri ve bankaları ile son 5 yılda ülkeyi kolay lokma haline getirmek için daha çok çalışacaklar. 500 milyarı bulan dış borcun nasıl ödeneceğini düşünün diyeceğim ama hangi kitleye?

5g ile seni işitemeyen, göremeyen ve düşünemeyen şuursuz et yığınına dönüştürecekler. Bu yüzden temsilcileri "hemen bu ülkeye 5g'yi getirin" diye haykırıyor! Emirler büyük yerden geliyordu, gelmeye de devam edecek ...

Irak, Lübnan, Suriye, Mısır vs. sonu ne olduysa senin de sonun o olacak. Bu son 5 senelik uykunun tadını çıkar. Sen uyurken birçok nükleer tesis kuracaklar. 2023'te "sen nükleer gücü kötü emeller için kullanıyorsun" deyip işgal planının fitilini ateşleyecekler. 2024'ten sonra Türkiye'de Osmanlı'nın değil, o kapitalist baronların bayrakları dalgalanacak. Eğer uykudan uyanabilir ve 2023'teki hengameden sağ olarak kurtulabilirsen sana "tam bir teslimiyet" göstermen şartıyla yaşama şansı verecekler. Konseyin emri böyle. Yani %100 onların kölesi olmayı kabul edeceksin. Şu an için kısmi kölesin, o gün geldiğinde tam köle olacaksın. Aksi halde 2023'teki curcunadan sağ çıkabilme şansın yok. Nasıl ki İsa'dan hemen önce 144000 kişiyi işaretleyip kıyımdan kurtardılar, yine kurtaracaklar. Yeni dünyada kendi yapay rahimlerinde, kendi yapay kölelerini yaratacaklar (https://youtu.be/HNjUmzp6nDU) ve kurtarılan zenginleri yine fakir kölelerin başına patron olarak dikecekler. Bütün bunlar çok değil önümüzdeki 100 yıl içinde olacak.

Bunların birçoğunu yazdım. Kaynaklarını da verdim ama "bunlar hep komplo" diyerek alay ettiniz. Dileyen inanır ve üzerinde düşünür, dileyen komplo deyip gülmeye devam eder. Nasılsa filmin sonunda (ben size demiştim deyip) gülen taraf ben olacağım (tabi sağ kalırsam :))

Yeni bir dünyanın temelleri atılıyor. Bu uğurda dünyayı ateşe verecekler. Bu yeni dünyada sadece elitlere özgürlük, huzur ve zenginlik var. Altın çağ sıradan insanlar için değil, onlar için geliyor. Onları savunan cahil (bırakılmış) kölelere ise özgür yaşam hakkı tanınmayacak. Çünkü onlara ait olan bu dünya için sıradan insanlar bir koyun (goyim) gibidir (https://tr.wikipedia.org/wiki/Goy). Etinden, sütünden ve derisinden faydalandıktan (yani altınlarını topladıktan) sonra onlar için artık bir yüktürler, onu keserler yahut satarlar (yani hasat ederler). Elitlerin bu yükten kurtulma çalışmaları uzun zamandır devam ediyordu ve artık sona yaklaşılmak üzere. Yeni dünyada size ve çocuklarınıza yer yok. Sizler son oyunuzu gerçekte "onların köprü olarak kullandığı" siyasi partilere değil, köprünün sahibi elitlere verdiniz ve köprüyü geçene kadar size dayı diyecekler ...

Son 5 yılınız! Sonrasında çöpsünüz! (ercan aldan)
11 Eyl 2020 14:33 güncellendi

TESLA ve 2.DÜNYA SAVAŞI (?)


TESLA ve 2.DÜNYA SAVAŞI (?)

2.dünya savaşının asıl nedenini sanırım buldum. Eğer bu video doğruysa, ufo olayını ilk ortaya atan ve geliştiren Tesla ise, Hitler Tesla'nın projelerini çalmış olabilir. Hoş, savaşın sonunda da Hitlerden çalıyorlar.

Tesla'nın belki de tüm projeleri "bedava enerji" üzerine idi. Bu elbette kapitalist baronların işine gelmeyecekti. Çünkü eğer ufo patenti alınabilseydi ve seri üretime geçilebilseydi (5.güç, azınlık raporu, geleceğe dönüş vb. filmlerinde olduğu gibi) dünya genelinde kişi bazlı/kontrolsüz bir hava trafiği oluşacak ama herhangi bir enerjiye ihtiyaç duyulmayacaktı. Dünyada enerji sağlayan mevcut "akaryakıt" ağı yahudi baronların elinde. Onların bankalarından çektiğimiz faizli paralar ile, onların ürettiği araçlardan satın alıyor ve yine onların akaryakıtını kullanıyoruz. Üstelik onların yaptırdığı yolları kullandığımız için de en yüksek MTV'yi yine biz ödüyoruz. Bu açıdan bakarsak kapitalizmin bize sağladığı tek yarar, bizi A şehrinden B şehrine taşıması gibi görünüyor. Neyse!

Hava trafiğinde seyahat edilen ve de üstelik doğadaki mevcut elektromanyetik alanı kullanarak bedava seyahat yaptıracak bir aracı elbette elit kesim istemezdi. Siz zannetmeyin ulaşabildiğimiz en son teknoloji "bugatti veyron"dur. Geleceğe dönüş filmlerindeki gibi hem karada hem de havada giden araçları çoktan icat etmişlerdi ama işte işin içinde çıkar olmayınca, hiçbirine patent vermediler.

https://youtu.be/n-CMTzLLtZ0

Şimdi bir goyim çıkıp "e uçaklar var ya" diyebilir. Ben de derim ki bu meseleyi iyi düşün! Normal yolcu uçaklarını geçtim, özel uçağın bile olsa onların yakıtlarına, rotalarına ve havalimanlarına mecbursun. Ki böylece kendi market ürünlerini "duty free yada avm"leri yoluyla sana satabilsinler.

Gördüğün gibi günlük hayatta ihtiyacını giderdiğin her ne varsa, hepsinde A'dan Z'ye onların kapital sistemine bağlısın. Adamlar sistemi öylesine oturtmuş ve modern köleliği öylesine standardize etmişler ki, siz siz olun, yarın bir gün, "ben hem karada, hem de havada (bedava enerji ile) giden bir araç icat ettim" demeyin. Yoksa sonunuz Prof. Dr. Engin Arık ve ekibi gibi olur. (ercan aldan)

11 Eyl 2020 14:39 güncellendi

KİM KİMİ YARATTI (?)

KİM KİMİ YARATTI (?)

İki olasılık var ama henüz ikisi de netleşmiş değil.

1. ihtimal: uzaylılar (tanrılar) bizleri yarattı.

Yani uzaylılar gerçekten bizi yaratıp buraya tıkmış olabilirler. Ancak bunun mantıklı bir açıklaması yok gibi sanki (?). Çünkü dünya üzerindeki sömürge sistemine (bin yıllardır devam edegelen köle-efendi sistemine) bakılırsa, uzaylılar bizleri neden köle olarak kullanmak istemiş olsun ki? Sümer tabletlerinde "altın madenleri için" deniliyor. Eğer öyleyse insan yaratacak bir teknolojiye sahip olan bu zekalar, neden etten kemikten bir canlı yaratmak için uğraşmış olsun ki? Bunu daha iyi ve daha ucuza yapabilecekleri makineler ile sağlayamazlar mıydı? Ayrıca bu akıllı varlıkların, isyan gibi bir riski düşünememiş olmaları, bana pek de inandırıcı gelmedi.

Bu yaratılma olayının dinsel açıdan değerlendirilmesini ise lüzumsuz buluyorum. Çünkü "bir sınav için" yaratılmış olduğumuz fikri bana çok saçma geliyor. Koskoca evreni yaratan(lar) işi gücü bırakıp, gelmiş geçmiş (yaklaşık) 100 milyar insan içinden TEK seni bulacak ve cennet/cehennem için seni sınav edip yargılayacak öyle mi? Gölden aldığın TEK bir damla, sana ne gibi bir yarar sağlar ki? Bir düşün!

2.ihtimal: bizler uzaylıları (tanrıları) yarattık.

Yani aslında uzaylı yada tanrı diye de bir şey yok. Evrim gerçek. Başka bir canlıdan evrildik. Geliştik, kalabalıklaştık ve teknolojinin zirvesindeyken, nükleer teknolojileri kullanarak, önceki ilkel atalarımızı yok ettik (çünkü nüfus dünyaya sığmadı). Sonraki zamanlarda da bunu tekrarladık. Kendimize çağlar belirledik. Bir çağı bitirip, diğerine geçerken (her seferinde) yeryüzünü temizledik. Geçmişe ait izleri silerek, yeni ve ilkel bir toplumun yaratılmasına olanak sağladık.

Peki neden ilkel bir toplum? Neden kadim bilgiler onlarla paylaşılmıyor?

Cevap basit: Kapitalizm!

Yeni neslin aciz, yetersiz ve günahkar kitleler olduğunu aşılamak gerekiyordu. Bunun için dinleri icat ettiler. Dinleri kullanarak gerçekleri gizlediler. Tanrılar yarattılar. İnsanları tanrı korkusu ile sistemin içinde tutmaya çalıştılar. Zaten ellerinde olan kadim güçleri, tanrıya mâl ederek bir korku dünyası yaratmayı başardılar. İsyan edenleri ya susturdular yada hasat ettiler.

Toplumu bir arada tutabilmek ve kontrol edebilmek için bu sömürge sistemini geliştirmek zorundaydılar (köle-efendi sistemi=kapitalizm). Böylece yarattıkları hayali tanrılara sırtlarını dayayıp, kendilerinin elitler (seçilmişler) olduklarını iddia edebilecek ve zayıfların sayesinde bu ölümlü dünyada rahat yaşamanın yolunu bulmuş olacaklardı. Böylece hem süreç devam edecek hem de keseleri dolacaktı.

Bana sorarsanız İKİNCİ İHTİMAL daha gerçekçi gibi duruyor. Çünkü günümüze kadar bu planın süregeldiğini gözlemleyebiliyoruz. Çünkü gerçek olan, doğru olandır. Gerçeği gizleyebilir yada hikayesini değiştirebilirsiniz ama mutlak gerçekliği asla değiştiremezsiniz. Örneğin; zehrin öldürücü etkisi olduğu mutlak gerçekliktir. O zehri bala katıp gizleseniz de, balın tatlı olduğunu söyleseniz de o zehir sizi öldürecektir. Yapılan iş de aynen budur! Bize öğretilenlerin hiçbiri gerçek değil ve ben artık bundan eminim.

/ercan aldan/
11 Eyl 2020 13:22 güncellendi

08/01/2019

KAPİTALİZMİN SİLAHI: DİN VE SİYASET


KAPİTALİZMİN SİLAHI: DİN VE SİYASET

Siyasi konuşmayı sevmem ama her seçim dönemi kimi seçelim diye sorup duruyorsunuz ...

Öncelikle devlete bağlı seçim kurumlarına güvenilmeyeceğini bilin. Tıpkı devletten maaşını alan diyanet gibi. Devleti yönetenlerin çizdiği çizgide gitmek zorundadırlar. Bunu son seçimde açıkça gördük. Seçim öncesi mühürsüz oylar kesinlikle kabul edilemez denilirken, seçim sonrası kabul edildiler. Bunun korkudan başka bir izahı yoktur ve korkunun olduğu yerde adalet olmaz, demokrasi olmaz.

Bu ikisinin yanlış karar ve uygulamaları yüzünden ülke şimdi kaos içinde ama siz yine de vatandaşlık görevinizi yapıp oyunuzu kullanın ve kullanırken de vicdanınızın sesini dinleyin. Kimi seçeceğinizi o söyler.

Hemen hemen hepsini denediniz ve hemen hemen hepsinin aynı olduğunu gördünüz. Bu ülke en parlak dönemini ve en hızlı atılımlarını 1923-1940 yılları arasında yaptı. Hem Almanya hem de Türkiye emin adımlarla ilerlerlerken lanet emperyalistler hem Türkiye'yi hem de Almanya'yı kıskaca aldılar. Kapitalistlerin din ve siyaset ayağı çok güzel çalıştı. Atatürk zamanında siyaset ayağı sekteye uğradı, din ayağı olan Saidi Nursi (Kürdi) ile durumu düzeltmeye çalıştılar ama Celal Bayar ve Menderes zamanlarına gelinceye kadar da fetret dönemi yaşadılar. Sonraları ise Fethullah ile yeniden atağa geçtiler ... Buraya küçük bir not düşeyim. Nur/nursi=ışık demek. Boşuna onlara ışıkçı ajanları demiyorum. Fethullah=allahın fethi demek. Bahse girerim ki hiçbirinin ismi kendi ismi değil. Kod isimlerini kullanıyorlar. İstihbaratçılar bilir ne demek istediğimi ... Neyse!

Kapitalistlerin yardımlarına ısrarla karşı çıkan Atatürk'ün ülkesinde başa geçen liderler onlarsız yapamaz oldular. Halk olarak bizler de bu lanet emperyalistlerin kapitalist düzenine öyle bir kaptırdık ki kendimizi, o tarihlerden beri sürekli bir gerileme içine girdik. Uçak, araba, tahıl vs. üreten bir ülkeden saman ithal eden bir ülkeye dönüştük. Bozguncu, ikiyüzlü, sapık ve cahil yahudi arapların topluma belirli aralıklarla sokulması yüzünden birçoğumuz araplaştı. Sevgi, saygı bağları kalmadı. Güven kalmadı. Bizler de onlar gibi olduk/oldurulduk. Tümüyle araplaştığımızda ise bir bahane bularak bizden kurtulacaklar. Bundan kaçış yok. Elitlerin yasası değişmez. Yıkım muhakkak gelecektir. Öncesinde özgür bir ülke olup araplaştırıldıktan sonra yıkıma uğratılan ülkelere bak!

Gerçek hikayeyi size kimse söylemez. Gerçeği kendiniz arayıp bulacaksınız.

95 yıllık cumhuriyet tarihinde bu ülkeye en büyük tahribatı/talanı sağcı&dinci partiler yaptı. Yalan diyen; neden şu an Almanya seviyesinde olamadığımızı söylesin!

Solcular/özgürlükçüler zamanında para yoktu ama onur vardı, haysiyet vardı, ahlak vardı, sevgi ve saygı vardı. En önemlisi GÜVEN vardı. Şimdi ise hiçbiri yok :( Ülke adeta bir yangın yeri. Kaos için sanki herkes bir kıvılcımın çıkmasını bekliyor.

Neyse fazla uzatmayacağım. Aklı başında insanlarsınız. İnce düşünün! Araştırın, hem de yılmadan araştırın. Öncekilerin icraatlarını gördünüz ve halimiz ortada. Dış borç 500 milyara dayanmış. Bu parayı ya ödeyeceksin yada ülkeni satacaksın. Her taraftan bizi kıskaca aldılar. Bizden önceki son kale olan İran'a yüklendiler şu sıralar. İran'dan sonra emin olun sıra bizde.

Çöküşün eşiğindeyiz! Atatürk gibi cesur, ahlaklı, dürüst, zeki ve mücadeleci biri(leri)ni seçip örgütleyip bu lanet düzene başkaldıramazsak, kısa süre sonra (2023'te) yaşanacak olan global kaosta silinip gideceğiz. (ercan aldan)

8 Oca 2019 22:05 güncellendi

06/01/2019

BİRİ "ÖZGÜRÜM" MÜ DEDİ :)


BİRİ "ÖZGÜRÜM" MÜ DEDİ :)

Onların bankalarından maaş alan, onların okullarında okuyup mezun olan öğretmenlerden dersler aldık. Onların öğretilerini içeren kitapları okuduk. Onların şirketlerinde iş bulup çalıştık. Onların marketlerinden alışveriş yaparak geçimimizi sağladık, onların ilaçlarını kullanıp, onların araçlarına bindik vs ...

Peki neden böyle oluyor diye hiç sorguladık mı? HAYIR! Önümüze ne koydularsa yedik. Çünkü onlar sistemi bu şekilde oturttular. Bizler de hepsini mutlak gerçeklik zannettik. Ülkemizin (hatta hatta bunların sistemlerinin aktif olduğu diğer ülkelerin de) şimdiki durumuna bir bakın! HÜSRAN değil mi?

Bizler iyi-kötü, güzel-çirkin, zengin-fakir, cahil-okumuş vb. zıtlık ilkelerini onların yaratmış olabileceğini düşünemedik. Bu ikiliği yarattılar çünkü onlara (onlar için çalışan) köleler lazım. Çünkü kahrolası kapitalizm başka türlü ilerleyemez. İşte bu yüzden kapitalizm, komünizmi sevmez. Yaşadığınız bu hayatta özgür olduğunuzu ve size öğretilen her şeyin mutlak gerçeklik olduğunu düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. (ercan aldan)

6 Oca 2019 20:58

05/12/2018

İlaç Baronları


Kapitalist baronlar önce virüsü yayar seni hasta eder, sonra da ilacını buldum diyerek sana parayla antivirüsünü satar. Halbuki ikisini de üretenler kendileridir. (ercan aldan) 

5 Ara 2018 20:39



En çok okunan