test

👇 αklını özgür вırαk / çєmвєrín dışınα çık! 👉
Hani Allah اللّٰهِ ? etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Hani Allah اللّٰهِ ? etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

03/01/2019

Elektrik, Matrix ve Tanrı (?)

ELEKTRİK, MATRİX ve TANRI (?)

Mistisizm sayesinde din, bilimi geçmiştir. Bunu kabul edelim. Dünyanın yarısından fazlası görmediği hayali/ruhani bir tanrıya inanıyor. Peki gerçekten böyle hayali bir tanrı var mıdır? Elbette ki yoktur. Dünyaya baktığımızda yeryüzünde bulunan tüm canlı ve cansızların bir cisimden/maddeden ibaret olduğunu görüyoruz. Herşeyin maddeden ibaret olduğu bir dünyada ruhaniyata inanmak ahmaklıktır. Diyeceksiniz ki ruh/tanrı/allah yoksa bunları kim yarattı? Evrende hiç bir şey kendiliğinden oluşmaz. Hiçbir atom durduk yere tepkime gösterip "ben taş olacağım, su olacağım, ot olacağım yada ne bileyim bir insan olacağım" demez. İlla ki ikinci bir etkinin olması şarttır. Örneğin sperm ve yumurta tek başlarına hiç bir şeydir. Vardırlar ama tek başına bir hiçtirler. Sonsuz boşlukta durağan atom yığınlarından başka bir şey değildirler. Bir araya geldiklerinde yeni bir şey oluştururlar. Kumun bile oluşması için iklimin kayayı parçalamış olması lazımdır.

Mikroda herşey aynı atomlardan oluşmuş olabilir, asıl soru bunun böyle olmasını sağlayan nedir yada kimdir? Ruhanilerin inandığı tek tanrı olmadığı kesindir. Çünkü bu konular fizik konularıdır, metafizik konular değildir ve fizik deneyimlenebilir/tecrübelenebilir bir bilim dalıdır. Hiç bir şey kendiliğinden oluşamayacağı gibi hayali bir el tarafından da oluşması mümkün değildir. Oluşmuşsa bile dünya tarihinde 3000 adet tanrı vardır. Bu kompleks düzenin hangisi tarafından yapılmış olduğu bilinmemektedir.

Evrimciler; "tüm bu çeşitlilik kambriyen patlaması sayesinde oluştu" derken, metafizik gruplar "bing bang kuramına" daha sıcak bakmaktadırlar. Bana sorarsanız ikisi de değildir. Bir şeyin oluşması için başka bir şey ile etkileşime girmesi gerekmektedir. Hiç bir şey hiçlikten var olamaz, "hiç bir şey yok iken allah vardı" sözü de yanlıştır, çünkü hiçliğin içinde bir tanrı olamaz. Hiçlik/sonsuzluk içindeki tek bir cins atom bile, bir etkileşim olmadıkça sonsuza dek durağan kalacaktır. Bu durağanlığı bozup tüm bu varlığın oluşmasına neyin sebep olabileceğine birazdan değineceğim.

Hayat; mevcut var olan şeylerin evrim ve gelişim ile hal ve şekil değiştirmelerinden ibarettir. Bu etkileşim sayesinde kaos ortamı oluşur. Bu kaos sayesinde de yeni canlı ve cansız varlıklar oluşabilir. Ana kural ikinci bir etkinin var olmasıdır. Evren küçücük bir atomun parçalanması ile oluştu diyebilmemiz için onu etkileyen bir şeyin de var olmuş olması lazım ki, işte burada mistikler ruhani bir tanrıyı devreye sokarlar. Aslına bakarsanız benim keşfetmeye çalıştığım tanrı da bu tanıma biraz uymaktadır. Yani elektrik. Bana sorarsanız evrende sonsuz bir elektrik enerjisi var idi ve onu tepkimeye sokacak başka bir etki bir şekilde oluştu ve durağan haldeki atomları tepkimeye sokarak bu kompleks yapıları oluşturdu. Yada tam tersi, durağan atomları tepkimeye sokan elektiriğin kendisi idi. Şu an için o atomun ve o enerjinin nereden geldiğini yada nasıl oluştuğunu kimse bilmiyor.

Az önce homonculus ile ilgili bir video izledim. Yorumlarda biri demiş ki "bir canlı oluşurken onu elektrik akımına maruz bırakırsanız, canlı farklı bir forma girebilir" demiş. Bu yorumu okuyunca aklıma "Fly ve Street Fighter" filmleri geldi. Her ikisinde de bir insan kapsüle giriyor ve sürekli elektriğe maruz kalıyordu. Sonuçta birinden Sinek-insan melezi bir yaratık çıkarken, ötekinde elektrik saçan adam - blanka oluşuyordu. Bunlar elbette ki bir film. Gerçeklik payı tartışılır ama bunları görmezden de gelemeyiz çünkü vücudumuzda az da olsa bir elektrik akımı vardır. Nasıl ki otomobil sıvı benzin yakıtı kullanarak araçtaki elektiriği devreye sokup onu çalıştırıyor ve çalışır vaziyette tutuyorsa, biz canlılarda da bunu sağlayan sıvı "kan" olabilir. İçtiğimiz su yada soluduğumuz gazlar ve (içimizde) göremediğimiz elektrik enerjisinin tepkimesiyle oluştuğunu düşündüğüm "kan (yani yakıta)" dönüşmektedir ve bu kan bizi çalışır vaziyette tutmaktadır. İlkel manada düşünürsek bile su; tüm canlıların vazgeçilmez kaynağıdır. Peki durum buysa, aynı akü gibi benzer bir aparatla insanı sürekli diri/çalışır tutabilir miyiz? Elbette. Bunun nasıl olabileceğini önceki yazılarımda açıklamıştım.

Nikola Tesla "insanlardaki nefreti, elektrik enerjisine dönüştürebilseydim, dünyayı aydınlatırdım" derken, taşıdığımız elektriğin zayıf olduğunu ama bunu güçlendirecek bir etkiye maruz kaldığımızda belki herşeyin daha farklı olacağını anlatmak istemiş olabilir. Nitekim kendisine yıldırım isabet etmiş olan insanlar; "sanki başka bir boyuta geçtiklerini" açıklayarak hayatlarının değiştiğini söylemişlerdir.

Bir labaratuvarım olmadığı için elektrik enerjisinin canlı gelişimine etki edip etmediğini şuan için bilmiyorum. Ediyor yada etmiyor diyenlere de pek güvenesim gelmiyor, malum dünyanın başında mistisizm denilen hayalci bir bela şebekesi var ama sanki etkiliyor olabileceğine inanıyorum, çünkü bir elektrik taşıyor olduğumu kendim de gözlemleyebiliyorum ve bu sadece bende yok. Herkeste var!

Tüm bunlar gerçek ise bunu yapanın arabın tanrısı olduğunu söyleyemezsiniz. Çünkü bu ondan da öte, olağanüstü bir mühendislik çalışmasının ürünü olduğunu gösterir. Matrix serisi bu durumda biraz daha gerçekçi gibi görünüyor. (ercan aldan)
3 Oca 2019 20:19

Gerçek hayatı ıskalamayın!

Hayal meyal düşlerle, gerçek hayatı ıskalamayın!

Dün akşam bir arkadaşım "allah'ı bulmak istiyorsan sessiz-sakin (ıssız ve karanlık) bir yerde meditasyon/yoga tarzı bir düşünce ile kendi iç sesini dinle (kendinle konuş)" dedi. Ondan önce başka bir arkadaşım da benzer şeyler söylemişti ve "zamanla artık bu, doğal bir hal almaya başlıyor, yürürken bile yaşıyorsun/hissediyorsun bunları" demişti.

Dün akşam görüştüğümüz arkadaşa şunu dedim; "Madem bu şekilde onu bulabiliyoruz o halde bu deneyi yolda yürürken de yapsanız ya, tırın altında kalırsınız" diyerek latife yapmıştım. İster inanın ister inanmayın, aynı gece bu olayı rüyamda gördüm. Bir adam tırın altında kalarak ayakları ezilmiş, bir yandan acı içinde bağırırken, bir yandan da tırın şöförüne sövüyordu. Ben pencere arkasından olayı yarım yamalak görebiliyordum.

Şimdi bu rüyaya ruhani diyenler var. Ben de diyorum ki kesinlikle bir alakası yok. Bana göre rüya; "duyduğumuz, gördüğümüz, hissettiğimiz yada düşündüğümüz en ufak bir şeyin bile hafızamıza kaydedilmesi ve zihnimizin kaydedilen bu bilgiyi ya hemen yada bir zaman sonra bir kurgu şeklinde bize göstermesi"dir.

İnsan neye yoğunlaşmışsa onunla ilgili rüyaları çok görüyor. Bir kimsenin, hiç görmediği, duymadığı, hissetmediği yani hiç bir şekilde muhatap olmadığı bir konuda rüya gördüğüne dair bir örnek var mıdır? Ben henüz karşılaşmadım. Yani şu dünya hayatında yazılmamış, çizilmemiş ve konuşulmamış herhangi bir şeyi rüyasında gören var mıdır? Sanmıyorum ama varsa da dinlemek isterim.

Rüyasında allahı gördüğünü yada ondan vahiy aldığını zannedenlerin de bunu neye dayanarak söylediklerini artık anlayabiliyorum.

Rüyalarına (rüya tabirlerine) göre hayatlarına yön verenlere de tavsiyem, bu konunun güvenilirliğini yeniden bir gözden geçirin derim. (ercan aldan).
3 Oca 2019 20:10

05/12/2018

Hani Allah اللّٰهِ ?

Bir kişi de çıkıp sormuyor ki 20000 ya da 50000 sene önceki mağara çizimi yada figürlerinde (göbeklitepe, maya yada mısır tapınaklarında vb.) neden hiç Allah اللّٰهِ lafzı yer almaz? Hani allah اللّٰهِ özel bir isimdi? Hani o tek ve yüce olan tanrının ismiydi? (ercan aldan)
5 Ara 2018 21:13

En çok okunan