test

👇 αklını özgür вırαk / çєmвєrín dışınα çık! 👉
2045 Projesi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
2045 Projesi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

13/09/2020

Ölümsüzlük Peşinde

Klasik Ruh inancının saçma olduğunu kanıtlayan başka bir deney de Rus bilimadamlarının 1939'lu yıllarda gerçekleştirdiği, bir köpeğin kafasını vücudundan ayırdıkları deneydir. Sonra da organlarını ayrıştırarak kan devir daimi yoluyla bilinç ve beyin fonksiyonlarının ne kadar yerine getirilebildiğini test ediyorlar.

Sonuç: Köpek bir müddet bu şekilde yaşıyor.

Önceki yazılarımda kanın bir yakıt olduğunu ve bizi hayatta tutan şeyin bilinç olduğunu defalarca kez söylemiştim. Yine bir Rus olan Dmitry Itskov 2045 projesi ile yapay zekayı kullanarak bu bilinci sürekli diri/uyanık tutmak için milyon dolarlar harcamaktadır. Eğer bunu başarırsa sürekli aktif olan beyin/bilinç sayesinde binlerce yıl yaşayabilecek veya ölümsüz olabilecektir. Vücut yapısını da sanırım nakille yada sentetik organlarla koruyacaklar veya hücre ölümünü geciktirecek/durduracak genetik bir modifikasyon uygulayacaklardır. Yada tıpkı yapay zekalı android Sonya projesini daha da geliştirerek android - insan sentezi canlılar yaratacaklardır ...

Geleceği kestirebilmek aslında o kadar da zor değil! (ercan aldan)

13 Eyl 2020 23:24 güncellendi

REPTİLYANI BOŞVER, REALİTEYE ODAKLAN!


REPTİLYANI BOŞVER, REALİTEYE ODAKLAN!

Gerçeğin peşine düşen biri aslında ateist olmaya daha yakındır ancak maalesef kabul etmemiz gereken bazı olağanüstü durumlar da vardır. Örneğin hayatı bir düzenleyenin (yada düzenleyenlerin) yani üst akılların bulunduğudur. Çünkü eğer bizlere anlattıkları ilkel mağara hikayeleri doğru ise, bu kadar zaman içerisinde, böylesine muazzam bir teknolojik sıçrama yapabilmek kendiliğinden mümkün değildir. %100 olasılıkla bir yerlerden bilgi akışı sağlanmış olmalı (?)

Avrupa Moleküler Biyoloji Laboratuvarı (EMBL) bir açıklama yaptı. 300 milyar GB veri 4 gram DNA’ya sığabilecek.

http://www.dijitalx.com/2015/03/10/300-milyar-gb-veri-4-gram-dnaya-sigacak/

Yapay dna da üretildi.

https://www.bbc.com/turkce/haberler/2012/04/120420_synthetic_dna

Yapay zeka (2045 projesi) ve dna sentezi başarılı olursa bu kişiler bilincini açık tutmayı başararak ölümsüz olabilecek veya binlerce yıl yaşayabileceklerdir. Tüm kodonları açık dna ile yaratılan yapay zekalı bu tanrısallaşmış insanların başımıza dikilmesi an meselesidir.

Bu teknolojinin kötünün elinde olduğunu düşünsenize. Bunlar kurgu yada paranoya değil. Komplo hiç değil. Komplo diyerek alay edilen ne varsa hepsini yaşadık/yaşıyoruz.

Rusya mayınlardan ve el bombalarından etkilenmeyen elbise ürettiğini duyurdu.

https://www.ensonhaber.com/rusyada-bir-sirket-mayina-dayanikli-elbise-uretti.html

Rus Sarmat füzesi 16 bin km. menzile sahip (dikkat et metre değil kilometre).

http://www.hurriyet.com.tr/dunya/bu-fuzeyi-kimse-durduramaz-40758369

Yapay zeka 2045 projesi de Rus Dimitri'ye ait.

https://www.webtekno.com/2045-initiative-h24166.html

Sırp kökenli Tesla'nın Haarp projesi ilk defa Rusya'da ortaya çıktı ancak geliştirilemeden Amerika'nın eline geçti.

https://saklitarih.wordpress.com/2012/01/21/haarp-kiyamet-silahi/

https://www.aksam.com.tr/pazar/kara-bilimin-gizli-silahi-haarp/haber-541426

Amerika + İngiltere ve İsrail güçlü olan istihbaratı sayesinde sağdan soldan çaldığı patentlerle kendini biraz geliştirdi ama emin olun birçoğu balon. Bir düşünün dünyaya silahla savaşla özgürlük götüren (!) bir güç neden uzay konularında milyar dolarlar harcasın ki? Neden Elon Musk'a baskı yapıp bir an önce uzay yolculuklarını (!) hızlandırmasını istesin ki? Çünkü yıkım yakın. Onlar da farkında!

Uzaya gönderildiği iddia edilen tüm araçlar yatay pozisyonda ilerlerken bir müddet sonra kameranın görüş açısından kaybolur? Peki neden mekiğin üzerine bir kamera koyup, bağlantıyı sürdürmezler ki? Diyeceksin ki; Elon Musk uzaya araba yolladı (?). Ben buna inanmıyorum. Farzedelim ki gerçek. Uzay dedikleri yer henüz kubbenin içi. Diyeceksin ki kepler teleskopu bilmem kaç milyon km. ötedeki Pluton'dan, Jüpiter'den, Satürn'den resim gönderdi. Bu da yalan. O kadar yolu katedecek yakıtı nereden sağladı ve o kadar uzak mesafeden görüntüleri buraya nasıl yolladı? Kaldı ki bazı kırsal kesimlerde telefonlar bile sinyal alamıyorken bu nasıl bir teknolojidir ki milyonlarca km. öteden sinyal ulaştırılabildi?

Sorular, sorular, sorular ...

Realiteye odaklanın!

Burada sözünü ettiğim bu olağanüstü gelişmeleri idrak etmeye çalışın. Gökten bir kertenkele ordusu gelerek sizi istila filan etmeyecek. Çünkü madem üst seviye bir teknolojiye sahibiz neden uzaylı yaratıkların bizi hasat etmesi için bekliyoruz ki? Bir an evvel bu tımarhaneden kaçıp gitsek ya?

Size doğrusunu söyleyeyim. Kertenkele/yılan/ejderha vb. sembolünü kullanan insan ırkı ile gök/güneş ve kartal sembolünü kullanan insan ırkı yine kapışacak. Ultimatom 2023'te bitiyor. Her iki grubun elinde çok güçlü silahlar var. 100 senelik ateşkes süresi içinde kendilerini olağanüstü geliştirdiler. Bu kafesten çıkış yok (varsa bile bunu henüz başaran olmadı) ve bu kavganın biteceği de yok. Abartılı uzay hikayeleri ile taraflar kozlarını oynamaya devam ediyorlar ve sıradan insanlardan taraf toplamaya çalışıyorlar. Taraf olmak yerine kendinize sağlam bir sığınak yapmaya çalışın. İki lanet kardeşin soyu çok yakında (yine) birbirini yiyecek ve bu kafes içindekilerin tümünü hasat edecek :( (ercan aldan)
13 Eyl 2020 20:15

11/09/2020

MODERN KÖLELER

MODERN KÖLELER

Metafizik bir dünyada yaşamıyoruz. Görmediğimiz, tatmadığımız yada dokunmadığımız şeylerin varlığına inanıp ona tapınıyoruz, neden tapındığımızı bile bilmeden ... Şu zihin denilen şey kontrol edilemiyor. “Sonsuz ruh” dediğimiz aslında “bilinç”tir. Bedenden uçup giden bir şey yok. Bilinç tamamen gittiğinde iş bitmiştir. Beden cansız bir nesnedir. Cansız/bilinçsiz nesneler daimi ölüdürler. Bilinci olan bir varlık için ölüm kaçınılmaz sondur. Kabalistler, mistikçiler ve spiritüalistler; ölüm gerçeğini “büyü, mistik ve paranormal aldatmacalarla süsleyerek” bir korku dünyası yaratmayı ve bu gerçeği kendi lehlerine çevirmeyi başarmışlardır. Bundaki amaçları; (tek tanrı inancı ile) tek bir çatı altında kitleleri toplamak, efendi-köle sistemi ile onları yönetmek ve sömürmektir. İtaat etmeyenleri ise “hasat” denilen kitlesel kıyım ile öldürmekte ve bu korku ile; beyinleri baskı altına alıp, onları; itiraz edemeyen, sorgulayamayan robotlar haline getirmektedirler.

Binyıllardır süren ölümsüzlük arayışı 2045 projesi ile son bulabilir. Yapay zeka ve dna sentezi ile bu sağlanabilir ama sonrasını tahmin edebilmek güçtür. Dna bir işlemcidir. İşlemci; onu üreten mühendis tarafından değil de bir başkası tarafından modifiye edilirse orjinalliğini yitirerek, onu üretene özel bir araç haline gelecektir. Yapay zekanın kontrolü ele geçirmesi durumunda, ebedi yaşam düşüncesi - ebedi yok oluşa sebebiyet verebilir.

Belki de bu gereklidir. Bizler evrenin başına gelen en büyük belayız. Doğanın var etme gücünü, yok etmek için kullanan hırs dolu zalimleriz. Gerçek hayatın içinde bir hayal dünyası yaratmışız kendimize. Gerçek hayatı sürekli ıskalıyoruz. İçinde bulunduğumuz durum, kedinin yakalamış olduğu fareyi yemeden önce oynaması gibidir. Birileri bizimle oynuyor. Bunun için din ve siyaseti kullanıyorlar.

Evrimleşeceğimiz/gelişeceğimiz ve üstün bir teknolojiye sahip olacağımız kesindir ama bu teknolojileri/gücü birbirimizi yok etmek amacıyla kullanacağımız da bir gerçektir. Çünkü bu döngü hep bu şekilde olmuştur. Hırs güçtür ve güç hırsa her zaman yenik düşmüştür. Geçmişte en üst teknolojiye ulaşıp düşüşe geçmiş olabiliriz yada tam tersi de olabilir. Her durumda doğanın kanunu olan “Yok etmek” gerçeğini örtbas edememişiz. Çünkü bu içgüdüyü bize veren doğadır. Can taşıyan her bilinçli varlıkta bu içgüdü vardır. Dinler içimizdeki bu yok etme içgüdüsünü maskelediğimiz, hırs zehrimizi şerbet diye masumlara içirdiğimiz iyi niyet masallarıdır. Dinleyeni ve inananı çoktur. Güçlü bir hipnozdur. Etkisinden kurtulmak için kendimizi silkelemeli ve bu çerçevenin dışına atmalıyız. Bu hipnozdan kurtulamayanlar, ölüm gerçeğini gördükleri halde ölümsüz bir hayat süreceklerine inanarak kendilerini avuturlar. Bu inanç, içimizdeki ölümsüzlük hırsının bir yansımasıdır. Sizin sömürücüleriniz bu inancı kendi çıkarları için kullanmışlardır. Dedikleri gibi sonsuz bir güce ve sonsuzluğa sahip bir Tanrıları olsaydı onu vadetmez hemen şuan herhangi birine verirdi ve tüm gizemleri giderirdi. Hayal dünyalarında/cennetlerinde, hayali sonsuzluklara umut bağlayanların inancını pekiştirirdi ama bunun bir örneği dünya tarihinde yoktur ve olmayacaktır da. Çünkü yarattıkları tanrının böyle bir gücü yoktur!

Bir de, hiç görmedikleri halde onun tüm vasıflarını(!) kendi adları gibi bilen, %0,99 IQ’ya sahip, “işte o öyle demiş, şu böyle demiş”ten öteye gidemeyen, mason pergelini elinden düşürmeyen kabalist bilim adamı (!) atalarının her söylediği ve yaptığı sahte çizimler/resimlerle (güya inandıkları) kitabın mucizelerini haklı çıkarmaya çalışan, garip bir müslüman güruhu da var. Bunlar için söyleyebileceğim tek şey “Sizler seçilmişler değilsiniz!” Seçilmiş olanlar; RA’nın gözüyle bakanlardır. Yani uğrunda saç baş yolduğunuz idollerinizdir ve onları yaratan patronlarıdır. Kıyamet sandıklarında yada nuhun gemilerinde kurtarılacak olan elitler onlardır ve malesef aralarında sizler olmayacaksınız. Siz ve evlatlarınız; cennet, sonsuz yaşam umudu ile onların ve evlatlarının (bu dünya var oldukça) kölesi olmaya devam edeceksiniz!

https://twitter.com/i/status/1504522020775763969

Peki dinsiz yaşanır mı? diyeceksiniz. Yaşanır elbet. Hem de en güzel haliyle. Aslanın ve ceylanın, kurdun ve kuzunun bir dini mi var? Yada onlarla birlikte yaşayan (sizlerin ilkel kabul ettiği) yerlilerin? Ancak ceylan aslanın mıntıkasına, kuzu da kurdun mıntıkasına girdiğinde neler olacağını bilirler. Bu yüzden aslan ve kurt pusu kurmak zorundadır. Din adamlarının ve siyasetçilerin bizlere yaptığı da aynen budur! Onlar ikiz kardeş gibidirler. Dinler ile kandırırlar, kanmayanları siyasi kararları ile yok ederler. Yarattıkları bu modern hayat, modern köleliktir.

Kim bilir belki de onlar haklıdırlar. Gerçekten koskocaman bir tanrıları vardır ve bizi yaratıp buraya tıkmıştır. Bu doğruysa, (bunca örnekten sonra) onun iyi olduğuna inanmam mümkün değil. Güçlünün zayıfı yok ettiği bu doğada, zayıfın yanında olmayan (onu görmezlikten gelen) bir tanrı bana göre saygıyı hak etmiyor.

Hayatın gerçeklerine gözlerinizi kapayıp, yaşamı ıskalamayın! Siz teksiniz. Birsiniz. Kafanızı kumdan çıkarın! Kendinizi onlara yem etmeyin. Bu hayatı yaşayalım ama “özgürce”. Doğa size bu şansı vermiş (ercan aldan)
11 Eyl 2020 13:19 güncellendi

10/09/2020

MATRİX / DÜNYA TARLASI

MATRİX / DÜNYA TARLASI

Bu filmi çıktığı yıllarda çok kez izlemiştim. Önceleri bilincim kapalı olduğu için bana sıradan bir bilimkurgu filmi gibi geliyordu ve sadece görsel açıdan zevk veriyordu ancak bilincim açıldıktan sonra yeniden izledim ve bingo, daha önce yazmış olduğum "tanrıları yaratan tanrıların laneti" isimli yazımla neredeyse birebir uyumlu olduğunu fark ettim. Halbuki ben o uzun yazıyı hiçbir etki altında olmadan yazmıştım.

Neden sistemin kölesi olmaya devam etmiyor ve insan kasaplarının bizi hasat etmesini beklemiyoruz ki? Bunu yapamıyoruz, çünkü bunun kötü/lanet bir şey olduğunu idrak edebiliyoruz. Çünkü bizden önceki "özgürlük için isyan çıkartan ve bu yüzden hasat edilen masumların dna'larını taşıyoruz". Uyanan bilinçler; yüzlerce, binlerce, hatta hatta onbinlerce yıl önce özgürlük savaşı verenlerin genlerini taşıyorlar. Genetik yatkınlık mirası ile içimizde kabaran bu özgürlük hissine, bu yüzden karşı koyamıyoruz. Sizlerde de bu bilinç uyanması başlamışsa, bu tür filmlerdeki mesajları ciddiye alın derim.

Şimdi benim yazılarımı okumadan önce bu filmi izleyenler, rica ediyorum şimdi yeniden izlesinler. Özellikle de şu kısa bölümü. Neo'yu yani bizi buraya hapseden efendilerin torunları, Rusların yapay zeka projesinden korkuyorlar. Ben bunu çok önceden fark ettim. Elon Musk'a bu yüzden baskı yapıyorlar. Amaçları; bir an önce bu gök gemilerini inşa ettirip buradan kaçabilmek. Çünkü bu büyük kıyımın galibinin kim olacağını öngöremiyorlar. Çünkü bu yapay zeka projesi tutarsa, hasat edilenler "hasatçıların kendileri" olabilir ve bu lanet olası sistem aleyhlerine dönebilir. Bu yüzden her ihtimali değerlendiriyorlar.

Filmlere inanılır mı diyen dostlarım, bunların gerçekleşme ihtimalini ve gerçek yaşama uygunluğunu yeniden gözden geçirmenizi tavsiye ederim. Elinde dünyayı yok edecek silahlar varken Yahudi Amerika + İsrail bile bu yapay zekadan niçin korkmaktadır? Çünkü insanlığa saldıkları korkular yapaydı. Yazdıkları tarih yalandı. Ruslar bunu çok iyi biliyor. Bu yüzden yapay zeka 2045 projesine milyon dolar harcıyorlar.

Kendinizi biraz zorlarsanız benim gördüklerimi görebilir ve durumun ciddiyetini kavrayabilirsiniz. Kavrayamazsanız, klibin sonundaki Neo gibi, yapabileceğiniz tek şey; "çıkarın bizi buradan" diye yalvarmak olacaktır. (ercan aldan)

11 Eyl 2020 21:32 Güncellendi

Yapay Zeka ve Ölümsüzlük

Dna'mızın orjininde çok uzun ömür ve mükemmel bir bağışıklık sistemimiz var. Tanrısal güçlerimiz var ama bilincimiz kapalı/sınırlı olduğu için bunun farkına varamıyoruz. Zorba tanrı insanların tanrı gibi olmasını istemiyordu. Tevrat'ta ne diyordu?

Yaratılış 3.22 Sonra, “Adem iyiyle kötüyü bilmekle bizlerden biri gibi oldu” dedi, “Artık yaşam ağacına uzanıp meyve almasına, yiyip ölümsüz olmasına izin verilmemeli.”

İblis/Yılan/Lucifer adem ve eşine yaratılışın sırlarını paylaştı ve bilinçleri açıldı. Tanrısal güçlerinin farkına vardılar ve bir isyan/savaş başlattılar. Nihayetinde savaşı kaybedip Aden'e sürgün edildiler.

Vahiy 12/7-9 Gökte savaş oldu. Mikail’le melekleri ejderhayla savaştılar. Ejderha kendi melekleriyle birlikte karşı koydu, ama gücü yetmedi. Bu yüzden gökteki yerlerini yitirdiler. Büyük ejderha –İblis ya da Şeytan denen, bütün dünyayı saptıran o eski yılan– melekleriyle birlikte yeryüzüne atıldı.

Bugün bilim, dna'daki bu stop kodonlarını kaldırma çabasında. Yapay zeka ile bu açık kodlu dna'yı entegre etme çalışmaları devam ediyor. Rusya bu proje için milyon dolarlar harcıyor. Kutsal kitaplarda anlatılan tüm hikayeler kabalistik tarzda sembolizm diliyle yazılmıştır. Gerçek hikayeyi öğrenmek için tüm kutsal kitapları, sümer tabletlerini ve bilimsel verileri bir araya getirmelisiniz. (ercan aldan)

https://www.dunyahalleri.com/2045-initiative-olumsuzlugu-amacliyor/

10 Eyl 2020 20:30 güncellendi

07/01/2019

YENİ DÜNYA DÜZENİNDE "EBEDİ KÖLELİK"

 

YENİ DÜNYA DÜZENİNDE "EBEDİ KÖLELİK"

DİNLER (bilhassa İSLAM); Sıradan insanları her bakımdan (maddi, manevi) teslim alır ve elitlerin hizmetine sunmak için korkak/baskılanmış ve köleleştirilmiş bir toplum yaratır ve Firavun soyu kralların dünyayı daha rahat sömürebilmesi için onların hizmetine sokar. İslam kapitalizmin can damarıdır.

İSLAM; Teslimiyet dinidir. Bir tanrıya taptığını zannedenler, piramidin tepesindeki soylu yahudi krallara tapmaktadır. Yüksek vergiler ile insanların kanını emerler. İyice yoksul bırakılan halka dış borçlar bahane edilerek, yine kendi güçleri tarafından hasat edilirler. Bu geçmişte hep böyle olmuştu, yine böyle olacak.

Sıradan halk felaketlerin tanrıdan/tepeden geldiğini zanneder, oysa ki herşeyi yapan/planlayan piramidin tepesindekilerdir. Ol der olur, öl der ölürüz. Yeni dünya düzeninde bizden sonraki nesillerin işi daha da zor. Yapay zeka ile ölümsüzlüğü arayan Ruslar, milyon dolarlar harcadıkları (belki de finanse edildikleri) bu 2045 projesinde başarılı olurlarsa, yapay zeka+dna ve yapay fiziksel vücut sentezlemesi ile ölümsüzlüğü bulacak ve bu keşfini NEW WORLD ORDER'da ALTIN ÇAĞ'ı yaşayacak olan elitlere sunacaktır. Bunlardan biri David Rockfeller olabilir (bunun nasıl mümkün olabileceğine birazdan değineceğim). Sıradan insanlar ise dünya döndükçe, bu ölümsüz tiranların ebedi köleleri olmaya devam edeceklerdir.

Son günlerde yaptığım araştırmalar neticesinde, birbirine düşman gibi görünen Ruslar ve Amerika/İsrail'in aslında perde gerisinde iş çevirdiklerini düşünmeye başladım. Dünyadaki kapitalist zengin baronlar bulunup yok edilmedikçe Komünizmin bir esprisi yoktur. Çünkü bu durum, eşitlik ilkesine ters düşmektedir. Komünizm görünüşte herkesin eşit kazanca ve eşit haklara sahip olmasını öngörür ancak sistemin derinine indiğimizde ise "tek tip insan modeli yaratarak bir bakıma kapitalizmin ekmeğine yağ sürmektedir". Peki bunu niçin anlattım? Bir üstteki paragrafta Rusların yapay zeka projesine önem verdiklerinden bahsettim. Ruslar zeki insanlardır. Amerika; Cia, Mi6 ve Mossad'ın sayesinde, görünürde atağa geçmiştir ancak güç gösterilerinin birçoğu balondur, yalandır (bundan önceki yazılarımda Nasa'nın sahtekarlıklarından bahsetmiştim). işte bu yüzden Rusların 2045 projesini kendi çıkarları için kullanacağından endişe duymakta ve Elon Musk'a baskı yaparak dünyayı terketme çalışmalarını hızlandırmaktadırlar.

Yeni dünyada yapay zekaya hakim olan dünyaya hakim olacaktır. Belki de bin yıllar önce bu teknoloji zaten kullanılıyordu. Nuh'un ömrünün 950 yıl olması mecazi de olabilir gerçek de. Çünkü yapay zeka projesi ile bu ömür yaşanabilecektir. Zaten çizime baktığımızda tanrısal güçlerin düşüşe geçtikten sonra tekrar yükselişe geçeceğini görüyoruz.


Tabi yeni dünya düzeninden bahsedip de David (Davut) Rockfeller'dan bahsetmemek olmazdı. Ben onun cryonics tüplerine girdiğini (-ki bunun için yasal olarak öldüğünün açıklanması gerekiyor) ve aynen Bakara 259. ayetinde verilen örnekte olduğu gibi 100 sene sonra tekrar diriltileceğini düşünüyorum. Tabi şimdi siz o ayette geçen hadiseyi de görünmez arap tanrısının yaptığına inanırsınız ya neyse :)

Hemen altta linkini verdiğim videoda bunu kendisi de söylemiş zaten. "100.yaş günümde 200.yaş günümü kutlamak istiyorum". E para var çare var :)

https://youtu.be/jqz4_oioQac

Ekleme: İster yapay zeka olsun, ister cryonics olsun her iki yöntem de biz sıradan insanlar için epey masraflı :( Ebedi kölelikten kurtulmak için bu iki seçenek sizin maliyetinizi aşıyorsa, cesedinizi siz ölür ölmez hemen yakmalarını vasiyet edin. Hastaneden herhangi bir numune almasınlar ve sizi asla toprağa gömmesinler. Çünkü ezelden beri ellerinde, köle insanların dna'larını kullanarak yeni köle yaratacak teknolojileri var. Çünkü elitler asla kendi kanlarını/soylarını köle olarak kullanmazlar. Tabi bu önermeler çoluk çocuk sahibi değilseniz işe yarayacaktır, diğer türlü genetik miras yüzünden sizden sonraki tüm nesillerin bedenlerinde kendinizi yaşamaya devam edeceksiniz.

Yada son çare bu dünyadan kaçıp gitmenin bir yolunu bulun!

/ercan aldan/
7 Oca 2019 21:10

06/01/2019

ELEKTRİĞİN YARATMA GÜCÜ (?)

 
ELEKTRİĞİN YARATMA GÜCÜ (?)

Tanrı; gücün/enerjinin kendisi (sanırım elektrik) ve aynı zamanda bu enerjiyi yöneten sistem yada kişinin de adı. Şimdiye kadar edindiğim izlenim bu!

Miller-Urey Deneyi ile sanırım bunu göstermeye çalıştılar ve belki de başardılar. Aynen maymun-insan deneyini yapan Rus İvankov'u ışıkçı ajanlar (din adına) nasıl engellediler ise bu bilimadamlarını da o şekilde susturdular ve bizlere de "yeterli ödenek olmadığı için deney sonlandırıldı" dediler.

Şimdi sıra 2045 projesini yöneten Rus Dimitri'de. Yapay zeka konusunda ışıkçı tayfasının endişesi şu günlerde tavan yaptı ve en ufak bir kıvılcımın çıkmasını bekliyorlar. Bu yüzden 2023 ultimatomunun bitmesini beklemeyebilirler.

Eski insanlar şimşeğe boşuna tanrı/zeus demediler (daha eskiler de güneşe tanrı demişlerdi). Su, ışık, toprak ve hava ... bu dört elementi kullanarak, canlılık yaratılabilir mi? Belki ama gözden kaçan bir şey var. İlk yaratılışın nasıl olduğunu hiçbirimiz bilmiyoruz.

1 ay kadar güneşte beklettiğimiz su dolu cam fanus içinde minik minik canlılar belirmeye başlar. Belki bu canlılar suyun içindeki mevcut bakterilerden türediler, belki de zaten suyun içinde bulunan yaşam tohumları idi (yani bu yaşam tohumları zannettiğimizden daha da küçüktü). İşte bu oluşumu sağlayan bu görünmez enerji "elektrik" olabilir miydi? Neden olmasın!

Bir an için güneşin yapay bir ışık kaynağı olduğunu ve sonradan yapıldığını hayal edin. Denizler ve evren karanlıktır. Sonsuz bir su olduğunu hayal edin. Karanlık ve soğuk. Canlılığa dair biz iz yok yada var ama henüz onu yaşatacak bir güç/enerji yok (-ki kutsal kitaplar bunu söyler) ve işte ışık ve elektrik enerjisi ile tüm bu ölü karanlık hayat buluyor ve yaşam başlıyor.

Karanlık denizlerde dahi elektirik yüklü balıklara rastlamak mümkündür. Bizler bile bazen biriyle tokalaşırken her ikimize de elektrik çarpar. Elektrik ilk yaratmayı sağlayan enerji miydi? Miller-Urey deneyinde birşey mi atlandı yada farkedilemedi mi?

Gözlerimizle ve mikroskoplarla göremediğimiz bir enerji var canlılarda (ruhçular sevinmesin onu kastetmiyorum :)). Bu yüzden onu bilim ile bulamayıp, spiritüel/mistik masallarla anlamaya çalışmışız. Asıl sormamız gereken; bu enerji nasıl oluştu? Yada kim (ler) - neden oluşturdu?

Yani aslında hep yanlış metodu kullanmış olabilir miyiz? Yaratılışımızı biyoloji ile değil de fizikle mi çözmeye çalışmalıyız? Ruslar bu yüzden mi yapay zeka teknolojisine yatırım yapıyor? (ercan aldan)

6 Oca 2019 19:24

En çok okunan