test

👇 αklını özgür вırαk / çєmвєrín dışınα çık! 👉
Uzaylı istilası etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Uzaylı istilası etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

13/09/2020

İRİ GÖZLÜ EŞLER (İNDİGO İNSANLAR)

 

İRİ GÖZLÜ EŞLER (İNDİGO İNSANLAR)

Daha önce şu uzaylı konularının illüminati kartlarında yer almasından dolayı, uzaylı istilalarının bir kumpas olabileceğini söylemiştim.


İllüminati: aydınlık, ışık demektir.

Haktan Akdoğan tüm mesajlarını "ışık sizinle olsun, ışık ve sevgi ile kalın, ışıltınıza sahip çıkın" vs. sözler ile tamamlar.

Kimdir bu Haktan Akdoğan? Geçimini neyle sağlar? Mesleği nedir? Kazancı nedir vs.

https://www.biyografi.net.tr/haktan-akdogan-kimdir/

Biyografisinde de görüldüğü üzere Amerika ile çok içli dışlı olan birisi ve muhtemelen küresel illüminati örgütünün de bir üyesi (zaten söylemlerinden de bu anlaşılıyor).

Benim ilgimi çeken şey, söylemlerinden çok bu 2 resim oldu. Alita filmini hatırlayınız. Yapay zeka + insan karışımı kızın gözü de böyle iri idi. İri gözlerin daha modern ve daha gelişmiş bir görünüm kattığı gerçek. Demek ki insanlardan gizli yapılan genetik deneyler sonucu, uzaylı istilası diye tepemize gönderecekleri insansıların yeni görünümü bu şekilde olacak ve bence bu Haktan akdoğan ve onun gibi olan diğer ajanların görevi de, dünyayı böyle bir uzaylı istilasının olacağına inandırmak. Demem o ki bu resim rastgele çekilmiş bir resim değildir!

Arkadaşlar lütfen olaya geniş bakın! Uzaylı yaratık (E.T) filan yok. Geçit, kapı dedikleri şeyler de başka kıtalara açılan kapılar olsa gerektir. Daha önce de söylediğim gibi, bizi melezleyenler ve yönetenler; ya yer altında, ya buzulların ötesindeki başka kıtalarda ya da Ay'da bulunmaktadır.

Evet 2023-2024'te bir uzaylı istilası olacak. Buna hazır olun ama gelenlerin bizlerle aynı dna'ya sahip fakat (belki de) tüm kodonları açık indigo gençler olduğunu görürseniz şaşırmayın! Onlar önceden işaretlenmiş/seçilmiş zengin elitlerini yeni cennetlere/kıtalara taşırken, geriye kalan sıradan insanlar sanırım hasat edileceklerdir.

Diyanet Meali:
52.20 - (19-20) Onlara, "Dünya'da yapmakta olduklarınızın karşılığında, sıra sıra dizilmiş koltuklara dayanarak afiyetle yiyin için" denir. Biz, onlara, iri gözlü güzel hurileri eş olarak vermişizdir.

Kimbilir Haktan Akdoğan gerçekleri itiraf eder mi ki? (ercan aldan)
13 Eyl 2020 22:22 güncellendi

11/09/2020

NE DİNİ, NE UZAYLISI, NE CİNNİ, NE ALLAH'I, NE RUHU ...?

 

NE DİNİ, NE UZAYLISI, NE CİNNİ, NE ALLAH'I, NE RUHU ...?
(Olan biten her şey biz insanlardan ibaret)

Gerçeği öğrenmek istiyorsanız sembolleri takip edin demiştim.

https://youtu.be/i7bQw-x0_hI

Cennet=bahçe demektir. Işık ve yılan konseyi ilk zamanlar burada ve bir arada bulunmaktaydı. Işıkoğulları, yılanoğullarını köle olarak kullanmaya başladı. Onları korkutmak için ateş kuyuları (cehennem(gehinnom) açtılar ve isyan edenleri o kuyuya attılar ancak zamanla bu sömürge/zorbalık, köle yılanları rahatsız etmeye başlayınca burada kapsamlı bir ayaklanma/savaş çıkarttılar. Bu ayaklanmayı/savaşı, ışık konseyi kazandı ve yılan konseyini Aden'e sürgüne zorladılar. Daha sonra burada gelişip yükselen yılan/iblis'in oğulları, ışık konseyine ait yerleşim birimlerini ve Heracleion'daki limanları yerle bir edip ışık konseyini yenilgiye uğrattılar (kaynaklarını daha önce vermiştim). Daha sonra gücünü daha da büyüterek Amerika ve diğer kıtalara yayıldılar. Gittikleri yerlere yılan figürünü yerleştirdiler. Nasca ve Peru'daki ilginç yapılar ve kuşbakışı görülebilen figürler ve yılan tasvirlerini yapanlar büyük olasılıkla yılanoğulları idi.

Daha sonra ışıkçılar karşı atağa geçti, sinsice 17-18yy'larda Amerika'ya sızdılar ve orada illüminatiyi (aydınlanma) kurarak mason/cia gibi gizli istihbaratların da desteği ile yılancıları (yani amerika yerlilerini) birkez daha yenilgiye uğrattılar. Şu an orada hakim olan güç ışık konseyi (ışıkoğulları)dır.

Dünya üzerinde yoğun olarak BİRLİKTE kullanılan sembollere bakılırsa GÜNEŞ/IŞIK ve YILAN/EJDER simgesini görürüz. Daha önceki yazılarımda güneşin; erkeği, ay'ın ise kadını temsil ettiğini ve tüm olan biten her şeyin biz insanlardan ibaret olduğunu söylemiştim. Peki Kadın=Ay ise yılan ne alaka?
diyenleriniz olabilir. Şu alıntıya dikkat edin:

Yılan-Ay-Kadın ve Bereket
Bazı hayvanlar, ayın kaderini, biçimleriyle ya da varlıklarıyla çağrıştırdıkları için ay simgesi ya da temsilcisi olmuşlardır. Bir görünüp bir kaybolan ve ayın göründüğü günler kadar halkası olduğuna inanılan (Buna efsanevi Yunan geleneğinde de rastlarız), “tüm kadınların eşi” olan yada kabuk değiştiren (yani dönem dönem kendini yenileyen, yani “ölümsüz” olan) yılan da bu özellikleri sayesinde ayla ortak anlamlarda buluşmuşlardır.

Kaynak:
https://okuryazarim.com/yilan-sembolizmi-dogum-kadin-ve-ay/

******************************

Gördüğünüz gibi tezimiz burada da doğrulanıyor. Ay ve Yılan kadını simgeliyor ve zorba/baskıcı ve sömürgeci erkek (güneş/ışık) egemenliğine karşı özgürlük mücadelesini hep kadınlar (yılan/ejderha) başlatıyor.

20yy. başlarına gelindiğinde, yılan konseyi tekrar atağa geçerek Avrupa'da, Ortadoğu'da ve Asya'da bir özgürlük mücadelesi daha başlatıyor ve dünya savaşları yaşanıyor. Her ne kadar ışıkçılar kazandılar diye ilan ettilerse de aslında olan 100 yıllık bir ateşkes antlaşması idi. Bu süre 2023'te bitecek ancak savaş bitmiyor/bitmeyecek. Işık ve yılan konseyi bir kez daha çarpışacak.

Genel bir hasat olmazsa yeni altın çağda güç dengeleri değişebilir. Işıkçılar kendilerinden emin bir şekilde hasattan sağ kurtulup new age/yeni çağda da yine tanrılar olmanın hayalini kuruyorlar ama unuttukları bir şey var! Yaratılış bilgilerini ellerinde bulunduran yılancıların ellerinde yapay zeka gibi tehlikeli bir silah var. Zorba, sömürgeci ve baskıcı ışıkçıları dizginlemek için kullanılabilecek bir silah ...

Geçmişten günümüze tarihin bir özeti gibi olan bu yazımdan bir şeyler anladınız mı bilmiyorum ama isterseniz siz de bu konu üzerinde yoğunlaşabilir ve benim yaptığım gibi semboller üzerinden giderek kalıpları yerine yerleştirebilirsiniz. Böyle yapınca ne uzaylı, ne cin, ne allah, ne peygamber, ne ruhaniyat ... vb. hiçbir hayali varlıkla aslında muhatap olmadığımızı, olan biten her şeyin biz insanlardan ibaret olduğunu göreceksiniz.

/ercan aldan/
11 Eyl 2020 09:40 güncellendi

10/09/2020

GÖKTANRI ZULMÜ

 
GÖKTANRI ZULMÜ 

Yukarıdaki kısa video, yerli oyunumuz olan Crysis'ten alıntıdır. Oyunun konusu: dünyayı, uzaylı sef'lerin (yaratıkların) istilasından kurtarmaya çalışıyorsunuz. Oyun deyip geçmeyin. Dünya genelinde satış rekorları kırmıştır. Oyunun akıcılığı yüzünden içeriğindeki mesajları oyun esnasında algılayamamıştım :) Şimdi bu (oyun içindeki) bu kısa videoyu izleyince durumun vehametini anladım. Hikaye özgün sayılır ancak karakterler farklıdır ve oyun içindeki istilacılar, şekilsiz yaratıklar olarak tasvir edilmiştir. Biçimsiz yaratıklar dünyamızı neden istila etmek istesin ki? Son zamanlarda bunu yumuşatıp insan formuna benzetmeye çalışıyorlar (annunakiler). Geçmişte bu şekilsiz yaratıkların bir istilası olmuş mu ki? Olmuşsa bile bu istilayla ve bu karakterlerle ilgili çizimler neden yoktur? Amerikan film, oyun yada müzik piyasasına bakıyorum da her daim bize, farklı tür uzaylı ırkların dünyayı istila edeceğine dair bir algı yaratmak isteniyor ve her ne hikmetse günümüz Göktengrici Türkleri de bu algı operasyonuna full destek veriyorlar. Onlara göre Gökten gelen göktanrı/göktengri önderliğinde kötülüğe son verilecek falan filan ... Ben bu hikayeye inanmıyorum. Aynı senaryoyu NUH zamanında da yaptılar ve aynı şeyi o zaman da söylediler. "Kötüleri yeryüzünden sileceğiz". Oysa ki silinenler iyilerdi. Çünkü şu an dünyayı kötüler yönetiyor. 

Videonun 1:35 (6:55) saniyesinde "monitörde" sef'lerin istila zamanı (18.07.2023) olarak görünüyor. Bu tarih aynı zamanda; 1923'te Göktanrıcı/ışıkçı yahudi/müslümanlar ile özgürlükçü/yılancı hristiyanlar arasında imzalanan ultimatomun da bitiş süresidir (bu kavramlar size yabancı geliyorsa, önceki yazılarıma da göz atın, lakin her şey sembolizme göre ilerliyor).

Bize öğretilenler maskenin görünen yüzü idi. Maskenin ardında ise farklı bir yüz bulunuyor. Ne gariptir ki oyunun bu sahnesinde de aynen bu ifade geçiyor: "maskeleri çıkaralım!" ...

Son olarak bu nano giysiyi üreten kişinin amacının "ölümsüzlük" olduğunu görüyoruz. Bildiğiniz üzere Rusların bununla ilgili bir yapay zeka çalışması var. Detaya girmeyeceğim, çünkü artık ne olduğunu biliyorsunuz (bkz. 2045 projesi). Bu çalışmalar 3.dünya savaşının sebebi olacak ve bize sahte bir savaş sebebi ile sahte bir uzaylı istilası hazırlayacaklar. Bu esnada nükleer silahlarla hasat edilenler (her zaman olduğu gibi) uyutulan sıradan insanlar olacak. Yani bizler :(

Bunun idrakine varabilmek için önce bilincin açılması ve bakış açısının genişletilmesi gerekiyor. (ercan aldan)

10 Eyl 2020 21:25 Güncellendi

07/01/2019

Kuraklık Yılları






15 Temmuz 2016 Bu tarihe dikkat edin. Büyük kaosun yaşanacağı Temmuz/Ağustos 2023 öncesi 7 yıllık durgunluk döneminin başlangıcı. Kutsal kitaplarda bu süre "kuraklık yılları" olarak geçer. Yıkımına karar verilen bir toplum 7 sene sürecek bir kuraklık/durgunluk dönemine sokulur (bkz. 2.Krallar 8/1, Yaratılış 41/30, Yusuf 48).

Her şey bir plana göre işliyor demiştim. Biz sıradan insanlar da bu planların bilinçsiz aktörleriyiz. Bu kartları takip edin. Sırada uzaylı istilası ve nükleer silahların kullanımı var (patlamada oluşan piramidin içindeki göze dikkat edin). 

Bunlar hep komplo diyenler gerçekleşen kartlara baksın ;)

https://medussa.net/illuminati-kartlari-ve-gerceklesen-olaylar-n191
9 Oca 2019 10:22

GÖKTEN İNENLER (?)

GÖKTEN İNENLER (?)

Kuran açısından bakılırsa cibril ve vahiy getiren melek ayrı kişilerdir. Mürselat suresinin ilk ayetlerinde (ve necm suresinin bazı ayetlerinde) bu ayırımı görebilirsiniz. İncil ve kurana göre vahiyler uzaydan (Orion'dan) gelmektedir. 50bin yıllık bir mesafeden. Cibril'in insan olma olasılığı yüksektir. Cibr, cebr= cabbar, zor, kuvvetli demek olup, el (iyl) tanrı demektir. Yani cibril=tanrının cabbar kulu demektir. Mikail ise kuranda mikyale olarak geçer. Anlamı ölçüyü tam yapan demektir. Kanatlı melekler dmt etkisi ile görülen sanal (sembolik) görüntülerdir. Cibril İncil'de Gabriel, Tevrat'ta Molek olarak geçmektedir (ilgili kaynaklarını daha önceki yazılarımda vermiştim)

Daha önce size uzaylı hikayelerine inanmadığımı ve sahte bir uzaylı istilası başlatabileceklerini söylemiştim. Şuan için halen bu ihtimalin yüksek olduğunu düşünmekteyim. Ancak 20.yy başlarındaki Tunguska'daki o meşhur patlamadan sonra yaşananlar ve Mehmet Akif Ersoy'un kaleme aldığı şu satırlar bana "acaba?" dedirtiyor :)

Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker! Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer. (Alıntı: Mehmet Akif ERSOY - Çanakkale Şehitlerine)

Şu husus benim dikkatimi çekti!

"Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer." ...

Hatırlarsanız Sadettin Teksoy bununla ilgili bir bölüm yapmıştı. İngiliz Norfolk Alayı'nın tepelerine bulutlar çökmüş ve askerler bu bulutun içine çekildi demişti. Tabi Teksoy muzip adam olduğundan bu konu pek dikkate alınmamıştı. Şimdi şiirin bu kısmında Akif'in söylediklerini, Teksoy'un o bölümde söylediklerini ve bu aralar bilhassa angaralıların dillendirdiği "atalarımız gökten inecek ve kötüleri temizleyecek" şeklindeki söylemlerini bir araya getirince insan şüphelenmeden edemiyor. Gerçekten gökten inenler olmuş muydu? Olmuşsa bunlar kimlerdi? İsa zamanında inenlerle aynı topluluk muydu? Nereden ve niçin gelmişlerdi?

Dikkat edersek dünya savaşları curcunası da bu tarihlerde yaşanmıştı ve savaştan sonra dünya genelinde birçok kitap, dergi, gazete ne kadar bilgi varsa hepsi yakıldı. Aynen Babil işgalinden sonra yaşananlar gibi, aynen İskenderiye kütüphanesine yapılanlar gibi.

Hitler gök cisimleri ve gökyüzü ile çok ilgilenmişti. Hatta bazı uçan daireler inşa ettirdiği, Ay'a gidip geldiği ve orada bir üs kurdurduğu hususunda sağlam deliller bulunmaktadır (https://youtu.be/2Zo4kU2erws). Armalarında taşıdığı svastika (gamalı haç) sembolü, eski türklerin kullandığı sembol ile aynıdır. Bu sembolün orijini yılandır. Önceki yazılarımda yılan=özgürlük simgesidir, ÖZ TÜRK'ün simgesidir demiştim. Almanlar ve Türkler'in dünya savaşına beraber girmeleri sanırım bir tesadüf değildi.

Yukarıda alıntı yaptığım mısraların hemen öncesinde;

Yaralanmış tertemiz alnından, uzanmış yatıyor, Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!

Denilmektedir. Yine o yazımda hilal=yılan=özgürlüktür demiştim. Özgürlük (yılan) uğruna ne güneşler batıyor? Gerçekten de böyle olmamış mıdır? ÖZ TÜRK'ler, sömürgeci ışıkçıların güneşini söndürerek savaşı kazanmamışlar mıdır?

Tüm bunları bir araya getirdiğimizde bir gök desteğinin olmuş olabileceğini ancak, bu desteğin nasıl ve ne şekilde çağrıldığını şu an için bilememekteyiz. Nasa yakın zamanda açılıp kapanan geçitler bulunduğuna dair haberler yapmıştı. Nasa'ya güvenmiyor olsam da bunca örneğin bir araya gelerek tesadüfen bir bağ oluşturabileceğine de pek ihtimal vermiyorum.

Bir gök desteği gelecekse bile umarım ışıkçıların (illüminati) tarafında değildir :)

7 Oca 2019 19:54

En çok okunan