test

👇 αklını özgür вırαk / çєmвєrín dışınα çık! 👉

07/01/2019

Kainat maddeyi/canlılığı Nasıl Yaratir?

Kainatta arabin hayalinde yarattigi bir Allah yada Rab yoktur.Elektromanyetik ve otede radyasyonlar girdabi icinde Gorunur ve Görunmez ISIK Evren vardir. Kendini gorunmez zeki hafıza barındiran (bilinc=ruh) isiktan maddeye indirgeyerek yaratir , madde elektrik tir , yani ışıktir ,kara delik radyasyonlarin dan olusur ,sizde ve herkeste olan dusunce bilinc enerjiden kendini surekli maddeye bedenlere manyetik yapisarak var eder..Goklerde niye elektrik olan simsekler yildirimlar var sanirsin ?..Kainatin en zayif en dusuk manyetik , en kucuk isik frekansinda goruntusu Elektriktir ! Elektrigin ust frekanslari Ölumsuz isiktir...Sizin hep var olan bilinc enerjiniz dir! (alıntı)

Ref :Beyond The Light Barrier

**********************************

Enteresan. Bu yazıyı okuyunca, yazarı tanımadığım ve yazılarını daha önce okumadığım halde, geçenlerde yazmış olduğum bir yazının (matrix, elektrik ve tanrı) bu düşünceyle paralellik içerdiğini görmek beni şaşırttı. Sanırım bilinçler açıldıkça mutlak gerçekliğe doğru yol alacağız. Bunu hissediyorum. Sonuçta herkes aynı gerçeklikte buluşacak ve birleşecek gibi sanki ...

7 Oca 2019 19:43

SİNSİ PLANLAR

 

SİNSİ PLANLAR ...

Amerika + İsrail ve İngiltere şer üçgeninin, Türkiye için belirlediği "böl, parçala, yok et" planında sona yaklaşılıyor. Plan büyük oranda başarıya ulaştı.

Yolsuzluklarını deşifre ettiler diye fetö/cia/amerika ile sahte bir düşmanlık ortamı yaratıldı, Bu sayede Rusya'nın tarafına geçildiği izlenimi verilebilirdi. İsrail ve Amerika için büyük bir engel gibi görünen (Rusya destekli) Suriye bölündü ve Türkiye'nin doğu sınırı boyunca yer alan bölgelerin temizlenmesi aşamasına geçildi. Dikkat çekmemek için bu görev Türk askerlerine verildi (PKK bahane edilerek). Plan içinde plan (bir taşla iki kuş). 80 senedir ele alınmayan koridor temizliği neden 2023 arefesine bırakılmıştır? Yada neden 5, 10 sene önce değil de bugün?

Çünkü doğu koridoru temizlenince Türkiye'nin doğu bölgesini, Büyük İsrail İmparatorluğu'na katmaları zor olmayacak. Ruslar bu plandan elbetteki haberdardır. İsrail'den, genişlemenin sadece Doğu Anadolu ile sınırlı kalacağı sözünü almış olmalı ki savunma moduna hemen geçmiyor. Yada tam olarak Büyük İsrail İmparatorluğunun kurulmasını bekliyor ve bunu yaparken de Türkiye'nin gerçekte hangi safta yer aldığını anlamak istiyor olabilir. Putin zeki adamdır, yaş tahtaya basmaz.

Tüm bunlar aslında planın son aşamasındaki "YOK ET" kısmının hazırlıklarıdır. Her ne pahasına olursa olsun 3.dünya savaşını çıkartacaklar. Dünya nüfusunu 500 milyona indirmek için bu savaşı bahane edecekler (yine bir taşla iki kuş vurmuş olacaklar). Zengin iş adamları ve zengin liderler hasat öncesi güvenli sığınaklara götürülecek. Tohum sandıkları zaten hazır. Ülkelerin aslında kimin safında oldukları önemli değil. Ellerinde kitle imha silahları bulunan ülkeler, bu silahları mutlaka kullanacak ve yeni dünyanın merkezi Büyük İsrail İmparatorluğu olacaktır. Kendilerine sağlanan finansal destek ve edinmiş oldukları haksız kazançlarla zenginleşen siyasi liderlere yeni dünya düzeninde bir statü verilecek ve her zaman olduğu gibi (belki de 100.defa) hasat edilen biz sıradan insanlar yani köleler olacaktır.

Onlar yeni dünyada (altın çağda) yeni krallıkların ve kendilerine düşen aslan paylarının hesaplarını yaparken, bizler "bu hengameden nasıl sağ çıkabiliriz"in hesabını yapacağız. Yalvardığınız tanrılar sesinizi duymayacak, çünkü taptığınızı sandığınız tanrılar da onlar idi. Bunu anlamanız için artık çok geç. Çöküş durdurulamaz.

(Sanmıyorum ama) umarım bir göktengriniz vardır ve bizim tarafımızdadır ve umarım bize yardım eder :(

http://bilgeturkhaber.com/sok-erdogan-dan-buyuk-savas-sinyali-2

7 Oca 2019 21:11

YENİ DÜNYA DÜZENİNDE "EBEDİ KÖLELİK"

 

YENİ DÜNYA DÜZENİNDE "EBEDİ KÖLELİK"

DİNLER (bilhassa İSLAM); Sıradan insanları her bakımdan (maddi, manevi) teslim alır ve elitlerin hizmetine sunmak için korkak/baskılanmış ve köleleştirilmiş bir toplum yaratır ve Firavun soyu kralların dünyayı daha rahat sömürebilmesi için onların hizmetine sokar. İslam kapitalizmin can damarıdır.

İSLAM; Teslimiyet dinidir. Bir tanrıya taptığını zannedenler, piramidin tepesindeki soylu yahudi krallara tapmaktadır. Yüksek vergiler ile insanların kanını emerler. İyice yoksul bırakılan halka dış borçlar bahane edilerek, yine kendi güçleri tarafından hasat edilirler. Bu geçmişte hep böyle olmuştu, yine böyle olacak.

Sıradan halk felaketlerin tanrıdan/tepeden geldiğini zanneder, oysa ki herşeyi yapan/planlayan piramidin tepesindekilerdir. Ol der olur, öl der ölürüz. Yeni dünya düzeninde bizden sonraki nesillerin işi daha da zor. Yapay zeka ile ölümsüzlüğü arayan Ruslar, milyon dolarlar harcadıkları (belki de finanse edildikleri) bu 2045 projesinde başarılı olurlarsa, yapay zeka+dna ve yapay fiziksel vücut sentezlemesi ile ölümsüzlüğü bulacak ve bu keşfini NEW WORLD ORDER'da ALTIN ÇAĞ'ı yaşayacak olan elitlere sunacaktır. Bunlardan biri David Rockfeller olabilir (bunun nasıl mümkün olabileceğine birazdan değineceğim). Sıradan insanlar ise dünya döndükçe, bu ölümsüz tiranların ebedi köleleri olmaya devam edeceklerdir.

Son günlerde yaptığım araştırmalar neticesinde, birbirine düşman gibi görünen Ruslar ve Amerika/İsrail'in aslında perde gerisinde iş çevirdiklerini düşünmeye başladım. Dünyadaki kapitalist zengin baronlar bulunup yok edilmedikçe Komünizmin bir esprisi yoktur. Çünkü bu durum, eşitlik ilkesine ters düşmektedir. Komünizm görünüşte herkesin eşit kazanca ve eşit haklara sahip olmasını öngörür ancak sistemin derinine indiğimizde ise "tek tip insan modeli yaratarak bir bakıma kapitalizmin ekmeğine yağ sürmektedir". Peki bunu niçin anlattım? Bir üstteki paragrafta Rusların yapay zeka projesine önem verdiklerinden bahsettim. Ruslar zeki insanlardır. Amerika; Cia, Mi6 ve Mossad'ın sayesinde, görünürde atağa geçmiştir ancak güç gösterilerinin birçoğu balondur, yalandır (bundan önceki yazılarımda Nasa'nın sahtekarlıklarından bahsetmiştim). işte bu yüzden Rusların 2045 projesini kendi çıkarları için kullanacağından endişe duymakta ve Elon Musk'a baskı yaparak dünyayı terketme çalışmalarını hızlandırmaktadırlar.

Yeni dünyada yapay zekaya hakim olan dünyaya hakim olacaktır. Belki de bin yıllar önce bu teknoloji zaten kullanılıyordu. Nuh'un ömrünün 950 yıl olması mecazi de olabilir gerçek de. Çünkü yapay zeka projesi ile bu ömür yaşanabilecektir. Zaten çizime baktığımızda tanrısal güçlerin düşüşe geçtikten sonra tekrar yükselişe geçeceğini görüyoruz.


Tabi yeni dünya düzeninden bahsedip de David (Davut) Rockfeller'dan bahsetmemek olmazdı. Ben onun cryonics tüplerine girdiğini (-ki bunun için yasal olarak öldüğünün açıklanması gerekiyor) ve aynen Bakara 259. ayetinde verilen örnekte olduğu gibi 100 sene sonra tekrar diriltileceğini düşünüyorum. Tabi şimdi siz o ayette geçen hadiseyi de görünmez arap tanrısının yaptığına inanırsınız ya neyse :)

Hemen altta linkini verdiğim videoda bunu kendisi de söylemiş zaten. "100.yaş günümde 200.yaş günümü kutlamak istiyorum". E para var çare var :)

https://youtu.be/jqz4_oioQac

Ekleme: İster yapay zeka olsun, ister cryonics olsun her iki yöntem de biz sıradan insanlar için epey masraflı :( Ebedi kölelikten kurtulmak için bu iki seçenek sizin maliyetinizi aşıyorsa, cesedinizi siz ölür ölmez hemen yakmalarını vasiyet edin. Hastaneden herhangi bir numune almasınlar ve sizi asla toprağa gömmesinler. Çünkü ezelden beri ellerinde, köle insanların dna'larını kullanarak yeni köle yaratacak teknolojileri var. Çünkü elitler asla kendi kanlarını/soylarını köle olarak kullanmazlar. Tabi bu önermeler çoluk çocuk sahibi değilseniz işe yarayacaktır, diğer türlü genetik miras yüzünden sizden sonraki tüm nesillerin bedenlerinde kendinizi yaşamaya devam edeceksiniz.

Yada son çare bu dünyadan kaçıp gitmenin bir yolunu bulun!

/ercan aldan/
7 Oca 2019 21:10

ORİON GEÇİDİ

Beni bilen bilir. Hem bilimi hem de dini sorguluyorum. Çünkü septiğim/kuşkucuyum. Her denilene inanmamak genlerimde var. 25 yıldır sürekli araştırıyorum/sorguluyorum. Son 1 senede, 24 yılda öğrendiklerimden daha değerli bilgiler öğrendim. %100 kanıtlanmış bilgiler olduğunu iddia edemem ama her yeni bilginin bilincimi daha da açıyor olduğunu ve dna'mda kodlanmış bilgileri açığa çıkararak beynimin kullanılmayan bölgelerini de etkilediğini fark ediyorum. Demem o ki siz de bu taktiği uygulayın. Soluduğunuz hava dahil herşeyi sorgulayın. Kendinizden önce yaşamış atalarınızın, yaşamış oldukları hayatın kodlanmış olduğu dna'yı, genetik miras sayesinde sizler de taşıyorsunuz. Belki de gerçek bilgiler sizin dna'nızdadır. Yeni bilgiler edinerek sizdeki bu bilgilerin açığa çıkmasını (dna'nızdaki bilgiler ile eşleşmesini) sağlayın. Belki sonuçta gerçekleri öğrenmek size acı verecek ama en azından yaşam amacınızı bilerek bu dünyadan ayrılacaksınız ve belki de buradan çıkış yolunu bulacaksınız/anımsayacaksınız.

Neyse çok uzatmayayım ...

Amos 5.8 Ülker ve Oryon takımyıldızlarını yaratan, Zifiri karanlığı sabaha çeviren, Gündüzü geceyle karartan, Deniz sularını çağırıp yeryüzüne dökenin adı RAB’dir.

Eyüp 38.31 “Ülker yıldızlarını bağlayabilir misin? Oryon’un bağlarını çözebilir misin?

Eyüp 9.9 Büyük Ayı’yı, Oryon’u, Ülker’i, Güney takımyıldızlarını yaratan O’dur.

http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/uzay/797112/NASA_dan_carpici_aciklama__Dunyanin_manyetik_alaninda_gizli_gecitler_var.html

Nasa'nın her söylediğine inanmadığımı söylemiştim ancak bu haberin doğruluk payı var gibi. Çünkü bunu destekleyen incil ayetleri var. Ha "doğruluğu bile net olmayan incili neden bilimsel bir bulguya delil olarak sunuyorsun?" diye sorabilirsiniz. Yukarıdaki açıklamada da belirttiğim üzere hem dini hem de bilimi sorguluyorum, bu yüzden hemen hemen tüm yazılarımda bu ikisinden örnek gösteriyorum ve kıyaslamasını da sizlere bırakıyorum. Böylece bilinçlerinizin açılmasına katkıda bulunuyorum. Sizler farkında olmasanız da bu tür kıyaslamalar sayesinde, ilgili konuyu araştırıyor ve aklınıza yatan açıklamayı mantıklı bulup kabul ediyorsunuz ve sabit fikirlilikten kurtulup (belki de) gerçeği bulmuş oluyorsunuz. Sonuç itibariyle gerçeklik olgusu da göreceli bir kavram ama en azından yanlışlığı ispatlanana kadar bu bilgi sizi aydın tutacaktır ;)

Hem bilim, hem de din (her daim) onların elinde/kontrolündedir. Kutsal kitaplarında (!) bahsettikleri bir şeyi bilim ile kanıtladık diyorlarsa, aslında bilin ki bu da onların planlarının içerisinde bulunan şeylerden biridir. Böylece zorbalıklarını aklamak için biz sizi her türlü uyarmıştık diyebilecekler.

Not: Bu aralar Orion'un uzaydaki bir bölgenin ismi değil de, Orhun anıtları olduğunu iddia ediyorlar. Genel anlamda uzaylı ırkların varlığına ben de inanmıyor, olan biten herşeyin biz insanlar tarafından vuku buluyor olduğuna inanıyor olsam da, orion'un orhun yazıtları olabileceğine de ihtimal vermiyorum. Hitler ile ilgili videoları izleyenler bilir. O bir ara bu işlerle çok uğraşmıştı. Yeraltında gizli üsler keşfettiğini, uçandaireleri onun ürettirdiğini, ay'a üs kurdurduğunu, üstün teknolojik bilgilere erişim sağladığını ve bununla dünyayı istila etmeye kalkıştığını, hemen arkasından Rusya (Tunguska'da) bir patlama meydana geldiğini (belki de bunu da almanlar yaptı) ve dünya savaşlarının da hemen akabinde çıktığını ve en sonunda da roswell olayının patlak vermesi vb. ... tüm bunlar, orion'a giden bir geçidin var olabileceğini gösteriyor ama tabi bunlar sadece bir tahmin "şimdilik ..." (ercan aldan)

7 Oca 2019 19:42

Tek Dünya Krallığı

 

"Tek tanrı krallığı" özgürlük getirmedi, "Tek dünya krallığı" da getirmeyecek. Demokrasi ile sahip olduğun özgürlükleri katlederek, tüm toplumu global bir kölelik çatısı altında toplayıp tümüyle, onların belirleyeceği kurallara göre yaşamaya zorlanacaksın. İtiraz edebileceğin ve hakkını arayabileceğin hiçbir mercii kalmayacak. Tümünü ele geçirmiş olacaklar.

Geç olmadan uyan! ve Cumhuriyet'ine sahip çık!

7 Oca 2019 21:10

Yapay Zeka SiRi




Buradaki resimlerde iphone siri'ye sorulan sorulara alınan cevaplar görülmektedir. Bu yazılım bildiğiniz üzere yapay zeka ile çalışıyor. Yapay zekanın konuştuğu kelimeler daha önceden veri tabanına yüklenen kelimelerdir. Ben, verilen cevaplardaki ilginçlikten ziyade, bazı kelimelerin bilinçli olarak veri tabanına eklenmiş olduğundan kuşkulanıyorum. Yani böyle yerler ve böyle kişiler var ki veri tabanına eklenmiş.

Mesela:

Dünyanın durduğu gün filmindeki insan formundaki uzaylının adı da Klaatu idi. Klaatu uzaydan gelen ve dünyayı biz insanlardan kurtarmak için hasat edileceğini haber veren bir elçi idi. Yani bizdeki NUH gibi. Ancak bundaki fark; hasat olacak olan tüm insanlık idi.

Ayrıca;

Apple/elma kutsal kitaplarda adı geçen yasak meyvedir. Göktanrıcı Yahudi Amerika/İsrail'in telefonunda böyle bir uzaylı isminin kodlanmış olması ve İphone'un bu simgeyi kullanmış olması bir tesadüf olabilir mi?

Aklıma gelen şu iki basit örnekle bile tüm evrenin hakimi olduklarını görmek/anlamak gerçekten üzücü.

7 Oca 2019 19:41

İSLAM ŞİDDET DİNİDİR. İŞTE SİZE KANITI!


İSLAM ŞİDDET DİNİDİR. İŞTE SİZE KANITI!

(Hem de kendi kitabı Kuran'dan ayetlerle)

******** (Muhammed Suresi 1-4)

الَّذِينَ كَفَرُوا küfürlerinde bilinçli olarak ısrar edip وَصَدُّوا alıkoyanların عَنْ سَبِيلِ yolundan اللَّهِ Allah’ın أَضَلَّ boşa çıkarmıştır أَعْمَالَهُمْ amellerini (1) وَالَّذِينَ آمَنُوا iman edip وَعَمِلُوا işleyenler الصَّالِحَاتِ salih amel وَآمَنُوا ve iman edenlerin ise بِمَا نُزِّلَ indirilene عَلَى مُحَمَّدٍ Muhammed’e وَهُوَ ki o الْحَقُّ hakkın ta kendisidir مِنْ رَبِّهِمْ Rabblerinden gelen كَفَّرَ örtüp-bağışlar عَنْهُمْ سَيِّئَاتِهِمْ günahlarını وَأَصْلَحَ ve düzeltip-ıslah eder بَالَهُمْ hallerini (2) ذَلِكَ işte böyle بِأَنَّ hiç şüphesiz الَّذِينَ كَفَرُوا küfürlerinde bilinçli olarak ısrar edenler اتَّبَعُوا uymuşlar الْبَاطِلَ batıla وَأَنَّ الَّذِينَ آمَنُوا ve hiç şüphesiz iman edenler اتَّبَعُوا uymuşlardır الْحَقَّ hakka مِنْ رَبِّهِمْ Rablerinden olan كَذَلِكَ işte böyle يَضْرِبُ açıklar اللَّهُ Allah لِلنَّاسِ insanlara أَمْثَالَهُمْ misallerini (3) فَإِذا لَقِيتُمْ öyleyse karşı karşıya geldiğiniz zaman الَّذِينَ كَفَرُوا küfürlerinde bilinçli olarak ısrar edenlerle فَضَرْبَ hemen vurun الرِّقَابِ boyunlarını حَتَّى إِذَا أَثْخَنتُمُوهُمْ sonunda onları iyice bozguna uğratıp zafer kazanınca da فَشُدُّوا artık sımsıkı tutun الْوَثَاقَ bağı فَإِمَّا مَنًّا ya bir lutuf olarak بَعْدُ bundan sonra وَإِمَّا veya فِدَاءً bir fidye حَتَّى öyle ki تَضَعَ bıraksın الْحَرْبُ savaş أَوْزَارَهَا ağırlıklarını ذَلِكَ işte böyle وَلَوْ يَشَاءُ eğer dilemiş olsaydı اللَّهُ Allah لَانتَصَرَ elbette intikam alırdı مِنْهُمْ onlardan وَلَكِنْ ancak لِيَبْلُوَ denemesi içindir بَعْضَكُمْ بِبَعْضٍ sizleri birbirinizle وَالَّذِينَ قُتِلُوا öldürülenlerin ise فِي سَبِيلِ yolunda اللَّهِ Allah فَلَنْ يُضِلَّ kesin olarak boşa çıkarmaz أَعْمَالَهُمْ amellerini (4)
******** (Muhammed Suresi 1-4)

Diyanet Meali:
47.1 - İnkâr edenler ve Allah yolundan alıkoyanlar var ya; işte, Allah onların bütün amellerini boşa çıkarmıştır.

2 - İnanıp salih ameller işleyenlerin ve Muhammed'e indirilene -ki o Rablerinden gelen haktır- inananların ise Allah günahlarını örtmüş ve hâllerini düzeltmiştir.

3 - Bu, inkâr edenlerin batıla uymaları ve inananların Rablerinden gelen gerçeğe uymalarından dolayıdır. İşte Allah, onların örnek teşkil edecek durumlarını insanlara böyle anlatır.

4 - (Savaşta) inkâr edenlerle karşılaştığınız zaman boyunlarını vurun. Nihayet onları çökertip etkisiz hâle getirdiğinizde bağı sıkı bağlayın (sağ kalanlarını esir alın). Artık bundan sonra (esirleri) ya karşılıksız ya da fidye karşılığı salıverin. Savaş sona erinceye kadar hüküm budur. Eğer Allah dileseydi, onlardan öç alırdı. Fakat sizi birbirinizle denemek için böyle yapıyor. Allah yolunda öldürülenlere gelince, Allah onların amellerini asla boşa çıkarmayacaktır.

Eğip bükmenin gereği yok. İslam şiddet dinidir! Bu ayetler kitabın (kendi içindeki) kanıtıdır.

İlk ayetlerde SAVAŞ kelimesi geçmez (parantezle zoraki ekleme yaparlar). Nasıl ki cennette kendilerine hediye olarak verilecek "genç oğlanları/gılmanları; genç hizmetçiler" olarak çevirmişlerse, bu ayetleri de o şekilde kasıtlı olarak yanlış çevirmişler ve meşru müdafaa haline dönüştürmüşlerdir. Oysa ki olay tamamen istila ve işgal ile ilgilidir; "İslamın işgalci ve istilacı yayılım politikası".

Aynı ayette "Kafirler/inkar edenler ve allahın yolundan alıkoyanların amellerini allah boşa çıkarmıştır" deniyor. Yani muhatap onlardır; "Kafirler ve Allah yolundan alıkoyanlar" ... kısacası "İNANMAYANLAR"dır. Hani Kafirun suresinde "lekum dinikum ve liye din - sizin dininiz size, benim dinim bana" şeklinde (güya) inanmama özgürlüğü tanınan kesimlerdir, yani "Savaş açanlar" DEĞİL, "İNANMAYANLAR"dır! Buraya çok dikkat edin, çünkü bu kısmı yanlış anlarsanız; İslam'ın adalet dini olduğu, doğru anlarsanız; İslam'ın istila ve şiddet dini olduğu ortaya çıkacaktır -ki evet doğrusu; İslam şiddet dinidir.

Zaten ikinci ayette, birinci ayetin neden-sonuç ilişkisi verilmiştir. "Allahın, muhammede indirdiğine inanıp salih ameller işlemeye başlarlarsa, rabbleri günahlarını örtecek ve hallerinin düzeltilmesine yardım edecektir" diyor. Yani zaten istesen de kendi iradenle bunu sağlayamıyorsun. Ayetlerin devamında ise "sizi birbirinizle deneriz" diyor. Şu işe bak! Deniyormuş. Kuluna şahdamarından yakın olan Tanrı (!), "kimin inanıp inanmadığı anlaşılsın diye birbirilerinin kellelerini kestirerek deniyormuş". PEH! Hani tüm insanları yaratan o idi ve rahmeti gazabını geçmişti? Bizler deney fareleri miyiz? Yoksa birer kukla mıyız? Sizi deniyoruz da ne demek? Kellemizi aldırttığı yetmiyormuş gibi bir de sizi deniyoruz diyor. Güler misin ağlar mısın?

Neyse aynı ayetin devamında "kafirliklerinde/inkarlarında ısrar edenler batıla uymuştur, yok edilmelidir" diyor. İşte savaşı başlatmanın bahanesi budur; "Batıla uymak!" (Batıl'ı; kendi gerçeklerine uymamak olarak kabul ediyorlar).

Tanrı Kuranda; hem "la ikrahe fiddini - dinde zorlama yoktur" diyor hem de "onlar sözüne inanmıyor diye kendini mi tüketeceksin?" diye telkinde bulunuyor ve buna rağmen batıla uydular diye savaş ve işgal için onlara yardım ediyor (?) Ohhh mis! Ne de güzel bir din :) Çelişkiler yumağı olan bir kitabın, aklî-mantıkî ve vicdanî emirler vermesini de bekleyemezdik zaten.

Zıtlık ilkesine göre ilerleyen tarihte, karşı tarafın batıla uyduğunu düşünerek, allahın indirdiğine inanmıyorlar diye savaş açmanın, kendilerine göre haklı sebepleri oluşmuştur artık. Çünkü onların inandıkları şey mutlak doğru olandır ve onların inandığı şeylere inanmayanlar (onlara göre) batıla uyanlardır. İstila ve savaşma bahanesi işte şimdi hazırdır. Ganimet, cennet ve kadın ödülleri de eklenince savaşmak artık farz olmuştur.

Artık onlar savaşa/istilaya başladığında "kellenizi hemen alabilirler ve/veya (daha varlıklı olanlarınızı) istila bitene kadar esir tutabilirler. İstila bitip harp sona erdiğinde de onlara fidye/rüşvet vermeyi kabul ederseniz sizi bırakabilirler (tabi halâ sağ iseniz). Nasıl olsa işgal tamamlanmış ve artık senin bir hükmün kalmamıştır. İşte İslam'ın yayılma politikası budur "kes, yak, yık, yok et!". Bunun devletler bazında uygulanış şekli ise; böl, parçala, yok et'tir. Bölmek için dini, parçalamak için siyaseti, yok etmek için ise silahlı güçlerini kullanırlar.

İslamiyet teslimiyet dinidir. Şeksiz, şüphesiz ve koşulsuz itaati emreder. İtaat edilmesi istenilen şey (din), akla ve mantığına ters olsa bile reddetme şansın yoktur. Çünkü zaten tüm doğrular (!) onlar için önceden belirlenmiştir. Sana düşen ise "işittik ve itaat ettik - semi'nâ ve eta'nâ" demektir. Demezsen kellen gider.

İşte bu dört ayeti "müslümanların kafir saldırılarına karşı meşru müdaafası olarak gösterirler. Alakası yoktur! Burada anlatılanlar tamamen IŞID'in anladığı ve uyguladığı İslam'ın ta kendisidir. Bu ayetlerin hiçbiri "size savaşanlara karşı siz de savaşın" demiyor. Çünkü bunu diyen ayetler başka ayetlerdir (bkz. 2/190) ve o konu ile bu konu farklıdır. O ayetler meşru müdaafayı anlatıyor amenna ama bu ayetler apaçık bir istilayı anlatıyor. Kim ne derse desin! İslam şiddet dinidir ve eğer TANRI SÖZLERİ (!) söz konusu ise bir yanlış tüm doğruları götürür. Bu böyle biline!

/ercan aldan/
7 Oca 2019 21:09

Mahşerin 4 Atlısı

 


"Dünyanın sütunu temelinden sarsıldı ve o ses, dünyanın sınırlarından doğru aynı anda duyuldu.” (Enoch, s. 150, bölüm 57, 2)

Zekeriya 9.14 O zaman RAB halkının üzerinde görünecek,
Oku şimşek gibi çakacak.
Egemen RAB boru çalacak
Ve güney fırtınalarıyla ilerleyecek.

Diyanet Meali:
27.87 - Sûr'a üfürüleceği ve Allah'ın dilediği kimselerden başka göklerdeki herkesin, yerdeki herkesin korkuya kapılacağı günü hatırla. Hepsi de boyunlarını bükerek O'na gelirler.

2012'de yaşanan doğal afetlerin maliyeti 160 milyar doları buldu.

http://www.trthaber.com/m/?news=felaketler-yili-2012&news_id=69466&category_id=4

Sesler mahşerin 4 atlısının habercisi mi? (bkz Vahiy 6:1-8)

1.at: insanları kutuplara ayıracak (köle ile eliti/efendiyi ayıracak ve bu süreç başladı)
2.at: ultimatomu/antlaşmayı sonlandıracak (2023-2024)
3.at: hasadın dışında tutulacak olan güvenli yerleri bildirecek
4.at: ile temizlik başlayacak.

Kutsal kitaplarda kıyamet öncesi boru/sur sesi olarak tarif edilen seslerin bunlar olması muhtemeldir.

Bazıları; "madem kıyım/hasat yapacaklar o halde neden uyarıyorlar" diye soruyor. Birincisi, hasadı yapan ile uyaranlar aynı tarafta değiller. Biri göktanrı tarafını tutan (ışıkoğulları/tanrıoğulları), diğeri iblis tarafını tutan (yılanoğulları), yani yahudi/müslümanlar ile hristiyanların fitilleyeceği yıkıcı bir savaş. Dünya savaşları bunun yanında çelik çomak oyunu gibi kalacak. Çünkü o zamandan bu zamana ellerindeki yıkıcı silahları daha da geliştirdiler. Griler, uzaylılar dediğiniz destekçi ordular, yani ay'daki, kutuplar ötesindeki kıtalarda ve yer altındaki üstlerden bu iki gruba destek için gelecekler. Bu curcunadan ve yıkımdan sağ çıkabilsek bile bizleri gördükleri yerde öldürecekler. Çünkü bu yeni dünya düzeninde, bu yeni dünya hayatında (ismin elitler listesinde yoksa) kaybedenlerdensin!

Not: "Dünyanın büyük bir radyasyon kuşağından geçerken oluşan sürtünmeden dolayı bu seslerin çıktığını" söylediler. Bu denli ses çıkartabilen bir radyasyon kuşağından geçen dünyada (o esnada) her ne hikmetse hiçbir şeyin zarar görmemiş olması da ayrı bir muamma :) ...

7 Oca 2019 19:37 güncellendi

MISIR KUTSALI GÜNEŞ Mİ, AY MI?

 

MISIR KUTSALI GÜNEŞ Mİ, AY MI?

Mısır tarihi ile ilgili yanıldığımız nokta şu olabilir, tepede olan güneş değil aydır. Ayın altında yılan başı var. Ay ve yılan kadının simgesidir. Güneş ise erkeğin simgesidir. Mısır tanrılarının güneş ile bağdaştırılması, erkek egemen bir toplum olduğunu göstermek için olabilir.

Eğer güneş zannettiğimiz aydan dağılan ışık, gerçek anlamıyla tasvir edilmişse bu; ayın bir tür kablosuz elektrik yaydığını ve Mısır'ın da bundan yararlandığını gösterir. Nitekim alttaki sütunların/meşalelerin bu kablosuz enerji ile aydınlandığı görülmektedir. Bu doğruysa Ay, Piramit ve Sfenks üçlüsü ile bir çeşit kombinasyon oluşturup aydaki enerjiyi çekip kullanıyor olabilirler ve burada piramit yada sfenks bir regülatör görevi görüyor olabilir.

Eğer sembolik anlamda tasvir edilmişse bu; annenin merhametinin, şefkatinin ve egemenliğinin herkesin üzerine yayıldığını gösterir (Firavunların ensest ilişki yaşadıkları ve yahudilerin de anacıl olmaları buna kanıt sayılabilir).

Eğer birinci ihtimal doğruysa Antik Mısır'da kablosuz elektriğin kullanıldığı %100 ispatlanmış olur.

Eğer ikinci ihtimal doğruysa, Antik Mısır'da erkek/güneş egemen bir hiyerarşi değil kadın/ay (yılan) egemen kraliçelerin yönettiği bir hiyerarşinin olduğu ortaya çıkar -ki bu da, tüm tarihin bize kasıtlı olarak yanlış aktarıldığını ve tüm bilgilerin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini gösterir.

/ercan aldan/
7 Oca 2019 21:08

Sistemin Kölesiyiz


 

Puf Olan Meteorlar (?)

Büyük gök taşlarının yeryüzüne düşmesi ile büyük çukurlar oluşur. Bunlara ise meteor krateri denir. Kraterlerin bir değişik biçimi de patlak çukurlar olup bunlara patlama krateri denir. Dairesel yada oval şekillere sahip olan bu tür kraterler en baştaki halinde yada sönmüş olan son bulduğu bölgelerde ortaya çıkar. Çukurların yamaçlarının dimdik ve çapları genelde 400-500 m arasında değişirler. Bazı krater göllerinin içinde su birikerek patlama krateri, gölleri meydana gelir. Türkiye’nin farklı farklı coğrafyalarında krater gölleri bulunur. Nemrut Dağındaki, Nemrut Gölü Türkiye'nin en büyük krater gölüdür (alıntı)

Şimdi bu krater gölleri iki şekilde oluşuyormuş. Biri yanardağlar etkisiyle diğeri de meteorlar sayesinde imiş. Hadi yanardağları (!) kabul edelim de, meteor kraterlerini nasıl kabul edeceğiz?

Eğer bunlar meteor hasarları olsaydı dünya şu ana dek bırakın milim yada santimi belki de metrelerce yörüngesinden sapmıştı. Ayrıca içinde demir ve ondan daha sert materyaller barındıran yüzlerce metre çapındaki bu meteorlar (!), düştükleri yerde koca bir delik açtıktan sonra puf mu olmuşlar? Çarpmanın etkisiyle yok oldu desek, bu kadar sert ve yoğun materyaller içeren bu meteorlar sürtünmeye maruz kaldığı halde erimemişler mi? Hadi erimemişler desek, (sürtünmeyle erimeyen bu meteorlar) çarpmayla nasıl toz olabilmiş? Bu çelişkiyi bana biri açıklayabilir mi? Hem böylesine devasa bir meteor göreniniz oldu mu hiç? Ben görmedim!

Sizlere sömürgeci kapitalist zorbaların ellerinde yıkım/dehşet silahlarının olduğunu söylemiştim. Çok tehlikeli silahlar. Tüm bu krater göllerini sayarak dünya üzerinde bu silahların kaç kez kullanıldığını bulabilirsiniz.

Masonların bilimine de güvenmeyin, dinine de! Bu dünyanın bir hapishane olmadığını, değerli varlıklar olduğunuzu size inandırmaya çalışıyorlar. Sermayeleri kesilsin istemiyorlar. Uyanıp kaos yaratmanızı istemiyorlar!

Not: Türkiye'nin en büyük krater gölü Nemrut imiş. Nemrut/ateşe atılma hikayesini bilmeyenimiz yoktur. SANIRIM BU BİR TESADÜF OLMALI (?) (ercan aldan)

https://nediyor.com/en-buyuleyici-15-krater-golu/


7 Oca 2019 19:37

Daha Gelişmiş Bir Teknoloji, Daha Gelişmiş Bir Evrim, Daha Gelişmiş Bir Kölelik


PGD ( prekonsepsiyonel genetik tanı ): Gebelik oluşmadan önce cinsiyeti yüzde 100 doğruluk ile belirleyen, en gelişmiş tanı testidir. Bu yöntemde, tüp bebek uygulaması sırasında oluşturulan, henüz rahme yerleştirilmemiş döllenmiş embriyolardan bir hücre alınarak kromozom yapısı incelenir ve cinsiyeti öğrenilir. Eğer embriyo istenen cinsiyette ise rahme yerleştirilerek gebelik oluşması sağlanır. Ülkemizde ve birçok ülkede, cinsiyetin belirlenmesi amacıyla kullanılması yasaktır. Sadece genetik geçişli hastalıkların taranması ve rahme transfer öncesi sağlıklı embriyoların seçilmesi için kullanılır (alıntı).

Gördüğünüz gibi dünyaya getirecek olduğumuz çocuklarımızın erkek yada dişi olmasını artık kendimiz belirleyebiliyoruz. Yapay dna'dan sonra yapay rahim yapıldığını da duyurdular. Kısa zaman içinde ne kadına ne de erkeğe ihtiyaç kalmadan bu dünyada bir hayat başlatılabilecek. Matrix'teki gibi yeni Adem'ler ...

Kutsal kitaplarda 2 benzer yaratılış hikayesi vardır. Biri Adem diğeri ise İsa. 2023'teki olası kıyametten sonra hangisi galip gelirse New World Order'in başına o geçecek. İkisinde de kitle imha silahları var. Yeni dünyanın yeni kölelerini de 3. yaratılış ile yaratacaklar. Tamamen yapay ortamlarda, tamamen yapay bir yaratılış. Kendi elleriyle kendi istedikleri şekilde (erkek-dişi), istedikleri sayıda köle yaratacaklar ve artık melezlemeye ihtiyaç da olmayacak. Yeni dünyada bunları gerçekleştirenler, yeni kölelerin allah'ı olacak. (ercan aldan)

7 Oca 2019 19:36

New Age

 

Bazı insanlar kan gruplarının zamanla kendiliğinden değiştiğini söylemekteler. Bununla ilgili karşılaştığım en mantıklı yorum, "âli ırk dışındaki diğer kan gruplarına sahip kitleler belirlenip, özel bir yöntemle zehirlenerek yok edilecek" oldu? Olabilir mi? Bence olabilir! Nitekim bu konu, Fringe dizisinde işlenmişti.

Kan yakıttır. İçtiğimiz su ve soluduğumuz hava, kanın oluşumuna etki eder. Tepemizde sabah akşam uçan chemtreails uçaklarından atılan kimyasalların yan etkilerinin neler olduğunu %100 hiçbirimiz bilmiyoruz. Hormonlarımızın işleyişi değişti. Daha sinirli, daha bilgisiz ve daha güçsüz hale getirildik. Cinselliği bitirdiler. Üremeyi durdurdular. Bir yandan da indigo çocuk projeleri ile muhteşem insanlar yaratmaktalar. Bundan birçoğumuzun haberi yok, çünkü bununla ilgili haberleri siliyorlar. Daha güçlü, daha zeki, daha dayanıklı ve daha çekici, tüm kodonları açık tanrısal güçlere sahip insanları New Age'de biz sefillerin nesillerini yönetsinler diye tepemize dikecekler. Sanırım Hitler'in yapmak istediği de buydu. (ercan aldan)

7 Oca 2019 21:05

GÖKTEN İNENLER (?)

GÖKTEN İNENLER (?)

Kuran açısından bakılırsa cibril ve vahiy getiren melek ayrı kişilerdir. Mürselat suresinin ilk ayetlerinde (ve necm suresinin bazı ayetlerinde) bu ayırımı görebilirsiniz. İncil ve kurana göre vahiyler uzaydan (Orion'dan) gelmektedir. 50bin yıllık bir mesafeden. Cibril'in insan olma olasılığı yüksektir. Cibr, cebr= cabbar, zor, kuvvetli demek olup, el (iyl) tanrı demektir. Yani cibril=tanrının cabbar kulu demektir. Mikail ise kuranda mikyale olarak geçer. Anlamı ölçüyü tam yapan demektir. Kanatlı melekler dmt etkisi ile görülen sanal (sembolik) görüntülerdir. Cibril İncil'de Gabriel, Tevrat'ta Molek olarak geçmektedir (ilgili kaynaklarını daha önceki yazılarımda vermiştim)

Daha önce size uzaylı hikayelerine inanmadığımı ve sahte bir uzaylı istilası başlatabileceklerini söylemiştim. Şuan için halen bu ihtimalin yüksek olduğunu düşünmekteyim. Ancak 20.yy başlarındaki Tunguska'daki o meşhur patlamadan sonra yaşananlar ve Mehmet Akif Ersoy'un kaleme aldığı şu satırlar bana "acaba?" dedirtiyor :)

Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker! Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer. (Alıntı: Mehmet Akif ERSOY - Çanakkale Şehitlerine)

Şu husus benim dikkatimi çekti!

"Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer." ...

Hatırlarsanız Sadettin Teksoy bununla ilgili bir bölüm yapmıştı. İngiliz Norfolk Alayı'nın tepelerine bulutlar çökmüş ve askerler bu bulutun içine çekildi demişti. Tabi Teksoy muzip adam olduğundan bu konu pek dikkate alınmamıştı. Şimdi şiirin bu kısmında Akif'in söylediklerini, Teksoy'un o bölümde söylediklerini ve bu aralar bilhassa angaralıların dillendirdiği "atalarımız gökten inecek ve kötüleri temizleyecek" şeklindeki söylemlerini bir araya getirince insan şüphelenmeden edemiyor. Gerçekten gökten inenler olmuş muydu? Olmuşsa bunlar kimlerdi? İsa zamanında inenlerle aynı topluluk muydu? Nereden ve niçin gelmişlerdi?

Dikkat edersek dünya savaşları curcunası da bu tarihlerde yaşanmıştı ve savaştan sonra dünya genelinde birçok kitap, dergi, gazete ne kadar bilgi varsa hepsi yakıldı. Aynen Babil işgalinden sonra yaşananlar gibi, aynen İskenderiye kütüphanesine yapılanlar gibi.

Hitler gök cisimleri ve gökyüzü ile çok ilgilenmişti. Hatta bazı uçan daireler inşa ettirdiği, Ay'a gidip geldiği ve orada bir üs kurdurduğu hususunda sağlam deliller bulunmaktadır (https://youtu.be/2Zo4kU2erws). Armalarında taşıdığı svastika (gamalı haç) sembolü, eski türklerin kullandığı sembol ile aynıdır. Bu sembolün orijini yılandır. Önceki yazılarımda yılan=özgürlük simgesidir, ÖZ TÜRK'ün simgesidir demiştim. Almanlar ve Türkler'in dünya savaşına beraber girmeleri sanırım bir tesadüf değildi.

Yukarıda alıntı yaptığım mısraların hemen öncesinde;

Yaralanmış tertemiz alnından, uzanmış yatıyor, Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!

Denilmektedir. Yine o yazımda hilal=yılan=özgürlüktür demiştim. Özgürlük (yılan) uğruna ne güneşler batıyor? Gerçekten de böyle olmamış mıdır? ÖZ TÜRK'ler, sömürgeci ışıkçıların güneşini söndürerek savaşı kazanmamışlar mıdır?

Tüm bunları bir araya getirdiğimizde bir gök desteğinin olmuş olabileceğini ancak, bu desteğin nasıl ve ne şekilde çağrıldığını şu an için bilememekteyiz. Nasa yakın zamanda açılıp kapanan geçitler bulunduğuna dair haberler yapmıştı. Nasa'ya güvenmiyor olsam da bunca örneğin bir araya gelerek tesadüfen bir bağ oluşturabileceğine de pek ihtimal vermiyorum.

Bir gök desteği gelecekse bile umarım ışıkçıların (illüminati) tarafında değildir :)

7 Oca 2019 19:54

MISIR'IN ELEKTRİK TANRISI (?)

MISIR'IN ELEKTRİK TANRISI (?)

İnanması zor gelebilir ama Mısır zannettiğiniz gibi ilkel değildi. Bizzat ileri teknolojinin kullanıldığı bir medeniyet idi. Çöllerin altında neler yattığını henüz bilmiyoruz. Sular altındaki Heracleion'un ise önceki azameti hakkında az da olsa bilgimiz var (https://www.ntv.com.tr/galeri/sanat/yuzyillardir-kayip-sehir-heracleionin-sirri-cozuluyor,GsWoFEf3VUSxdOUSX4Us_A). Mısır'ın, Sümerlerin devamı olduğu açık. Çünkü her iki medeniyette de köle-efendi sistemi var.

Zamanla tüm dini karakterlerin aslında Mısır medeniyetine ait olduğu ortaya çıkacak (-ki çıkmaya da başladı zaten: https://odatv.com/musa-aslinda-bir-firavun-muydu-1412151200.html). Akhneton'dan öncekiler sadece güneşi yaratıcı güç zannederlerken, bu kralımız/tanrımız biraz daha akılcı düşünüp, su güneş ve havanın kendi başına bir hayat yaratamayacağını keşfederek elektrik enerjisini ortaya çıkarmıştır. Yani "O", zamanının Tesla'sıydı diyebiliriz (https://youtu.be/rCJRsCjPaAc). Nitekim piramit içlerinde bununla ilgili çizimler bulunmuştu (http://www.gizemligercekler.com/eski-misirda-elektrik-kullanimi/). Ne var ki bu enerjiye/elektriğe bir isim vermemiş ve tanrı/ruh olarak bilinegelmiştir.

Belki de İbrahim Akheneton'un ta kendisiydi. Mısır rahipleri ile Firavunların arasının pek iyi olmadığını biliyoruz. Rahipler çok tanrılı dinlerden, tek tanrılı dine geçişi benimsemeyerek bir isyan (iç ayaklanma) çıkartmış olabilir. İşte ne olduysa bundan sonra olmadı mı zaten? Kabalacı ve mistikçilerin gazıyla dini mücadeleler tavan yaptı ve Mısır çöküş sürecine girdi ...

Büyük Piramit'teki Gantenbrink kapısının ardındakiler halka açılırsa ve şu Dendera Işığı'nın hangi firavun zamanında yapıldığı netleştirilirse, tezim %100 doğrulanacaktır.

Belki de elektrik kötü emeller için kullanılmaya başlanınca global çapta bir kaos yaşandı. Daha önce de söylemiştim "elektriğe hakim olan dünyaya hakim olur". Kutsal kitapların tümünde tanrı için ortak bir kavram kullanılır; "ışık/ışığı getiren". Yani elektriktir. Eskiden ziftli meşaleler ve zeytinyağlı lambalar kullanılırdı. Sonradan gazlı lambalar kullanılmaya başlandı. Ne zaman ki elektiriği kapitalizmin hizmetine soktular, artık bu gizli gücü gizlemenin de bir anlamı kalmadı. Hoş zaten "başka bir peygamber gelmeyecek" demeleri de belki bu yüzdendi. İnsanların artık bu gizemli gücün peşine düşmemelerini ve dikkatlerini başka taraflara yönlendirmelerini sağlamak için söylenmiş bir söz olabilirdi. Hikaye bu şekilde incelenince, kalıplar yerine oturuyor sanki.

Kur'an Nur suresi 35.ayette Tanrı (yani elektrik) için ilginç bir şekilde yağ lambasından bahsederken ayetin sonunda başka bir ışıktan daha bahseder (misal verir). "Nur'un alâ nur = Işık üstüne ışıktır" der. Yani önceki ışıktan daha kuvvetli bir ışık. Yani elektrikli lamba/bir çeşit ampul. (Kuran'ın Mısır Medeniyetini anlatıyor olduğundan daha önce bahsetmiştim).

Tüm kutsal kitapların aynı çağlarda, Mısır medeniyeti zamanında ve aynı coğrafyada ortaya çıkması bir tesadüf değildir. Tarih bize kasıtlı olarak farklı aktarıldı. Şimdi sabırla gerçek bilgilerin ortaya çıkmasını beklemekteyim (-ki çıkmaya başladı zaten :) (ercan aldan)

https://youtu.be/QYzb_wR1thQ
7 Oca 2019 19:52

En çok okunan